19 Aralık 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 14

19 Aralık 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

14 Sayfa : “Son Posla,, nın tefrikası : 63 SON POSTA * Son Poatu » nın Tarihi Tefrikas :2 SÜMERYILDIZI ÜNAL 4 /, Yazan : Celâl Cengiz Tanzer atını mâbede sürdü, Tunçayı Cemil Maşaya fikirlerini korkusuzca söylüyordu. “ Çarlık diyordu, milleti aldatan, uyuşturan ve mil- yonlarca insanın kanını emen bir düşmandır,, genç kız ellerini birbirine kilitleyerek Cemile yalvardı: “Bunlar çok korkunç şeyler Allah aşkınıza söylemeyiniz!,, — Evet. — Bu adam, bu düşmanını ortadan kaldırmak istiyor. Sana, müracaat edi- bir cürüm işliyorlar. — Lâkin.. Çarlık.. ve, din... — Dur, kızım.. şimdi, onlara cevap birdenbire atının üstüne çekti ve.... Kralın yeğeni herkesin gözü önünde mâbede girmiş, sevgilisini kurlarmıştı... Şimdi Fırat kıyılarında ağaçlık bir bahçede oturuyorlardı. Tunçay, Tanzerin dizinde yatıyordu. Mes'uttular.... yor, On altın veriyor. «Bu adamı, öl.) vereceğim... Sen; oldukça okumuş dür.» diyor... Söyle bakalım; on altın | yazmış. #attâ, epeyce zeki bir kızsın, mukabilinde, o adamı öldürebilir, Gözlerini yum. Şu, koca çarlık ülke- misin ?.. sinin içyüzürü düşün. Aceba, çarlık Masa, bütün vücudie sarsıldı. Ba-İ bugün Rus milletinin saadetini temin sını Öl türüt salladı edebiliyör ra). Dünkü kısmın hulâsası İyrlirdı. Kral Gudea buradan atla geçe-| (güneş) o akşam karabulutlar arasi" Samer'lilerin en parlak devirlerinde | ceği Zaman atından iner, öyle geçerdi. |dan süzülüp giderken, Sumerliler Kral Gudea'nin kın fena halde has-j Kralın muhafızları Tanzerin atının diz-| kederli ve muztarip görünüyorlardı. talanıyor. Halk payitaht olan Ur şeh-İginlerine sarılmak istediler. Fakat, geç| © (Ulu mâbut) o akşam dünyaya rinin mabedlerine koşurak dus ediyor-| kalmışlardı. Tanzer sevgilisini bir atı-! ederken, neden bulutlara bürünmüştü! lar. Rahipler, Gudea'nın kızının iYi O-İ şia atının üstüne çekti ve ayağının O — Hayır.. Allah göstermesin. Mabilmesi için masum bir kızın kanının opuklarını atının karnına vurarak öyle Nereya gitsek, Enhil tepemizd& Diye bağırdı. — Ben.. şurada; memleketinizde srotalmasını şart koşuyorlar. Bu KIS S0“) bir scrayış sıçradı.. öyle bir atılışla yü- Z P — Yirmi altına?.. yabancı sıfatile bulunduğum . halde,| ( silyor: Demiri Tanerin on sekis Yanİyoda ki. Tanzerin şaha kalkan atınm Kani kıyılarında: ağaçlık. bir bağı — Hayırı hayir... hergün bir çok sefalet hikâyeleri din -| ( #pdai İm Tunçay. Taner Kazın) ha anak için herkes birbir | e e DAŞlardı. — Yüz altına?.. — Hayır. mümkün değil... — Haa.. şimdi beni dinle... şu anda memleketinizde; Bipki ; senin gibi düşünen bir çok insanlar var ki; bunlar, sadece bir bir çok zavallıların peşlerinde Bezi; - yorlar.. vatanperverleri takip ediyor- Tar.. Bunların hareketlerini hükümete haber veriyorlar.. onları kazakların kır- baçları altında parçalana parçalana, zindanlara, Sibiryalara göndertiyorlar.. hattâ; çoğunu, ipe çektiriyorlar. ölüm mangalarının insafsız kurşunları karşı- sına sevkediyorler... Belki, bunların Se eda işmiş le hafiye, casus diyorlar. Maşa, kıpkırmızı kesilmişti. Başını İşte. İlar?.. boğaztokluğuna, | mazsan, babanın bali ne olur), liyorum; ve bu yüzden de bir çok ah- lâk faciaları işitiyorum. Yalan mı, bun- rada kımın sevgilisi Ove Kralın yeğeni OTenzere orastgeliyor. OVa- riyeti — Soruyorum, sana.. eğer sen çalış- — Açlıktan ölür, nuşmalarını işitiyor, — Annen? Roman devam etmektedir. —O da. — O halde kızın temiz kanlı ve te- — Ya, kardeşlerin?. miz yürekli değilmiş. Mâbut Enhil an- — Tabii.. onlar da. cak günahsiz kızların kanını kabul e e ei Haydi sus. Benim kızım güneş İwe kardeşlerine birer lokma ekmek te-|, “— *145“ » Be üne İdarik etmek için ıstrabe, meşakkate, | 2” eni yili Kadar haken hattâ. ben, pekâlâ farkındayım, Mas). Pei ye gerek. şa. haitâ, vicdanını ve hissiyatının his yrbagi PT canın ana- âna olarak bir çok fedakârlıklara et ölümden urdu. nin üzerine yığılarak kaçışmıştı. Gudca yeğeninin bu çılgınca hare - ketini görünce: — Tanrının gazebinden nasıl kur- pamadı, Ve muhafızlarına dönerek; — Bırakın, dedi, dilediği yere gitsin, Dönüp dolaşıp gene buraya başvura- cak.. gene mâbet de boyun eğecektir. O güne karlar mâbette kesilen insan kurbanlarınm böyle ölümden kurtul - duğu görülmüş, işitilmiş değildi. Her- kes yerlere eğilerek Tanrıya yalvarı - yordu: i — Bizim suçumuz yok, Ulu Tanrı! Sen bizi bütün fenalıklardan ve bütün katlanırken; çarlık sana merhamet tamomile göğsüne eğmişti. Sanki, bey- ediyor mu? nine indirilen bir darbe altında sersem- İmiş gibi idi... Dudakları titremiş; saşkın bir vaziyetle: ün yerine, ben cevap vereyim; hayır... Koca Rus ülkesmi dolduran — Demirci Taner'in kızın benim | felâketlerden koru! İçimizde kanı akı- kızımdan daha temiz kanlı mi sanı -|tılacak Tunçaydan daha suçsuz, daha yorşun?, temiz kızlar var. Hepsini senin yolün- — Ben senin kızını bir gün Firat|da kurban vermeğe hazırız! boylarında destisini doldururken gör| Mâbet önündeki kargaşalık çok sür- Tunçay, Tanzerin dizinde yatıyord# Uyanıktılar.. Ay ışığı Fıratın şıril şıril akan ber" rak suları üzerinde titreşiyordu. Yavaş yavaş konuşuyorlardı: — Beni sevdiğini işte bugün anls" dım, Tanzerl — Seni ölümden kurtarmak bot" cumdu. Bu yüzden Gudeayı darılttı# amma.. sen memnunsun yal — Darılan yalnız Gudea mıdır) İ Mâbut Enhil'i unutuyor musun? 0 nereye gitsek, tepemizdedir. 3 — Merak etme.. bu sıkıntı anes yarın akşama kadar sürecek, — Niçin?.. Enhilin bizi affedeceğ” ni mi sanıyorsun? — Bizim mâbut Enhil'e karşı işle” miş bir suçumuz yok. Gudea senin Y* rine elbette yeni bir kurban bulacaktı” Yarın akşam onun kanı akınca, (sik det mâbudu) nun hiddet ve — Fakst. onlar. bir vazife ifa et- uçlara, eefilete acıyor ori?.. Hayır müştüm.. aldığı suyun yarısını bastığı medi. Gudea mâbede girdi, geçer. Biz de felâketten kurtulurus” ön * iy erlar 242. Çarlığım. ve. dinin |pidikten, Yansadıktan, Bakımszlıktam| yere dök. bumu göderimle gördün.) Tapınma başlad ri Yalama Gi e özünü biimedim,,|Eörözenlre: ios, kolerdan, bin mi Müş iğne yor İlkönce (şiddet ve felâket mâbudu) |mâbudu)ndan korkarak beni Evet; onlara, hafiye ve casus diyorlar. bal yar m a Gi zi — Bu, erkek yüzü görmemiş bir Lv heykeli önünde dizçöküp yal -|mu “e > p İhtimal ki; bu hafiye ve casusların €0-) yinga, vaya” ye deği anj baz için günah sayılmaz. Fakat ar: — Hayır. merak etme! Baban ğu, kendilerinin hayırlı bir iş gördük- değilse, derini zannediyorlar.. ve; bilmiyerek, Tiğ isteraiyerek bir takım felâketlere 'se- bebiyet veriyorlar. İşte böylece de, farkında olmuıyara eğer söylediklerim bir hakikat beni sustur, ESRAR Çerkk; senin, vo senii gibi milyonlarca zavallının dostu de - da olmıyarak büyük bir Vicdani) sidir. Bilâki, düşmenider. Hem de Bir Doktorun Günlük Cumartesi Notlarından (*) Kalb hastalıkları Kalb hastalıklarının sebebi ekse - riystile hâd ve ateşli romatizmadır. Diğer müzmin ve entani hastalık - ların ibtilâtı olarak ta kalbin ka - pakları hastalanır. Esssen kalb has- talığı demek kalbin boşluklarında- ki kapakların bozulmasıdır. Yoküş çıkarken, merdiven çıkarken nefes darlığı ve çarpıntı hissederler, A - cole yürümeğe, koşmağa gelemez - ier,sAğır işlerde çalışamazlar. Kalb hastalığı olanlar hafif işlerde kâ - tiplik, bankacılık, memurluk . gibi işleri pekâlâ yapabilirler. hastalığına müptelâ olanlar sigara- yı, alkollu içkileri kat'iyyen kul - lanmamahdıriar. Bunları kullanır- larsa hayatları muhakkak surette kısalır, Soğukalgınlığı hastalıkları hele zatürree, zatülcenp onlar için çak tehlikelidir. Kendilerini çok muhafaza etmeğe mecburdurlar, Kalb hastalığı olan kadınlar gebe olmamalıdırlar. Hastabkları artar, tehlike birdenbire baş gösterir. Kalb hastalığı olanlarda cinsi mü - nasebetler çok mutedi olmalıdır. Hiddet, heyecan, korku kendileri - ne çok fenalik vapabilir. Yemekle- re bilhassa akşam yemeklerinin çok hafif olmasına dikkat etmeli - a AL (©) Bu notları kesip saklaymız, ya hat bir albüme yapıştırıp kolleksiyon yapınız. Sıkımtı ramanınızda bu netler nasıl?,. Milleti aldatan, yüzüne gülen, ve milyonlarca insanın kanını smen bir düşman... Maşa, kıvrandı. Ellerini birbirine ki- hitleyerek, Cemilin yüzüne baktı. — Ah, bumlar.. çok korkunç şeyler. söylemeyin.. Allah aşkınıza söyleme- yin... Diye yalvardı, Cemil; bir elini, Maşanın omuzuna bastırdı; — Pekâlâ.. söylemeyim. Fakat sen, lerim, bir hakikat mı, değil mi?, böyle şeyler sormayın. liyeyim, Maşa. seni, istemiyerek git tiğin, o yanlış yoldan çevirmeye çalı işacağım. Maşa, ellerini yüzüne kapadı. — Fakat, ben size fenaltk etmedim. Yemin ederim.. nasıl isterseniz, öy - Tece.. beş bin yemin ederim. — Yemine hacet yok, Maşa.. bunu ben, tamamile biliyorum. Ve, onun i- gindir ki seninle, hiç çekinmeden gö- rüşüyorum... Korkma. Cesur ol, Ma- demki, fedakârlık edecek kadar ken - dinde bir kudret görüyorsan; o halde, hakikate karşı atıl. Hem memlekete, hem kendine faydalı ol. yim, zannediyorsunuz, Ve, acaba iş- temedim mi?,, Fakat.. anam, babam, bir tek kelime ile cevap ver. Söyledi) :e düşürmüştü: — Sormayın.. çok rica ederim, bana! caklarımı çiğnedi. — Soracağım, Maşa.. bilhassa sana abalığı yararak mâbet kapısına doğru soracağım.. ve.. artık sana açık söy - koştuğu görüldü. ben, Tunçayı Tanzerlie bahçede başba-| şa otururken gördüm. Onun kanı, be-| nim kızımın kanından daha temiz ol- masa gerek. — Ne diyorsun.. Tanzerle Tunçay | birbirini seviyor mu demek istiyorsun? | — Böyle bir şey demek istemedim. Sadece onları başbaşa gördüğümü söy- ledim. Möbut Enhil böyle şeylerden hoşlanmaz. değil mi? İki ihtiyarın konuşması çok sürmedi. Birdenbire kalabalık arasında bir çığ - lık koptu.. mâbedin dışında toplananlar birbirini çiğnercesine koşuşmağa ve bağa SU — Bu ne rezelet!.. Bu ne saygısız- lık1,. Bir küçük çocuk sesi herkesi hayre- — Ah. ölüyorum. Tanzerin atı ba- Ortalığı altüst eden bir atının ka- — Tanzer... Tanzer. ne yapiyor - sun?, Çocuklarımızı çiğneyorsun.. a - tını sürecek yer bulamadın mı?. Tanzer - yıldırım gibi koşarak - mâbet kapısına tam vaktinde yetişmiş» ti. Rahipler Tanzeri görünce şaşırdılar, — Burada at sürülür mü? Demiye meydan kalmadı.. Tanzer genç kızın boynunu vuracak olan A- — Onu öldüremezsin, Asu! O be - nim sevgilimdir. — Gudea emretti.. babası kendi elile| — Emzediniz de (Enhil) e yeni birl Tunçay gözlerini kapayarak, — Sana Tunçaydan daha temiz kanlı bir kurban bulup hediye edece - Üz. bizi şiddet ve felâketlerinle peri şan etme! Bizi affetl Ve sen Guden- hun biricik kızımı da çektiği işkenceden kurtar! İstıraplarımı azalt! Bu yıl ıstırap çektik. çok üzüldük. sen gelecek yi- lumızı bu yıla benzetme! Biz dertleri aşkın ve yürekleri taşkın bir ulusun çocuklarıyız. Artık usandık bu sonsuz ıstıraplardan... Bundan sonra tapanağın batı yüzü- ne başlarını çevirdiler. (Güneş )in Sumer dağı arkasına haberi alırsa çok sevinecektir. — Nereden biliyorsun? — Ben senin kanının akıtılacağı" ondan duydum. Dağda dolaşıyord”” çok kederliydi... il — Halbuki ben onu mâbette # yordum. Demek benim ölümümü $* memek için, kendini dağlara İ Zavallı babam! One temiz yürekli adamdır... ) — Bilirim babanı ben! Taner (Ü şehrinde kimseye fenalık yi ği ve yıllardanberi ekmeğini demir ö rinde örs sallamakla kazanan bir devrildiği sırada başlarını yerden, kal |dir- BöYle bir adamın kızı nasıl Sk dıran Sumerliler şimdi” ellerini göğe doğru uzatarak Ulu mâbutları (gü - neş) e yalvarıyorlardı: — Mâbut (Enhil) in gazebinden sen bizi koru, ey Ulu Tannl Biz, yer- yüzünde yaşayan insanların en suçsu- zu, en temiz yüreklisiyiz. Bize el uzat- mayanın elini kesmedik... Yurdumuzu çiğnemiyenlerin ayağını © kırmadık. | da ceylân boğazkınır gibi öldürül! — Aman Tanzer, dikkat et. dür” nerek konuş. Bu sözlerinle de pr Enhil'i hiddetlendirmiş olmayasın! ir Tanzer elindeki taş parçalarını Fi * ta atarak, suyun üzerinde belire? birbiri ardınca uzayıp giden çü dalgın dalgın bakıyordu. Birden suyun üstünde dolaşan öt Hırsızları, yadancıları, sahtekârları ce- lerini sevgilisinin yüzüne çeyiz zalandırıyoruz. Komşusunun malında, canında gözü olanların gözlerini çıka- rıyor ve kimsesizlerin mallarını, can- İarinı koruyoruz. Sen bizi (Enhil)in şiddetinden korumakta neden yorsun, Ulu Tanrı!, Lı, İlar. — Bu gece burada yatacağız, mi? — Nasıl istersen... yi — Şehre inemeyiz.. belki bizi EA zem TE olun y Mâbedin alçak sütunları arasında den uzak kalmalıyız. Benim yükselen bu ses, bir inilti halinde ve | verilecek kurbanın kâni akıncay? biri kralın yanına sokuldu: getirdi. Tanrının gazebinden kurtul -İkurban arasınlar... mak için onu öldürmeliyiz. Bırak bi - N ; İleğimil.. — Oceh!.. Ni - : Ben bunu istemez mi Sümer kralı, Tanzeri at üstünde gö-|kanlı bir kurbanlık kız bulunmasınıni babama teslim edersin. rünc> gözlerini elile kapadı: — Mâbet önünde at sürülür mü r hiç?.. tutun bü seyigısizı.. Gudea ihtiyarları başina , topladı. dar şehre inmeyiz... # — Ondan sonra. iki gün son olacak? yi bir gülüşle cevap verdi: — Ondan sonrasını.. iki gün * Ya Ve yirmi dört sant içinde yeni, temiz|sını sen bilirsin, Tanzeri İsterse” söyledi. ; Müâbet boşalırken güneş Sumer da- ğnnin arkasında kaybolmuştu. Mübede at gelmek bile güneh sa -| Sumerlilerin en böyük mâbudu olan mak elan « babamın iste”ile - yanında kahır?! | — Baban, senin benim olmsn? j vi CArkası

Bu sayıdan diğer sayfalar: