6 Eylül 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

6 Eylül 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İzmir sergisinde Pavyonlar arasında bir müsabaka yapılsa birinciliği rakya pavyonunun alacağı muhakkak sayılıyor. İstan- bul pavyonu da en çok gezilen pavyonlardan biridir İzmiz sergisi önünde kalabalık İzmir 3 (Hususi muhabirimizden) — On binlerce voltluk elektrik ışiğının aydınlattığı İzmir fuarında gece cidden hefis oluyor. Fuarın iki geniş antresin- den geçip gelen ziyeretçi kitleleri, ken- dilerini, bol ışıklı bir nur şehrile kulak- ları dolduran coşkun muziğin — içinde buluyorlar. Birbirine yakın radyoların değişik lisanları da buna ilâve edilirse, insan kendisini beynelmilel bir mec- Tisin toplantı salonunda sanıyor. Fran- Bızca, İn; e, Almanca, İtalyanca, Arapça, Yunanca ve sair lisanlarla ko- Duşan ziyaretçiler yukarıdaki hesabın tricindedir. Fuarın havasını beynel- Milelleştiren ilk tesir de işte budur. Geçen yıl İzmir fuarını gezen bir zi- Yaretçi hiç değilse bir, iki defa tamdiğı slere tesadüf edebiliyordu. Bu yıl v sahası bir kaç misli genişlediği için © imkan keybolmuştur. Bittabi arka- daşlarını kaybedenler için fuarda bu- Tuşmak da büyük bir tesadüfe bağlı. Fuarda en büyük işi gören hopar- Törlerdir. Çocuğunu kaybeden ana ile, #nasını kaybeden çocuk doğru soluğu komite pavyonunda alıyorlar ve sani- Yeler içinde hoparlörler fuar — sahası içinde çın çın ötüyor y _Bu suretle bir gece içinde on beş, Yirmi çocuğun kaybolduğu ve bulundu- Bu vakidir. * Siyasi dostlukların millet - ferdleri Üzerinde aşıladığı tesiri anlamak için fuarda yarım saat dolaşmak kâfi.. Yu- Han ve Sovyet pavyonlarını ziyaret €denlerin sayısı bu dostlukların derece- Sini kolayca ifşa ediyor. Ziyaretçiler »Tunan pavyonunda uzun müddet kala- tak meşgul oluyorlar. Vaziyet Sovyet pavyonu için aynidir. “Yakın ve — büyük Hostumuz Sovyetlerin sanayi sahasın- daki muvaffakiyetleri gıpta ile değik yakın bir samimiyetle ve zevkle Beyrediliyor. Misir pavyonunun üzerinde dalga- lanan bayrağın bize çok yakın oluşu bu pavyondan ziyaretçileri eksik etmi- Yor. Panayırımıza iştirak eden — dost Gevletin idarecileri bu sıcak ve samimi n ciddi surette memnüniyet ?üncriyorlnx. Ziyaretçilere Türkçe ve ©gilizçe izahat veriyorlar. Bu yıl denilebilir ki panayırın en gü- ve cazip pavyonu Sümerbank tara- n vücuda getirilmiştir. Türk mi- — Bunu duydum da, doğ- :ummıııoliııılhııııılın marlarının , Türk dekorasyon mühen- dislerinin iki ay içinde meydana getir« dikleri bu eser öğünülecek kadar gü- Şzel olmuştur. Sümerbank pavyonunun hazırlanmasında gösterilen bu bezeniş iyi mal kadar iyi reklâm ve iyi propa- gandanın da ehemmiyetini açığa vuru- yor. İzmir — halkının — temayüllerini çok güzel ölçmesini bilen ge- neral Kâzım Dirik, Fuar nosunda daima gülen çehresile rastla- dıklarına Trakya pavyonunu tavsiye ediyor. Ancak teklâm edilen — yalnız Trakya pavyonu değildir. Çok sayın general tavsiyesini şu cümlelerle ta- mamlıyor: — Yalnız Trakya pavyonu size tam fikir veremez. Herhalde «bizim şaşa- landa uğrayın. Gezerken - terliyecek - siniz. Bizim şaşal yorgunluğunuza bi- ltbll_ 'dll . Şaşalı unutmayan general bu tavsi- yesile hâlâ İzmirli olduğunu açığa vur- mak suretile İzmirlilerin alâkalarını çe- kiyor. Fakat muhakkak olan bir şey varsa, o da şudur: İzmir generalı unutmadı. Eğer vilâyetler paviyonları arasında bir müsabaka yapmak icabetse Trakya paviyonu yüzde yüz vilâyetler şampi- yonluğunu kazanacaktır. Trakya pavi- yonuna ayak aâtan bir ziyaretçi orada bir göçmen zevki, bir Dirik enerjisi ve Edirnenin sıcak yüzünü görüyor. Dört ayrı paviyonun birleşmesile büyük bir ada üzerinde beton arme ©- larak yükselen Trakya paviyonunda bütün bir Trakyayı görmek mümkün dür. Bu paviyondaki grafiklerden öğ- reniyoruz ki Trakya çok hızlı çalışıyor. Köy iktısadiyatına verilen kıymet bü- yüktür. Zaten bu paviyonda başka bir şey göreceğimizi Üümit etmiyorduk. Çünkü Kâzım Drik Trakyalıdır. İstanbul Ticaret Odası paviyonu, İz- mir fuarının en çok ziyaret edilen ve beğenilen paviyonlarından biri olmuş- tur. Günde 25-30 bin kişi bu paviyonu ziyaret ediyor. Pek kısa bir zaman i - çinde hazırlanan İstanbul Sanayi mü - esseselerinden bir çoklarının son daki- kada temin ettiklern nümuneler teş - hir ediliyor. Her şeye rağmen Türkiye- nin biricik sanayi şehri olan İstanbul İzmir fuarına daha geniş mikyasta iş- Bu paviyon geniştir. Hazırlanışı, | gazi -| SON POSTA Soruyoruz: Az çalışanın çok çalışandan fazla para ulmasının bebi nedir ? ahkesirde oturan bir okuyucu - muz, mütekald teğmen Süruri Ermete üzerinde durulması el - zem bir meseleye temas ediyor. Bu oküyucumuz bir amele ile ko - nüşürken öğrenmiş ki ayda 20 liraya kadar ücret alan bir işçi muvazene, buhran ve saire gibi vergilerle mükellef değildir. Fa- kat tesadüfen bir gece yevmi - yesine veya mükâfata istihkak kesbedip te ücretinin yekünu 20 lirayı beş öon kuruş geçti mi, der- hal mükelleflerin sırasına girer ve aylığından 420 kuruş — vergi kesilir. Bu takdirde fazla çalıştı - ği veya mükâfata istihkak kes - bettiği için kazancı artacak yer - de eksilir, eline 20 Jira ile kü - suru değil, fakat 15 lira ve kü - suru geçer.» Okuyucumuz: — Az çalışanın çok çalışandan faz- Ia para almasının ne hak prensip- || — terine, ne de tablat ve iktısad ka- nunlarına uygun olmadığı düşün- cesindedir. Biz de bu düşünceye tebean: — Kanun mademki 20 liraya kadar olan ücretleri vergiden haric bı - rakmıştır, o halde 21 lira alanın vergisi sadece,20 lirayı geçen (İ) lira üzerinden kesilmek icab e - der, diyoruz ve soruyoruz: — Buğünkü tatbik şeklinde acaba kanun yanlış tefsir edilmiyor mu? Soruyoruz Bir izdivaç rekabeti Fakılı (Hususi) — Kara Semir kö - yünden Mehmet ayni köyde ikamet e- den Âyşe isminde bir kadınla evlen - mek istemiştir. Ayşe Mehmedin bu tek- lifini kabul etmemiş ve bir müddet sön- ra Abdullah isminde birile izdivaç et- miştir, Bu halden muğber olan Hiehmet Kanlıcadan tütün getirmekte olan Ab- |dullahın önünü kesmiş ve dövmek is - temiştir. Abdullah Mehmedin bu taar- ruzuna mukabele olarak silâh istimal etmiş ve Mohmedi kurşunla üç yerin - den yaralamıştır. Vak'adan Fakılı jendarma kuman - danlığı haberdar olmuş ve suçluyu der- hal yakalıyarak müddelumuniliğe tes- lim etmiştir. Yaralı da tedavi altına a- tınmıştır. Sivasta bir suçlu yakalandı Sivas (Hususi) — Pınarbaşında Me - tiye köyünden Reşad Reşu bundan bir müddet evvel 60 yaşındaki İbrahimin yolunu keserek atını zorla almış ve ih- tiyarı da yaralamıştı. Zabıtaca uzun bir araştırmadan sonra suçlu yakalan - müş ve adliyeye verilmiştir. ee lli Mardinde konferans salonu Mardin (Hususi) — Hususi idare tarafından yaptırılacak olan konfe- rans salonunun inşasına yakında baş- lanacaktır. Salon çok büyük olacak, bündan sonra verilecek bütün konfe - rans ve toplantılar bu salonda yapıla - caktır. tezyinalı cidden güzeldir. Ancak bu güzellik İstanbulun sanayi hareketle - rini canlandıracak kadar şâmil değil- Diyor Ki: Hasan Bey — Güzel, fa - zevkinin canlandığını gös -| kat kaç tane kahyve kapan - teriyor.. l _.Bıh,h.-:ıuL muş acaba? Sayfa 5 — Yurtda 30 ağusfbs zafer — bayramı K m Ka g4 a Üstte, genel kurmay başkanı şçnlikleri T 5 AŞ yi Boyabatda tegahürata iştirak edenler 'Tokat (Hususi) — 30 ağustos zafer bayramı burada coşkun tezahüratla kutlulanmış, genel kurmay başkanı General Fevzi Çakmağın bir kaç gün evvel şehrimize teşrifleri hatırası da tezahüratın parlaklığı için vesile teşkil etmiştir. Şehrin her tarafı elektrikle tenvir edilmiş, gündüz geçit resmi ya- pılmış, söylevler verilmiş, Atatürk hey- keline çelenk konulmuş, ordu evinde bir balo verilmiştir. Sivasta Sivas (Hususi) — 30 ağustos Zzafer ve tayyare bayramı münasebetile coş- kun tezahürat yapılmış, fener alayları, |milli oyunlar, balolar tertip edilmiştir. Göymükte Göymük (Hususi) — Zaler bayramı burada 14 yıl evvel bugün için çarpı- şanların içden gelen tezahüratı ile kut- lulanmıştır. Halkevinin temsil kolüu A- |kın piyesini temsil etmiştir, Mardinde Mardin (Hususi) — Zafer bayramı gündüz ve gece sabahlara kadar devam eden tezahüratla kutlulanmış, hava ku- rumu menfaatine ordu evinde mükel- lef bir balo verilmiştir. Boyabadda Boyabad (Hususi) — 30 ağustos za- Kızılcahamamda Pehlivan güreşleri Sey hamamlarında Püryan ayı başladı Kızılcahamam (Hususi) — Tayyare bayramında Kızılcahamam — tayyare kurumu menfaatine bir pehlivan gü - reşi tertip edilmiştir. Bu güreşe bir çok pehlivanlar iştirak etmiştir. Tahminen on bin kişilik bir seyirci kitlesi önün- de güreşlere başlanmış, başa, Tekir - dağlı Hüseyin ile Afyonlu Süleyman çıkmıştır. Güreş on üç dakika sürmüş, netice- de Hüseyin, Süleymanı yenmiştir. Bu güreş kısa, fakat çok çetin olmuş, Afyonlu Süleyman Hüseyin pehlivan için güreş esnasında (gaddarca güre - gşiyorsun) diye bağırmıştır. Kazada bu aylarda en eğlenceli ha- yat başlamaktadır. 30 ağustos bayram- ları büyük bir sevinçle kutlulandığı gibiPüryan ayı ismi verilen toplantı - da bu ayın başlarında yapılmaktadır. Püryan ayı Sey hamamında kurulan bir kebap pazarıdır. Bu kebap hususi olarak açılan küçük kuyularda pişiri « lir. Püryarcılar, evvelâ toprağı küçük bir kuyu gibi açarlar, sonra içine ke - babın yağınt toplamak için bir tepsi o- turturlar. Ve kuyunun kenarlarına so- kulmuş çiviler üzerine temizlenmiş ko- yunlar koyulur, sonra bu kuyunun üstü iyice örtülür. Etrafı çamuria sıvana - rak kebabın buğusu çıknıyacak şekle getirilir, sonra üstüne ateş yakılarak kebap pişirilir. Bu kebap çok lezzetli- dir ve havalide sade bir ay zarfında pi- şirildiği için her taraftan kafile kafile köylüler gelir. Şarkilar ve rakıslarla eğlenilir. u Karamanda havalar soğudu Karaman (Hususi) — Şehrimizde, iki gündenberi havglar bozulmuştur. Âdeta kış gelmiş gibidir. Çiftçi yeni yıl ekimine başlamış bulunmaktadır. fer bayramı her senekinden daha par- lak kutlulandı. Asker alma şubesi önün- de yapılan merasimde ordunun kıdem- siz genç subayı namına yedek asteğmen * — Ekrem Vural bir söylev verdi. Ona jan- darma komotanı mukabelede bulun- du. Öğrenciler tarafından da manzu- moeler söylendi. Hava kurumu önünde — bava kurumu başkanı müftü Hakkı Dağlt bir söylev verdi. Mütcakiben Atatürkün cümhuriyet halk partisine ve İsmet İnönünün Halkevine gönder: dikleri imzalı fotografileri merasimle tâlik edildi. Çocuklar tarafından yine Atatürk ve İsmet İnönü manztimeleri okundu, Ge- ce burada bulunan İstanbul operet hey- eti tarafından hava kurumu menfaatine bir temsil verildi. Geyvede Geyve (Hususi) — 30 ağustos zafer bayramı Geyvede büyük tezahüratla kutlulanmıştır. Sabahleyin erkenden halk, mektepler, jandarma müfrezesi Cumhuriyet meydanında toplanmıştır. Merasime hep bir ağızdan söylenen İs- tiklâl marşile başlarımış, bundan sonra muhtelif kimseler nutuklar söylemiş - lerdir. Büyük Önder Atatürke tâzim telgrafları çekilmiştir. Mardinde bir cinayet Mardin (Hususi) — Burada bir ci- nayet olmuş, Palâs oteli sahibi Abdü- lâziz, karısı Münire ve çoluk çocuğu avludaki tahtta yatarlarken, sabaha karşı damdan atılan büyük bir taş par- çası, Münirenin kafasına gelmiş, cze- rek öldürmüştür. Taşın kimler tarafından atıldığı he- nüz anlaşılmamıştır. Tahkikata devam edilmektedir. Hadiseler? a İstanbul susuz kalacak Dostum dalgındı. — Ne düşünüyorsun? Dedim; — Fena, diye cevab verdi, kışın halimiz yaman! — Kışım kömür mü bulamıya - ğız? — © ciheti bilmem.. Su bulamıya- cağız.. — Su mu bulamıyacağız? — Evet, İstanbulda içmek için su bulunmıyacak. Terkos muslukları akmıyacak. Vakıf çeşme suyu kuruyacak. Yağ- mur yağmıyacak. — Fal mı baktın. Yoksa rüya mi ördün? — Ne fal baktım, ne de rüya gör- dürm, bir gazetede okudum. — Tuhaf şey ben de bugün bütün gazeteleri okudum amma böyle bir yazı görmedim. — Al oku! Elime verdiği gazetede, gösterdiği serlevhayı okudum: «Bu kış süt buhranı olacakmış.r «İnek ve mandıracılar böyle iddia ediyorlar.» Dostum bu yazının manasını şöy- le tavzih etli: — Su bulunsa süt bulranı olmaz. «İstanbulda süt buhrani olacak» de- mek, İstanbul susuz kalacak; süt di- ye satılacak kadar bile su bülunmı- yacak, demktir. n İ Tokafl ılarla birlikte, ortada Afyonda, altta

Bu sayıdan diğer sayfalar: