19 Aralık 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13

19 Aralık 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

19 Birincikânun Altıncı kısım No. ERMENİLERİN İSYANI ! Yazan: Eski Tanin Başmuharriri Muhittin Birgen Ermenilerin,Rusların teşvikile bir isyan İttihad ve Terakkide on sene SON POSTA 1 hazırladıkları haber alınmıştı Ruslar bizim Kafkasyada bir taarruz tecrübesine girişmiş olmamıza fena halde hiddetlenmişler, mukabil bir taarruzla memleketi istilâya karar vermişlerdi. Bunun için Ermenileri de içerden teşvik ederek Orduyu iki taraftan birden meşgul edecekler ve işi kısa zamanda bitireceklerdi. Şimdi nazik bir mesele hıkkındıkij - bilgilerimi ve müşahedelerimi yazmak üzereyim. Meselenin nazik olması pundandır: Ermeni isyanı ve bunu ta- kip eden tehcir ile bu tehcir esnasında- — ki müessef hâdiseler, Türk milletine karşı pek fena neşriyat yapılmasına #ebep oldu. Hattâ müttefiklerimiz olan Mnemleketlerde bile bu neşriyat, sol ce- nah matbuatı arasında, pek — şiddetli gekiller aldı. Bunun için, bir Türk sıfar tile benim burada yazacağım şeyleri, belki bugünkü Ermeniler ve onlarla beraber, Türkiyede yaşayan akalliyet İerle bizim o devir tarihimize alâkadar olan yabancılar, milli bir tarafgirliğin Mahsulü sayacaklardır. Ben bu satır- | ları okuyacak olan herkese evvelâ şu- — hu söylemek isterim ki şimdiye kadar Yazdıklarımı nasıl o devrin siyasetine Şok yakından karışmış olduğum halde — #iyasi ihtiraslardan tecerrüd — ederek Yazdığım meydanda ise Ermeni mese- lesinde de ayni tarzda hareket edece - #im, Şimdiye kadar Türkiyenin o dev- Tine âit siyasi hâdiseleri yazarken si- Yaat bir adam, bir «İttihatçı» olmaktan Ziyade hakikati seven bir «Türk» ol - duğumu gösterdiğimi zannederim. A- tağıdaki — satırları da tamamen - bir «Türk» olarak değil, bir insan olarak Yazıyorum. İsyana hazırlık haberleri Günün birinde hükümetin kulağına haberler geldi. Bu haberlerin ne- Teden ve nasıl geldiğini bilmiyorum. Fakat, haberler - Ermenilerin bir is - Yan hazırlamakta olduklarına dairdi. Bu haberleri ben de, bir gün, Merkezi Umumide Talât Beyin arkadaşlarile ımııı'ıırkeıı söylediği bazı sözlerden” — öğrendim. Talât Bey diyordu ki: — Çok can sıkacak bir şey: Erme- hilerin gene uslu oturmadıkları anla- l tılıyor, Bunların Rus teşviki ile bir is- Yan çıkarmağa hazırlandıklarına dair fek tük haberler alıyoruz. Bunun için Müteyakkız bulunmıya ihtiyaç var. 'ere de Ermeni komitecileri şu haz edilmeğe başlandı. Tedbirler iki taraflı idi: Bir taraf « tan askeri tertibat alınıyor, yani hem Kafkas cephesi takviye ediliyor, hem de isyanın çıkacağı mıntakalara aske- ri kuvvetler toplanıyor, öte taraftan da Ermenileri bu isyandan vazgeçirmek için her çareye başvuruluyordu. Bu çarelerin esası onlarla münasebete gi- rişilerek kendilerini iayandan vazge - çirmek idi. Derhal Ermeni patriği Za- ven Efendi ve Taşnak komitecileri ile tesmasa geçildi. Talât Bey, bütün ikna vasıtalarına müracaat ediyor, yalvarı- yor, korkutuyor, vaadlarda bulunu - yordu. Ben onu ekseriya meb'uslarile konuşuyor görüyordum. O sıralarda gene onun bir hikâyesi ile öğrendim ki bizzat Enver Paşa gidip patrik Zaven Efendiyi ziyaret etmiş. Hükümetin elinde bulunan vesikalara nazaran büyük bir isyanın hazırlan - makta olduğunu söylemiş. Zaven E- fendi ise kendisinin böyle bir şeyden haberdar olmadığını ileri sürmüş. Va. zifesinin sırf ruhani bir vazife olduğu perdesi arkasına saklanarak, esasen böyle bir şey olsa bile bundan kendisi- nin haberdar olamıyacağını, bununla beraber bu haberlere inanmamak lâ- zam geldiğini, bunların bir takım pro- vokatörlerin eseri olmak icap ettiğini söylemiş ve fakat, bunlara Tağmen gene siyasi Ermeni mahafili ile temas ederek işi anlamıya çalışacağını ve böyle bir teşebbüse ihtimal vermemek. le beraber lâzım gelen tavsiye ve na - sihatlerde kusur etmiyeceğini Hâve et- miş. Talât Bey o gün bunu anlatırken şunları da ilâve ediyordu: — Zaven Efendiye Enver Paşayı mahsus gönderdim : Harbin amir ve mes'ulü odur. Onun ne kadar enerjik ve şakaya gelmez bir adam olduğunu 'Yacağını gösteren pek mühim muha- | da herkes bilir. Onun söyliyeceği söz- Bdi ve plkülar tülkümetin alne |lerin tesiri da beşlik üü olür. Fakat, i. İş şaka değil, adamakıllı hazır -|aldığı cevaplara dair — söylediklerine ı"*lınç umumi bir isyan şeklinde pat-| göre sözlerinin tesir yapmış olacağını Bereket versin ki hükümet |tahmin etmiyorum. aldı da şimdi tedbirli bulunaca-| — Nasihatlar tesirsiz kaldı Bü âözleri takip eden bir kaç gün tonra Mithat Şükrü Bey bazla şu malü- verdi: — Ermenilerin bir isyan hazırlamak- fa oldukları anlaşıldı. İsyanın ayni za- bir Rus hücumu ile beraber ya- .ılcıi'uu ve ayni zamanda memleke- f' muhtelif noktalarında bir anda pat- £ T * İki üç gün sonra anlaşıldı ki Enver H taraflı tedbir Paşanın patrik efendiye söylediği söz- Hakikaten işin şakaya tahammülü |lerin tesiri olmamıştır. Çünkü ikinci (f Ruslar, bizim Kafkasyada bir tecrübesine girişmiş olduğu - fena halde hiddetlenmişler, mu- bir taarruzla memleketi istilâya vermiş görünüyorlardı. Bunun de bir taraftan kendileri hücum €en diğer taraftan Ermeni komite- i harekete geçirecekler ve ordu- bir karşılaşmada patrik efendi alınan malümatın sırf provokatör haberleri olduğu noktasında ısrar etmiştir. En- ver Paşa kendisine şöyle söylemiş: — Ermeni ietiklâli mi istiyorsunuz? Büyük bir Ermenistan krallığı mı yap- mak arzusundasınız? Her millet ken- " disi için büyük bir istikbal tasavvur ede| taraftan birden meşgul ederek | hilir. Fakat, size bunun için şunu tav- , Sit zamanda işi bitireceklerdi. Bu|siye ederim. Bizim mağlüp olmamızı karşısında hükümet için ted -| bekleyiniz. Biz mağlüp olursak o za- ;#W.&ij r ittilman i izi yapabilirsiniz. F GELE N DA NL Bizyeğtli AY Si YüReşa man, İstediğin Ef PFTT z Ermeni | <—- Rus Çarı, Grandük Nikola ile 1915 Ey lülünde bir Rus kıt'asını teftiş ederken mağlüp olmadıkça kendimizi şiddetle müdafaa ederiz. Bizi arkadan vurmak istiyen her hareketi en şiddetli surette tenkil etmek bizim için sade bir hak değil, bir de borçtur. Bizi vurmıya kalkmayınız, mukabelemiz — şiddetli olur!. Bu sözlerin mantıki ve ciddi sözler olduğunda hiç şüphe yoktu. Ermeni komitecileri, Ermeni milletinin selâ - meti namına, her köşesi seferber halde bulunan bir memlekette, bilhassa plân. ları keşfedilmiş bir isyana gitmemekle mükellef idiler. Geriye dönmeleri ve beklemeleri lâzımdı. — (Arkası var) HASA Acı Badem Kremi Acı badem kremi cilde yarar. Cilde hayat, düzgünlük ve tara- vet verir. Cildin kirlerini, zehirle- KEEERRD A F n ie GA ha li | Yazan: Maxence vander Meersh (|) Chambry, sonbaharın altın sarısına boyadığı ihtiyar ıhlamur ağaçları a - rasında uzanan yoldan otomobille gi - diyordu. Sağında tarlalar; solunda ha- pishanenin uçsuz, bucaksız dimdik du- varı, Demir zırhlı koca kapının önünde durdu, otomobilinden indi, kapıyı çal- dı, Kafesli bir çelik Jevhanın arkasın - dan bir küçük tahta pencere yarı açıl- dı ve hututu pek iyi seçilemiyen bir yüzün beyazlığı belirdi. Chambry: — ÂAçınız, dedi, ben, avukat. Dart bir kapı aralık edildi. Chambry içeri girdi. Zindancı mandalı bir çene kemiği gibi şaklıyan kapıyı tekrar ka- patarak: — Buyurun, efendim, dedi, Chambry, duvarların teşkil ettiği dimdik yarlar arasında bir gölge ku - yusuna benziyen avlıdan geçti. İkinci bir parmakliğa vardı, oranın da kapı- sını çaldı. Ta uzaktan, o güne kadar tanımadığı bir gardiyan — gözüktü. Chambry panmaklıkların — arasından yine: — Açınız, dedi, ben avukatım. — Kimi görmeğe geliyorsunuz? — Andrloux'yu. — İdam mahkümunu mu? Onunla Bgörüşmek için müsaadeniz var mı? — Müsaadenameyi hapishane kale - mine vermiştim. Ben mahkümun a -|. vukstıyım. Gardiyan kapıyı açmadan koridorun öbür ucuna, kaleme gitti. Bir dakika sonra döndü, hiç bir şey söylemeksi - zin kapıyı açtı, avukatı içeri aldı, ka - pıyı tekrar kapattı. — Nasılsınız bakalım, dostum? — Her şey yolunda. Her şey düze - lecek. — Çok iyi., Maneviyatınızı bozmu - yorsunuz. — Simze söyledim ya! benim umu - rumda değil, Fikirleri uğrunda ölen insanın şikâyete hakkı olmaz. Ölümü göze almış demektir. Küçük hapishane höcresinde ikisi yalnızdılar, Chambry çantasını masa- nın üzerine koymuştu. Uzun boylu, u- Çuk benizli, çökük yanaklı bir deli - kanlı olan anarşist Andrioux, avuka - Sayfa 14 İdam mahkümu Çeviren: Nurullah Ataç * diriden alınacak aşının daha faydalı a. Tacağını zannettiğini ve sizin dı harikulâde fedakârlığa razı oldu ju nuzu söylemiş... Onları biliyorum, ne cevap vermişler? — Müddelumumi böyle bir ye müsaade — edamiyeceğini smiş, Çünkü, fevkalâde bir talik ese; * rak ameliyat iyi netice verir de hasta kurtulursa siz bir kahraman sayılır « mışsınız, idamınıza imkân kalmazmış. Anarşist aci acı: — Evet, dedi, benim bir kahraman olmama müsaade yok, . Bit müddet sustular. Andrioux biraz daha sararmıştı. — Ya o zavallı? dedi, belki o kurtu- lurdu. * — Ne yapalım? — Desenize ki ona da ümit kapısı bırakmıyorlar. — Yine bir tecrübe edecekler. — Nasıl tecrübe edecekler? — Bilmem... Priems diyor ki... Na- si! anlatayım? İcab ederse... Avukat şaşırmış, kekeliyordu. An « drioux: — Anladım, dedi. Ben öldükten sonra, deği! mi? Benim kafam kesilir kesilmez tecrübeyi yapacaklar, öyle değil mi? — Bilmem... — Pekâlâ! hiç üzülmeyin, anlaşıldı.. Omuzlarını sikkti. — Budalalık! Öbür türlüsü çok daha iyi olurdu! Her ne ise! razı olmamış « lar. Hele bir sigara daha lütfedin, bus rada pek bulunmuyor. Allah yine de sizden razı olsun... Odasında yalnız kalınca Andriows yatağına oturdu, ağlamağa başladı. Son arzusunu, faydalı olmak, bir can kurtarmak arzusunu, bu hülyayı da tahakkuk ettiremiyecekti. Bir can kurtarsa bile bunu ancak ölümünden sonra, kendisi farkına varmadan, ha « beri olmadan yapacaktı. Bir takım şuursuz hayvanların da ölümünden insan oğluna fayda gelebilir; fakat bu onlar için bir meziyet sayılır mı? Ken« disinin bir fodakârlıkta bulunmasına razı olmuyorlar; halbuki şimdi istiye istiye, gönül rızası ile vereceği bir şe« tın — verdiği si - yi, — ölümündeğ garayı, — dumanı sonra r gibi derin derin içi- | Yarınki nushamızda : ımğıwt:rcıh & ne çekerek, içi - diyorlar. — Hem yordu. Baba, annem burada| €e o zaman bel « Andrioux, fi - ki hiç bir işe yas kirlerini — naza - l ramıyacak. tü balida dd Yazanı İsmet Hulüsi İMSET e Kekaeldi rakmayıp — fiile ; olmamıza mü « de geçmiş, heyecanı ifrata varan İn-| saadeleri yokmuş! sanlardandı. Andrloux, ruhunda o anda hissettiğli Bir kimsenin ölümü ile neticelen -| Çöküntüyü, idam hükmünü dinlediği miş siyasi mahiyette bir komplaya ka-| gün bile hissetmemişti. Haftalurdan « rışmıştı. Jüri heyeti, bir ders olsun di-| beri bu ümid, hayatını bir insana fe« ye hiç bir müsamaha göstermemiş ve | 44 edebilmek ümidi bütün maznunları - her birinin bu işte ne dereceye kadar hissesi olduğunu araştırmaksızın - toptan mahküm et - — Ben kellemi çoktan feda ettim, dedi. Affedilip edilmiyeceğini tasa bi- le etmiyorum... — Benim ümidim var... — Benim için bu işin bir an önce bitmesi daâaha iyi. Hele şu doktor Priems'in söylediği iş olursa... Doğ - rusu o harikulâde bir şey. Çok.., çok iyi olacak! Siz ondan bir haber aldı - nız mı? — Evet. — İyi haber mi bari? — Maatteessüf hayır. * Anarşistin yüzünde müthiş yels a » lâimi belindi. Dişleri arasından: — Köpoğlular! dedi. Parmakları arasında tüten sigaraya bakıyor, onu ağzına götürmek aklına gelmi; yordu. — Niçin reddettiler? diye sordu. — Doktor Priems, sizin hayatınızın tababetin istifadesini mucib olacak bir surette feda edilmesi talebinde bulun- duğunuzu öğrenince hemen beni gör - meğe geldi. Ben kendisine, bir mek - tubla müddeiumumiliğe müracaat et - mesini tavsiye ettim... — Sonra? — Yazdığı mektubda, genç bir has- tasının, böbreküstü guddelerinin ki - fayetsizliği yüzünden ölmek üzere ol - duğunu andatmış. Sizin idamınızdan evvel, güddelerinizden birini alip ©- n pi niş. Bir LN AĞ m onü — gaşyetmiş, ruhuna bir sükün venmişti. — Öteki zavallı da bu yüzden bele ki ölecek! dedi. —« O tamımadığı, görmediği, fakat yae şâmasına sebeb olacağını umduğu has« tayı düşünüp önün haline acıyordu.. | — Zavâlh delikanlı! İçinden: «Ama, dedi, ben öldükten sonra o ameliyatı yine yapacaklar. A « caba bir faydası olur mu?» Henüz ta « mamile ölmemiş etinin bir parçası ae câba o hastaya can verebilecek mi?..« İşte asıl ehemmiyetli olan taraf bu... Andrioux'nun istediği de zaten bu dde #il mi? Faydalı olmak! Ölümünden — sonra olsün, ne çıkar? Yine arzusu yerini bulmaz mı? Hayatını ilim uğrunda tehlikeye koymağa Tıza — göstermekle yine gurura, nahvete kapılmış oldu « ğunu anladı. Bu gururdan da silkin e meğe muvaffak oldu. Bir hayvanım vücudu nası) işe yarar, onun vücudu da öyle yarıyacak. Varsın öyle olsunj 'Yine işe yaramış sayılmaz mı? Asıl işa tediği de bu değil mi? Andrioux işte asıl o anda, bir kah « raman olmaktan da vazgeçtiği anda, kendi de farkma varmadan, hakiki kahramanlığa erdi ve kanunlarını ka« bul etmediği cemiyete karşı borçların nı ödemiş oldu. Avukat Chambry: «İnsan oğlu da ne garib mahlük « tur!...> döyordu. (1) Maxence vân der Meersh L'Em- preinte du Dicce «Tanrının izin romanı ile bu yılın Goncourt mi

Bu sayıdan diğer sayfalar: