25 Ekim 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

25 Ekim 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

eç Dünyanın en îanı nmış Kadın tayyarecisi Amy MOllison kocasından ayrılıyor Kadın tayyareci geçirdiği son kazadan sonra kocasının kendisine karşı lâkayt kaldığını ve bu yüzden ayrılmıya karar verdiğini söylüyor Amy Mollison ve tay yaresi kazadan soura 'Tayyarecilik âleminde tek başına ha- rikalar yaratan Amy Mollison bundan dört sene evvel, kendisi gibi tayyareci olan Mollison ile evlenmiş, karı koca balayı seyahatlerini tayyare ile birlik- te yaparlarken Nevyorka 57 mil me- Safede düşmüşlerdi. Son günlerde, Pa- risten Londraya uçarken gene düşen Amy Johnson burnunu kırmış ve bir kolunu da incitmiştir. Kendi anlatışına göre, Kraoydan ha- va yolunun ilk fenerini geçen Amy, sisten dolayı etrafını göremediğinden yarım saat serseri bir halde uçtuktan sonra, müsait bir iniş yeri diye telâkki ettiği bir araziye inmek istemiş, maki- neyi aşağı doğru teveccüh ettirince ya nıldığını anlamış, Etraftaki kalın sis ta bakasından da istediği gibi tayyaresini idare edeme' e düştüğü yerde bulu nan evlere çarpmamak için fren yap- mış, fakat tayyareyi durduramıyarak kapaklanmış. Uzaktan muhakkak bir facianın vu- ku bulduğunu zanneden iki kişi, düşen tayyareye yetişmişler ve pilot dairesi- nin camlarını kırarak Madam Molliso- nu dişarıya çekmişlerdir. Amy Johnso- nun elbiseleri gazdan baştan başa sır- sıklam bir halde bulunmuştur. Yere düşerken, soğukkanlılığını muhafaza e- den tayyareci kadın bereket versin ki makinesini söndürmemiş bulunuyordu. * Dün gelen gazetelere göre Amy Mol- lison bu kazadan sonra kocasından ay- rılmaya karar vermiştir. Ve bunu da resmen etrafındakilere bildirmiştir. Ayrılmaya sebep kocasının kazadan sonra karısına karşı gösterdiği lâkaydi- dir. Şurası inkâr edilmez bir hakikattir ki, kadım, nerede olursa, olsun, hangi meslekte yükselirse yükselsin, gene ka- dındır. Bir sürü kaprisleri vardır. İşte Amy Mollison veyahut gene eski ismi ile Amy Johnson tayyaresine, havala- Ta âşık, gözü pek bir kadın olmakla be- raber, süs ve eğlence meftunudur dâ. Vakit buldukça, ve uçmadığı zamanlar dans yerlerine gidip eğlenmeği, kaba- relerde bir iki saat geçirmeği ihmal et- mez. Halbuki kocası Mollişona gelin- ce, o da - karısının aksine - tamamile münzevi bir hayat sürmeyi, ya ta; resi ile meşgul olmayı, veyahut evin- de tayyareciliğe ait kitaplarla başbaşa kalmayı tercih eder. Bundan dolayı da evlendiklerinin üçüncü ayında âdeta biribirinden ayrı yaşayan karı koca, dört senelik zahiri bir evlilik hayatın- dan sonra, ayrılmaya karar vermişler- dir. Bittabi ayrılmayı asıl i: mydir. Ve kocasının ihmalci kengdisine karşı olan ka bilhassa adam içine girmeğe çekinme- sinden şikâyet etmekte ve bu işten vaz geçmesini söyleyenlere: «Ne yapabilir- dim, nihayet ben de kadınım!» demek- tedi Borsa para fiyatları Dün altın borsa haricinde 1010 ku- ruşa satılmıştır. Fiyatlar bir gün ev- velki vaziyeti muhafaza etmektedir. Merkez Bankası İngiliz lirası için borsaya 614 - 618 kuruş kıymet — ver. miştir. Dolar 0,791150, Fransız frangı 17, Bret 15.0325 Türk JTirası üzerinden muamele görmüştür. Merkez Bankası hisse senetleri ise 92 lirada açılmış, 93 lirada kapanmıştır. GÖNÜL İŞLERİ * Okuyucularıma Cevaplar Torbalıda Bayan (C. M.) e. Ben sizi haksız, kocanızı —haklı buluyorum. Sebebini burada anlat- mak mümkün değil, biraz düşüne - eek, biraz da munsif olacak olurs Nız siz de bulabilirsiniz. * Kadıköyünde Bayan Şakireye: Mademki ebeveyniniz bu genç - le konuşmanızda mahzur — görmüş- lerdir, mademki temasınızı kat'iyel- le menetmişlerdir. O h enu görmeye gitmeniz hatalı bir ha- rekettir. Alelhusus bizzat delikanlı da sizden emro itaat etmeni: miştir, dinleme izin için ya- pılacak şey sevdiğiniz gencin ev ge- çindirebilecek bir hale — gelmesidir. Biraz sabırlı olunuz. * İzmirde Bayan (K. Ayşe) yer K 25 yaşında bir genç kız akli me- lekelerine tamamen maliktir, — sizi 60 yaşında bir erkeğe vermek iste- dikleri zaman niçin itiraz etmediniz, neden reddetmediniz? Bugün ma- demki 2 Çocuğunuz — var, erkek şu veya bu halde, kendisine tahammül edeceksiniz. Talihim böyle imiş di- yerek geçip gideceksiniz. Bu d. içim yapılacak bir Tum, Şey — göre * Balıkesirde Bay Ahmet Şükrü: Size bir ay e nderd cevap yol- lamıştım. Elinize geçmemiş olması- na hayret ettim. Maamafih z fın üzerindeki adre, mektup kâğı- dınin başına da tekrar edilmişti ve kopyesi de idarede duruyordu. Bu gün söyledim, çıkardılar, ikinci de- fa olarak göndereceklerdir. TEYZE /Zulara benzer SON POSTA ? EDEBİYAT RÖPORTAJI Birinciteşrin 25 —a | air ve romancılarımız bu sen€ bize neler okutacaklar? — * * * —— Yusuf Ziya, Nurullah Ataç, Etem İzzet, Selâmi İzzet önümüzdeki neşriyat | mevsimi için neler hazırladıklarını anlatıyorlar... Önümüzdeki neşriyat mevsimi zarfında tanmmış şülr ve muharrirlerimizin ne- ler hazırladıklarını kendilerinden sorduk. 19 Birinelteşrin nüshamızda Nazım Hik- metin, Suad Dervişin, Sadri Ertemin, Re- şad Nuri ve Fikret Adilin cevaplarını yaz- miştik. Bu ankete bugün de devam edi- yoruz. Yusuf Ziya: Orhan Seyfi şapkasını giyip çıkınca, Yusuf Ziyaya döndüm. Kurtuluşun imkânsızlı- ğını anlamış ola. cak ki sormadan başladı: — Yabancı de « ğilsin Kemal, de- di, sana - vaziyeti izah — etmeliyim. Orhan Seyfinin söylediği sözler, birer — hazırlığın Hadesi — değildir. Bu sözler sade arzuları anlatıyor. Bu arzu yıllardanberi bende de mevcut, Meselâ kafamda tamamen ha- zırlanmış bir vodvil var. İstiyorum ki Şehir tiyatrosunu dolduran halk benim kafamda yâşıyan kahramanların ha - yatlarına bakarak saatlerce neşelen - sinler, düşüne düşüne, zevk bulsunlar, tiyatro salonu kahkahalarla çınlasın Bu vodvilin, mevzuu hazır, üipleri hazır, hattâ, belki inanmazsın, fakat ben söyliyeceğim, perde adedi ve mec- lisleri bile hazır. Hem, hepsi bu kadar da değil, bir de Çergi kızı adında öperetim var. Onun da mevzuu, tipleri, kostüm ve dekor- ları, şarkıları hazır. Bir de son bir manzum piyes yazmak İistiyorum. İşte Orhan Seyfinin bu neşriyat mevsimine hazırladığını söylediği Ar- bir sürü tasavvur da e Fw benden. Öyle ya Kemal Tahir, öyle ya, yaz- mamız lâzım be birader, genç arka - daşların bize tekrar küfür etmeleri için fırsat verecek mevzular ister. Ne dersin, * Nurullah Ataç : Ayaktadır. Arkadaşlarına : — Bana bakın diyor, Fransız Halk Cephesi hüküme- ti Miralay Laro- kun — heykelini yaptırıp her tara- fa diktirmeli. — Aman ne - den? diyorlar. — Öyle komik Şyle kepaze bir herif ki, sağ ideo- lojileri kepaze et mek için para ile adam arasalar o - nu'1 kadar bu işte muktedir, becerikli şaklaban güç bulurlar. Bır fırsatını düşürüp : — Üstadım, diye sordum, neler ha- zırladığınızı söyler misiniz? — Madam Buvariyi tercüme ediyo- rum, Her ay bir mikdar çıkıyor. Belki onu kitap halinde bastırmak kabil ola- caktır. Ondan hiç şüphesiz çok daha değerli olan (Kırmızı - Siyah) ın tercümesi gibi gazete sütünlarında kalmıyacak, — Hepsi bu mu ? — Bir de makalelerimi kitap halinde toplamak dünyada en çok istediğim şey dir. Ama her neşriyat mevsimi tazele- nen bu emelimin, ömrümün sonuna kadar tahakkuk edeceğini sanmıyorum Bu sözlerimden ben öldükten sonra onları toplarlar, demek istediğim anla- AŞılmasın, o zaman hiç arayan olmaz. Üytada teşekkür edip ayrılırken dü- şünüyorum: Nurullah Ataç samimi bir adamdır. Onun çok samimi ve çok hak- h tenkitlerine karşı cevap bulamıyan- lar damna «eser vermemiş bir admın münekkit olmağa hakkı yoktur.» di - ,yorlar, Bari üstat ehli kitaptan olsa da her yazdıklarının deha eseri olduğuna Anananlar bu en son ve en gülünç id- | dialarını da kaybetseler. * Etem İzzet — Affedersii m, neler ha: — Vallahi gör yorsun, gazeti çıkarmakla meş - gulüm, bu a ne hazırlıyabili Tim. İyiden iyiye far kına vardiım ki Etem İzzet çalış- mak istiyor, beni başından ha sav- dı, ha savacak. Fakat nihayet kolay atlatamıyacağı - ni mi anladı yoksa insafa mı geldi : — (Çile) adında bir roman hazırlı- yorum, diye başladı, bu hayatta yalnız kalmış, ve şimdiye kadar betbahtlık diye tavsif ettiğimiz bülün hislerin içi- ne giren bütün ruhi ve içtimal vasıf- ları nefsinde toplamış bir kadının ro- manıdır, z üstadım diye söze gi- yorsunuz bakalım? Bu kadın yeni ramanımın içinde bir vasıtadır. Ben bu romanda bütün içti- mal düşünüşlerimi, cemiyet safla! tetkiklerimi ve insanlar arasında ya - radılış ve karakter farklarile tekrar in- sanlığa bakışımı anlatacak, kazananla- rı, kazanâmıyanları, politikacıları, ide- alistleri, işadamlarını, toy hâyat karak- terlerini ve menfaatleri yolunda dala- vere taçlarını başlarına giymeğe mu- vaffak olanları ve bilhassa bunların insanları nasıl istismar ettiklerini, bu kadının etrafında geçecek hayatta teba- rüz ettirmeğe çalışacağını. Bir de kafamda bütün detayları ha- zır bir inkılâp tomanı var. Benim (Aşk Güneşi) romanı İzmir zaferile biter. Orada Osmanlı İmparatorluğu ile yeni Türkiye arasındaki karakter farkları vardır. İkinci bir romanda Türk inkı- Vâbımı başlangıcından itibaren bugün—- kü vaziyete kadar yaşatmak istiyo - Tum, Aşk Güneşinde bir Hasan vardı. Ya- cağından bu yeni hayat ta eski manlarım Hasan ve Semranın AŞE Heşinden sonraki hayatları etfi cereyan edecektir. * Selâmi İzzet : — Nelter hazırlıyorsunuz ? — Doğrusunu ister misin, beD dimi aşağı yukarı ârtık — tiyatroya verdim. Roman « dan hemen he - men vazgeçtim gi bi. Huylu huyun - dan vazgeçer mi? İnanmadım. Bir » az ısrar edince : — Buna rağ - men, — diye başladı, buna bir roman hazırlıyorum. Ama, bü ; man diğerlerine pek benzemez. l senin anlayacağın kırkından sonrü İf çalmağa kalkanlara döndüm. Haya*”5 da ikinci defa olarak telif roman Hi hyorum. — Aman Üstadım, birincisi ha — Birincisi ilk eserimdir. Yeni gazetesinde çıkmıştı. Adı da hiç mam: (Müjde). Bu (Müjde) ilk ve son telif eserilii lacak, diyordum. Amma vazget Bundan sonra yazacağım bütün M Ha manlar, ahdim var, hep telif olacakı ııı' sini söyleyene rastlarsan korkma Ü? se gir, yüzde yüz kazanırsın. Bnâha ğimı söylediğim telif romanıma hâ bir ad koymadım. Mevzu: ıM—_'ıuıy de ve İstiklâl harbinde Türk Sal rıs çok uzun olmasa bu ad rumljı biçilmiş kaftan olurdu. Romanım F1E? lerin Roman a cl&f dedikleri ci | dir. Eşbas erbabınca malüm, vak'? mamen yaşanmıştır. Başta kendimi tiyatroya ve: dim ya, yalanım yok. (Tiyatro maları) di; ikinci eser Bir de tiyatro tarihi yazmakla gulüm. Yakında çıkacağını söylediğim yatro konuşmaları adındaki esef bizi yakından alâkadar eden iki ö vardır ki, bunları kuvvetli bir teZ ortaya atıyorum: | — Sosyoloji ’ mından tiyatro. 2 — Tiyatro oyun ğil, sosyal bir fiildir. Haydi selâmetle canım. — Eyvallah Üstadım. zacağım roman bunun ikinci cildi ola- Kemal 'IÜ',_ | Avrupa güzellik kraliçesi kim olacak | KA Avrupa güzellik kreliçeliğine namzet olan dilberler Pariste ıog!ğ('mağfedlf' lar, Resimde soldan itibaren Belçika, İsveç, Mücar güzelleri görülme

Bu sayıdan diğer sayfalar: