14 Eylül 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

14 Eylül 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

6 Sayfa İspaııya isyanında kurban olan ilk * Heyecanlı sahneleri film film operatörü bir çok sinemacı x * e almak istiyen genç bir tehlikeli maceralardan sonra mitralyöz kurşunlarile öldü ?" Ki < Madrid'de halkı paniğe uğratan bir tayyare bombardımanı — esnasında şehir c addeleri İspanyada patlak veren kanlı ihtilâl esnasında sinema âlemi de bir kurban | vermiş ve Jose Eskandel adında bir film operatörü vazife başında ölmüştür. Es- kandel bir aktüalite filim şirketinde o - peratörlük yapmakta idi. O sırada İspanyada ihtilâl kopunca cereyan edecek kanlı hâdiseleri filme çekecek kimseler yoktu.. Bunu filme çekmek Eskandel için büyük bir mu- vaffakiyet olacaktı. Tabil Eskandel fır- satı kaçırmadı. 18 temmuz akşamı Mad- ridden cenuba giden son trene - bindi. Pozade istasyonuna vardığı zaman ar- tık trenin ilerlemesine imkân kalma - mıştı. Pozade karma karışıktı. Yollar- da halk birbirini vuruyordu. Eskandel çaresiz hemen trenden in - di, o sırada bir kamyon Seville'e mü- teveccihen hareket ediyordu, delikan- h, makineler omuzunda ve koltukların- da, derhal bu kamyona atladı. İspanyanın bu taraflarında nizam ve intizam kalmamıştı, otomobilin arka « gsından ateş ediyorlardı, ve otomobil - dekiler de karşılarına çıkanlara göre, ya faşist, yahut ta komünist olarak yol- larıma devam edebiliyorlardı. Bu tehlikeli vaziyet uzun sürmedi. Nihayet kamyon bir pusuya düştü ve şoförde vuruldu. İsyan mıntakalarının €en hararetli yerlerine muhakkak süret- te girmek lâzımdı, bunun için Eskan: de hiç tereddüt etmedi. Şoförün yeri - ne atladı ve otomobili sürmeğe başla- di. Harp mintakası olan Giraldaya mu - hakkak yetişmek lâzımdı. Filhakika yetişti ve derhal de filim çevirmeğe başladı. Hâdiseler o kadar bol ve çoktu ki fi- limler bitti ve yeni bobinler almak lâ- zım geldi. Hemen Toblada tayyare meydanına koştu ve bir tayyare kira - lamak istedi. Fakat tayyare münaka - lâtı tatil edilmişti. O sırada talih yüzü- pe güldü, bir İngiliz seyyahi Lizbona tayyare ile gidecekti. Eskandel kendi - jsin yalvardı. — Beni de beraber götür, dedi, sey- yah muvafakat etti. Ve beraberce Liz- ittiler. ik bu ya... Tam ta; reden ine- cek zaman filim şarjörleri açılır ve Eskandelin büyük iziyetlerle aldığı harp sahneleri boşa gider, andel çok mütcessir olur. gören İngiliz. — Hadi, der dönelim. Bunlar tekrar Tc derler. Geri geldi A Bunu yya avdet e - zaman bir de âsilerin elinde, ta- tayyaresini >şebbüsler- ) sini kurtarır, kurtarır âam- ma, bir daha da İspanya topraklarına inmemeğe karar verir, Eskandel ile beraber oradan ayrılır- lar. Madridin üzerine geldikleri zaman seyyah: — Hadi aşağı atla, der ve Eskandel paraşütle aşağı iner. Hayli maceralar- geçiren Eskande! artık şöhretin peşine düşmüştür. Mu- hakkak muvaffak olmak sevdasındadır. Şeytan dürter, tekrar ateş hatlarına |döner, Saragos cephesinin her tarafını idolaşır Meridaya gider. Meridada da müthiş harp ile karşı - laşır, Âsilerin en güzide askerleri olan Faslılar harekete geçmişlerdir. Şebir- de müthiş bir boğuşma vardır. Eskandel durur mu, derhal makine- sine sarılır ve bu acı boğuşmaları fil - me almağa başar. O sırada birdenbire nereden geldiği belli olmiyan bir mitralyöz yağmuru za- vallıyı da biçiverir. Binbir tehlikeden kurtulan Eskandel nihayet kör kurşunlarla mesleğinin aşkı uğruna feda olur. Filimler ziyan ol- mamış, orları bulup sinemalara gön- dermişler, Şimdi dünyanın her tarafın- da bu meraklı sahi Müş. eler gösteriliyor - örün işirmeğzeee e aa | ÖNÜL İŞLERİ Okuyucularıma Cevaplarım Eskişehirden - bir mektup — aldım. Bu mektubun altıma imzasını koyan Bay Ali Resat benden yazısının ay- Ben basılmasını istiyor, Hatır — için haydi isteğini yerine getireyim, fa » kat bu takdirde de diğer okuyucu - Tarımın haklarını yemiş — olacağım. Çünkü bütün söyldiği: — Bir kıza mektup yazdım, anne- ginin eline geçti, bir ikincisini yaz - dım, bahçesine attım, o da ayni aki- bete uğradı. Gibi cümlelerden İba - ret! Binaenaleyh geçiyorum. * Ankarada oturan Bay M. K, N. S. nin söylediği şu: — 21 yaşındayım, 18 yaşında bir genç kızla çılgıncasına sevişiyorum. Bu sevişmeden annemin haberi var. Yalnız o, bu işin bir netice verebi - leceğine kani değil: «Oğlum, diyor, kız yüksek bir ai- leye mensuptur, sen ise bir işçisin. Mümkün değil, onu sana vermezler, Gel seni kendi seviyenle mütena - sip bir kızla evlendirelim!» Fakat ben bu düşüncede değilim.. Ben bu okuyucumun derdini hal- Tedilemiyecek mahiyette görmüyo - rum. Bir defa annesi ile hemfiki - rim, İzdivaçla muhite, seviyeye, mü- savi varlığa lüzum olduğu kanaa - tindeyim. Maamafih bu kaidenin ha- ricine çıkmış izdivaçlar arasında da mes'ut netice vermiş olanları yok de- gildir. Ne çıkar, bu okuyucum bir deneme yapsm, ve kızı ailesinden resmen İstesin. Teşebbüsten müs - bet netice çıkarsa mükemmel. Aksi halde vaz geçmelidir. TEYZE erkek artistlerin .. liği kı nda görüşleri Kudretli san'atkâr Şarl Buaye: “Karıma bakınız tetkik ediniz. Cevabımı almış olursunuz,, diyor ..*..* Vilyam Pavel'e göre, kadın tabli olmalıdır. Diyorkl: “Kadın körkörüne modaya tabi olmamalı, bence mo- da her kadının sade ol- masıd «Kadın güzelliği» hakkındaki fikirle- ri sorulan belli haşlı erkek sinema ar - tistleri görüş ve düşüncelerini şöyle anlatmıştır: Wilyam Povelin fikri: Güzel sinema yıldızı Karol Lom « barın eski kocası ve hâlen Jan Har - lovun baş dostu olan Vilyam Pavel, kadın güzelliği hakkında şöyle düşün- mektedir; — Bir kadını beğenmem için evvele- mirde onun dlabii»" olması icap eder, Saçları tabil rengini muhafaza etme - re gelince: Kadın, ken - eçmelidir. Körü görü- ü olmamalı.. Moda!.. O ne saçma kelime?.. Bu kelime namma da kadınlar neler yapmıyorlar... Ye » mekten bile vaz geçiyorlar.. Ve bu su- Ftle erkekleri zevkleri tehdit altına gir- miş oluyour... Bence «moda>» her ka - dının sade olmasıdır.» Jorj Raftın fikri: Bu san'atkâr en önce pantalen giyen kadınlardan şikâyet eylemektedir. Di- yor ki: — Pantalon giyen kadınlar bir kere kendilerini arkadan görüp te ne kadar gülünç olduklarının farkına varsalar... Düz ökçeler de kadında zarafet bırak- mıyor... Düz ökçeli bır kadınla danset- mek zevk değil, âdeta cehennem aza - bi olur... filmlerden bazılar (Kemal Film) in 1936-1937 sinema mevsimi için hazırlamış olduğu filim- lerden bazıları şunlardır: | — Kahraman Haydut: İren Dun tarafından. 2 — Dört kızın romanı: Katrin Hop- burn tarafından, (Bu. filim 1934 ge - nesi birinciliğini kazanrmaştır.) 3 — Tayfun: Jorj Bankroft tarafın - dan, 4 — Ateş böceği: Katfin Hepburn tarafından. 5 — Çingeneler: 6 — Pömpeinin son günleri: Büyük tarihi filim. 7 — Gaip ufuklar: Ronald Kolman tarafından. 8 — Viyana çılgınlıkları: Gras Mur tarafından. 9 — Dans devam ediyor. 10 — Margarita: Gras Mur tarafın - dan, 11 — İhtiras: (Gari Koper) tarafın- dan. 12 — Bebekler perisi: (Magda Şnay- der) tarafından. 13 — Aşk Güneşi: Kiepura tarafın- dan, 14 —- Macar geceleri: Paula Vesse » ley tarafından. 15 — Miçevo: (Harri Bor) tarafın - dan. Alman kumpanyaları 150 film hazırladılar Önümüzdeki sinema mevsimi — için muhtelif Alman filim kumpanyaları 150 - filim hazırlamışlardır, Filimleri hazırlıyan kumpanyaların isimleri ile ğiya yazıyoruz: Ufa: 27 film, Tobis Rota: 24 film, |, Syndikat film: 20 film, Tobis Gurofa:|lerinden Harvey Allen tarafından ya- Bu eser Amerikada, İngilterede pek büyük bir Mütekabi filimler 15 muhtelif kum-|rağbet kazanmış ve milyonlarca basıl- Yrstır. 18 film, Bayerişe; 16 film, Terra: 14 film. panya tarafından çevrilmiştir, Kıvrak ve güzel yıldır: Cinçer Rocer's Bir dans ekzersizi esnasında... Bir kadın kat'iyyen içki kullanma - malıdır... Kadının sarhosluğu çok feci olur...v Klark Gablin fikri: Kadınlar tarafından çok beğenilen bu san'atkâr kadınların ne çok utangaç, ne * x4 Frederik Marş herkes ö- nünde hayatlarını anlatan kadınlardan nefret ediyor, diyor ki: “Güzellik sade- liktir. Kadın az çok kıvrak olmalıdır.,; çok serbest olmalarını istiyor... Diyof, ki: — Her iki takdirde kadınlar muhak* kak âdileşmektedirler... Kadınların e| [biselerinı: gelince: Roblarını kordelü * larla, volanlarlâ, sun'i çiçeklerle, süs liyen kadınları gördükçe hasta oluyo* rum sanıyorum... Bence en mühim ci bet kadınların çoraplarıdır... Çorap * sız bir kadın bacağı en çirkin bir nes* nedir... Kadınların çorapsız gezmelerit ni yasak etmeli... İpek çorap kadınııf bacağına derin bir zevk verir...» İ Frederik Marşın fikirleri: Son seneler zarfında çevirmiş oldu" ğu filimlerde çok muvaffak olan bi kudretli san'atkârın fikirleri şudur: — Herkes önünde hayatlarını anla * tan kadınlardan nefret ederim.., Hel W kocalarını şikâyet ederlerse... Kadın güzel olmalıdır. Güzellik sa ” deliktir... Az tuvalet çok çeşni verir.. Fazlaya kaçmamalı... Kadın az çok kıv* | Fak olmalıdır. Kıvraklık kadına cazi ' be bahşeder. “Kıvrak olmiyan — kadill zevki okşamaz... Şarl Buayenin fikirleri: Sinemada emsaline az tesadüf edilif bir san'atkâr olan Şarl Buaye bu suali gu suüretle cevap vermiştir; «— Karıma bakınız, tetkik ediniz.« Cevabımı almış olursunuz...» Amerikalılar bir filme 2000000 dolar sarfettiler Dünyanın en meşhur eserinden iktibas edilen Anthony ' Adverse filmini Ferederik Marş ile Olivya dö Haviland çevirmişlerdir p Olivya dö Havilând ile Frederik Marş Antoni Adversi filminde Amerikanın en büyük film kum- sinema mevsimi için ortaya büyük bir film çıkarmıştır. «Anthony Adverse» ismini taşıyan bu film, Amerikan ve İngiliz matbua- tında pek büyük bir yer tutmaktadır. Anthony Adverse'in ne olduğunu hazırladıkları filimlerin sayısını aşa - |evvelemirde okuyucularımıza — anlata- lım: zılmış iki ciltlik bir eserdir. b a d DAĞ Anthony Adverse; İngiliz muharrir- Bir Amerikan istatistiğine z panyalarından Warner Bros bu sene-|bu eser şimdiye kadar 3,650,000 tarafından okunmuştur. * Filmde görülen iki opera sahnesi yü çin milyonlar sarfedilmiştir. Opertli, dan biri «D'arphte» diğeri ise: (L8 şesa dö Tarra) dır. i'ük Filmdeki rollerin tevzii meselef) ây sürmüştür. Ayrı ayrı millet iye ensup san'atkârlar celbedilmiş: valar yapılmış nihayet: Frederik ile güzel yıldızlardan: Olivya dö land ite Steffi Duna seçilmişlerdi”. ,, Filmin yapılması için stüdyo - “ggü andan sarfedilmiş olan para: 2:007> dolardır. pav

Bu sayıdan diğer sayfalar: