18 Şubat 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

18 Şubat 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hiçbir şey göremiyecek bakmıya lüzum hissetmiyecek derecede lâkayt olan bir muharrire cevap «Akşam>» gazetesinin Akşamdan Ak- şama sütununu dolduran muharriri; «güzel İstanbulu 1ena tanıtmıyalım» serlevhası altında neşre başladığımız makalelerin ikincisine temas eden bir yazı yazdı. Bu yazıda diyor ki: « Son Posta gazetesinde «Güzel İs- tanbulu fena tanıtmıyalım» serlevhası altında yazılar çıkıyor. Belediye işleri- pek yakından, âdeta içinden tanıyan na bir kalemin yazdığı bu makale:er lesi, İstanbul belediyesinin son on yıllık icraatını alkışlıyar.» Yukarıya naklettiğimiz bu sözler acı yan ve acınması lâzimgelen bir nokta- mıza dokundu: Biz, belediye işlerini pek yakından, âdeta içinden tanıyan bir kalem sahibi değil, sadecee belediye işlerimiz hak - kında yazılar yazan bir muharririz. An cak bu yazıları yazmak için - pek ta- bil olarak . incelemeler yaptık, kitap ve istatistik karıştırdık, ondan sonra ka Jemi alıp işe giriştik. Herhangi bir meseleye temas ede - tek olan bir muharririn, her şevden evvet bunu yapması lâzım deği! midir? Bugüne kadar, birçok işler hakkın - Gda kalem yürütürken, böyle bir şeyin İüzumuna kail olmadığım larda belediye işlerimiz hakkında zılan yazılarla meydandadır Muharririnin rakama ve 5 zılarımızı görünce, bizi den ziyade, belediye işlerile dar dar biri sanması da buna de cıyan Ve acınması lâzim ge İstanbulu görmek için gözlüğe lüzum yoktur! “|kım görmedi iddiamızin doğrulu. kadar miyop ve etrafına ğini, İstanbulun cadde, park, meydan gibi bugün göze görünür birçok yerle- ri daha önceden yapıldığını söylemek hakşinaslık olur. Nasıl ki on senedir hiç bir şey yapılmadığını iddia etmek yok ki; ona: te adaletsizlik sayılır... İstanbul yarım| * © — Büctüki| asırdır bu derece bakım görmedi diye-| — p.sin! Kimse olmadığı j V bilmek için, şehri dolaşan bir adamın düştü. h için denise, güzlerine ne çeşit bir gözlük takması v lâzım geleceğini tayinden üciziz.» a e | Muhterem Akşam muharririne; niha değ?.dn böyle ni oldu?. Hayır h“yıeİ | yet on senedir İstanbul belediyesi bir şey yapmadı demenin adaletsizlik ol- Buğunu itiraf ettiği için, İstanbulda, on sene evvele gelinceye kadar, İstanbula .yaraşır hangi caddeler açıldı ve İstan bulda hangi meydan yapıldı? diye sor- mıyacağım. Çünkü cevap veremiyecek fir, çünkü Taksim arsası dolduktan son #a İstanbulda resmi geçit yapılacak #meydan kalmadı ve caddelerimizde kaldırım yapacak yer bile bulamıyo - yuz. Ancak muharririn: İstenbul rım asırdır bu derece bakım görmedi diyebilmek için şehri dolaşan bir ada- mın gözlerine ne çeşli bir gözlük takma Ş1 lâzım geleceğini tâyinden âciziz. de- mesi üzerine bu arkadaşın, hiç birşeyi göremiyecek kadar miyop veya İstan- hiç etrafına bakmıyacak kadar olduğuna hükmetmemek te eli- mizden gelmedi. İstanbul yarım asırdır bu dere ehri dolaşanl. kmalarına hâcet yok - r. Hattâ geceleri bile şehri dolaşan- lar, İstanbulun yarım asırdır bu dere- görenlerin, onun düşeceğini anlayanla- rın hepsi : garı çocuklarını böyle ulu orta bırak- masalardı. gah yalnız biraktıği çocuk, o çocuğa Şadeeler Ç3T Ah şu bizim lâkaydı mız! , Dünkü gazetelerde vardı. Bir çocuk Adadan gelen vapurdan sarkmış, sar- kınca da denize düşmüş. Dalgalar ara- gında çırpınmaya başlamış. Vapur dur ynuş. Çocuğu güç hal kurtarmışlar. Vah vah... Desenize çocuk Adadan gelen koskoca vapurda tek başına idi. Etrafında kimseler yoktu. Ne olsa ço- fukluk.. Denizde köpüren suların nasıl kâöpürdüğünü merak ediverdi. Sarktı, şarktı, biraz daha sarktı. Tabil kimse Gerçi vapurda değildim ama vapur- | da imişim gibi biliyorum. Etrafta bi çok insanlar vardı. Hepsi de onu görü lardı. Düşeceği belli idi. Fakat onu — Bana ne! Dediler. Evet: Bana ne! dediler, Anası babası, ha Ama düşünmediler ki ananın, baba- yol üstünde Tastlayacak. © çocuktan bü | yük bütün insanlara emanet edilerek | bırakılmıştır. Yalnız başına giden ço - cuğu sokakta, vapurda, şurada, bura- da gören her büyük, bir ana, bir baba ibi korumak şu bizim | Payas ve Dörtyoldan ihracat | Payas (Hususi) — Dörtyol bele- lr rüşvet teklifi davası Mahkemede şahitlik eden kravatsız kahveci meğer hergün kravat takarmış, fakat mahkemeye yetişmek kaygusile dün bunu unutmuş Unkapanında olan, daha doğrusu| — Kanaatiniz? Yani #ütcü, polise olduğu iddia olunan bir hâdise: Poli -|rüşvet vermek istemiş mi? se rüşvet vermeğe davranmak | — Hayır. O, iki lirayı kocam alsıni Rüşveti vermek istiyen: Sütcü Di-|diye koymuş tezgâhının üstüne! mitri; süt, aymı zamanda tereyağı, kay-| — Kocası Hayri, şahidliğinde bozuk pas mak, bal v. «. de satan bir adam! Rüş- İrayı bütünleştirmek meselesinin doğru veti almıyarak hemencecik zabıt tut - olduğunu söyledi. Ve devam etti: turan: Polis Hakkıl Rüşvetin mikdar- | — — O sırada bir patırdıdır koptu. Hak na ve paranın cinsine gelince: Birer li-|kı, «sen bana rüşvet teklif ediyorsun, ralık bir çift yeşil kâğıt! Rüşvet veri -|hath diyordu. Dimitri de uhayır, ben şin sebebi ise, beyanname verilmiş ol-|bu paraları seni alsın diye koymadım, marmasından dolayı ceza kesilecek yer-|kahveci alsın diye koydum burayatn de, bu işin şöylece örtbas ediliverme - diye red ediyardu. Bu sırada zabıt tu « sini sağlamak! tuldu, iştel Sütcü Dimitrinin duruşması, İstan- K bul asliye birinci ceza h:ııyu;ndzdiı. — Peki, siz oredaymışsımız. — Nasl SoEUR YaRİMN, eai daraşna Y l a a aa aai SI B — laydım, la bosi dan vâreste tutulmuş; vekili .ıınfıı “İyun bağımın bozulmuş — olduğunun! dan temsil ediliyor! BL e Sütcünün ve ona izafeten avukatı * farkıma varmış, aynadan yana dönmüş,| nın kullandıkları müdafa tâbiyesi, bu :SY“I" bağımı düzeltmekle meşgul « işin müretteb olduğu esasından: Polis| Ü ” Hakkı, sütcü Dimitriye garez bağla -| , — Bu, ne merakt Boyun bağınız? mMiş, onun canıni yakmak maksadını düzeltecek yer ve hele zaman bulama« yerine getirmek için, kendisine böyle dınız rm!?> y | bir ayan oynamak hevesine kapılmış: | — ç ”y ! Suç delili bir çift yeşil kâğıt, rüşvet -| — Siz, her zaman boyun bağı Mhî ir. İlarak veya olmiyarak kendisine veril -| T'9'nız? mediği hal güya veriliyormuş gibi bir vaziyet ortaya koymuş! — Bu, nasıl olabilir? Bunun böyle olduğunu nasıl isbat edebilirsiniz? — Bu gayet kolay: Kahveci Kâmile ile kocası kahveci Hayriyi dinleyiniz. İşin iç yüzü meydana çıkar! |türdü. Ne yakalık, ne de boyun bağı, takmıştı: — Davaya yetişeyim diye, acele ete, tim de bugün! Yoksa, takarım! — Her ne hal iset Yalnız, size bir sual daha: Sütcü, polise rüşvet vermek! Kahveci Hayri, elini boynuna gö <4 j ce bakım görmediğini anlarlar. Buna bir tek misal gösterelim: Ön sene evvel, Akşam muharririnin 'büyük himmetler sarfedildiğini |diği İstanbulda topu topu 1,600 — Pekâlâ, dinliyelim, bakalım! isteseydi, size vereceği parayı mı ve # celsede bunlar şahid olarak din« ' rirdi orada, yoksa başka para mı verir « ller. Evvelâ Kâmile, sonra Hay - |di? Ve başka bir şekilde? | — Başka parayı, başka bir şekilde vermesi daha akla yakındır! diyesi imar projesini yavaş yavaş tat- bika başlamış bulunmakta, memleke- tin içinde caddeler açarak yolları yap- ! tırmaktadır. |ti buğday, arpa| — Kâmile, yünden, kıpkırmızi eldiven- y ne dayanarak, hiç ç bir şeyin içyüzünü araşlırmak zalıme time katlanmıyarak kalemlerine dolu- ve bu suretli lar dı Yyor rüyor Bu sene Dörtyolda kından, incelemek ve o meselenin, içinden tanıyan, âşinası haline gelmek gerektir. Muharririn mümeyyiz vasfı bu olmalıdır. Matbuatımızın, dokümante neşriyat- la değerini bir kat daha arttıracağı de- virler çok uzak değildir. Bunun için biz burada ancak bu acıyanı ve gcıdığımız noktayı işaretle iktifa edip, Akşam ga- zetesi muharririnin bizim makalemiz- de mübalâğalı bulduğu kısma dokuna- cağız: Biz İstanbulu yarım asra yakın bir #Zamandan berf çok iyi tanıyan, hâfızası yerinde bir muharririz. Bunun için de ikinci makalemizde demiştik ki: «İstan bul yarım asırdan beri hiç bir dev bugünkü kadar bakım görmemiştir.» «Akşame muharriri diyor ki: «İstanbul şehrinin yarım asırlık bi- lânçosunu yapmağa hacet kalmadan bu şehre büyük himmetler sarfedild!- bin lâmba ile ışıklanacaktır. *|rükte kömürcü Mustafanın evine gö - İstanbulu ancak bu son on senedenbe ri çalışan belediye aydınlatmağa mu- vaffak oldu. Bu büyük himmeti ve ba- şarıyı görmek için de gözlüğe ihtiyaç yoktur sanırız. ... Polis Hasan Basriyi öldüren hırsızın soyduğu evler Polis Hasan Basriyi öldürmekten suçlu Ahmet Nâzımın muhtelif hırsız- |lıklarda suç ortağı olduğu kaydile ya- kalanan bahriyeli Salim, dün Karagüm- türülmüştür. Salimin, bu evi tek İ)n?lnı soyduğu neticesine varılmıştır. Müd - deiumumi Hakkı Şükrü de hazır bu - sitasile halkın ihtiyacını tatmin edecek | derecede gelecek mahsulünde üzere para vermekte ve bu suretle fe- kir bahçeci ve ufak çiftçileri himaye etmektedir. Payas ve Dörtyol limanından vapura cak, bir parti daha verilebilir. Payas o birisi #irasına girmiştir. ziraat bankası, köy kooperatifleri va-| almak Almanyaya satılan son portakallar yüklenmektedir. Bu hafta içinde iki vapur yüklenmiştir. Portakalın sonu olmak dolayısile bu defadan sonra an- limanından hergün bir iki vapur gelip gitmekte ve her gelen vapur buğday arpa ve portakal almaktadır. Gelen gelmesine nazaran limanlarından vapurların - baş ALA, — Polis Hakkı, benim kahvemde : 1 bir | yardı lda 3074 Jâmba eai Di teha ada aĞ n kında - leh eyhte - haj SAPdi. 'ğf':; ı;“'.*b“ ga LA A a Fi L aa iy olamliğiklli DAĞ sabe Te goğörmiyek lli kattinür üliren . — Peki, çek jli Eçrakı VÜİ DĞi yürütürken, o meseleyi - pek ya-| | v ilâve edilecek, yarın İstanbul beş|Teye çok muhtaçtır. Bu vaziyeti gören kadın, şunları anlattı: Hm bir, hele! Bu rüşvet teklifi duruşmasına, baş- ka bir gün devam edilecek! Hem suçlu, hem güçlü Sirkecide tramvaya binerken, sar « hoş olduğu için müvazenesini kaybe « derek yüzünden yaralanınca, bu yüz « iden vatman Nuriye sövdüğü iddiasile, Sütcüye götürmek üzere gitti. Ufaklı- |Ali Rıza isminde biri, dün meşhud suçı ği ona verip de, yerine bütün para ala-|hakyerlerinden Sultanahmet üçüncü cakmış. Ağırlık olmasin diye, Sütcü (sulh cezaya getirilmiştir. Üç gün hap- istemiş kendisinden ufaklığı... Bun -|sine, 200 kuruş para cezası ve 200 kus dan ötesi, Dimitrniin dükkânında ol «İruş duruşma masrafı ödemesine karazi muş, ben orada yoktum. verilmiştir. 1 oturuyordu. Bir aralık «ben» dedi «şu | sütcü Dimitriye öyle bir oyu noynıya- cağım ki!» Ben, «ne gibi?» diye sor- dumsa da, «onun orasını ben bilirim. Şimdiden açığa vurmam, sonra öğre - nirsin!» dedi. Sonra, gene o gün ko - cam benden bir mikdar ufaklık aldı. İzmirde Kızılay balosu hunarak, orada bir keşf yapılmıştır. ——— “CÖNÜL İŞLERİ &Z, Okuyucularıma Cevaplarım İzmirde Bay (Y. K.) a: Alleyi baksız gürmüyorum. Bah - settiğiniz kazın annesinin yerinde ben de olsam kızımın benden gizlice u- zun zamandanberi bir erkekle ko - #nuştuğunu işitince mütcessir olur- dJum, bu felâketini mümkün görür, önüne geçmiye çalışırdım. Kız: ma- nen ıslaha çalışır, maksada varıncı- Ya kadar da sokağa yalnız çıkması - na mâni olurdum. Binaenaleyh tut - tukları yolu tabif görünüz: Alelhusus aile sizi tanımaz, meş- ru bir maksat takip ettiğinizi bilmez, haklı olan infial duyar. Bu infialı gi- derecek yegâne çare kızın ailesini gö rüp evvelâ gizli konuşmâadan dolayı af dilemek, sonra kızla izdivaca talip olmaftır. İkinci noktaya gelince: Kanun 16 yaşındaki kızın evlenmesine müsaa de vermez. Fakat madem ki kızın hüviyet cüzdanı yoktur, !6 yaşında olduğu muhakkak değildir, yeniden tesbiti istenilebilir, bu yapılmasa bi- le hâkimden izdivaç müsaadesi al - mak mümkündür. Üçüncü noktaya gelince: Türk ta- biiyetinin iktisabı muhtelif şart - ların yapılmasına, sonra da Vekiller Heyetinin istidayı kabul etmesine bağlıdır. Muamele uzun sürer. kat Türk tabiiyetine geçmek istiyen 'Türk ırkından veya Türk harsından Olursa iş yüzde doksan kolaylaşır. Fakat evlenmeyi buna talik etmek elzem değildir. Kızın ailesi ile anlaş- t? a sonra bir hukuk avukatının fikuuni alınız. | Bahçıvan Ali Rıza hakkındaki , ralarında tarla ihtü H Sakk bağladığı bahçıvan Perikliyi öldürmek.- ten suçlu bahçivan Ali Rızanın dum,.i masında, müddeiumumilik beraat is « temişti. Şahsi iddia da bildirilmişti. — | Dün müdafa yapılmış, müddeiumu - minin isteğine iştirkk edilmiştir. Ka -! rar, iki martta saat on altıda anlaşıla » caktır, Karısını öldürene ceza verilmes istenildi fından dolayı kin| Kendisinden ayrı yaşıyan karısı Hae| — İzmir 16 tfususf muhabisimizden)— | ve ecnebi kadınlarının toplu bir şekil- mideyi, tekrar yanına gelmesi teklifini red 'ettiği için tehdid ve bu yüzden gö- türüldükleri Tahtakale karakolunda öl. dürmekten suçlu Hüsnünün duruşma- sına, İstanbul ağır ceza hakyerinde dün devam - edilmiş, müddelumumilikce, suçlunun tehevvüren katlinden teczi - yesi istenilmiştir. Müdafaa yapılacak- tır. karar ı Sur haricinde bir tarla sınırındaki a-/ İzmirin en güzel balosu olan Kızılay balosu, hükümet konağı salonlarında verilmiştir. Hökümet konağı salonları nurdan bir geceyi andırıyordü. Deko - Tasyon işlerine büyük ehemmiyet ve- rilmişti. Baloda İzmirin tanınmış şahsiyetleri nin hemen hepsi de mevcuttu * Saba- hın saat altısmına kadar eğlenildi. İzmi- rin yüksek sosyetesine mensup Türk de oynadıkları kadril sürekli alkışlarla karşılanmıştır. Yüz elli kişilik bir tertip heyetinin hususi bir itina ile hazırladığı baloda birçok sürprizler mevcuttu. Ecnebi dev letler konsoloslarından ekserisi de ba - loda hazır bulunuyorlardı. Kızılây ce- miyetinin tertip ettiği piyango büyük bir rağbet görmüş ve mühimce bir va- ridat temin edilmiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: