8 Eylül 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3

8 Eylül 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sayfa 3 İspanya ve Fransa Fransız Başvekili “ Ademi müdahale mukavelesi imzalandıktan sonra hiçbir devlet, İspanyaya yardım etmemiştir. Biz de verdiğimiz sözü tutacağız,, diyor Paris, 7 (A.A.) — M. Blum, Luna 'ark'ta yapılan sosyalist toplantısında, nya işlerine müdahale etmemenin €n iyi yol olduğunu söyledikten sonra iştir ki: — Biz bu teklifi, yakınlığı ve va - imliği gözümüzden kaçmıyacak olan beynelmilel ihtilâtların önüne geçmek in yaptık. Arzumuzun hilâfına ola- tak geçen müddet zarlında başkaları ileri beslemeye devam ederken, biz elleri bağlı bulunuyorduk. İşte sizleri de bizim gibi elemlendi - Ten şey budur. Şimdi vaziyet nedir? atime göre, beynelmilel mukave- in kabulündenberi, sözünü bozan ir tek hükümet mevcud değildir. Va- Ziyetimizi ve imzamızı bozmaklığımız İsteniyorsa, dün olduğu gibi bugün de Vereceğim cevab şudur: Hayır.. imza- Mıizi, geri almak cesaretini görterme- m bozmak istemiyotuz. Hölen, Av- Tupada neticelerini tahmin etmek zor “_[lll bir buhran tevlid etmeden, başka türlü hareket imkânsızdır. M. Blum, bir sosyalist veyahut pro- erya hükümetinin değil, bir kova - lisyonun şefi olduğunu kaydediyor ve diyor ki: «Halk cephesi kontratosiyle her şe- yi halletmiş değiliz, fakat İspanyada ademi müdahale mukavelesini Sovyet- ler Birliğinin de imzasını taşımıyor mu? Halk cephesi partilerinden biri, müş- terek taahhüde aykırı hareket ettiği- mize hükmederse, mukaveleden rücu neticesini çıkaracafız.. B. Blum, dostlarının, hükümetin hattı hareketinin zayıf olduğunu söy- lemelerine razı olmıyacağımı bildiriyor ve: — Zira, diyor, Cumhuriyetçi Fran- sanın şerefini bozabilecek hiç bir şeye muvafakat etmiyeceğim ve onun mü- dafaasını temin için hiç bir şeyi ihmal etmiyeceğim. Fakat, milli şerefin ya- pıcı unsuru, onun Mmüsalemet azmidir. Memleketim, emniyetini ancak yardım ve silâhsızlanmada bulacaktir, Tesanüd hissini hiç bir zaman unut- mıyacağım. Fakat yurdseverlik hissiya- ftının meş'um addedilen bir anlaşmaz- lik için tahrikini asla müsamaha ile karşılamıyacağım, Harbi bertaraf etmek için her şeyi yapacağım.» 'Spanyada âasiler bir (Baştarafı 1 inci sayfada) l'"vetleıiıı âsilere karşı yapılan taar- şehir daha alıyorlar lerle örtülmüş bulunuyordu. Âsiler, Guadeloupe kalesini işgal etmişlerdir. Tuzlar neticesinde 25 kilometre ilerle- | Bombardımana fasılalı suretle devam eri bildirilmektedir. Bir şehir daha düşüyor H'llduye, 7 (AA.) — Havas mu- h.b_l“ bildiriyor: Âsiler Sen Sebastien'e karşı yap - Makta oldukları tanrruz en şiddetli dev- Tesindedir. Ciddi bir mukavemet gös- en yegâne nokta, Trincherpe istih- idır, Bu istihkâm, hükümetkuv - ,'f*lcıi tarafından son derece tahkim e- ilmiş olan Pasajes Sanjuan'a hâkim- ve hükümet kuvvetleri general Mo- & kıtaatının ileri hareketini fecir vak- tindenberi şiddetli bir bambardıman i- Z karşılamaktadır. Bununla beraber &- T, mahsüs derecede ilerlemeğe mu- Vaffak olmuşlardır. Hâlihazırda Sen stien yolunu ateş altında bulun - irmakta ve şehiri pek yakında işgal klerini ümit etmektedirler. Saat 13.30 da yollar, âsilerin nakliye vası- ediyorlar. İhtilâlcilerin mühim bir muvaffakiyeti Seville, 7 (ALA.) — General Guei- po de Llano, bildiriyor: Albay Yague'nun kumandası altın- da bulunan ihtilâlci kuvvetleri, Taleve- ra mıntakasında 10 kamyon, iki zırhlı otomobil, 30 erzak ve mühlmmat araba- Sı, 2 tayyare zaptetmiş ve 100 kişi esir etmişlerdir. General Valera, Malaga'nın şima- linde hükümet kuvvetlerini dağıtmış, 120 Milis esir almış ve bir çok harp malzemesi ele geçirmiştir. Hendaye, 7 (A.A.) — Bir hükümet tayyaresi, bu sabah Foutarabie — üze- rinde uçmuş ve 12 bomba atmıştır. Kurşuna Dizilenler Barselon, 7 (A.A.) — Geçen cuma günü halk mahkemesi tarafından mah- küm edilen kumandan Jose Nikuel ile mülâzım Amadon ve Orduengo kurşu- 1, top bataryaları ve otomitralyöz-|na dizilmişlerdir. Almanyanın müttefiki sayılan Lehistan tekrar Fransa ile anlaştı h& (Baştaralı 1 inci sayfada) etmektedir. Bu müzakereler ve varılan netice- lr etrafında sıkı bir ketumiyet izhar esine rağmen iki memleketin mü- —hlxmaı âit mühim kararlar verildiği Ve mevcut ittifakın daha ziyade takvi- edildiği anlaşılmaktadır. N:nrü müzakerelerinde — varılan en Z netice, bir aralık Almanyaya te- ğyüı eder gibi gösterilen Leh siyase- !'l tekrar Fransaya teveccüh etme- hı.:"i'“e imza edilen anlaşmanın mü- Bu esaslar ihtiva ettiği muhakkaktır. anlaşmanın bilhassa Orla Avrupa h..lellerini alâkadar edecek ahkâmi da Hiva ettiği söylenmektedir. Bunun en bariz delili bugün topla- © Nazırlar meclisinde — beynelmilel Oldi Yet hakkında M. Delbos'un vermiş Uğu izahattır. ı.ha" izahatında M. Delboas, Leh gene- hin:*ydz“ın vermiş olduğu - teminata kimi den, Leh - Çek hududunda istih- Tay âr inşa etmek plânının Miş terkedil- Olduğunu da bildirmiştir. “ü beyanat, uzun müddettenberi n ve Çekoslovakya — arasında Bün, t gerginliğin tamamen zail oldu- — M göstermektedir, Leh «Pat» ajansı neşrettiği bir teb- liğde, General Rydz'in Paris ziyareti- nin mühim bir muyvaffakiyet teşkil et- tiğini bildirdikten sonra şu lefsirlerde bulunmaktadır: «Generalin Fransız hükümeti baş - kan ve azalarile şahsi teması, Lehistan tarafından hiç bir zaman tereddütle karşılanmamış olan Fransız-Leh itti - fakının yaşadığını tesbit ve müşahe - deye imkân vermiştir. General, Fransız âkitler tarafından Lehistan noktai nazarının büyük mik- yasta anlaşıldığını görmüştür. Fransız. larda müsbet neticeler elde - edilmesi arzusu görülmekte idi ki, bu hal, Lebli misafire karşı yapılan hüsnü kabul ha- vasile birlikte, iki devlet — istiklâlinin hususi menfaatleri dairesinide karşılık- h olarak tanınmasi esasına dayanan görüşmelerde müsbet bir neliceye var- masına hizmet etmiştir. İmza edilen anlaştınanın metni hak- kında iki tarafta büyük ketumluk mu- hafaza edilmektedir. İki tarafın müte- hassısları anlaşma metnin? tashih için çalışacaklardır. Bununla beraber, gerek pratik anlaşmanın ve gerek tatbik tar- zinin, Leh siyasasının ana hattını de « ğgiştirmiyeceği şimdiden söylenebilir.» Başvekil Londraya gidecek İngiltere Kralı Majeste Edvardın şehrimizden ayrılırken Başbakanımızı Londraya davet ettiğini-yazmıştık. Dün gece Londra radyosu bu seyahat hak- kında yeni haberler vermiş, İsmet İnönünün bu daveti memnuniyetle ka- bul ettiğini, pek yakında İngiltere pay- tahtına hareket edeceğini bildirmiştir. Fransız Başvekili İstanbula gelecek Fransız Başvekili Leon Blum'un teş- rinievvelin on beşine doğru şehrimize geleceği haber verilmektedir. Başvekile Hariciye Nazırı M. Delbos'un da refa- kat etmesi muhtemeldir. Fransız ricalinin memleketimizi zi- yareti münasebetile Fransızların meş- hur Normandi vapuru da limanımıza gelecek, Fransanın Türkiye — sefiri tarafından gemide büyüklerimiz şere- fine bir ziyafet verilecektir. Selânikde — Türk paviyonu Müsabakalarda viyonu- muzun birinciliği kazana- cağı muhakkak sayılıyor Atina, 7 (Hususi) — Selânik bey- nelmilel sergisine bu sene Almanya da geniş mikyasta iştirâk etmiştir. Türk paviyonu bu sene de büyük bir alâka uyandırmıştır. Sergi açıldık- tan sonra veliaht ve başvekil General Metaksas ilkönce Türk paviyonunu zi- yaret etmişler, konsolosla paviyon şefi Baha tarafından karşılanmışlar - dır. Veliaht ve Başvekil paviyonun her tarafını gezmişler, teşhir edilen Türk mallarını tetkik etmişlerdir. Veliaht paviyon şefi tarafından verilen izahatı büyük bir dikkatle dinlemiş, ve gör - düğü mükemmeliyetten memnuniyeti- ni izhar etmiştir. Bu seneki Türk paviyonu çok mü - kemmeldir. Paviyonlar arasında yapı- lacak müsabakada birinciliği kazana - cağı muhakkak addedilmektedir. Türk gazetecilerinin Yugos lavyada tetkikleri Belgrad, 7 (Hususi) Majeste Kral Piyer'in yıldönümü şenliklerinde bulunmak üzere buraya gelen Türk gazetecileri şerefine matbuat umum müdürlüğü tarafından bir çay ziyafeti verilmiştir. Gazeteciler ziyafetten son- ra Başvekil tarafından kabul edilmiş - lerdir. Mülâkat gayet samimi olmuş - tur: Türk gazetecileri, bundan sonra, müteveffa Kral Aleksandr'ın mezarına çelenk koymuşlardır. Gazeteciler ya- rın Yugoslavya dahilinde bir tetkik se- yahatine çıkacaklardır. Samuel Haore Kıbrısta Londra, 7 (A.A.) — Deniz Bakanı Sir Samuel Hoare dün Kıbrıs'a varmış- tır. b Dnnyı_liisiklot şampiyonu Bern, 7 (A.A.) — Yol üzerinde 145 kilometrelik dünya bisiklet şam - piyonluğunu İsviçreli Buhvalder ka - zanmıştır. Suriyenin birliği H avas ajansının verdiği haberlere göre Suriye ile Fransa arasında tesbit edilen muahede ayın dokuzun- da imza edilecektir, Muahedenin iki memleket arasın- daki bütün meseleleri hallettiği ve Su- riyenin mandadan istiklâle kavuşinası için 3 senelik bir intikal devresinin ka- bul edildiği ilâve ediliyor. Bu müddet zarfında Lübnan, ve Cebelüddürüzün Suriye ile birleşmesi temin olunacak ve bu suretle Suriyenin milli vahdeti tahakkuk ettirilecektir. Suriyede en iyi tesir bırakacak e- sas, memleketin üç sene zarrında muh- telif parçalar halinde yaşamaktan kur- tulması olacaktır. Çünkü halihazırda Suriye dört dev- lete ayrılmış bulunuyor. Bunlar Lüb- nan, Aleviler ve Dürziler cumhuriyet- leri ile Suriye cumhuriyetidir. Esasen küçük bir memleket olan Suriyenin böyle dört parçaya ayrılması ve bu parçalardan her birinin kendine göre! ayrı idarelere tâbi olması, memleket içinde büyük bir hoşnutsuzluğa sebep oluyordu. Bu yüzden Suriyenin her ta- rafında Suriye birliğini müdafaa eden fırkalar doğuyor ve bunlar her fırsat- tan istifade ederek, milli davalarını i- lerletmeğe uğraşıyorlardı. Yeni muahedenin bu ayrılık devri- ni kapamayı temin etmesi ve Suriyeyi gene birleştirmesi, hiç şüphe yok ki, Suriye halkını memnun edecektir. Ol- sa olsa Lübnanda bazı unsurların bu vaziyete muhalefet etmeleri ve Lübna- nı, müstakil Lübnan cumhuriyeti na- mile Milletler Cemiyetine sokmak iste- meleri çok muhtemeldir. Fakat bunla- yYın mühim bir kuvvet teşkil etmedik- leri anlaşılıyor. Muahedenin askeri ahkâmı hakkın- da verilen malümat Fransız askerleri nin Suriyeden azar azar çekileceğin- den ibarettir. Suriye gazetelerinin verdikleri ma- lümata göre Fransa, biri Aleviler, di- ğeri Dürziler memleketinde olmak ü- zere muvakkat birer askeri üssülhareke bulunduracak, beş sene sonra bunları da Suriye ordusuna bırakacaktır. Suriyede yerlilerle yabancılar ara- sındaki davalar muhtelit mahkemeler- de görülmektedir. Muahedenin bu me- seleyi de hallederek bütün davaların yerli mahkemeler tarafından görülme- sini temin ettiği, yalnız bir müddet i1- çin yerli mahkemelerde, Suriye hükü- meti tarafından tayin olunacak Fraı sız âzanın da bulunacağı - bildiriliyor. | Muhtelit mahkemeler, yeni muahede- nin tasdikından sonra ilga edilecektir. Suriye muahedesi İngiltere - Irak ve İngiltere - Mısır muahedelerine çok benziyor. Türkiye ile Suriye arasındaki me- selelerin Pariste g lüp kararlaştı- rıldığı haber verildiğinden bunların na- sıl hallolunduğunu anlamak için mua- hedenin metnini beklemek icap ediyor. Müthiş bir kaza Bir yarış otomobili 8 kişiyi öldürdü, 20 kişiyi yaraladı Londra, 7 (A.A.) — Otomobil tari- hinde kaydedilen en mühim kazalar- n biri dün Şimal İzlandasında bey- nelmilel bir turizm kupası koşuların- da vukubulmuşstur. İngiliz Çembers'in otomobili 160 kilometre sür'atle gi- derken ahalinin arasına girmiş, 6 kişi derhal ve iki kişi de hastanede ölmüş- 20 yaralı vardır. î ' AAĞARIK AYT LACAMINAND CLMMCEM D CEM . 3 M. Titüleskonun çekilişi ve muhlelif fikirler omanya Hariciye Nazın M. Ti- tülesko'nun, bir kaç gün evvel ta- dile uğrayan yeni Rumen kabinesinir. dışında kalması, günün, bilhassa ehem- miyet verilen siyasi bir hâdisesidir. Bu hâdise, bir kısım matbuâta göre ve bu matbuatın bilkassa rengine göre bir kayıptır. Sulh için bir kayıp, diğer bir kısım matbuata göre ise bir kazanç- tır. Sulh lehinde bir kazanç. Uzun seneler Ramanya bariciyesi- ni kudretle idare eden M. Titülesko- nun sulh davası için bir kavıp olduğu- nu iddia eden gazeteler, umumiyetle Romanyanın ittifakına dahil bulundu- ğu memleketlerin gazeteleridir. Fransa, Sovyet Rusya vesaire gibi.. Onun siyaset sahnesinden uzaklaş- ması münasebetiyle hasıl olan kazancı ballandıran matbuat ise, bilhassa Al manyanınkidir, Alman gazeteleri, bu küsufu, âdeta bir «hâdisei mukadde- se» şeklinde tasvir eylemektedirler. M. Titülesko'nun iş başından ayrıl- ması münasebetiyle verilen tafsilât da işayanı dikkattir. Bir İngiliz gazetesine göre, Rumen Nazilerinin şefi, bundan bir müddet evvel Berline bir seyahat yapmış. Almanyadan döner — dönmez Rumen Kralı tarafından kabul edil - miş. Berlinde iken M. Hitler tarafın - dan bir kaç defa kabul olunan bu zat, Hitlerin, Kral Karola hitap eden bir de hususit mektubunu hâmil — bulunuyor: muş. Bu mektupta, Almanya, M. Titü- leskonun Romanya hariciyesini idare ederken, buna kattığı şahsi paydan şi- kâyet ediyormuş. Ayni zamanda, M. Titülesko'nun, Kral Karol'un siyaseti hakkında, muhtelif Avrupa merkezle- rinde ve devlet adamlarile birlikte yaptığı tenkitler de bu mektubun baş- hca muhtevasını teşkil eylemekte i- miş. Bu iddiaların ne derece doğru oldu- ğunu tayin etmek güçtür. Mükmündür ki M. Titülesko bazı İngiliz gazetelerinin iddia ettikleri gi- bi Kral Karol hakkındaki zebandıraz- lığına kurban gitmiş olsun; ve gene Mmümkündür ki Romanya kabinesi üze- rinde muhtelif münasebetlerle — şahsi nüfuz ve tesirini güsteren bu mümtaz diplomat, son zamanda, sıklaştırdığı |bu tazyikların tahammülsüzleşen ağır- lığıyla beraber sürüklenmiş bulunsun Bütün bu ihtimalât arasında göze çar- pan realite şudur: Son zamanda, Avrupa siyaset sah- nesinde Cermen ve Fransız diplomasisi arasında, iki muhtelif noktada sikı bir düello cereyan etmekteydi. Bunlardan fir tanesini Fransızlar kazanmış görü- nüyorlar ki bu muvaffakıyet, İspanya hâdiselerine karşı umumi - bitaraflığın teminile tahakkuk etmiştir. Diğer mücadele, Romanyanın Fran- sa ile olan müşareketi etrafında ce - reyan ediyordu. M, Titülesko bu mü- şareketin müşahhas bir timsali idi. Ka bineden açıkta kalması, hiç şüphesi: Alman diplomasisinin bir muvaffakı yeti sayılabilir. Bu itibarla, Avrupa si yaset sahnesinin son iki düellosu; alâ kadarların birer zaferile ve binnetice berabere kalmalarile sona ermiştir. Şimdilik puvanların savisı farksız- dır. Mücadele diğer sahnelerde de de vam ettiğine göre, bakalım, hangi ta- raf, galibiyeti cle geçirecek Selim Ragıp 'ok, sağa baktı İltifat yok, nihayet,.. I I İki ahbap çavuşlar * a hat Silky

Bu sayıdan diğer sayfalar: