17 Şubat 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

17 Şubat 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İngilterenin Silâhlanma gayreti Tarihin ilk devirlerinde değir ». men yoktu, buğday taşla ezilirdi, el bise yoktu, hayvan derisi giyilirdi. Taşla buğday ezmek, hayvan bulup öldürmek güç gelince değirmen, ip- lik, fabrika icat edildi. Vücudünün küllerini Balıklara gem Yaptıran adam İngilterede Bridüagton ahalisinden muru 78 yaşında ölmüş ve vasiyetna - mesinde nâşının yakılarak küllerinin pek sevdiği denize dökülmesini istedi- görülmüştür. Bunun üzerine cesed fırında yakılmış, oğlu babasının külü- nü bir şişeye doldurarak ufak bir ye| - kenli ile onun daima balık avlamak iti- yadında olduğu bir yere kadar açılmış, orada külü bir çelenk ile birlikte deni- ze atmıştır. Böylece balık tutma merak- he ihtiyarın bu garib vasiyeti yerine getirilmiştir. Paris sergisine karşı İngilizler de bir sergi Yyapıyor Önümüzdeki sene Glaskovda bir im- paratorluk sergisi açılacaktır. Bu sergi için 10,000,000 İngiliz lirası sarfolu- nacaktır. Şimdiden hazırlıklara ve ze- minin tesviyesine başlanmıştır. Bir kaç ax merfinda 5.Ü00 amala çalışacık: ve küşat günleri esnasında amele miktarı 10,000 e çıkarılacaklır. Bu seçgide sanayi, makinecilik ve fennin her nevi tatbikatına ait yenilik- kar, dünyanın sulh ve selâmeti nam:- | İ€r teşhir edilecektir. Bir de mükem - ha İktiza eden bütün klâsik edebiyat; |mel bir eğlence parkı vücüde getirile- baştan başa bir kere daha tekrar eder | cektir. ve mhı;â:âxüiîlihlük kere ma geçlir, işin hakikatilolan sergiye nazire olarak yapacaklar- gudur: Koskoca bir takam, bir dev ra -| dır. Bundan canı sıkılan bir Fransız ga- tükümeti rakam, bir müddet evvel, | zetetisi İngilizlere çatmakta ve: göre, üç yüz Milye İ O aZ kilaba | —— Bir gemi inça ettik hemen arka- 'dünş -O zamandan - ada daha mükemmelini yapmağa kalktılar. Bütün dünyanın hayretini beri dünyada kim bilir neler oldu ve İngiftere kim bilir neler düşündü ki z mucip olan bir sergi yapmağa “kalkıyo- ruz, onlar da hemen bizi taklide yelte- buna - şimdilik! - yüz milyon daba flâ- ve edildi! EEA * niyorlar demektedir. Bu işin en enteresan tarafı, bu kos . koca maliye hamlesinin hükümet tara- fından sükünetle teklifinde ve memle. ket tarafından da gene ayni sükünet ve disiplin ile kaobilündedir. Hattâ, bazı İngiliz gazeteleri hükümetin iste: diği mikdarın henüz çok az olduğunu bile söylüyorlar. İngiltere, iktısadi va- #iyetini dözeltmiştir. - Hatta, bu düze-| , / “kat, ne kadür hazindir ki, millet- lişte bu silâhlanma hareketinin de bü. | €£: dünyanın dört tarafında böyle bi- tesiri olduğu şüphesizdir - şimdi, ri!ır rini takiben silâhlandıkça ötede e büyük bir maliye hamlesi daha | Sâhsızlanan bir müessese v ae ler Cemiyeti... Her milletin silâh kuv- Veti arttıkça Milletler Cemiyetinin silâ | M, yani otoritesi, mânevi kuvveti ve varlığının yegâne hikmeti de parça mâh "îıâ'."' düşüyor, yok olüyör: Si. Ü a ine çai hca âmillerinden olar HAŞ ı:f'n";'n.:“?;"l;rî';fâ.î; silâhlanma yükünün olup biten şeylerin de yegâne mânası —— Yazan: Muhittin Birgen A D ört yüz mülyon liralık bir silâha ğx“ S üz milyon liralık ikinci bir pro-| hgiltere silâhlanıyor! Altmış milyon Hralık bir tahsisat al - mış, )ıununla büyük bir silâhlanma faa. ük bir ke safet alıyor ve İngiltere silâh kuvvetini hayır yüz miyonlarla terkip edilen bu rakamlardaki liralar, Türk liraları de- ralarıdır. Yuyarlak bir hesapla, İngil -| “ terenin şimdi istediği para, projesile be- 'Türk parası ifade eder. T: sapla Türkiye varidat bü Cihan harbi esnasında da İngiltere harp için milyarlarla tahsisat almıştı. Bitadan ziyade günlük masraflar ve bir taraflan sarfolup giden mühimmat Faltan teşkilâta, bir taraftan da âlet ve vasıtaya tahsis ediliyor. İşe bu ta derhal göze çarpar. * bir suth zamanı teklifi olmak üzere ta - Tihte misali bulunar bir şeydir'» muhalefet fırkası reisi, Attlee, bu işin müzakeresine bı;hmal'ı lfnmı istikrazı, ondan sonra da N Bundan evvel de İngitere iki yüz iyet, da- tedricen arttırıp gidiyor. M larla, Bildir; altı defa büyük olan İngiliz Ji - raber, yedi buçuk milyara yn?un bir senelik yekünu! Fakat, o zamanki milyarları ölet ve va- yutmuştu. Bu defaki milyarlar bir ta - Taftan bakığfnca gayretin büyüklüğü *— Karşımıza koyduğunuz şu teklif Yeligi ân getirdiği teklifi bu söz - için evvelemirde gasını istedi. İş fırkası liderinin, bu bü. yük mali hamleyi icap ettirecek bey - nelmilel vaziyet ini sorması beyhude değildir. Tar'hinin, sulh za - manlarına ait devirlerinin hiç birinde kendisini göstermş olmıyan böyle de gibi rakamların ortaya atılması için el- bet bir takım sebepler bulunmak icap ederdi. Attlee bunu anlamak istiyordu; Anlamak istemekle ne olur? Hükümet retsi veya hariciye nazırı kürsüye çı- İngiltere, sulhün ancak bu yoldan mu- hafaza edilebileceği kansatine varmış ve bunun için bir taraflan kesenin ağ- zını ve öbür taraftan da fabrikaların kapılarını açmıştır. Sulttü muhafâza ve sulha kumanda etmek... İşte İngiltenre silâhlanmasının tek sebebi! iktısadiyatının yeniden bir n- kişaf adımı atmasına ve buhramın san eserlerinin de ortadan kajkmasına yar- dımı olur. Bir zamarıl Ki Feuteman adlı bir maliye tahsil me -| müza.| — Bu sergiyi 1937 de Pariste açılacak | | Tarihin llk devirlerinde muhtaç olduğu eşyayı sırtında şırdı. Bunu güç bulunca Yyavaş ya - vaş evvelâ hayvana, sonra arabaya, daha sonra irene, vapüira, kamyona yüklemenin yolunu buldu. — * insan SÖZ ARAS * RERGÜN BİR FIKRA ||Yüksekliğine yükse Tanınmış romancılardan — birini, bir arkadaşı yeni yuptırdığı evine götürmüştü. Bütün evi gezdirdik - teon sonra evin İahçeikir çıkardı. Bahçe ulacıktı, döri tarafı evle - rin duvarlarile kapanmıştı. Roman- <€ bahçeyi güzden geçirdikten son - Te — Bahçe biraz dar! dedi, Ev sahibi, meşhur romancının bu sözüne güldü: — Darlığınm ne ehemmiyeti var, siz yüksekliğine bir baksanıza, Elini havaya kaldırarak ince hir boru ağzından görünür gibi görü - m gök yüzünü gösterdi. eg T * 300 hırsız Yakalıyan 20 yaşında Genç kız Londrada Mis Barbara isminde 20) yaşında bir kadın polis hafiyesi 3 sene. lik polia hizmetinde 300 hırsız yakala- miştir. Kendisi güzel ve ufak tefek ok makla beraber polis - bizmetinde iken bir çok defalar yerlere çarpılmış, gözü. nün ve çenesinin — üstüne yumruklar yemiş, hırsızları takip etmiş ve hattâ bir defasında iki hırsızla uğraşarak bi- ritini kaçırmış, ötekini yakualamıştır. Babası, amcası, ve kardeşi seneler- idenberi polis hizmetindedirler, kondisi bir polis merközinde doğmuştur. Kendisile görüşen bir gazete muh- birine: ullk müracaatımda: Daha pek genç- in, seni bir tecrübe edelim, dediler, bir iki gün içinde derhal bir kaç dük- kân hırsızı yakaladım ve bir ay sonra polis olarak kaydettiler. Artık bu işe alıştım. Serseriyi gözünden tanımak o son eserlerini de ortadan kaldırac: n bundanı Üerdl e mâ bir iş faaliyeti doğurduğuna şahit ol- z Ll'hil-ı_nımı mak ta hâüdiselerin neticelerle ne su- retle istihza edebileceğini göslermede arar bir mizaldir!. Gerede muhabirimiz anlattı: dört yaşındaki kızı Seherin ağzında altına benzer bir diş vardır. Bu diş «Güney Demirciler köyünde Hatip oğlu Rezebin tarafının sonuncu dişidir. Parlak, sarı bir Tinde parıl parıl yanmaktadır. Bu parlak sarılık evvelâ İSTER İNAN İSTER İNANMA! kadar kolay kit. » demiştir. İSTER İNAN İSTER İNANMA! | küçücük dişin zirvesinde görünmüş, ölkdik beyadi minesini sarmış, tedricen bütün dişi kaplamış ve herk si hayrete düşürmüştür.» tabiatın yarattığı üst çenesinin sol madim İi Gerede muhabi müş, elile yoklamıştır. Medeniyet demek en güç şeyi en kolay şekilde yapmanın imkân ve vasıtalarına malik olmak demek - tir, makine kuvvetile yapılabilecek bir işin insan kolile yapıldığı yerde henüz medeniyet yoktur. İngilterede genç kızlar Bekârlar kulübünü Taşladılar Garabet göstermekte İngilizlerin de Amerikalılardan — geri kalır — tarafları yok. Onlar da acayip acayip cemiyetler kurmağa başladılar. Meselâ İlirokofş: da bütün bekârlar — bir araya gelerek bir cemiyet kurmuşlar ve hiç bir suret- ke evlenmemeğe aralarında aht etmiş- lerdir. Aradan bir müddet geçmiş, nihayet içlerinden biri bekârlığa dayanamamış ve evlenmiş. Bunun üzerine cemiyetin prensiplerine riayet etmeyen bu hain evvelâ cemiyetten ihraç edilmiş, ken- Sözün Kısası İnsanların içyüzlerini Bilen adam İnmet Hulüsi rdüğün var mı? — Yok görmüyorum. Fakat bugür- Jevde vaziyetleri çok fena! — Neelülürdan-ne haber? — Ha onlar bu Hazırlık müthiş. ay baloya — Yahu sizin bir komşunuz vardı. — Anlaldım, on Sarpa sardı. Bu caklar — Bu kadını tanır mısın? 'Tanıdım. Arkasındaki yeni aldı. Pahalı a mantoyu ma iyi kürk. — Şu geçen erkek biraz üzüntülü. — Yok bugünlerde onun üzüntüsü olmama na öyle gelmiş. — Hayret, ne de çok tanıdığın yar, Ya bu a — Evine bir-girsen bayılırsın. — Evinde ne var ki? — Ne vur da lâf mı? Ne yak? de, Bir kere ev t iyi döşenmiş, sonra bir çok anlikaları var. Sedefli, bir ayna konsülu var. Önüne gene sedefli ka « salr filân dizmiş, çok şık bir şey ol - müş, — Sen bu adamla iyi dosisun gali « ba? Süzlerinden her vakit evine gitti. ğin anlaşılıyor. — Kendisini hiç tanımam, bir kere bile evine gitmiş değilim! - Yâl.. — Hani Dir erkek geçmişti ya. Bu « disile kimse konuşmamış, iş bununla da bitmemiş, cemiyet bir daha 'aht eden âzalara kazşı düha - şiddetli lerden 1500 İngiliz lirası cezayı nakti almağa karar vermiştir. Bu haberi duyup da artık dayana- mıyan şehrin kızları, toplanmışlar, ve bekârlar cemiyetinin merkezini taşla- mişlardı! Almanlar ilkmektepte çocuklara hesabı nasıl okuluyorlar ? İngiliz gazeteleri yazıyorlar: Bir Alman hesap kitabında şu me- sele okunmuştur : «46 bombardıman — tayyaresi bir düşman şehri üzerine yangın bomba. Tarı atıyorlar, her tayyare — beheri 1,5 kilogram ağırlığında 500 bomba taşı- maktadır. Eğer bombaların yüzde otu- Zu isabet eder ve bu isabetlerin yüzde 20 ai yangın çıkarırsa kaç kilo ağırlı- ğında bomba atılmış ve ne kadar yan- Bgin çıkmıştır?» «Bir gündüz bombardıman tayya-. Tesi saatte 280 ve bir gece bombardı- Man tayyaresi saatte 248 - kilometre gitmektedirler. Her iki tayyarenin de Breslavdan Praga kadar kaç saatte gi- debileceğini hesap ediniz.» Uğur sayılan şeyler ,Medeniyetin hayli ilerlemiş olma» sıma rağmen insanların bir çoğu henüz bâtil itikatlardan kurtulamamışlardır. Meselâ Amerikada sinema artistleri- nin bir çokları kanguruyi uğurlu hays van sayarlar, ve yanlarından ayırmaz- lar. Ölüme çare bulmağa çalışan tay- yareci Lindberg köpeği uğurlu sayar. _ı"ıüi! askerleri İskoçyanın beyaz keçilerini evlerinde — bulundururlar. Hattâ bir Tivayete nazaran bu itikad- ı“f'" tesiri altında taç giyme merasi- minde de beyaz bir keçi:bulunacakmış. rimiz bu parlak sarı dişi bizzat gör- davranmağa karar vererek evlenecek-| günlerde üzüntüsü olmamalı demiş - tim. — Evet. — Ben onu da tanımam, amma ü- olup olmadığını bilirim. — Bir kadın gösterip sormuştun: Ben de mantosumu yeni: aldığını söy « lJemiştim. Onun da ne kendisini, ne ter« zisini tanırım. — Demek söylediklerin doğru değil, — Doğru, hem çok doğru.. Komşu « mun işlerinin sarpa sardığını, Neclâla. rın baloya hazırlık yaptıklarını, Nihat« ların vaziyetlerinin bugünlerde çok fe- na olduğunu, daha daha sana söyleme- diğim bir çok şeyi.. Kendilerine sorma- dan, şundan, bundan dinlemeden, de- dikodu yapmadan üğreniyorum. — Nasıl öğrendiğini bana da söyle, — Söylemem. Söylemedi. Fakat onun söylememe- sine rağmen ben anladım. Bu konuşmamızdan bir hafta sonra Sandal Bedestanına uğramışlım. Her. kesin hususiyetini bilen tanıdığımı ora« da gördüm. Oturmuş, evinin eşyasını satanlara, evine eşya alanları r dikkat ediyor, hiç birini kaçırmıyordu. İsmet Hulüsi Biliyor musunuz ? | — Fasta ilk defa Fransız himaye« eden ve kendi: tihi» ismi verilen adam kim 2 — Pariste ilk defa matbaayı açan adam kimdir? 3 — Çok eski devirlerde yaşamış in- sanların tanıdıkları Bel ilâhi nedir, kimler taparlür ve diğer milletler bu mabuda ne isim verirler? (Cevapları Yarın) * Dünkü Suallerin Cevapları: liyen meşhur Yunanlı Anas an evvel 131 ile 201 yıle Tarında yaşamıştır. . 2 — Meşhur İngiliz şairi Bayron Yüe nanistanda Misstlongide Osmanlılarla Yunanlılar arasında devam eden harp> lerde ölmüştür. 3 — Çekler 1919 da, yani umumi harp sonunda istikiâllerini ilân eden müstaki! bir Çekoslovakya devleti kur* muşlardır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: