25 Ekim 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

25 Ekim 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

10 Sayfa —eae— — < aa Bi « Son Posla » in teirıKası' 10 Cemilin menfi olarak ikamet edeceği çiftlikte bir takım memurlar ve kâtipler oradan oraya koşuyorlar köylülerin getirdikleri malları tartıyo :, kavga ediyorlar, arada sırada köylüleri tokatlıyorlardı. Köylüler zabitan ve ümeradan zulum görüyorlardı Çavuşun girdiği kapı ug,ılınış. ça -|hareket xçındc idi. Muhtelif kısımlara © vuşla beraber gelen ihtiyar, çatal sa -| ve şubelere ayrılmış olan bu dairenin — kallı bir adam, kızağa doğru gelmeye |önünde, bir çok köylüler, arabalar, at- başlamıştı... Eski bir askere benziyen |lar, inekler beklemekte idi... Genç, © bu adam, elini kasketinin rogan sipe- |ihtiyar bir takım memurlar ve kınblrr | Tine götürerek Cemili selâmlamıştı. Joradan oraya koşuyorlar; köylülerin | — Cemil; bu adamın çiftlik kâhyası | getirdikleri malları tartıyorlar; bağırıp olduğunu anlamıştı. Ve, dizindeki içi| çağırıyorlar; kavga ediyorlar; arada fanilâ kaplı örtüyü atarak kızaktan at-|sırada, köylüleri tokatlıyorlardı. lamışti. Cemil, Makarofun odasına girdiği Çiftlik kâhyası, çavuş — tarafından | zaman, bu çiftlik kâhyası, elindeki me- k’"'ı*î""’ verilen kumandanın emir -| çin kırbaçla ihtiyar bir köy ağasını teh- namesine bir daha göz gezdirdikten | did etmekte idi... Fakat Cemili görür sonra, teklifsizce Cemile elini uzat - görmez, e!ındekı kırbacı, masasının mış; iyi bir Fransızca ile konuşmıya(üstüne bırakmış; — o ihtiyar 'köylüyü başlamıştı: bir tekme darbesile kapıdan dışarı fir- — Ben.. mutekâit Kazak binbaşısı, latmış; mağrur ve müastebit bir tavırla Makarof... Şimdi, bu çiftliğin kâhya-|ellerini yukarı kaldırarak: sı. Siz de, binbaşı Cemil bey. — Ah, azizim binbaşıl.. Köylüler, — Eyet, daima hilekâr olurlar.. fakat yalnız hi- — Türk zabitlerinin hemen hepsi, İlekâr olsalar, bir çey değil.. AYo v — Fransızca ve yahut Almanca konuşur | manda; ahmaktırlar... Hem sizi alda-| “Jarmış. Tabit, siz de konuşursunuz. — İtırlar; hem de aldatırlarken foyalarını — Eh.. şöyle, böyle. meydana çıkarırlar. Omuzlarında kır- — Bu iki lisandan hangisi ile ko-|baç şaklamayınca, doğruyu söylemiye huşmayı tercih edersiniz?. yanaşmazlar . — Hangisi kolayımıza gelirse, o - nunla konuşuruz. — Şu halde, Fransızca olarak de- vam edelim... Aldığımız emir muci- bince; şu andan itibaren çiftliğin mi safirisiniz. Elimizden geldiği kadar si- zi memnun etm gayret gösterece- ğiz. Lütfen beni, tâkib ediniz. Biradke' içeri girmişlerdi. . bir koridoru geçtikten sonra, bir dairenin önüne gelmişlerdi. — Kâhya Makarof, kapıları birer bi - Ter açmış, izahat vermeye başlamış - tı: — Burası, çalışma odanız. İşte, için- — de küçük bir kütüphane de var. O kü- tüphanede, bir hayli Fransızca ve Al- — manca kitablar bulacaksınız... Burası — da, yatak odanız. Biraz ufak olmakla — berzber, çok havadardır. Hele, pence- — relerinden görünen manzaraya diye - cek yoktur. İşte.. banyonuz da, bura- 'da. Semâverinin altındaki petrol lüm- — bası, çok kuvvetlidir. Bir kibrit çakıp — da fitili yaktınız mı, nihayet yirmi da- kika sonra, banyo suyunuz hazırdır... — Yemeğinizi ;şisterseniz, sofanın orta - sındaki şu masada yiyebilirsiniz. E - — ğer, yalnız yemek yemekten hoşlan - mazsanız; yemek zili çaldığı zaman, — salona gelirsiniz. Ben, ve kâtiblerim, — hep beraber yemek yeriz. Sağ tarafımdaki sandalye, daima si- zindir. Karım, benden iyi Fransızca bildiği için, zannederim ki, hoşunuza — gidecektir... Nasil, azizim binbaşı.. — dairenizi, sevebildiniz mi?.. Daire, sevilmiyecek gibi değildi. B.ı-i Eir Doktorun — husus Cemilin gözü, dairenin kapısın- . — dan üç adım ileride, sırtını duvara da-l Günlük yiyarak büyük bir dikkat ve hayretle kendisine bakan; kıpkırmızı suratı ve — dirseklerine kadar sıvanmış kolları pa- ral parıl parılyan hizmetci kıza ilişmiş- K ti. Diye bağırdı. Sert ve iri ellerini Ce- mile uzattı. Gördüğü manzara, Cemili mütces- sir etmişli. Fakat, kendisini alâkadar eden bir mesele olmadığı için, hiç bir cevab vermemiş.. sadece, gülümse - mişti. — Nasıl, azizim binbaşı?.. Her hal- e bizsa dinlendiğinini sanasdiyoruküa, — Evet, Mösyö Makarof. Çok te - şekkür ederim, Tamamile dinlenmiş bir haldeyim . — Hizmetinize tahsis ettiğim (An- na);” pişkin bir kadındır. Buraya ge- len kibar misafirleri, daima memnun etmiştir.., Eh, iyi kötü Almanca da bi- lir, Öyle tahmin edyiorum ki, size de |hizmette kusur etmiyecektir. — Bilhassa.. onun için size çok mü- Mösyö Makarof... Anna, cidden zeki ve anlayışlı bir kadın... Bana, yalnız hizmet etmekle kalmadı. |Bugünden itibaren, bana Rusca öğret- Uzun küçük diğim kelimeyi size söyliyeyim... Ha- raşo.. haraşo... Makarof; gürültülü bir kahkaha a - rasında cevab verdi: — Haraşo, .haraşo, haaa.. eh, dos - tum, sizi tebrik ederim. Rusca öğren- İmiye iyi bir kelime ile başlamışsınız. |Hi ıupheıız ki, az zamanda öğrenir- (Arkası var) Pazar Noilarından — () Küçüh çocuklar için Küçük memedeki çocuklar tabil y ziyette giderken birdenbire çırpımırlarsa ananın neceği şey barsaklarıdır. Çncugııı abdestini kontrol etmeli, Tabhif büyük abdes altın sarısı ren- Cemtil; elini uzatarak, memnuniye .. ' tinin derecesini gösteren bir sıkışla — sıktıktan sonra: — Çok teşekkür ederim, Mösyö Ma-| “karof. Misafirlerinizi ağırlamayı, cid-| den cok iyi biliyorsunuz. Demişti. lursa-o hal çi gu bir gün ve yahut iki en ke meli, ye rine çay su - eyler da sıcak İâpa dır. (*) Ba motları kesip saklayınız, ya « hut bir albüme yapıştırıp — kolleksiyon yapınız. Sıkıntı zamanınızda bu notlar bir doktor gibi imdadınıza yetişebilir, * Bir kaç saatlik — istirahat, — dinlenmesine kâfi gelmişti. K Akşama doğru. Makarof Cemil'e — haber göndermiş; çiftliğin yazıhanesi- — ne davet etmişti. Çiftlik yazıhanesi de- — yipte geçmiyelim.. burası âdeta bir “kaza hükümet dairesi gibi kalabalık ve Cemilin | miye de başladı. İsterseniz, ilk öğren- | gindedir. Yeşil ve kokusu fazla o - || barsaklar hastalanmış |! g—)/ Yazan : Hugh Austin Birdenbire Mösyo Merrit aksırdı. Bir çok günlerdenberi nezleliydi. Jan İkahkaha ile gülmemek için kendisini İzor tuttu. Karısını kaybeden bir adam aksırır mı hiç? Kent: — Ben polis âmiriyim. Mösyo Mer- rit ile konuşmak istiyorum, dedi. Sesinde bir sabırsızlık eseri vardı. Mösyo Valantin Merrit: — Beniml dedi. — Mösyo Arnold kimdir? Mösyo John Arnold : — Benim! cevabını verdi. — Sorgu için evinizi kullanabilir mi: yim? — Evimi kullanmak sırası bana ne |vakit gelecek, diye düşünüyorum am- ma, buyurunuz ,istediğinizi yapabilir- BİNİZ. Teğmen gülümsedi. — Teşekkür ederim, Mösyö Ar - nold. Sorguyu burada yapmak, hepi- nizi birden polis merkezine götürmek- ten her halde' dahü Hayırlıdır.: Mösyo Merrit gelir misiniz? Kapı arkalarından kapandı ve Jan © müthiş bekleme devresinin — tekrar basladığını anladı. —İl0— BANYO KOSTÜMÜ ( Sunt 4 dakika S0 - aaxt & dakika 54 ) Alt katın, günlük geniş oturma sa: lonunda, ateşsiz bir şöminenin iki ke- narında yer aldılar. Kent: — Mösyo Merrit bu sorgunun der- hal yapılması zaruretinden dolayı mü- teessirim, dedi. Merrit de sönük bir sesle: — Vazifenizi yapacaksınız, ceva « bını verdi. | Kent içinden: — Sesi de şahsı kadar sönük, diye düşünüyordu: Bayağı bir sima, renk- siz saçlar, fersiz ve solgun gözler. Ban- yo kostümü ile gülünç bile görünmü- yordu. Elli yaşını geçmiş iş adamları arasında, banyo kostümüne büründük- leri zaman gülünç olmıyanlar pek az- dır. Halbuki Mösyo Merrit göbekli ol- |masına rağmen ince bacaklı bir adam- ldı Yalnız nezlenin tesirile kıpkırmızı | İkesilmiş olan burnu göze çarpıyordu ve o da mendilini mütemadiyen burnu- na götürüyordu. Kent ileriye doğru eğilerek: — Bir çak deliller zevcenizin tanıdı- gı birisi tarafından öldürüldüğünü göz- rmektedir, dedi, Mösyo Merrit ağır ağır başını kal - dırdı. Cözlerini polis memurunun göz- lerine dikti: — Aramızdan birisi tarafından öl « dürülmüş olduğunu mu söylemek isti- yorsunuz? diye sordu. Kent: — Öğle yemeğindenberi buraya |kimse gelmemiş, buradan kimse çık N mamıştır, cevabını verdi. Mösyo Merrit işitmemiş gibi görü- nüyordu. Teğmen sorgusuna devam — Zevcenizin havuz başından ayrı- larak bahçeye gitmesinin sebebini ba- na söyleyebilir misiniz? Merrit o sönük sesi ile: LO SS ao —la — Çiçek toplamak istiyordu, dedi. Kent omuz silkti. — Pekâlâ, saat kaçta ayrıklı. Merrit düşündü: — Ben banyo kostümümü giyindi- ğim zaman saat 2 buçuk idi. Beş daki- ka sonra havuz başına gittik. Karım takriben bir çeyrek sonra ayrıldı. — Demek 2yi 45 geçi- yordu. Ondan sonra karınızı bir daha gördünüz mü? Merrit bir saniyeden de daha az bir müddet tereddüt etti. Sonra: — Bizden ayrıldıktan bir çeyrek sonra kameriyede gördüm, cevabını verdi. — Kendisini neden tâkib ettiniz? Mösyö Merrit başını çevirerek çi - çeklere baktı. Sonra aynı sönük sesle cevab verdi: saat — Yanımıza gelmesini söyliyecek- tim, ev sahiplerinin canları sıkılır belki diye merak ediyordum. Refikam yap- ARAJ'NDA. Ingilizceden çeviren : Hasnun Uşaklıgil İpuçları elde ediliyor! Merrit ağır ağır başını kaldırdı, polis memuruma : “ Aramızdan birisi tarafından öldürülmüş olduğunu mu söylemek istiyorsunuz!,, dedi. | tığı hareketlerin vereceği neticeleri h vakit düşünmiyen bir kadındı. * Kent ileriye doğru eğilmiş vaziyet!' dikkatli, hemen hemen — tehdidi â! bir şekilde duruyordu. — Sözünüzü dinlemeyince ka' ettiniz değil mi? Ukun bir süküt oldu. Sonra — Bunda şaşılacak bir şey dedi Neredeyse size söylerle. Binatif aleyh anlatmakta mahzur görmüyo * rum, Bir kaç aydanberi zevcemle P iyi geçinmiyorduk. Bu kavganın ö kilerden farkı yoktur. Kent: — Anlıyorum, dedi. Başka birisi d zevcenizi tâkib etti mi? — Evet, sanırım, Madam Arnoldi — Ne vakit? — Oh!.. (Arkası var) — İstanbul Deîterdarlığın Muhammen değer i Lira y | FENER Kâtip Muslâhittin mahallesi Çorbacı çş- H mesi sokağı eski yeni 5 sayılı evin yarı payı Kitip Muslâhittin mahallesinin Çorbacı çeşme sokağında eski 7 sayılı arsanın yarı payı, Selâmsız yangın bağı sokağı eski 32 yeni 30 sayılı 52 metre ve 64 desimetre murab- İmrahor İlyas bey hacı manol sokağı eski 23 yeni 25 sayılı evin 1/3 payı Ayanikolâ mahallesi keresteci sokağı yeni 12 sayılı evin enkazı İşgüzar sökağı eski 32-34 sayılı 19 metre ve 50 desimetre murabba: arsanın 300/ 384 payı Han sokağında eski 12 sayılı 192 metre 48 desimetre murabbaı arsanın tamamı Karabaş maballesi Balat caddesi yeni 84- 86 sayılı evin 1/5 pay: Panaiya mahallesi Köybaşı arka sokağı e- ki 36 yeni 40 sayılı arsanın 20 hisse itibari- le 9 hissesinin 40 sehim tertibile 17 sehmi Karanfil mahallesi Karanfil caddesi eski yeni 12 sayılı 557 metre murabbat arsanın 64/96 payı Karanfil mahallesi Karanfil sokağı yeni 19 sayılı 254 metre murabbaı arsanın tamamı Kâtipkasım mahallesi Kumsal sokağı eski 178 yeni 137 sayılı â1 metre murabbaı ar- sanın tamamı Hasan paşa Cedi sokağında eski yeni 1 sa- yılı arsanım tamamı Avcı bey mahallesi Türbe sokağı eski yeni 31 sayılı arsanın tamamı Koca mustafa paşa mahallesi Çinarlı çeş- me kurbinde fırın sokağı eski 8 sayılı ar- sanm tamamı Avci bey mahallesi Kutucu sokağı eski 11 sayılı arsanın tamamı Avci bey mahallesi kuyucu sokağı eski ye- ni | sayılı arsanın tamamı Avcibey mahallesi türbe sokağı eski 22 yeni 41 sayılı arsanın tamamı Yüksek sokağı eski 2 sayılı 68 metre 19 desimetre murabbatı arsanın tamamı Yukarıda yazılı mallar 24/11/936 salı günü saat 14 de kadar ra ve pazarlıkla satılacaktır. Satış bedeline istikrazı dahili ve hazine tahvilleri de kabul olunur. İsteklilerin yüzde 7,5 pey ak€ tanın salı ve cuma günleri Defterdarlık Milli emlâk — müdür! şekkil satış komisyonuna müracaatları (F.) 500 00 — FENER ? ÜSKÜDAR Z YEDİKULE YENİKÖY HEYBELİADA HEYBELİADA BALAT YENİKÖY BÜYÜKADA |BÜYÜKADA 127 AKSARAY g2 ÇENGELKÖY EDİRNEKAPI AYVANSARAY EGRİKAPI EDİRNEKAPI EDİRNEKAPI HEYBELİADA

Bu sayıdan diğer sayfalar: