20 Mart 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12

20 Mart 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

â —İ1-— Bir kadın .çehresi ki kaşları yolunmamış ve ensesine jilet değmemiş Teyzeciğim, yeni açtığınız anketle ©n senelik akuyucunuzun eski bir ya- rasını neşterlediniz. Hayalinde yaşat- tığı tipte bir eşe sahip olmak insan için ne büyük saadet... Ben bu saadete kavuşamamış, 38 yaşında bir erkeğim. İşte hayalimdeki kadın tipi: WÜCUDU; Beyaz, yuvarlak çehre, o çehreyi süsüyen, yolunmamış kaşlar, kumral saç, jilet değmemiş bir ense, balık etinde, orta boylu.. 'TABİATİ: Az söyler ve söylediğini dinletir, ağır başlı, evini sever. Zev - cinin az veya çok geliri İle kanaat e - den ve hayallere kapılmıyan kadın. TAHSİLİ: Bence ev kadınında orta tahşil mattüptur. Maamafih. hesabını bilecek ve evini idare edebilecek ka - * biliyette olduktan sonra ilk tahsil de kâlidir. Balıkesir, Post Restant 222. 8. BN a Beğendiğim erkek: Müzik sever ve eğlenceden hoşlanır Beğendiğim erkek tipi şudur: VÜCUDU: Esmer, siyah saçlı, siyah gözlü, geniş omuzlu.. TABİATİ: Ciddi, müzik sever, eğ - lenceden hoşlanır, maamafih bu hoş.- lanmayı hiç bir zaman sefahat dere- pesine götürmez. Uysal, tutumlu. 'TAHSİLİ: Yüksek tahsil. Vâkâ, kadın olduğum içinbenden yalnız ideal erkek tipini soruyorsu - nuz amma, ben ideal kadın tipini de anlatacağım: Kumral, beyaz tenli, u - zun boylu, zayıf, Sadece, ciddi, ve tu- i, ev ve el işleri- Lmesi lâzımdır. İstanuBul. Beyazıt Binnar vi d Kadın azami Jise tahsili görmüş olmalı Beğendiğim kadın tipi şudur: VÜCUT: Ne çok şişman, ne de uzun çehre, Burun biçimli, ağız ufak, dişler beyaz ve muntazam. Saç kıvırcık ve sarı. Göz ve manalı, irice. Kaş in- ©e, uZunN. uzlar geniş, e! mutedil, îı ince, balık etinde bir vücut. Uzun y TABİATİ: Muti olması, — yuvasına Bu Geredeli Türk delikanlısı yeni ker olmuş ve bir gözü sakat olduğu tanbulda bir büyük lokantada aşçıba- şilik eden amcasının yanında bir çok şeyler öğrenmişti. Küçük eve yerleşen yeni evliler için bu da mev'ut saadetlerden biri olmuş- tüz> Nilüfer İzmiri çok sevdi. İşi gittikçe hafifleyen kocası ile her akşam Göztepe, Pavyön, Kızılçöllü, Bornova, Kadifekale — istikametlerine gezintiler yapıyorlardı. İzmir kâlâ heyecan içinde idi. İşgal gecesi çıkan yangın bir çok mahalle- leri kül ettiği halde İzmirin bayramı devam ediyordu. Silâh başına! için karargâh hizmetine ayrılmıştı. İss| —Her tarafı mor salkımlarla sarılmış Mart 20 İzevk, modayı kendine uydurabilen ve 'ona kendinden bir şeyler ilâve edebi- len, ruhi bağlılıklarından vaz geçmi - yen, hercaf meğrep olmıyan kadın. Her cevap yollıyan okuyucuya hediye verilecek, neticede en güzel cevap sahibi 50, ikinci 25, üçüncü 10 lira mükâfat alacaklar TAHSİLİ: En âz orla tahsil, güzel san'atlardan birine sahip değilse bile bunlara karşı sevgi Ve alâka, İşte böyle bir kadın bana umduğum Ankara,; İsmet Paşa mahallesi, Akşehir sokeğı No. 7 Y, Selim müllü olması. Temayüllerinin mantıki ve adaba uygun olması. BİLGİ DERECESİ: Asgart orta, a - zami lise tahsilini, bilgisinı aile sevgi ve muhabbetinin yükselmesi, intiza - ma girmesi hususunda istimi şarttır. Malümatı umumiye sahi ması, fakat bu bilgisini fazla müna -| kaşa ve iddin yollarını ihtiyar elmek. sizin istimal etmesi şarttır. Askara, Hacıbeyram, Aliyakup mahallesi, Ünyey sakağı No, 'ıv Bülsat Kandiyeli Okuyucularımdan yicalarım Açtığım ankete gösterilen büyük alâkadan memnunum. Cevaplar is- tediğim gibi okunaklı ve kısa.. Yal- nız ihmal edilen bir kaç nokta var ki benim için halli müşkül oluyor. 'Teyzenizin fazla yorulmamasını is- sanız onlara da dikkat etmeli - giniz: bi g E K aa a 1 — İmzalar okunmuyor. Oku - Erkekte güzellik, çirkinlik maklı olmalı, hattâ, isim, imzanın aranmaz yanına bir de alelâde şekilde yazıl- malı. 2 — Bazı mektuplarda adresler vazih değil, yahut hiç yok. Bu tak- tirde adressiz cevapların sahipleri- ne karşı anketimin şartların: nasıl yerine getirebilir, hediyelerini ne - reye gönderir ve cevaplarını mü - sabakaya nasıl sokarım? Adres ya- zılmalı, fakat vazih şekilde neşri i tenmiyorsa bu da ayrıca bildiri! - meli, Okuyucularım — arzularının tamamen yerine getirileceğinden emin olsunlar. 3 — Bazı bayanlar da aâresleri! la — beraber ini isteyip İs - temediklerini bildirme! Bu da tabii beni tereddüde düşürüyor. Bundan sonraki cevaplarda bu nok- tanın da tasrihini ricy ederim. TEYZE (TEYZE) Beğendiğim erkek tipi şudur: VÜCUT: Erkekte güzellik, girkinlik aramam, Teşekkülâtı tam ve ııl-ıl'ıuıîll olması kâfidir. 'TABİAT: Tam bir erkek evsafını haiz bulunması, yuvasında tatiı sözlü, güler yüzlü olması, kurduğu yuvaya sadık kalması, eşini, yavrularını can- dan sevmesi. 'TAHSİLİ: Kurduğu yuvanın ihti - yaçlarını iyi denilebilecek şekilde kar- şılıyabilecek, ayni zamanda istikbali de temin edebilecek varidata sahip bir dükkân sahibi olması. Edirae, Semiha v ga Evleneceğim kadın bana karşı hudutsuz bir itimat beslemeli En çok beğendiğim kadın tipi şu - dur: N VUCUDU: Pürüzsüz bir ten, mun- tazam ağız, burun ve bilhassa mun - tazam dişler, sarı saç, yeşil göz, gibi işlenmiş tabil bir pembelik, sıh -| hatli, şişman değil, fakat zayıf ta den-| miyecek bir vücut, ! 'TABİATİ: Benimle konuşup anla - |Ferak evleneceğine göre sarsılmaz bir sevgi, hudutsuz bit itimat, ince bir Son Postanın notu — nin anketine her cevap kuyucuya bir hediye v 25, üçüncü 15 lira mükâfat kazanacaklardır. İstanbuldan gönderilen © rın sahipleri hediyelerini almak zere pazardan başka her gün mat - baamıza müracaat edebilirler. İs - tanbuldan başka yerlerdeki ok cuların hediyeleri posta ile adr lerine yollanacaktır. oya lâzım geldi. Fakat Nilüferin hattâ böyle bir haf- talık bir seyahate bile niyeti* yaktu. Bu işi artık resmi vazifesi normal şek- le giren Fikret yapacaktı. Bu vesile ile annesini de görecekti. İhtiyar kadın şimdi büsbütün yalmız kalmıştı. Belki onu da İzmire getirmek kabil olacaktı, Karı koca hiç münakaşa etmeden bu meseleyi hallettiler. İstanbula yüz- başı gidecek. Eğer annesi gelmek is terse o da gelecek eşyasını topliyacak nı verdiği küçük ğ “İve eve bir kiracı bulacak, eğer ihtiyar cek ord:ı nw“:ıuple:ml:n i:ıd:r ::'ı::îu“km:lın İstanbulda kalmak isterse .kcndi' nesi bakkında "ei GERÜE K l y ge Tej eee ” idaresince doğrudan doğruya yüzbaşı| —». - Fikretin namına tapuya bağlandığı gün l Fî"k h“","'" Va eski İstanbul kadın- karı koca'ikinci'bir bayram daha yap- |“rırdandı Ki doğup büyüdüğü mahak Tfi esini, semtini komşularını bırakıp u- MK SK EteRkli oaakkdı l » FT AM B Yüzbüyi Fikxar müstükkem i "İâ'r :==ığîl"'.'”“"' gĞN 0 kumandanlığındaki vazifesine bağlan- 'yümüş ve orada cfıî:';.“: öi ::. mişli. olmuş oğlunun Bürhan Cahit cini de paylaşıyordu. olduğu için Nilüferin «Mor yuva» adı- >mev Mürüvvetini — orada «Nilüfer» zaten İstanbula dönmeği |görmüş velhasil mukaddes bildiği bü- düşünmüyardu. İzmire © kadar acele|tün hatıralarla oraya bağlı kalmıştı. gelmişti ki elindeki küçük çamaşır va-|Kimbilir yaşlandıkça insanlar ve kıy- Nilüfer yüzbaşı Fikret gibi birbiri- | lizinden başka bir şey getirmemişti. |metli gelen bu hatıralar onu evinden, nin h. ce çifttin saadetine şahit olan — İzmir Hasretini çeken yüzlerce ve binler-|Her şeyleri İstanbulda idi. İzmire yer- | mahallesinden ayırmayacaktı. leşmek işi böyle tahakkuk edince İs-| Bu düşüncede insanlar yere kök kehndi bayramı arasında onların sevin- tanbula gidip lüzumlu eşyayı getirmek |salmış ceviz ağaçlarına benzerler. ü adat DÜti salöne ğğ F C ĞU sandeti fazlasile verir, kanaatindeyim. he (Başlarafı 1 inci sayfada) Bağdatla Yeşilköy arasındaki mesafe- yi bir türlü aşıp ta İstanbula gelemedi. Dün de, evvelki günkü gibi onu karşı lamaya gidenler arasında bulunan A- merika ataşemiliteri bir aralık telâşla yanımıza giriyor, ve sevinçle bağırı- yol — Geliyormuş! Adana üzerinden geç miş, fakat uğramamış! Tayyarecilerden birisi, hiç istifini bozmuyor : — İmkân yok:.. Çünkü evvelâ Ada- naya uUğramak meeburiyetindedir. Ge çen sefer, İstanebula gelen meşhur .yyarecisi Kost ta Adanada ka at mevcut talimat n bu hareketinin nı çekti: Çünkü burada tayyare- si on gün hapse mahküm oldu. Eğer bu hatâyı, faraza İtaiyada işle- seydi, dan geri çevrilirdi. Bizde henüz havai | inzibat teşkilâtı, yani hava zabıtası ku! havadan geri çevrilip irilmedi, ve cezasını bu- | Frada çekti. Ataşemiliter, aldığı habere inanmak )ta musir: — Hükümelten Adanaya inmeden İs | tanbula gelmek için izin âlmiş olamaz mı? Tayyareci ğene inanmıyor; — Mümkün..: Fakat o takdirde dahi | inmek mecburiyetindedir. Çünkü tay yaresinin, kendisini, tâ Bağdattan bu- raya kadar getirebilecek- kadar benzin alabileceğini sanmıyorum! — Ya tayyaresi, o kadar benzini ala bilecek tipteyse ? Tayyareci soruyor : z, Lindbergin Adana üzerinden geçtiğine dair olan haberi, dışarıda do laşan gri elbiseli, keçi sakallı gençten mi aldınız? — Evet! — O halde hiç inanmayın... Çünkü onun bugün burada uydurmadığı ya- lan kalmadı! Biraz sonra yayılan bir diğer şayia- ya göre, TLindberg, meydanı bulama- nış, Ve Çekmeceye inmiş. Fakat çok geçmeden, bu yalanın da, tayyare mey | danında ha bre balon uçuran gri esvap | h keçi sakallı delikanlıdan sadir oldu ğu anlaşıldı. Oturduğumuz salonda mevzu, dönüp ! dolaşıp Lindberge inlikal ediyor. Genç, sarışın bir tayyareci : — Bugün de, diyor, bu telefonlardan ! neler çektiğimizi mayın--- Lindberg den haber soranlı sayısı beşyüzü aş tı. Hem soranların çoğu da kadın!. Bir sivil genç te söze karışıyor: — Lindbergin, Robert Köllejde Mis Moro adında bir halası var. İşittiğine göre, Lindbergin geleceğinden onun bile haberi yokmuş! — Bu havadis te keçi sakallı, gri esvaplı delikanlıdan sadir olmalı ? Beriki: — Hayır:«- diyor. Bunu sağlam yer. 0 ea aa —— Dal budak saldıkça kökleri de yayı- lir, “onları “yerlerinden — oynatmak başka yere tutturmak imkânı yöktür. Kururlar. İşte yüzbaşının ihtiyar ennesi de böyle toprağını sevmiş, oraya - binbir sevgi ve hatıra ile bağlanmış, sarılmış- tı, Kaynanasının bu hisle yi anlı- yan Nilüfer onun İzmire geleceğine ihtimal vermediği için kocasının geti- receği eşyanın İistesini hazırladı. Yeni evleri için ısmarladığı şeyleri de bu İis- teye ilâve eden genç kadın — şimdi ilk yuvayı kuran bir dişi zevk ve heyecanı hasretin ve zaferin hediyesi — olan ik köşkü süslemek için bütün zev- ki ile çalışıyordu. *.. Yüzbaşı Fikret bir gece korka korka çıktığı İstanbula şimdi omuzları gergin, b_u;.ı yukarıda ve tatlı #onbahar güne- şinin aydınlığında girerken heyecan içinde idi. Zafer, istiklâl, kuvvet ne mukaddes şeylerdi. : Zaaf, mağlübiyet ve esaret gece gi- bi korkunç ve gece gibi meçhul ve ka- ranlıktı. Z':hleı ve kuvvet ve aydınlık isteyen. ve ruhunu , aydınlı; ar l5 ğa - çıkaran — tili TF " Ameril (Arkası var) — | Lindbergi beklerken.. den duydum! Ve ilâve ediyor: — Tayyarecinin, kadınlar arasında çok süksesi olduğu muhakkak... Hattâ âz evvel, Amerikan ticaret mümessili: — Allah vese de, çok izdiham ol- 1 gittiği yerlerde, perestişkâr- ları, takdirkârları, biçareyi bahri mu hiti geçtiğine pişman ediyorlarmış... Mümessil, İstanbulda da böyle olmasın dan korkuyormuş! Tayyareciyi bekleyen gençlerden bi risi, herkesten telâşlı... İkide birde, saatine bakıyor, havaya kulak kabartıyor ve her kapı açıldıkça, her telefon çalındıkça, haydutlar tara fından kaçızılan çocuğuna kavuşmuş bir Lindberg gibi yerinden sıçrıyor. Yanımda oturan bir tayyarecı dos - tum, nazarı dikkatimi çektiğini sezdiği haval inzibat kuvvetleri tarafın | bu telâşın ve müfrit alâkanın hikme- tini anlattı: — yareci Lindberg, çocuğunun ada, öldürülmesinden, ve ken - disinin tehdit edilmesinden dolayı va» tandaşlarına kızgındır. Şimdi bu kızgın hk yüzünden İngilterede oturuyor. Amerikalılar da bu kahraman evlât larının kalbindeki kırgınlığı gidermek arzusundalar... Cigarasını tazeleyen muhatabım, bu sözlerle, karşımda oturan delikanlının telâşi arasındaki acaip münasebeti m4 rak ettiğimi de anlıyor. Ve : — Acele etme de dinle! diyerek, &Ö- züne devm ediyor : - Lindberg, bu seyahatini, Ruayol eyvesi, yani İngiliz hava yolları hesa bına yapıyor. Maksadı, Hindistan - Lon dra arasındaki en kısa ve en müsai: ha va yolunu keşfetmektir. Bu seyahati Lindberge yaptırtan Ruayo! eyvest, tayyareciye bir karne vermiştir. Tayya veci bu karneyle, uğradığı yerledeki şirketlerden, benzini, Ruayol ey hesabına alır. Ve bung mukabil sade- çe bir imza verir! t İstanbuldaki benzin kumpanyaların, dan birisi İngiliz, birisi de Amerikan: * d Şimdi, acaba Lindberg, bevzinini, bu * şirketlerden hangisinden alacak ? Delikanlıyı düşündüren er. mühim nokta budur. O : n « Eğer, diyor, Lindberge, benzini, memuru bulunduğum Amerikan kum- panyasından aldırtabilirsem, çok bü « şük bir ikramiye ile taltif edileceğim. “ünkü Lindbergin, benzinini bir Amâ n kumpünyasından almış milliyet daşlarına eskisikadar dargın olmadığını gösterecek! Yani o malüm gerginlikten sonra ilk defa vuku bulacak olan alif veris, Amerikayla Lindberg arasındaki sarsılmış sevgiyi teçdide vesile teşkil edecek! Tayyarecinin cebinekdi karnenin İR — giliz kumpanyasına hitap ettiği mubak , kak. Fakat bende gene bir ümit varı Çünkü, bazı kumpanyaların, bazı yer” lerde şube bulundurmadıklarını düşü” nen ihtiyatkâr tayyareciler, het ihtimâ — le karşı iki karneyle seyahar, ederlef. * Lindberg gibi ihtiyatlı bir tayyarecinili , igle böyle davranmiş olması, çok müm 'kündür. Eğer Öyle ise, gözüne hoş rünüp fle beniinini bizden almasını V min edebilir miyim diye düşünüyo' rum ! K v Şimdi hemen geliverse, bu imld"' üŞ büsbütün artacak. Çünkü ötek! kufü” panyanın mümessili henüz ortalardâ —— yok. Tayyareci dostumdan bu izahati aldıktan sonra delikanlıya sokulup 5** rTuyorum: E ı — Lindbergin cebinde, yalnız İngi * liz kumpanyasına hitap eden bir karnt varsa, o da, İngiliz kumpan: K kimse gelmeyişine kızıp benzini sizdef almak isterse, ve cebinde parası da, $7 ze hitap eden kredi karnesi de yokst yaparsın? » Delikanlı * — Deli misin? diyor.s. O istesin Yo Sa ? 'i gü ç ' * BĞ Çok geçmeden, tayyarecinin hp“:. Adanaya bile varmadığı resmen bildi! n liyor, ve o saatten Sönra Adanaya “) dığı takdirde ise yarından (bül evvel İstanbula gelemiyeceği, çünkü g ve seyahale çıkmak mutadında 0""”_ıı ğt haber veriliyor. Ve biz, bu W’n gri esvapli keçi sakallı ” delikanlidti çıkmadığını öğrenip yalan olııııl'l'ğ'wı anladıktan sonra, tekrar geri dön Yaceburiyetinde kalıyoruz. " Selim Tevfik ——

Bu sayıdan diğer sayfalar: