26 Aralık 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

26 Aralık 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 Sayfa — Hergün Nekesle cömerdin Harcı birdir! Yazan: Mühittin Birgen —| —— —3 ünyada büyük bir kültür hareke —. Ti için, azar azar, parça parça verdiler. İ ti yapmış ve bugünkü medeni - yetin mühendislerinden olmuş bir mi)- letin bazı zaman dar ve kısa görüşlü olmasını insanın aklı kabul edemiyor. Bununla beraber orta yerdeki hâdise - Jere bakacak olursak bunun başka tür- lüsüne inanmanın da mümkünsüz ol- duğunu kabul etmek zaruri oluyar. 918 deberi Fransa, daima fazla iste- yen, fazla almakta ısrar eden bir siya- set takip etti. Almanyanın sırtını yere getirdikten sonra ona o kadar ağır lar imza ettirdi ki bu şartları bir letin tamamen ifa edebilmesi güçt Bunun için Almanyada Nasyonal sos- yalizm doğdu ve adım adım ilerleyerek nihayet Versay muahedesindan durur hiç bir şey bırakmadı. 925 ten sonraki Fransız hükümet adamlar: Al- manyayı lüzumundan fazla sıkmış ol- duklarını ânladıkları için siyaseti tadil etmek istediler. Fakat, değişme işinde Tâzım gelen cömertliği gösteremedikle- Verdikleri hiç bir şeye yaramadı; Al- manya ile Fransa arasında dostluk yap| * mak isteyen sosyal demokratları, Nas- — yonal Sosyalistiler millet karşısında Ko lay vurdular ve nihayet Fransa, birla- 30 kım emri vâkiler karşısında süküta mecbur kalarak «Versay muahedena- — mesi ahkâmının ihlâlini hukukan pro- testos Te iktifa eyledi. * Fransa bugün dünyanın en büyük bir koloni imparatorluğuna sahip olan memleketlerden ikincisidir. Türklerle meskün olan küçük bir sancağı, Mut- laka Suriyeye bağlayıp sonra da yelileri kendisine müttefik yapm. temin edeceği fayda ne ola! ? kıt buna mukabil Sancağın .ır.y—ve na iç' ıu'nek bizim. için Tü “3!! tyanet etmek, hem e en tabil haklarını müdafaa etmesini bilememek gibi bir vaziyeti kabul ey- — lemek demektir. Saneğk Türklerinin 0 tabil hakları, bizim ve Fransanın im- ! * zalarımızla i uıııalanmış olan hukuki ve , sikaların zaruri icapları, muuakı b meselenin halledilmesini yor. Mutlaka, halkedilece başka çaresi yoktur. Türk efkârı o ka- A. dar ateşlenmiş, hak uğurunda yaptığı mücadelenin kendisine vermiş olduğu nefis itimadı ve şeref Ve izzeti ne hisleri bizi bu davaya o kadar kat'i o! rak bağlamıştır ki Sancak Türkleri is- tiklâllerine nail olmadıkça bizim bün- Jan vazgeçmemize imkân tasavvur e- — dilemez. Sözün mânasını bildiklerini bi ğ —< hakkın müdafileri olan 1918 den beri mütemadiyen isbat et- miş olan Türklerin bir ferdi sıfatile söylüyorum ki Sancak Türklerinin | baklarının çiğnenmesine razı olmamı- - Zın ihtimali yoktur. * Haydi diyelim ki düne kadar Fran-| sayı sağ cenah ve merkez idare etmiİş- - ti. Sağ cenah ve merkez insanları “se, - Mmalüm ya, ekseriya çok, lüzumundan “çok fazla nekestirler ve Fransız em- peryalizminin mümtessilleri olan bu unsurlar, iştihanın yedikçe arttığını darbı mesel olarak tekrar edip durur: lar, Fakat, dünyanın sulhünü, dünya Milletlerinin arasında müsaviliğin ve sol cenah hü- kümeti niçin işi anfamakta geciki yor? Onlar niçin cömert olamıyorlar? Niçin milli bir davanım, bundan sonra — ne kuvvet ve ne de siyaset gürültüsü t lııe rbım:dımyımynı anlayamıyuz n İşte, insan ve Türk olarak bu sualle- re makul hiç bir cevap bulamıyorum. Bunun için, şu sözleri söylemeğe lü- zum görüyorum: Sancakta yanan bir bak, adalet ve insân ateşi vardır. Bu “ âteşi söndürmek lâzımdır. Fransız ve — Türk diplomatları bunu knlayiıkl.ı sön dürebilrlerdi. Fakat, evvelce de söyle - diğim gibi, Fransa hariciyesinin kala- O han örümceklenmiş bürokrat müstem lekecileri, sol cenah hükümetini hatâ- — ya sevketmekte israr ediyorlar. Bun: —— dan dolayı ne kadar teessüf etsek az- dır. Çünkü Fransa ile samimi bir döst- luğun en helis taraftarlarıyız. Bumun mrnmdmmwma, ha hatırlatmak isteriz ki nekesle cö- merdin harcı bitdir. N Resimli Makale: Ressam Rafacl ilk tablosuny mek- tep sırasında yapmaya başladı. Şo - pen Ük konseri çocukluğunda verdi. SON POSTA mayan büyük istidatlar ile inkişaf e- derler, bu küçükler yarının büyük adamlarıdır. z Çnbuh inkişaf eden istidatlar.. Bi Bazı çocuklar yaşlarından umul- Birincikânun 26 Sözün Kısaszı Yorgan gitti, Kavga bitti asrettin. Hocanın bir hıkâyıd N vardır: Hoca gece evinde uyuyormuş. Soı kakta başlayan bir kavga hocayı uyamt dırmış. Hoca yorganmı sırtına alınca! sokağa fırlamış. Kavganm sebebini, kavga edenlerin kim olduklarını öğre neyim diye sağa gitmiş, sola gitmişe Sağdakine sormuş, soldakine sormuşş: fakat nafile.. Bir türlü öğrenememiş. Bu arada da açıkgözün biri sırtından yorğanı kapmca kaçmış. LH Ailenin vazifesi bu küçük istidat- ları «henüz zamanı değil» söziyle söndürmemek, tazyik ile öldürme » melctı. Mahkemede tıraş Elllı;(en maznunlar Amerika haydudlarından Fransaya sirayet etmiş bir usul vardır. Suçlular mahkemeye düştüler mi, sakal uzatırlar, ve şahidlerin kendileri- ni tanımamaları için şekil değiştir - meğe gayret ederler. Üç gün evvel Fransada da böyle bir wak'a olmuştur: Jose Peno isminde bir İspanyol deli- kanlısı Fransadaki hemşerilerinin ya- “İnında bir müddet ikamet ettikten son- sıyışmaş... Nihayet kendisini parala - rile beraber yakalayıp hapse atmışlar. Jose Peno hapishanede bıyık ve sakal (koyuvermiş, ve nitekim mahkeme hu- zuruna çıkarıldığı zaman şâhidler de kendisini tanıyamamışlar, O sıralarda reisin aklma bir çare gelmiş ve maznu- nun biyıklarını uzatmış olması ihti - malini düşünerek hemen bir berber cek bettirmiş, Jose Peno'yu —mahkemede traş ettirmiş... Bıyıklar ve aakal gi - dınce maznunun asıl çehresi meydınıl ra 30,000 peçetalarını da alarak oradan çıkmış. bu sefer şâhidler kendisini tanı- yarak mahkemeyi tenvir etmişlerdir. Müuhterem cellât (!) Fransanın cellâdı Degibler bu se- menin sonunda tekaüde sevkediliyor- muş. Cellâdın senelik 120 bin franklık |tahsisatı varmış. Bu paradan şimdiye| * * kadar hayli arttırmış ve Paris civarın- da bağ ve bahçeler almış. Cellâtlığa başladığının ellinci yılı- ni idrak eden Degibler bugün yetmiş yaşındadır. Bahçe ve gül meraklısıdır. Ve işin asıl garibi, insanları öldüren u adam bir dalın kırılmasına taham- mül edememekte, müteessir olmakta- dır. Kendisini damadı Hobert istihlâf edecektir. Hobert ilk idam esnasında heye- candan bayılmış fakat cellâtlığa de- vam ederek bugüf kayın pederinin ye- rini tutmuştur. Degibler mesleği hakkında: «Hak ve adalet infaz mekanizma- sının en zor işini yapıyorum, Muhte- rem bir insanımt» demiştir. Muhittin Birgen bize şöyle söyledi: «Noel eğlenceleri dini olmaktan çıkmış, iktısadi bir haf almıştır. Alıs veriş doğurmakta, piyasada hareket yap- İSTER İNAN İSTER l_NANMAı (söz ARASINDA ) HERGUN BIR FIKRA Bostokârı acıdım Merhum Kaptan zadenin şarkı- ları fena değildi. Fakat kendisi ga yet fena piyano çalar ve fena okur kılarından birini piyanoda çalıp söylüyordu. Bu piyano çalıp şarkı miyenlerden biri şarkı bitince ya- nına yaklaştı: — Güzel bir şarkıya benziyor, dedi, fakat o kadar fena çaldımız ve © kadar fena söylediniz ki., — Hakkımız var, sizin bu sözü - nüz üzerine bu şarkıyı besteleyeni hatırladım da ona acıdım.. — Niye ? — Şarkılarını kendisine herkes- ten evvel ben çalar, ben dinletirim do.. 4 32 yaşında 99 defa ameliyat Olan genç Çeköslovakyah #porculardan Tork isminde 32 yaşında bir genç garip bir rekor sahibidir. Tork şimdiye kadar tam 99 defa a- meliyat olmuştur. Tork 99 defa ame- Liyat olduktan sonra, gene spor yap- mağa başlamıştır. Kendisi gülle kal- dırmağa ve Ski yapmağa pek merak- h imiş. Tork apandisit, — htk, karaciğer, böbrek ameliyatları geçirdikten sonra, | < başı üzerine sukut neticesinde dima- ğından da ameliyat olmuştur. Doktor- lar Tork'da müthiş bir bünye muka- vemetinin mevcut olduğunu — söyle- mekte imişler. Tork Amerika tıb en- c€ümeninde "muayenesi yapılmak üze- re Amerikaya gönderilecektir. İSTER İNAN İSTER İNANMA! Noci eğlencelerine bazı ırkdaşlarımızm da iştirak et- meleri aleyhinde bir yazı yazmıştık. Bu yazıyı bir gayri müslim gazeteci vatandaşımız okumuş, doğru bulmamış, rak etmelidirler.» Bu iddianın doğru o.duğımı. hele bayram şekerimize diğer vatandaşlarımızın iştirak ettiklerine biz inanmadık. fakat ey okuyucu sen: du. Bir gün bir Metliste kendi şar- S e göyliyen adamın kim olduğunu bü | Hoca eve dönmüş, karısı sormuş: — Kavganın sebebini öğrenebildin mi? Hoca cevap vermiş : *| Dili ile yirmi L SA Kocayı öldüren örKi L ç G D Kadın nasıl öldü? Dünkü gazetelerdeki İspanya hava- dislerini okurken bu hikâyeyi hatırlak dım; İspanyanın dahili isyanına dışarı Jan karışanlar yavaş yavaş çekiliyore larmış... İtalyanlar çekilmişler, Almart İlar çekilmek üzere imişler, Fransızlar artık karışmıyorlarmış. Sovyetler ya« vaştan almaya başlamışlar. Ama ne va kit.. İspanyanın canım şehirleri yangın yerine döndükten, binler Tenyol biribirini kıyasıya öllürdük e ten sonra.. İspan; alıya gimdi sorsak; v — Sizin işinize karışan, bı.rıl—[rlerhl tehdit eden devletlerden ne hbaber de« sök ! İspanyalı cevap olarak Nasreddim Hacanın karısına söylediği gibi: — Kavga bizim memleketin başına imiş, memlekoet yandı kül oldu, bitti Onlar da birer birer gitti. Diye mi cevap verecek? Başkalarının kavga'arına karısn Nas reddin Hacanın yorganı gitmisti. Ken di kavgasına başkalarını karıştıran İspanyanın da taşı, toprağı nesi varsa iH | Biliyor 'r musunuz ———ML—MLTLE—LEL— | — Büdapeşte hangi şehirlerin bire leşmesinden hâsıl olmuş bir şehirdir$ 2 — Esther trajedisi kimin çseridir, kaç perdedir? 3 — Eski Epir yaylâlarını işgal edem halkın ismi ne idi, bu halkın nesi meş- burdur? Romanyanın — şimalinde Madam Matzik isminde bir kadın bundan bir hafta evvel ölmüştür. Madam Matzik şimdiye kadar 21 kere evlenmiş ve 20 tane kocayı da toprağa gömmüş olmakla meşhurmuş. Fevkalâde acuze bir şeymiş ve kocala- rını didikleye didikleye öldürürmüş. Kadının 21 inci kocası, bir ayı mü- rebbisi imiş. O katlından daha baskın- miş, ve nihayet Madam Matzik koca- sını yiyip bitiremiyeceğini anlayınca, bir gün çatlayıp kendisi ölmüş, İki saatte kaç yumurta yiyebilirsiniz ? Delaguay eyâletinin. bir şehrinde Robert Butingo isminde birisi bir gün lokantaya gitmiş ve altı yumurta 1s « marlıyarak yemeğe başlamış, Altı yu- murztayı yedikten sonra altı yumurta daha ısmarlamış ve bu arada aym ma- sada oturan birisile siyaset münakaşa- sına tutulmuş, tekrar altı yumurlta 1s- marlamıştır. Bunun üzerine münaka- şaya tutuştuğu adam Robert'in yumur- ta yemesine hayran olarak daha kaç yumurta yiyebileceğini sormuş, o dal* * — Yi kive Gahilinde &ski ve meş: lokantada bulunan bütün yumurtaları|hur Truva şehrinin bulunduğu yer v'yebileceği cevabını verince, ikisi bah-| Çanakkalede, şehrin arka tarafında - se tutuşmuşlar ve Robert lokantada d"kî:ğnrd buraya Hisarlık ismi veril « mevcud üç yüz yumurtayı iki saatte | Mt a Yiyip bitirerek-bahsi kazanmış ve yu-| , ğ —Ğm&m““m:::hgğw imürta yemek rekorunu kırmıştır. Amerika mekteplerinde 2296 parçaya bölünen v yeni bir ders Büyük Fredrik yedi sene muhare« belerinde Efrain isminde bir yahudir Birleşik Amerika Hükümetlerinde- den harpte sarfedilmek üzere borç pa* ki mekteplerde yeni bir ders ihdas e- | ra almıştı, yahudi zengindi. Berlin ber dilmiştir. Bu ders: Sokaklarda yürü- lediyesi civarında mükemmel bir kor mek dersidir. Amerika maarif nezare- |Rak inşa ettirmişti. |ti, şehirde müruru * uburun — güçleşti- Son zamanlarda Almanyada yahu” ğini gördüğü için, sokakta otomabille- ;İ;d"ıleyhlurhgı ıı;:nlcı bu binanın be* fıin. tramvayların altına düşmemek i- iye yanında - bulunması - münesifi bi i tedbi, * görülmemiş ve bu koca bina H nf v ae 'îh“ n parça edilmiş, oradan kaldırılarak, şeb” nin lâzımgeldiğini, belediye nizamatı- ,4 haricinde hâli bir yere naklolun* nın neden ibaret olduğunu müştur. —— ı ders olarak anlatmağa karar vermiştir. | Bu derslere, âli tahsil görmüş şoförler, AmKî:)leel' beldes' Kat hu larak tayin ediliyorlarmış. erikanın — Misori — eyalel d Kam z Pumkin kasabasının nüfusu 204 kişi” den ibarettir, bu kasaba ziraatle met” gul olan zengin bir yerdir. Halkınıfi çok parası vardır. Fakat buna vı.' (Cevapları Yarın) vi Dünkü Suallerin Cevapları: 1 — Meşhur tarihçilerin babası sa « yılan Herodote milâttan 425 yıl evvel yaşamıştır? maktadır. Binaenaleyh gayri müslimler nasıl bayram şe- | bu kasabaya tek bir hırsız girememifr kerine iştirak oıâyorlım. Türkler de Noele öylece işti- IAmu'kının meşhur gangsterleri bura* 'lara sokulamamışlardır. Niçin mi? Çünkü buranın halkı hırsızların bür cumundari kurtulmak — için kıııw köpek beı)cnıeıe hqhımşlurd—' kişilik kasabayı 5300 çoban RUP'F muhafaza ediyormuş.

Bu sayıdan diğer sayfalar: