9 Mart 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

9 Mart 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

10 Sayfa Teşkilâtı Esasiye Kanunu Millet Meclisinde kanunun bazı maddelerinin tadili SON POSTA Adli tıb işlerinde Mühim bir sahtekârlık (Baş tarafı 1 inci sayfada) Tuhaf bir rapor etrafında yapılan m“zakereleri aynen neşrediyoruz L yakat Tibbı Adlinin mahkemede o- e— fi Şimdi Halll Mentöşenin teknik olarak bah- |Git coşit teşekküller vardır. Son zamanlarda gettikleri noktalara gelelim. Liberal propa - | $0l fikirlerin müşterek çalışmaları için ya- paganda Türkiyede yapılmıyacak mı? Encü- |Pilan ve halk cepheleri diye isimlenen bir cümen başkanı benim de dahil olduğum en- | Sakım siyasal kurumlara rastlarız. Bunlarla tümen arkadaşlarımız namına cevabımı- | bizim halkçılık telâkkimizin münasebeti yok- Z verdi. Bon bu izahata biraz daha şümül | tur. Bu kelimenin aslı inkılâbın İlk günlerin- vermek isterim de partiye âd olarak alınmıştı. Büyük Şef hüki anayasaya geçerken bun- |İlsanı lle daha o zaman yapılmış olan halk- ların mânalarını uzun uzun metne sokmauya |Çılık tarifi parti proğramında kemalini bul- Kkanunun konstrüksiyonu —itibarile imkân|Mmuştur. Bu vasıf yurdu imtiyaz iddiaların- yoklur. Fakat bir nokta pok açıktır ki, şim- | dan ve sınıf kavgalarından koruyan büyük diye kadar ana kanunun temelini teşkil et- |ehemmiyeti haizdir. miş olan Cumhuriyetçilik aleyhine yurt için- | Sonra Iâik ve inkılâpçı telâkkiler. 'de hiç kimsenin hiç bir faaliyette bulunma- | — Arkadaşlar, Iâik telâkkisinin de yalnız na- &1 caiz olmadığı gib! gimdiden sonra da Cum- |zart hayatta değil, bülhassa tatbiki sahada huriyetçiliğin nakızı olan saltanat lehine bir (da Türkiyede olan derinlik ve samtmilik ile hareket; hiç bir kimseden bir hareket sadır İtatbik edildiği yer dünyada yok denebilir. olamıyacağı gibi, Teşkilâti Esastiyenin umu- | Lâisizmi flim ve politika mevzuu olarak ilk Mi bünyesinin datı altında olarak milli- | telâffuz eden insan kütleleri bunların bugün- yetçiliğin nakızı olan beynelmileleilik ve halk- |kü Devlet şekiileri içinde bile bizde olduğu Çilik nakızı olan imtiyascılık veya sınıfcılık | kadar incelik ve elddiyetle takip edildiği yer ve devletçiliğin nakımı olan liberallik, Iâikli- | yoktur, Bu mefhumların bizim tatbik şekli- ğin nakızı olan klerikallik ve inkılâpçılığın İmizdeki esas mânaları da gene parti prog- nakım olan irtica lehinde hiç bir faaliyet İyamımızda açıkça yazılıdır. İ Halk Partisi ve Devlet 'apılamıyacaktır. Bu esasların Kamutayca kabulünden sonra memleketin sotyal, kültürel ve siyasal hiç bir sahasında ne tek adamın ne de cemiyet ha- linde herhangi telkin veya teşebbüs halin- de hiç kimse katiyen faaliyet ifa edemiye- ceklerdir. (Bravo sesleri alkışlar) Dikkat buyurulmuştur ki Devlete vasıf ola- cak yeni hükümlerin münalarını 1zah ede - bilmek için hep Parti Programından yardım alıyarum. Bunun sebebi açıktır. C, H. Partisi yeni Devletin fikir ve poliüka kaynağıdır. aa Haa aaaana Tanalarım ea Parti lberal devletlerde görülen bir çok par- Usun izah, edici sözler İlâvesine ımu"*hlnrden biri de::ld_zr Yeni Devletin hayatı ığını iştim. t Kamutay hu- boyunca derin tecrübelerle pişmiş ölan, bün- m“—“_ M"”"“ M"" ki bu ke, Yesinden her zaman Dovlete esaslar vermiş- limelerin mânalarını bütün halk tarafından Ür. Bu sebeple devlet vasıflarının anlaşılma- bütün tatbik ediciler tarafından anlaşılma- (© idin bütün alâkadarlar — Dugünkü Parti ganı kolaylaştırır. Bu itibarla bu isahlar üze- | ProSTamından istifade edeceklerdir. Tinde müsaadenizle bir az fazla duracağım. | Bu değişme ün ehemmiyetini ae anlamak için aöylemeyi lüzumlu gördüğüm Biz Cumhuriyetçiyiz bir noktayı daha tebarüz ettirmek İsterim. Arkadaşlar, Cumhuriyetçiyiz diyoruz. | Arkadaşlar, müstakli Devlet ve müstakil mil- Cumhuriyet " Türkirenin “ debişmez " Denlef İlet olmak gibi bir ülvi dava vardır. Müstakli şeklidir diye Ana Kanuna hüküm koymuşuz. | devlet ve millet olmak yalnız şu kadar bih Fakat Cumhuriyetin bizde tatbik edilen tar- | kilemetre murabbat toprağın üstünde şu ka- zından başka çeşidii nevileri de vardır. dar milyon halkın kayıtsız ve şartsız yaşayıp : ekonomik sosyal ve siyasal sahada çalışması Siyasi vahdet mânasına gelmez. Bilhassa bir milletin ve bir 'Türkiye öyle bir Cumhurtyettir ci bu şimdı- | Devletin tam müstakll bir devlet ve millet ye kadar Ana Yasaya girmemiş olan ve bu- |Olmak için kendi hayalından doğmuş ve ken- gün girecek olan diğer beş vasıf ile beraber | di hayatına uygun kendi öz malı bir rejime bir siyasi vabdet teşkii eder. Meselâ Amerika | Sâhip olması Jâzımdır. Böyle olmazıa vaziyet da bir cumhuriyettir. Fakat idaresi itibarile | Yurdun bir parçası ecnebi istilâsı altında bu- büsbütün başka esaslara dayanır. Franta da | lUnduğu zamana benzar. O halde yurdun ha- bir cumburiyettir. Fakat tam liberal bir cum- | YALi bir esasırı toşkil eden rejim ecnebi fikir- Murtyattır. t Müttehit Şüralar Sövyet | ltrin istilâsı altında demektir. Rusya da bir cumhuriyettir. Pakat sınıf hâ-| Dünya bugün çeşitli rejimlerin ideolojileri kimiyetine dayanan bütbütün — başka şekil (arasındaki mücadeleye sahne olmuştur. Ha- yatımıza uymıyan dış rejimler bize tesir ya- lde Türk Teşkilâtı Esasiye Kanunun- | parsa bu, iç hayatımız için tehlikeli olur. Biz da Türkiyenin yalnız cumhuriyetle idare e- (| kendi rejimimizi bu tesirlerden korumalıyız. dildiğini ve Türkiyenin yalnız cumhuriyet- | Konuştuğumuz Teşkilâtı Esasiye müzakere- çi olduğunu Hade etmekle bugün ilerlemiş | Jerinden istifade ederek dış tesirler üzerinde ve inceleşmiş olan siyasal mefhumların an- | bir az daha durmak yerinde olur. daşılması alanında kâfi bir vuzuh — yapmış Şi misreft ai A Xe Yela'öğe MEL İA NNK böğetimen Müştereken sonra dünya yatının aa aa aa gmakân verecek bir vazek, | biT mübeçgiri, bir işığı gibi lberal Devlet dev e bel , İşte bu altı vasfın yane | T1 döğmüştur. İlk doğuşta bir kıymet zanılan "M“'“"" tumhüriyetimizin farık vasfı ve ı: 'hıır ı;ınm Kapışa. kapışa lık;lt :ııuıı rak kanunda ?ll .|bu tip idare, styasi haklar tarafından da e - ÖLDT ERİRĞi dağa yee n D G a: öylü Gelletlmatüme 'uğr ll ini radı ki dünyanın bemen hemen her köşesin- mî":u:, * :'dunh:v'm bir noktayı | ge bu tip Devlet çürüyor. İnkılâpçıyız diyoruz; Cumhuriyetçiyiz. di- il İ yoruz. Bazı insanlar komünizm E.,’."n_ Liberalizm bulunurlar, Böyle bir adam hâkim huzuruna | Bu gün liberalizm her yerde ya çökmüş, çıktığı zaman, evet ben Inkılâpçıyım ve bil- | tarihe intizal etmiş veyahut da sarsıntı nö- hassa cumhuriyetçiyim der. Ve inkılâpçı 6l- betleri içinde can çekişmektedir. Hayata ye- kunan raporunu, alâkadarlar kadar, a- ukatlar ve samiin de tuhaf karşılıyor lar. Filhakika raporda, Nadinin, akıl has talığına musap olduğu için, ehliyeti ce- zajiyesi olamıyacağı söyleniyor. Hattâ rapor bu kararla da iktifa etmiyerek daha ileri gidiyor. Ve müşahede altına alınan Nadimin şimdi iyi olduğunu, serbest bırakılması lâzım geldiğini, fa kat tekrar, delirdiği takdirde gene bir 5700 Hira ihtilâs etmemesi için kefalet le salrverilmesinin muvafık olacağını anlatıyor. ; Emrazı Akliye hastahanesine müracaat Ağır ceza mahkemesi bu raporu o- kuduktan sonra, suçlunun vaziyetine de bakıyor. Deli değil, değme akıllı in sanların başaramıyacakları düzenlerle bu paraları ihtilâs eden Nadinin, ehli- yeti cezaiyesi olamıyacağına dair ve- rilen bu raporu kanaatbahş göremiyor ve suçlunun bir kere de Emrazı Akli- ye hastahanesinde muayenesini müna sip görüyor. Oradan gelen rapor tak. riben şu mealdedir: «Nadi evvelâhır &- kıl hastalığına musap değildi. Halen de değildir.. Diğer taraftan vak'a Tıbbı Adli mües sesesine de inlikal ediyor, “Bu imzalar bizim değil| ,, Raporun altında Adli tıp reisi Halit, muavini Fahri Can, müşahedehane mü dürü Hayrullah, kimyahane müdürü Fehmi Rıza Morg müdürü Rahminin imzaları var. Mesele Adif tıp mücsseşeesinde mev zuu bahsolunca, müşahedehane müdü rü Hayrullah: «Fakat biz, bu adamı iyi ce müşahede altında tuttuk ve akli va ziyetinin sağlam olduğu neticesine var dık. Delilik bahsi de nereden çıktı ? » diyor. Ve Hayrullah raporu gözden geçiri- yor. Ve imzasına bakınca «bu benim im zam değil!» diye hayret ediyor. Diğer iki müdürle muavin ve veis de, rapordaki imzaların kendi imzaları olmadığını, bunların taklid imzalar ol duğunu ve raporun da verdikleri rapo- ra uymadığını, bilâkis taban tabana zıd mahiyette bir neticeye bağlandığını gö- rüyorlar. Bunun üzerine, adit tıb işleri reis- Liğince müddeiumumilik makamına ih- barda bulunuluyor ve bu işi yaptığı sa- Mert 9 Suriye gazetelerinde yeni bir terane (Baş taralı 1 inci sayfada) si ayni halde devam edecek ve Suriye ile Türkiye arasındaki ihtilâfa Fransa müdahale etmiyerek bu iki memleketi başlı başlarına bırakacaktır. Makale, bu son fikri bu kadar sarih olarak ifa- de etmemekle beraber bunun böyle o- lacağını da anlatmaktan hali kalmıyor- du. Soön günlerde yapılmış olan bu ka- dar tahrikâttan, gürültülü neşriyattan sonra bütün Suriye iddialarının netice- de almış olduğu bu cevap buradaki nasyonalistleri çileden çıkarmıştır. Nasyonalistlerin en müfrit cenahı - nın Mümessillerinden olan Elkabes ga zelesi - bu gazete Osmanlı imparator. luğu devrinde de imparatorluğa karşı en şiddetli neşriyatta bulunan El Muk- tabes gazetesinin istihale etmiş şekli- dir . bir makale ile bu neşriyatı tefsir ediyor. «Demek oluyor ki, diyor; Şarkta Fran sanın resmi organı, bizi açıktan açığa tehdit ediyor. Bu tehdide göre, Cenev- rede bulunan heyetimiz iki şeyden biri ni kabul edecektir: Ya kabul, ya red! Kabul ederse Suriye Sancağı kaybede- cek, etmezse hem Sancağı kaybedecek, hem de hürriyet ve istiklâl Elkabes'in başmuharriri Necip Elris tarafından yazılan bu makalenin dili çok acıklıdır. «Fransa, niyetlerini de- giştiriyor mu?» diye kendi kendine sor duğu bir sual üzerinde düşünerek ve bu makaledeki tehditlerden sonra di- ger birtakım hâdiselere mâna vererek kara kara neticelere varıyor: «Fransa bize diyor ki, ben sizin için harbede- mem. Sizin için yapılacak şey, İsken- derun Mmeselesinde ısrar etmeyip, bu bahsi kaybetmeğe razı olmak ve Allahı nıza şükredip oturmaktır!» Son günlerde burada Vatanilerin e- hemmiyetle dikkatlerini celbeden ve onlara birtakım şüpheler veren bir me- sele de Fransa - Suriye itilâfı ve itti- fak muahedesi üzerine Fransa tarafın- dan vadedilmiş siyasi afii umuminin ilânındaki teahhürdür. Burada Fransa aleyhinde yapılmış olan muhtelif kı- yamlar ve sair sebepler dolayısile hap se veya nefye mahküm edilmiş bulu- nan bir takım Suriyeli siyast mücrim- lerin affi hakkında muamelesinin şim- diye kadar çoktan yerine getirilmiş bu. lunması iktiza ederdi. Son zamanlarda, gazetelerin mütemadiyen ortaya attık- ları bu meselenin henüz neticesiz kal- nılan başkâtip Raif aleyhinde tahkikat başlıyor. Tahkikat Müddeiumumtlik, tahkikatla ehem- miyetli surette meşgul olmaktadır. Ad.- W Tıb Reisliği Başkâtibi, doğrudan doğruya merkeze bağlı olduğundan, a- düfu için komünizm yaptığını söyler bu hu- İni doğmuş olan Türkiye Devletinin hayatı leyhindeki tahkikatın, takibat şeklinde susta Teşkiliti Esasiye Kanununa konmuş için iiberalizm çok fena ve çok gararlı bir| daha ziyade fi'lileşmesi, bazı kanuni Olan vasıflara hizmet vadisinden beni nasıl unsurdur. Bu gün Dberalism demek hukuk olup da muateb addedildiğini ileri sürer. Hayır bütün vasıflar yanyana mütalea e- da bir kısım yurtdaşları diğer yurtdaşlara dillnce ne komünlet ve ne de faşist bir hare- İstismar ettirmeye açık bir kapı demektir. keti bizlim rejimimizin derpis etliği bir in-; Bu, sade yeni ve nizamlı bir Devlet kurup kalâp diye fleri sürmeye imkön yoktur. Diğer işletmek yolunda olan bizler için değil, asır- ın tamamlayıcı mânası içinde bizim lık Devletler için bile bir afettir. #akılâpçılığımızan ferikaları vardır. Bade cumhuriyetci veya sade İnkılâpet 0-| — Eğer biz sadece kopye edilmiş liberal fikir- düşumuzun değil: diğer ana vasıflarımızın da lerle meşbu bir cumhuriyetçi olmakla iktifa başka yerlerde, baska ideolojilerde kullanıl- |©tseydik, güç ve çetin zamanlarımızda yurt dığırdan ayrı ve bize mahsus münaları var- diğindan içeriye dökülen zehirlerle memleke- dir. ti altüst etmek İsteyenlere karşı — durabilir Milliyetçilik — vasfı müydik? (ANah göstermesin sesleri.) RASİH KAPLAN (Antalya) — Bübü kulesi Arkadaşlar, milliyetçiyiz, demekle milll - yetçilik bakımından da bugün dünyada kul- mi burası? (Arkas: var) lanılmış çeşitli mânalar vardır. Meselâ, kan | *---eeeresasaessssncescecasrnecererRenArAReererenAeneRdad eee serEnERAALEneAE S aSELAnAseSALALACEN Türk Hava Kurumu BÜYUK PiYANGOSU Mmilliyetçiliğini tatbik ederler. Bu nevi milliyetcilik bazı yerlerde aktif ve pastif vasıflarla tatbik sahası buluyor. Ken- di kanımdan ve kendi ırkından olmiyanları yurt dışına atmak veya yurtdaş hakkından mahrum etmek passif bir kan milliyetçiliği- nin tatbikidir. Bir de sınırlar aşırı yerlerde hattâ kıt'a ve deniz aşırı yerlerde mevcut ve ! kanından ölan insanların siyasal hu- e birlik içerisine girmesini Ihtiva eden erçeveli irredentist milliyeteilik var- da kan milliyetçiliğinin aktif bir gö- Daha bir çok milliyetçilik fikir ve gekir * verdir. b Fakat bizim milliyetçiliğimizin ana vasfı ana yasamızm diğer hükümlerinde ve Cum- hurivet Halk Partisinin reğim prensipleri 1 - gerisinde de belirtilmiştir. Beyaetmilelci her | 'cereyan mülliyetejlik telakkisine muhaliftir. ı Halkçılık Arkadaşlar, halkçılık diye yer yüzünde çe-' 5. ci ve 20.000) liralık iki DİKKAT: Bilet alan kiletini değiştirmiş bulunmalıdır. (*) Baş tarafları 25, 26 Şubat ve 2, 4, 8 Mart tarihli nüshalarımızdadır. |bakımından bir anarşi; ekonoml bakımından | merasime tabidir. Bu itibarla, müdde- iumumilik, yaptığı — tahkikatı sür'atle Adliye Vekâletine bildirecek ve bu ka- nunt? merasim — hallolunduktan sonra, takibat daha kat'i filiyat sahasında yü- rüyecektir. Başkâtip serbest Başkâtip Raif, şimdi serbest bulun- duğu gibi, kendisine işten el çektiril. miş de değildir. Bununla beraber, ken- disi bir kaç gündenberi vazifesi başına gelmemekte, evinde dinlenmektedir. Şımdiye kadar binlerce kişiyi zengin etmiştir. keşide 11/Mart/1937 dedir. Büyük ikramiye: 50_000 liradır... Ayrıca: 15.000, 12.000, 10.000 Liralık ikramiyelerle (10.000 adet mükâfat vardır. herkes 7/Mart/937 günü akşamına — kadar Bu tarihten sonra bilet üzerindeki hakkı sakit olur... nin mühim bir kısminı mış olması ve bu teahhürü izah için Fransa tarafından gösterilen sebeple - rin ipe un sermek kabilinden oluşu şüpheleri ve ayni zamanda şikâyetleri arttırmıştır. Görülüyor ki resmi Fransa, Türkiye ile yapmış olduğu itilâfı tatbik ettir. mek için lâzım gelen hareket yolunu tutmamış değildir. Ancak, bu, mesele- nin yalnız bir tarafıdır. Bir taraftan işi böyle tutarken öte taraftan da tavşana «kaç!» demekten hali kalmıyor. Cenev redeki müzakere esnasında Suriyeye hoş görünecek bir iki madde koparmak la, davanın bir neticeye varıp kapanıp gitmesinden evvel Suriyede Türkiye aleyhinde yapılacak tahrikâtın devamı na yardım etmekle Fransanın istikbal siyaseti hep kazanacaktır. Bu hesaplar, hep böyle iki taraflıdır. Son günlerde Suriyeli islâm gençli- ği birliği namına uzun bir ariza hazır- lanarak ve muhtelif şubelere mensup mMünevver Suriyeli gençler tarafından imzalanarak Halepteki Türk konsolosu na tevdi edilmiş ve bu arizanın Türki- ye Vekiller Heyeti ile Türk parlâmen- fosuna gönderilmesi rica edilmiştir. Bunda İskenderun meselesi hakkında malüm şekilde tazallüm edildikten son ra, Şekip Arslan tarafından Doktor A- Fasa atfedilen sözler üzerinde durul- maktadır. Doktor Arasla bir münase- beti olmıyan ve burada kat'i surette tekzip edilmiş bulunan bu sözler üze- rine tekrar getinmiş olması, yapılmak- ta olan sistematik tahrikâtın devamın- dan başka birşey değildir. Tehdit yolunu tuttular Halep 8 (Husust) — Vataniler son zamanlarda propaganda faaliyetleri- Kuseyir mın- takasında teksif etmişlerdir. Bir zamanlar Kuseyir mıntakasında Vatanitler namına yararlık göstermiş o- lan Halep yakınlarındaki Anden kö- ı yünden Şeyh Ahmet adında birini sırf bu maksatla Kuseyir'e göndermişler dir. Şeyh Ahınet elinde martini yanın” da bir takım kimseler, köy köy dolaş” makta ve Türkleri iz'aç için elindef gelen her vasıtaya müracaat etmekte* dir. Maksadı tahrikât yapıp Türkleri ihtilâl çıkarmaya sevketmoktir. Türk köylüsü Şeyh Ahmet ve ave” nesinin tahriklerine sükünetle muka* bele etmektedir. ğ Vatantler ve manda — memurlar! halktan Suriye lehine müzaheret göre* meyince tehdit yolunu tutmuşlardır. Arap halk «Sancağı alacağız» vâdile kandırılıyor Lâzkiye, 8 (Hususi) — Vatanfler tarafından yapılan tahriklerle bazı A“ rap mıntakalarında saf halk iane per” desi altında dolandırılmaktadır. Bu dolandırıcılık bilhassa; — «silâh ve cepane alacağız, bu suretle Sancağ! Suriyeye ilhak edeceğiz. O zamall Sancağın toprakları, mahsulleri yağma edilecek» gibi vaidlerle yapılmaktadır. İnsanlardan evvel Hayvanlara mezarlık (Baş tarafı 1 inci sayfada) Bu hususta dün mütalealarını sor- duğum alâkadar mütehassıslardan Kâr zım ve Rahmi diyor ki; — Bence, şaşılacak olan nokta, hay- vanlara mezarlık yapılması lüzumu” nun şimdiye kadar düşünülmemesidir. Ortada bırakılan bir hayvan ölüsü, korkunç bir mikrop yığınıdır. Faraza, altında hayvan ölüdü yatan bir toprak- ta otlayacak hayvanların hastalanma”r maları imkânsızdır. Çünkü hayvanlar- daki mikroplardan bazıları kendilerile birlikte ölmez. Meselâ şarbon mikro- bunun basilleri, toprağın altında bile yedi, sekiz ay yaşar. Bu mikrobun top” rağın üstündeki ömrü ise, otuz senedem fazla sürer, Tetanos, ve verem mikropları ayni derecede teklikelidir. Bir hayvan ölüsündeki Ruam mik- robunun ömrü de hayli uzundur. Hem Ruam mikrobu insanlara da sirayet © debilir. Ve en çabuk öldüren mikrop” ların elebaşılarındandır. Bu itibarladır ki, hayvanlara mezar" lık yapmak fikrinin bütün memlekete, ve mümkün mertebe hızla — sirayetii temin etmek lâzımdır! ğ Profesör Mazhar Osman da ayni fikirde, O da: — Çok muvafık... diyor... Ve ilâve ediyor: — İnsanlara mezarlık yapmak, edâ edilmesi zaruri sayılan bir hürmet bor” cudur. Fakat hayvanlara mezarlık yapıt ması, bizi en müthiş tehlikelerden ko” ruyacak olan bir harekettir. Yani, hayvanlara mezar yaj; zaruretine nisbeten, insanlara mezâl yapmak vazifesi bir fantezi kalabilir: Bu itibarladır. ki, hayvanlara mezâi yapmak ta, insanlara mezar y tan erken davranılışını teessüfle karşi” lamak, mantıktan çok uzak kalan bif hassasiyete kapılmak demektir. Bu hususta, Şehir Meclisi âzalarıt? dan muharrir Selâmi İzzetle de görür tüm, O, İzmitte verilen kararı hiç t€ reddütsüz alkışlayan ilk sözlerini, 98 cümlelerle tamamladı: — wİnsan mezarlığı yokken hayvan” lara mezarlık yapılır. mi?» suali, dü” şünceli bir kafadan sadir olmamalıdı!: Çünkü böyle bir sorgunun: — «Kaldırım yokken, konservati” vara ne lüzüm varğn” kabilinden bif sualden hiç farkı yoktur. Boynumuz” da ipekli kravat yok diye, yalınayaf y doleyalmei Eğer insanlara mezarlık yapılma$f lâzımsa, hayvanlara mezarlık yapı mast elzemdir. Çünkü birincisi Vi ni, fakat ikincisi hayat? bir zar! Bu yüzdendir. ki, hayvanlara me zarlık yapılmasına isyan edeceğimize insanlara da mezarlık — vapılmasını t menni edelim!

Bu sayıdan diğer sayfalar: