26 Şubat 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

26 Şubat 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

K şre T P eet -ei çe gel 10 Sayfa Teşkilâtı Esasiye Kanunu Millet Meeclisinde kanunun bazı maddelerinin tadili etrafında yapılan müzakereleri aynen neşrediyoruz (Dünkü nüshadan mabaat) — |sadımız dinla memleket işlerinde müawir ve Arzettiğim pronsiplerin başlıcalarının Teş- | #mdl olmamasını temin etmektir. Bizde iikit- kilâü Esasiyemize geçmesi, Atatürkün pren- | ĞN çezçevesi ve hududu büdür. Arkadaşlar; sipleri milletçe beraber bağlılığımızın ve bİZ şerayil salifenin geçmiş hükümlerinden llgimisin hukukt ifndesidir. Biz 14- "Yok zarar gören bir milletir. Onum ftema gö - 4, siyaset ve koraab sahalarında yap- ) Ttneklerinden gene en çok zrarı biz Türk- tığımız işler irfan ve viedanı hukukilerde İ€r gürmüşüzdür. Çünkü Türklerin hasleti ve yer bulsun ve hukuki hayatın mebdel, men- | Kâfakteri, inandığı şeye sadıkane raptı kalbı SON POSTA : : ' Amerikada Esrarlı Bir cinayet Nevyork sindikaları reisini şehrin meşhur zengini Rosef mi öldürttü? Birkaç gün önce Nevyorkta bir cina Ne kadar balık yiyoruz? Bütün Türkiyenin istihlâk ettiği balık yalnız İstanbulun istihlâkine tekabül etmiyor. 279 bin çift palamuttan 240 bin çifti İtalyaya gönderildi Hei ve istinatgâhi olsun. O itibarladır ki, devletçilik vastımı Teşkilâti Esasiyeye koy- mak kararını verdik. Milliyetçilik vasfı Alalürkün vazettiği prensipler — Türk'tür. etmek ve onun uğrunda kanını dökmeği ve bayatını feda etmeği emzeder. Fend ve sile hayatında beğendiğimiz ve İnandağımız ah - lâk esaslarına bağlıığımız da bundan ge - lir. Kânunusani ayı içinde tutulan 279'5:1 balıklarımızı da memleketlerine le bütün Amerika efkârı umumiyesini | bin çift toriğin 19 bin çifti İstanbulda, | göndermek istemişler ve ilk tecrübeyi yet oldu ve arzettiği garabet dolayısi-| pek yakından alâkadar etti. 25 bin çifti Anadoluda satılmış, 240 | yapmışlardır. Fakat uskumru ve bazi Öldürülen zat, Nevyork sendikaları bin çifti de harice gönderilmiştir. Bu|cins balıklar İtalyaya gidinceye kadaf reisi Redvuod'dur. ayda ihraç edilen balığın miktar? da-|çatlamakta ve yenilmiyecek hale gir- Kütfü Müfid ÖZDEŞ (Cürşehir) — Yiğit Yani asliyeti ve menşel itibarfle tamamile | millettir. milletin kendi seciyesinden alınmış ve anun bütün ihtiyaç ve zaruretlerine uygun olarak seçilmiştir. Bu prensipler aynmı zamanda türkçüdür de. Bu itibarladır ki milllcdlik vaz- fi kendiliğinden çıkan bir zaruret alur. (Rra- Yo sesleri) Bu milletin son asırlarda, gerek e- konomik hayatta, gerek şosyal hayatta çek - tiği elemleri burada tekrar etmek istemem. ©O son zafhaların hazin sahnelerini Atatür - kün nutuklarında açık olarak görmek müm- kündür. Eğer tekrar bu aet hatıralara dön- memek, bu eltn hayatı yaşamamak ve başe- riyete de böyle bir felâket hazırtlamamak ts - teniyorsa, Türk Milleti, behermehal Türkçü ve millici olmak lâzımdır. (Bravo, çok yaşa sesleri) (Alkışlar) 'Türk Miletini boşeriyet içerisinde mede - niyete yarar, sulha hükim, mümtaz bir ca- min yapmak için evvel emirdea Türk milleti- Di istikbal tarihinde de lâyık aktuğu mede- niyet seviyesine çıkarmak İkzımdır. Bu itibarla mililci olmak bizim saruri giz- Tunizdır. Fakat bizim milllci şlarımız dar ve İnhisaret değildir. Bizim millleliliğimiz me - Gen? beşeriyet içinde onum esasli bir unauru Olarak insanlığın A ve tealisine ve bütün dünyayı mes'ud ve mereffeh yaşatmıya ml - #uf bir milllelliktir. Halkçılığımız Difer bir vazfımız da halkçı olmaktır. Halkcı olmak uzın nazari bir e- seri değildir. Zaten bir prenstplerimizi ko - yarken geçmiş zamanlara ald veyahut in - sanların yüksek hislerinden mütevellld mü - mili olarak bir Türk istiklâlini ebediyen ke- rumak için ne gibi şartlar dalresinde yapıta-. cafını arıyarak ve ieabeden şartları tesbit İ kendi ederek aldığımız balkçılık bir merhamet ese- Da. V. Şükrü KAYA (Devamla) — Hiç bir din kendisini müdafaa için Türkler kadar 2- aümkâr, Türkler kadar fedakâr bir millet bu- Tamamıştır. (Bravo sesleri, alkışlar) Eğer, dünyada islâmiyet yaşıyorza, 10 asır- danberi kendisini........ Rasih Kaplan (Antalya) — Tam 12 asır- danberi. Da, V. Şükrü KAYA (Devamla) — 10, 12 kinde bir davadır. Biz diyoruz ki dinler, vic- 'danlarda ve mabedlerde kalsın maddi hayat)| ve dünya işine karışmasın. Karıştırmıyoruz| ve karıştırmıyacağız. — (Bravo sezleri, alkış-. Tar) Tarikatler meselesi Türkderla fenm mras elarak diğer bir şeyi de bir takım tarikatlara salik olmasıdır. Bi- zima bildiğimiz, Türk için yegâne doğru yol ve tarikat müsbet ilimlere dayanan milif - yetçillktir. Bu yokr tatmak Türküm madti! va manevi kayatı için en büyük kuvvettir. (Bra- vatandaşlarımızzırı yanlış gidişlere küçük bir rabıta kalmışıa a rabıtayı B. Af. Meelisinin kararile kökünden gi de değildir. Halkçılığımız doğrudan dof - | cıftçisini Türk ekseriyetini kendi ruya bü memleketin kurtarılması, müstakil i—u&ı_“ı—um—t olarak insanca yaşaması için için değil, halk tarafından ve halkla bera - ber sistemidir. (alkışlar) Bu sistem memle- f | İ ! bir gerti €V -İteket Tektir. Biztm halkerlığımız: halka doğru. halkİgemekile Pu aee AKtİf bi eleman yapmak ktir. Bu büyük kütledan eğer büyük bir menfaat bekiiyorsuk, ötekinin, Berikinin top- rağında çalışmaktan kurtarmalı: — kendiztni ketiri doğrudan doğruya halk tarafından ida- | kendisinin olacak olan topraktara hüklm Tesin! islihdaf eder. Binde ferd ve sinıf İmti- | malıyız. (Kurtaracağız seslezi) . SA yazı yoktur. Bütün vatandaşlar üzerinde ka- nunlarımız tamamile müvasi olanak mer' ve garidir. İttilâmiza vasıl olacak da cezasmı Asırlardan ve asırlardanberi canlarile, kan- Tarile müdafaa ettiklari topraklardan elinde kalan kısımdan olkun — kendisine hür ve e- :mrm&uvww'““"’*'mmmmwmm. Halkçılığımızın tatbikatta ve feşril hayatta yent yeni elemarlar olarak cihana nümune Olacak kadar Heriye varmış hukuki esorleri yardır. Partimizin her sene toplanan ocak korsreleri, iki senede bir toplanan vilâyet könereleri, dört senede bir toplanan büyük kurultayı; Avrupa hukukunda İnisiyatit, le- Şislatif ve referandum denilen eseslarım a - mek, hiç bir kimseye, çok görülmez zanne- Bunun tatbikıni kolaylaştırmak fetn Teşki- Vhti Eaastiye Kanumuna bir kayıt koyduk. Bu kayıd Büyük Başvekilimizin de bilverile söylediği gibi, hiç kimsenin hukuku tasarru- fiyesine bir taarrnz teşkil etmek, Bia işlemi- Lâiklik vasfı Arkadaşlar; bu memleket kâhinlerin ve BZAy'I mes'ullerin viedanlara âml! olmasından ve Devlet ve Millet işlerini görmesinden çak konomik kanumlarımızm bedefleri hep bu - a |fur. Röer bir çittçinin yüksek istihsal kabili- yetinden istiftnde ederek omu aynı zaman - fabrikanın bacası söner. Yaptığımız ekona - mik hareketlerin verimli olabilmesi için be- bemeha) Türk köylüsünü ve Türk çifteisini müstahsil olduğu kadar müstehlik vaziyele de koyacağız. Bugün ancak kendini geçindi- zarar görmüştür. Eğer Türkün yolu _—,im vaziyetten kurtararak, medeniyetin İnsanı- yerlerden geçdeydi ve orta asırlardaki za - manlarda kendi bildiği, kendi yapt-İı kanun- larla idare etseydi Devlet ve Millet idaresini mistik ve doğmatik esasdlara fik zamanlarda ve Osmanlıların ilk devirte- rinde olduğu gibi kendini kendi kanunları fle ve üsülleri İle İdare etseydi bugünkü bulun- duğundan daha çok Heri ve geniş olur ve me- deniyete daha çok hizmet ederdi. Türk mül- Tetinin son Aasırtada gördüğü felâketlerin, gektiği sıkıntıların zebepleri, aslı bir takım Kayri mes'ullerin ve gayrimer'i menba ve yasıtaların. yaptıkları kanunların altında D*- bun olarak iş görmek mecburiyetinde kal - masıdır, Mademki tarihta deterministiz. ma- demki ferattta pragmatik maddiyetçiyiz, o Belle kendi kanunlarımızı kendimiz yapma- eden her türlü endişelerden her türlü günün İcablarını, maddi zaruret- inde tutarak yapımalıyız. Mem- hayatı âncak bu suretle kur- tulur. Mane Tlerden müberra olarak — kanun- | Cümhuriy ti İçin Türkün temiz ahlâkı- | lara verdiği madetten, zevkten hissedar et - mek istiyoruz. (Alkışlar) Medeniyetin bugün- Kü yüksek huzur ve refahından Türk mille - Cini mahrum bırakmak bizim için zül ve şin olur. Elbette ki mahrum bırakmıyacağız. Bi- bette ki Türk milleti kendin! unrum! refah ve müdet ceviyestne çıkâracaktır. Bu da is - tihsâl kabiliyotini artırmak savesinde ola - çaktır. Koyduğumuz kayki bundan ibaret - tir. Döfer kayıd gene böyük Başvek'lin sıra - sında söyletii gibi hükümet teskilâtindia gö- rülen bir Tüzam fizerine yapılımıstır. Hükü - mette siyasi müsteşarlar ihdam dürünülmüş ve bunun zarureti görülmüztür ve icabı his- sedilmiştir. Bounun tatbikı için Teskilâbi Bsa- siye Kanuntında formaliteye aid bazr mad - delerin değitmesi icab etmiştir. Sön alarak Kendi cemaatımızı maverayı dünyaya | Setirilen tedil teklir! de ondan Harettir. Arkadaşlar ;tadili teab eden zaruzetleri ve Halk Partisinin prensiplerini yüksek hi unuzda mühtasaran arryetmiş oluvaram bama verflen varifeyi kismen | olam yapabilmişsem benim tetm büyük b"» da arzetmek istarim ki bizl H ğ 'îl İ mı inkişaf ettirmek kâfidir. Onun içindir. ki . bin her şeyden evvel Mükliğimizi İlân ettik. Kanunlarımızı ona göre vaptık. şstmdi 'de 'Teş. |nur. Unutmamılıdır ki bizt ğ kilâtı Esasiye Kanunamuza xeymak istiyo- | Yük esaslardan biri de memleketir ve mille- Ççin n hürriyetlerine ve Wte -|*İn yukadderatına yalnız ve yakıı Böyük | meğe başlanmıştır. Bundan başka göç- na zerre kadar müda -| Millet Moclisinin hâkim olmandır. Hâkimiyet vsedanı hürdür. | Milletindir. (Alkışlar.) ruz Eşhasın dikleri dinlere Intisab halbmiz yoktur. Herkes Bizim istadiğimiz hürriyet Hiklikten mak -| mmiz ve tekliflerimiz an dran ettikten sonra kurez5 olu- | bil- (Arkası var) Bay Redvood o gün akşam yemeği- ne birkaç dost çağırmıştı. Fakat yemek zamanı yaklaştığı halde ev sahibi he- nüz meydanda yoktu. Gelmiş olan mi- safirler de salorda Bayan Redvood ile kenuşarak bekliyorlardı. Derken bir den bire birkaç silâh sesi işitildi. Bekçi öpekleri de havlamaya başladılar. Misafirlerden biriz — Hayır, silâh sesi değil, motosiklet olacak. dedi. Fakat Bayan Redwyeod sapsarı, ayağa kalkmış: — Yok, yok, silüh sesidir. diye mırıl Birden bire salon kapısına doğru koştu. Köşkün tbahçesine çıktı. Davetlile/i de omu takip ettiler. Dışa- rıda hepsini feci bir manzara bekliyor- du: Bay Redvood kapıda, kendi otama bilinin. direksiyonu üzerine yığılmış, kafası rüvelver kurşunları ile delik de şik, ruhsuz bir halde ya' yordu. Haberdar edilen polis derhal yetişti kaç kişi tarafından taarruza uğramış ve ölmeden önce otomabili evinin ka- pısına kadar getirmeye muvaffak ol- muştur. Fakat kim öldürdü, neden öldürdü? Sivil araştırma polisleri çok geçme- den beklenmedik bir iZ buldular: Mak tul Bay Redvood birkaç haftadan beri Nevyorkan meşhur zengini ve tilnel in şaatı mütcahhidi olan Bay Rasef He şiddetli bir ihtilâf halindeydi ve Bay Redvocd o sıralarda Rosefin yanı toz- gâhlarından birçoklarında çıkmış alan grevlerin riyasetini deruhte ettiği için milyaner kızdıkça kızıyordu. Hattâ bir 'i € — Sizin derinizi yüzeceğim. Şimdiye kadar hiç kimse bemim amelemi greve teşvik etmemişti, diye bağırmıştı. Acaba Bay Rosef - tehdidini tatbik Mmevkiine koyarak Bay Redveod'u ay- hkle katiller vasıtasile öldürttü mü? Şimdilik muhakkak olan hiç bir şey yoktur. Yalniz aleyhinde kuvvetli şüp heler uyandığı cibetle polis Bay Rosef için adliyeden bir tevkif müzekkeresi istemiştir. Bayram nasıl Geçti? (Baştarafı 9 uncu sayafada | birkaç gün izin alıp ta, sırt üstü yatıp dinlenmek! İnsan bunları dinledikten sonra, gay ri ihtiyari : — Acaba, diyor, gu bayramı neşeli geçirdiklerini söyleyenler kimlerdir? Yoksa bam kimselerde, pespembe ka- naati Uyandıran, bayramı geçiştirmiş olmanın keyfi midir? Naci Sadullak İpsalada göçmenlere yardım İpsala (Hususf) — Kızılay Cemiye- Hi göçmenlerden fakir ve kimsesiz o - lanle yirmisini giydirmiştir. Göçmenlere tarlalarına ekmeleri i- r ve susam tobumu tevzi edil. menlere ketentohumu, yulaf ve kuşye- mi de dağıtılacaktır. hilde sarfolunanlardan aşağı yukarı| mektedir. Şimdilik bu istekten vazge Diğer cins balklardan tutulan 934 'bön kilonun 700 bin kilosu İstanbulda çilmiştir. nunun kilosu borsada 36.25 — kuruşa, İstanbul müstesna olmak üzere Tür|36 da 34.75 kurüşa satıldığı halde 37 kiyenin tekmil bahk istihlâki İstanbul İ yılı başında 48 kuruşa fırlamıştır. Kıs İtalya balıkçıları torikten başka di- ken 55 kuruş olmuştur. —— .. .—. . “Nasıl öldüm ve yeniden nasıl dirildim ?,, (Baştarafı 7 nci sayfada) — 7... büyük kâğıt. — Baksana gazeteler ne yazıyorlar? dedi. Sen sözde ölmüşsün.. Üstelik herkesten de tâziyet telgrafları alryo - diyarlardı. Hakikaten bütün gazeteler, benim 5 müyonu kaybettikten Ssonra sektei kalbden öldüğümü söylüyorlar, ve cesedimin morgda olduğunu anlatı - yorlardı. Biraz sonra kapı çalımndı, odama 20 tane genç gazete muhbiri girdi. Bir - birlerine bakıyorlar. — Amtna sahtekâr!, Kendisini nasıl da benzetmiş? diyorlardı. Ben de bun- lardan hiç bir şey anlamıyordum. * nihayet orada öğrenebildim. Meğerse benim 3 milyonu kaybettiğim gün, de- niz kenarında da yüzü gözü darmadar Egrn olmuş bir Japon cesedi bulmuş « Benim 5 milyonu kaybedişim ile bi 4| Japon ölüsünün arasında derhal bir münasebet kurmuşlar; ve olsa olsa bu ölenin Sessue Hayakava olacağına hükmetmişler. * Hâdise, Amerikaya aksetmemişti. A« radan biş seneden fazla bir müddet geçtikten sonra bir gün Amerikan ge- zetecilerinin eline, Fransada çıkan ve benim öldüğümü haber veren bir gar zete geçm Havadis bayat ta olsa Amerikada neşredilmemiş olduğu için, o da der « hal mal bulmuş miğribi gibi havadisi gazetesine 50 dolara satmış, ve benim ölmem keyfiyeti Amerikada da böyle çıkmış. Şimdi ben Sessne Hayakavo sağım, ölmedim. İşte kendi imzamla macera> yar yazıyorum. Eskişehirdeki köy muallimleri kursu Afyonkarahisar (Hususi) — İlk tedrisat umum? müdürü İsmail Hak « kı, buraya gelerek vali ile maarif işlerli hakkında görüşmüştür. 1 nisanda açıs lacak olan köy muallimleri kursuna ae« kerlikte muvaffakiyet göstermiş; okurf yazar elli kadar genç gönderilecektir. Bu suretle gelecek sene bir çok köylet muallimsizlikten — kurtulmuş olacak « tır. Amasya halkevi reisi Amasya (Hususi) — Halkevi rels liğine belediye reisi Celâl Eren seçil * Amerikaya gittim, işin mahiyetini miş, vazifesine başlamıştır. Manisa Halkevi kayakçıları Ödemiş, (Hususi) — Manisa Halkevine mensup kadın ve erkek 150 kadâf kayalıçı, kayak sporu âletlerile birlikte Bozdağa çıkarak karlı tepelerde kâ* yak sporu yapmışlardır. Kayak sporu için çok müsait olan Bozdağda ka, çılar Ve neşeli dakikalar geçirmişlerdir. | | | |

Bu sayıdan diğer sayfalar: