18 Ağustos 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

18 Ağustos 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yazı Çok Olduğu İçin Bugün Konamadı Cim Londos ile Kim güreşecek? (Baştarafı 1 inci sayfada) marlıdan bir revanş güreşi istemiştir. Fa- kat Dinazh Mehmet, bu-talebe — gülüyor, ve: — Şimdi, diyor, intikam almak sırası bende. Ben evvelâ Cim Londosla kozuma paylaşayım da onün hesabını sonra düşü- nürüm | Cim Londos Ne Vakit Gelecek? Biz dün, telefonla Atinada — bulunan Cim Londosu bulmak ve kendisiyle — gö- süşmek istedik. Fakat Yunan l min doğup büyüdüğü köye gitti dik. Onun yerine kardeşiyle görü ze dedi ki: — Cim Londos İstanbuldaki - Rumca gazetelerden birinin — muhabiriyle anlaş- Muştur. O, seçmeler neticelenir — neticelen- mez kendisine telgraf çekecek. Kardeşim bu telgrafı alır almaz hareket edecektir. Fakat siz henüz seçmelerinizi bitirmediği- niz için, şimdiden gelmeğe lüzum görmü- yor. Akrabalarını ziyaret etmek — üzere Argos köyüne gitti, Şimdi oradadır. Bahsettiğim gazetecide oradaki adre- #i de mevcuttur. Mülâyimin Bir Mektubu Malümdur ki, pazar günkü seçmeler, Yunan pehlivanı Cim Londosun karşısına çıkarılacak Türk pehlivanını ayırmak mak- sadile yapılmıştır. Fakat bu seçmelerden evvel, Adarehanelerini dolaşıp ta ulu orta — mey- dan okuyan bazı pehlivanları o gün mey- Handa göremedik. Dün, Tekirdağlı Hüseyin — pehlivanın kendisinden kaçtığını stadyomda hoparlör- le ilân ettiren Mülâyim pehlivandan bir mektup aldık. Mülâyim pehlivan bu mek- tubunda diyor ki: «— Tekirdağlı buraya seçmelere gir- mek için geldiğini — söylemişti. Halbuki, seçmelere iki gün kala, İzmitteki güreşleri bahane ederek ansazın sıvışıp gitti. Söyle- diğine göre, seçmelerin yapılıp yapılmıya- cağından emin değilmiş ve İzmite onun i« gin gitmiş. O ekmek parası için güreşirmiş de, İzmitteki güreşleri kaçıramazmış Çün- kü oradaki güreşleri kazanacak pehlivana (50) lira varmış. Fakat seçmelerin yapı- lacağı kat'ileşir de kendisine telgraf çeki- Brse, oradaki güreşleri bırakır gelirmiş. | — Seçmelerin yapılmaması ihtimali mevzuubahs bile olmamıştır. Bu — itibarla, Tekirdağlının bu husustaki şüphesi yersiz- dir. 2 — Tekirdağlının, ekmek parası için güreştiğini bahane etmesi de manâsız. O €kmek parası için güreşiyor da, biz şan olsun diye mi — güreşiyoruz! O ekmeğini güreşten kazanıyor da, biz Şişlideki apar- tımanlarımızın gelirini mi yiyoruz? 3 — Hetm mademki buradaki güreşle- vi kazanacağından emindi, para kazanmak için de İzmite gitmesine İüzum yoktu. Çünkü İzmüteki güreşleri kazanacak olan pehlivana (50) hira verilecekti. Halbuki İstanbuldaki seçmelerin galibi <150v lira alacaktı, Tekirdağlı enhil adamdır amma, «150» Branın, «50» liradan fazla olduğunu, ve Taksim stadyomunun İzmitten yakın oldu- Zunu bilemiyecek kadar değil — Vaziyet böyleyken, ve İzmitteki güreşlere girmek için evvelden verilmiş hiç bir sözü yokken, ne diye, oradaki (50) lirayı buradaki (150) liraya tercih etti.? 4 — Ve nihayet, kendisine seçmeler- den iki gün evvel iki tane telgraf da çe- kildiği halde neden kalkıp gelmedi? 5 — Ben kendisinin kaçtığını ilân etti- rişimi haksız bulduklarını söyleyenlere ce- vap vermek için bu mektubu yazmağa mecbur kaldım. Zaten Tekirdağlının — ka- çacağını, daha kaçışından Üç gün evvel söylemiştim. Siz de yazmıştınız.. Biz birbi- rimizi herkesten iyi — tanınız. Tekirdağ- h, Kızılcahamam seçmelerinden evvel de meydan okumuş gene kaçmıştı. Ankarada yapılan şampiyonluk gü- reşlerinden evvel de meydan okumuş- tu. Ankaraya da gelmedi. Bu sefer de ayni şeyi yaptı. Benim bildiğim, mey- dan okuyan pehlivan, meydana çıka - moyanı pehli_vnndıı. ı Biz meydanlarda, — süründüğümüz yağlar kadar ter dökeriz. Hüseyin van- ğren- ü gazete | | . . Resimli Makale | — Berlin olimpiyatlarının devamı müdde- TÜnce adı sık sık anılan bir atlet Amerikalı (rinci gelerek Amerika namına muvaffaki- yetler ve şerefler kazanan bu atlet, bir zen- lcidir. Fakat 26nci olması, onun — çalışıp |muvaffak olmasına ve olimpiyatlar - gibi beynelmilel bir müsabaka sahnesinde ken- dini gösterip bütün dünya matbuatını is- miyle ve resmile doldurmasına mâni — ol- mamişlır. Müfrit ırkçı olanlar bir aralık Ameri |ler yüzünden fazla mükâfatlar kazanmağa muvaffak olduklarını söyliyerek zenci at fakat bütün dedikodular, zenci atletler | muvaffakiyeti karşısmda sabun — köpüğü gibi sönüp gitti ve Amerika bu zenci at- letlerin gayretiyle de olimpiyat müsabaka- larını kazanan milletlerin ikincisi geldi. .. SON POSTA - B Liyakatin, kendini göstermesi — elverir. O- nun aşamıyacağı hiç bir engel, yıkamaya- Liyakat, mükâfatına muhakkak erer. |cağı hiç bir mânla yoktur. eee A G G A e (SÖZ ARASINDA |) Bir yağmur Tanesinin Sıkleti nedir? Almanlar yağ- mür — tanclerinin b sikletini — hesap 6 etmişlerdir. Bu Vi hesaba — nazaran :A)l her damlanın kut- Z ra 218 mili - (£© metre imiş ve sık- <—— leti de 130 mili -| ŞS gramı — buluyor -- YE muş, — damlalar bundan büyük ©- lamazlarmış, zira hemen ikiye taksim edilirlermiş. * Meğerse Dolfüs apandisitten ölmüş Viyanada Dolfüsün — ölümünün ikinci senci devriyesi taziz edilmiştir. Dolfüsü Avusturyalı Hitlercilerin - öl- dürdükleri malümdür. Fakat son za - manlarda siyaset değişip de Avustur- yalılar Almanlarla dost olunca, şim - di her hangi bir Avusturyalının ağzın- dan bu suikaste ait tek bir kelime du- yamazsınız. Avusturyalılar: — Dolfüs apandisit ihtilâtından öl- dü, demektedirler. * * Kadınların Idare ettikleri şehir Kadınlar dünyanın yalnız bir ye » rinde hâkimiyeti tam manasile ele ah mışlardır. Bu yer Slovakyada Svese- lice şehridir. Belediye reisi kadındır. İki muavini kadındır, belediye meclisinin azasın- dan 12 si kadındır, posta telgraf mü - dürü kadındır. Erkek ölan yalnız pa - pazla istasyon memurü vardır. tilâtörlü — matbaalarda: — «Şampiyon |benim!» diye dolaşır. Bence o, «mey- dan okuma şampiyonu»w dur. Pehlivan Y -i HERGÜN BİR FİKRA Kasabın kedisi Vak'a hakikidir. Hstanbulun en işlek bir — çarşısında, Bayanın biri et almak üzere Eğinli bir Kasap, onun istediği eti vermek üzere, çengelde asılı bir koyunun ya- nıma yaklaştığı srada, Bayan: — Ondan istememi. Onu demin- den kedi yaladı: Diye itiraz edince, kasap, kemali ciddiyetle: sen de, Bayan!. dedi; ta- sa ettiğin şeye bak! Dükkünda başka et yok değil ki, kedinin bunda gözü kalal, Ş eeei İçinde siyasetten Bahsedilemeyen Yolcu gemisi Amerika ile Avrupa arasında işle- yen vapurlardan birinin salonunda ka- binelerinde şu lâvha vardır. «Vapurun içinde siyasetten bahset- meyiniz» Kaptan ve gemi mürettebatı bu işe ehemmiyet verirler ve kimsenin siya- setle meşkul olmasına meydan bırak- mazlar bunun sebebi şudur: Siyast adamlar başlarını dinlemek istedikleri zaman bu gemiyi tercih et- mektedirler. Dünyanın tanınmış dev- let adamları bu vapurla Amerikaya giderler ve Amerikadan gelirler. Şir - ket bu yağlı müşterilerini kaçırmamak için, vapurda siyasetten konuşmayı menetmiştir. * Bir saatta, dünyada nekadar telgraf çekiliyor ve nekadar moktup veriliyor? Yapılan hesaplara nazaran günün bir saatinde 1141 milyon posta kutusu olacağı güne kadar kendisine son sö -| ve kişeşinden 25 milyon dolarlık pul züm budurl Bir ohıyunııııı yazıyor : Sordum : — Kaç para, — 7T0 kuruş. l İSTER İNAN İSTER İNANMA! Te mere l — Ben İstanbula gideceğim! diye biletleri geri uzattım. | — Hepsi bir! dedi. — Nasıl hepsi bir ? —Caddebostanına gitsenizde 17,5kuruş, Köprüye gitsenizde 17,5 kuruş. — Nasıl olur? — Bizde mıntaka farkı yoktur. Bu mantıksızlık beni o kadar şaşırtmıştı ki söy- liyecek söz bolamadım. Biletleri cebime sokarak “Pazar günü gezmek üzere çoluk çocuğu top- layarak Bostancıya gittim. Orada canım denize gir- mek istedi. Fakat mevcut mini mini plâj bozması çok kalabalıktı. Bir de baktım karşıdan iskeleye vapur geliyor. Haydi dedim şu vapurla cadde bos- tanına geçivereyim. Ne kadarcık yer. Vapurla beş dakika sürer, sürmez. Bilet de pek pahalı olmasa gerek. Hemen koşar adım iskeleye gittik. Cüzdanımı çıkararak gişeye yanaştım ve memura “dör bilet!,, dedim. Memur derhal biletleri zımbalayarak uzattı. Adamcağız iş fazlağından şaşalamış olacaktı. İSİER İNAN satılmakta ve o kadarlık mektup dün- vapura girdim. tanc- H Liyakatın mükâfatı B Belki bütün Vapurda birden aklıme geldi. Memur gene in- saflı adammış. Ya “Bizde mmtaka farkı yoktur., diye benden Bostancı- Caddebostanı mesafesine Bos- tancı - köprü mesafesinin parasını isteyeceğine Bos- İzmir mesafesinin parasını isteseidine yapardım!,||dererek Adisababada ikameti ve Ü, İSTER İNANMA! eee lenrelele eee eee ganşa |ÜK Sözün Kısası Anzavur İspanyada E Talu u zaktan İspanya vakayiine nazaf edenler, eğer mütarekenin. kıl)'ı kara günlerini hafızalarından — silme miş iseler, orada çarpışan kuvvetl mukayese eden her birine bir ad koy” makta zahmet çekmezler. " Meşru Madrid hükümetinin siyi temayülü ne olursa olsun, mukaddef Akıbeti ne şekil alırsa alsın, ben onuff mücadelesini, vaktiyle bizim, «kuvar yı inzibatiye» denilen irtica çeteleriylt savaşmamıza benzetirim. Böyle bir savaşın ne demek — oldur. ğunu biz Türkiye iyetçi herkesten iyi biliriz. Yabancı milletler ri birbirine katan hiç bir mııhud: bunun kadar güce gitmez, acı gel gı N engeller, bütün mânialar onun karşısında eğilir ve erir, ve onu şeref şühikasına yük- seltir. Bir tarafta vatan ve millet kaygısı, kir ve kanaat — salâbeti, öte yat para âşkı, ikbal ve mevki ihtirast.d bunlar karşı karşıya gelir, ve ikincitl ilkini imhaya yeltenirse, burun önün! de gönül sızlar, şuur ve vicdan isyafl Taş devrinde Insanların Ş z Hepsi solakmış O mütareke - tenelerinde bu aciğl 4 Âlimler — taş|biz de tatmiş, vicdan ve şuurumuzul bu isyanını biz de duymuştuk. v Ve bizim için, o vakitki — hain bit ğ padişahın, hiyanet ordusunun geçirip üzerimize — saldırdığı Anzavutf adındaki habis o gündenberi bizint için bu kabil şenaat kıhmııınlıımlİ. sembolü olarak tanındı. : Biz, ordusunu yerin dibine geçirdiğ' ten sonra, Anzavurun da başını >like i, gitti. İ geberdi, gi Hı 4 devrinde — yaşa » Yyan insanları tet- kik — ederlerken tetkiklere göre o zamanın — insan - ları hep çolakmış. Ve o zamana ait bütün eşya ve a- letler gözden geçirilmiş, hepsinin — sol ellere göre yapıldığı anlaşılmıştır . / * Pul kadar gazete ve bir kart- Postala sığdirilan kitap 1900 senesi sıralarında Meksikada bir gazete çıkmıştır. i kıt'ası bir pul büyük! Gene Fransız saatçilerinden Mösyö Kerchenblat, bir kitabı ufak bir kart -|- postal üzerine kopye etmiştir. Kart ancak pertavsız ile okunmaktadır. Kartın bir sayfasında 275 satır var - dır. Mösyö Kerchenblat bu işi iki ay- da yapmıştır. Şimdi görüyoruz ki onun ruhu mi İspanyada hortlamıştır. Acırız, onunla pençeleşmeğe mec * bur olan İspanyollara. Eğer, kendile * rinde, bizde vaktiyle tecelli eden inafit cı ve enerjiyi bulurlarsa, geç ve güç di olsa hakkından gelebileceklerdir. Zira monarşist devletlere mahsus 0* lan «kuvvet hakka galiptir!» düsmtî hiç bir zaman hakikat olmamıştır! Ğİ ŞAĞA e ..——-.—.—-_.._——.—A_ Güpegündüz soyulan fırın! (Baştarafı 1 inci sayfada) narak soyulduğu hakkında bir havar dis çıkmıştır. Ayni gazete, sabah A sekizde yapılan bu soygunculuğ failinin Hulüsi isminde biri olduğun! ve Hulüsinin fırıncı Nurinin 1500 rasını aldıktan sonra, kapıyı kilitleyt rek kaçtığını yazmıştır. Bu vak'a .f mamen hayal mahsulüdür. Mesele "' tam 2.750.000 kişi ölmüştür . :xıîiuhhvî:d:':ci?ıl:e:ılî. börçlü arasi 4| Senede 400 ile 500 yüz arasında Dün akşam Emniyet Ditektörün : zelzele kaydedilmekte — ve - bunlarin İğek, aldığımiz bir tezkerede de vak'üf dört vey öt yaneşi beşeriyet için fe-| ,, gazetenin yazmış olduğu şeki Haket'ölmakll, cereyan etmediği bildirilmektedir. a yî):lîi—oî;y—mıhıdır. Em.nîyek Direktörünün — tezkerf' 7 Yine yapılan bu hesaplara nazaran ?;)8/936 siiük. Haker ilör bir saatte verilen telgrafların miktar -İğik sayfasında Cerrahpaşa ları da İl1d milyonu bulmaktadır. ci üzülüde bir Ğ ati * Zelzeleler çoğaliyor Doktor A. M. Heron herkesi mera- ka ve endişeye düşürecek bir tetkik - te bulunmuştur. Bu tetkike nazaran dünyada zelzelelerin miktarı artmak - tadır. Son iki asır zarfında zelzeleden iyorum, Bostanına | geçen fırıncı Nuri ile Hulüsi bir Kd halkından ve ailece tanışık olup |(kavga etmişlerdir. Mesele bundan iberet *Habeşi bi | Habeşistanda çete harP! (Baştarafı 1 inci sayfada) iyli güzarı bugün — sefaret mcmuvh'üaî birlikte Cibutiye hareket etti. Ş'ıh.,ııfl Türkiye sefarethanesi —memur Tt q dan kimse kalmamış bulunuyor. kiye maslahatgüzarı Türkiye tel İ hî;myeıini İtalya hükümetine bu'l:’*a İ ve Mareşal Grazianiye bir mektup A& | sababadan hareketi esnasında gö$i€ len teshilât yüzünden teşekkür etm

Bu sayıdan diğer sayfalar: