20 Mart 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3

20 Mart 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA | Atatürkün yüksek | ve manalı sözleri £ Beşeriyeti); hepsini bir vücut ve bir -milleti bunun bir uzvu Amerikada bir —- mektepte 700 talebe yandı Musolini söylüyor “ Bir Avrupa harbine atılarak Italyaya her hangi bir menfaat temin edeceğime kail değilim , addetmek İngiliz Kralının taç giyme hey'eti iştirak Londra 19 — B. Musolini, Daily Mail gazetesi muhabirlerinden Ward Prioe'e buyanutta bulunürak “Halla Se- lasie'nin davet edilmesinin Kral altıncı George'ün taç giyme metasiminde hiç bir İtalyan hey'etinin bulunmıyacağı mânasına gelmekte - olduğunu söyle- Mmiştir. B. Musolini, İtalyanın —müstemle-| kât noktai nazarından tatmin edilmiş olduğunu ve Afrika ile olan ticaret meseleleri ve bilhassa Kenya ve Su- dan'a müteallik mesail hakkında İngil- tere ile dostça anlaşmağe âmada bu- lunduğunu ilâve etmiştir. İspanyadan bahseden B. Musolini, şöyle demiştir : «Sizi temin ederim ki, biz general Frankodan, ne Baleares adalarında de- niz üssü, ne de İspaniyol Fasında bir tey istedik. İspanyada bulunan ve miktarları izam olunan İtalyan gönül- lüleri, işlerine geldiği zaman memle- ketlerine döneceklerdir. Meğerki miktarları daha çok olan diğer gönül! merasimine hiç bir İtalyan etmiyecek mi? Başka bir suale cevap veren B. Mu solini, şöyle demiştir: «Ben, en basit kâr ve zarar prat noktai nazarından bile İtalyayı kor- kunç mühataralara — maruz bırakmak suretile bir Avrupa — ha ! ne atılarak İtalyaya herhangi bir müdafaa temin edeceğime kail değilim.» B. Musolini, Habeşistanda yapıla- cak işlerin çok zamana ve enerjiye mütevakkıf olduğunu kabul etmiştir. Lokarno ve garp misakına gelince, İtalya, bu hususta elinden geleni yap- âmadedir. Berlin - Roma mih- tir.» * Londra 19 (A.A,) — İyi haber alan mahfellerde beyan edildiğine göre B. Grandi, Kralın taç giyme merasiminde İtalyanın — bir delegasyon - tarafından temsil edilmesi muhtemel - olmadığını, Büyük Britanya hükümetine ihsas et- Miştir. Britanya mahfelleri, bu merasimde lerin de İspanyadan çekilmeleri hakkın- da umumi bir itil⣠vücuda getirilsin. İtalyanın B. Grandi tarafından temsil edileceğini zannetmektedirler. Müşahitlerin kararı : “Bayır ve Bucak nahiyeleri de Türktür, Sancağa verilmeli,, Şam, 16 Mart (Hususi muhabiri- . Mizden:) — Bugünlerde yeni bir hâ-> dise yoktur. Ancak Bayır — ve Buçak hahiyelerinin — İskenderuna ilhakları meselesine dair buraya gelmekte olan fena haberlerin tesirleri göze çarpı- yor. Bu havadislere göre Türkiyenin bu husustaki — tekliflerini tetkik eden komisyon, bu havalide tetkikler yap- Mış olan müşahitlerin mütalealarını almış ve müşahitler hey'eti reisi de hey'et namına bu iki nahiye halkının Türkçe konuşmaları hasebile İskende- Tun Sancağına ilhakları lâzım geldiği Mütaleasında bulunmuştur. Burada bu havadis çok fena bir tesir bıraktı Müdafaa edilen görüş tarzı şudur: Her ne kadar bu nahiyeler halkı Türk çe konuşuyorlarsa da İrkan — Araptır- lar. Ancak, asırlarca süren Türk istilâ-| & esnasında bunlar dillerini kaybedip Türkçe konuşmaya başlamışlardır. Hâve edilen haberlere göre Fransa murahhası gerek Türkiyenin iddiasına ve gerek müşahitler hey'etinin görüş tarzlarına itiraz etmiştir, Ancak, Fran- sanın böyle bir itirazda -bulunmasına rağıhen neticenin, şimdiye kadar bura- da beslenmekte olduğu ümitleri boşa çıkaracağından endişe edilmektedir. Son günlerin yeni bir modası da bütün Suriyede Türk casusları dolaş- makta olduğu hakkındaki gazete neş- riyatıdır. Bu neşriyata göre Suriyenin her tarafında Türk casusları gezmekte ve malümat alıp Türkiyeye gönde mekte, ayni zamanda memleket dahi linde propaganda yapmaktadırlar. Hat tâ bu caşuslar, resmi dairelere kadar girmekte, ve aralardan istedikleri ma- lümatı elde etmektedirler. Teessüf « dilen bir cihet te bir kısım Suriyelile- rin bunlara yardım etmekte olmaları- dır. Komitede Fransız murahhası ile aramızda Lir ihtilâf çıktı Bu sabah şehrimize dönen Fariciye umumi kâtibi Numan Rifat Menemen cioğlu — noktainazarımızın kabul eqilçsğğsöylüyor il eden Hariciye u- 'h_umî kâtibi Numan Rıfat Menemenci Oğlu bu sabah şehrimize gelmişt lasyonda kendisini karşılayan mul Tirimize: , *« Mesaisine ştirak ettiğim komite biliyorsunuz ki devletlerin muralihas arından mürekkep bir teşekkül değ illetler Cemiyetinin ayrı ayrı layin mız:ıknrc:cnndel İs- ar- iyeti Konseyine nağa memur dilen bir heyettir. İtibar, . 1 aşparla mesaisi, siyasi Oğrüya teknik sahalarda © » "" ve bittabi daha uzun zamanlara < “Yaç gösterir. ömiteye vermiş olduğum Pprojenin birinci kısım tetkikatı Çok esaslı bir su rette yapılmış ve henüz bir karara vasıl olunmamakla beraber komite azasının hakkıletenevvüretmesi sayesinde işimiz çok ilerlemiştir. Paskalya tatili dolayısile içtimaları 9 nisana tâlik ederek ederek ayrı! Yeniden toplantımızda, esasen — tetkik| edilmiş olan meselelerin bire; taç ve kat'i neticelerin tespit edi tabiidir. Böylece Milletler Cemiyeti Kon ne gelecek içtimaırı ileceği h | vo ana; bilirim ki çok esaslı noktalariın bi ti hakkında Fransız eksperile aramız- verinin ihdası, bu itilâfı teshil edecek- | Ankaz altından şimdiye kadar 520 ceset çıkarı dı New « London - Texas - 19 (A. A.) — Müthiş bir infilâk, Tyler bü- İyük kollejini berhava etmiş lebe ve muallimlerin miktarı 670 ola- rak tahmin edilmektedir. Texas valisi B. James, milli muha- Ölen ta- fizlara yardıma koşmalarını emretmiş- tir. New - London civarında örfi idare ilân edilmiştir. Bu infilâkın, imntakada kâin bir petrol sahasından başlıyarak Kollejin pek yakınından geçen bir petrol boru- sunun patlamasından ileri gelmiş oldu- ğu zannedilmektedir. Nevw - London - Texas - 19 — Şim- diye kadar Tyler mektebi enkazi al-| tından 520) ceşet çıkarılmıştır. Ölenle- rin miktarının 600 veya — 700'e baliğ olmasından korkulmaktadır. | Mahalli hastane, ağzına kadar do-| ludur. Cesetler, yakındaki mağazalara | könulakştar! ; Kileler, | Vayni zamanda yaralılara da tahsiz edil: Vmniştir. 'Yarahlar miktarının 250'ye'be ;ııi olduğu söylenmektedir. ve kiliselere Yaralılarda tetanos ârazı görülmek- tedir. Çocuk velileri, büyük bir heye- can ve teessür içinde çocuklarının ce- setlerini tanımağa uğraşmaktadırlar. Bu hal, hazin bir manzara arzetmekte- dir, İzmirde iki esrarengiz ölü Bir Evde kanlar içinde bir ceset bulundu İzmir, 19 (Hususi) — İzmirde iki esrarengiz ölüm vak'ası meydana çıkâa- nılmıştır. Bunlardan birincisi şudur: İki çeşmelikte İstanbullu Aziz oğ- İlu Hüseyin evinde ölü olarak bulun- muştur. Hüseyin 3 gündenberi kayıp- tı. Zabıtaca evinde yapılan araştırma- larda kanlar içinde ölü olarak hulun- muştur. Hüseyinin bir cinayete kurban gittiği zannedilmektedir. Bu vak'adan maada Tayyare sine- ması önünde denizden de bir ceset çı- | karılmıştır. Cesedin amele Hüseyine a- lit olduğu anlaşılmıştır. İki vak'a etrafında da tahkikat ya- | pılmaktadır. | Atatür.ün valdeleri in keabrı İzmir, 19 (Hususi) — Vali Fazlı | Güleç Vilâyet meclisinin bugünkü top- | lantısında dünyanın en yüce dehesını | doğuran Atatürk'ün valdelerin'n Kar-| |şıyakada medfun bulundukları meza-| rın yanı başındaki arsanın istimlâkini teklif etmiştir. Teklif meclisin alkışları arasında kabul edilmiştir. İstimlâk yapıldıktan sonra arsa a- gaçlandırılacak ve çiçeklerle bezene- £ noktainazar ihtil Müzin diğer aza- 1 da yarın şehrimize ge Mumaa - Rifat bu akşam 'üya gideek hükümete izahat verecektir. dır. Hasbühal esnasında Bayan An- | tonesko, Hariciye Vekili Rüştü Aras | ve Adliye Vekili Saraçoği haz kiymetli sözler söylemiş; lerdir ki: şevkle karşılamak hususunda millet lerine yol göstermektir. Herhangi bir var Büzel çiçekler yetiştirmek ister. Ba- zı insanlar da adam yetişi bi hoşlanır, çiçekten bir şey bekler mi? Adam ye şan adamlardır ki, memleketle: ve milletlerin Ve bunların istil ne faydalı olabilirler, Bir adam ki mermleketin ve milletin saadeti şünmekten ziyade kendini düşünür, bu adamın kıymeti ikinci derecede- dir. Esas kıymeti kendine veren ve mensup olduğu millet ve memleketi ancak şahsiyetiyle kaim gören adam Tar, milletlerinin saadetine hizmet et miş kat bütün dünya milletleri aşağı yu karı akraba olmuşlardır ve olmakla mesguldürler, milletin varlığını ve saadetini düşün düğü kadi nin huzur ve refahını düşünme İliye Vekili jzzm Orbay olduğu halde bugünkü jtrenle şehrimize gelmiştir. Vekil Vilâ- |yet hududunda umumi müfettiş Abi- |din Özmenle vali tarafından karşilan- mıştır. İstasyonda da büyük bir kalaba- lık toplanmıştı. Dahiliye Vekili umumi müfettişlik icabeder ,, a l letine ne kadar n dünya millet milletinin kıymet verirse, bütü!l lerinin saadetine hâdim olmıya el den geldiği kadar çalışmalıdır. Dünyada ve dünya milletleri ara- sında sükün, huzur ve iyi ge ol- mazsa, bir millet kendi kendisi için ne yaparsa yapsın, huzurdan mah- rumdur. Onun için ben sevdiklerime Şunu tavsiye ederim: Milletleri sevk ve idare eden adam lar, tabil evvelâ ve evvelâ kendi mi) letinin mevcudiyet ve saadetinir. âmi li olmak isterler. Fakat ayni zamanda bütün r Romanyalı misafirlerimiz şerefıne di l a verilen süvareden sonra mhurreisi Atatürk Romanya Ha- e Nazırı Bay Antonesko ile sa- i bir hasbühalde bulunmuşlar- Şükrü de bulunmuşlardır, — Şeflerin vaiifesi hayatı neşe ve şadıkça memnun ve Mme: ı lâzimgelen şey kendi il, kendisinden in çalışmaktır. esin kendine göre bir zevki Kimi, bahçe ile me ta zannettiğimiz bir gün temas etmifeceğini bilmeyiz. Bunun için beşeriyetin hepsini bir vücut ve bir milleti bunun bir uzvu addetmek icap eder, Bir vücudün par | mağının ucundaki acıdan diğer bü. tün âza müteessir olur, Türkiye, Romanya Tı kuvvetlidirler. Hiç bir taraflan bi- ze gelecek bir şey beklemem, bekle- oktur. İşte bu sükünet rmütaler et- mek fırsatı bizdedir. «Dünyanın fi - lân yerinde bir rahatsızlık varsa ba- Na ne?... dememeliyiz. Böyle Bir ra- hatsızlık varsa, tıpkı kendi aramızda olmuş gibi, onunla alâkadar olmalı- yız. Hâdise, ne kadar uzak olursa ol - | Sun, bu esastan şaşmamak lâzımdır. İşte bu düşünüş, insanları, milletleri ve hükümetli rır. Hodi Bahçesinde çiçek yetiştiren adam, iren adam da çiçek y hislerle hareket edebilmelidir. Ancak bu tarzda düşünen ve çalı- diğer dostla ba ı dü ılmazlar. iye kadar bahselttiğim nokta: ) ayrı ayrı cemiyetlere aittir. Fa. ticeyi çıkaracağım: Tabii insan, mensup olduğu | dimiz için bütün lâzım; düşüneceğiz ve icabını yapacağız. Fa kat bundan sonra bütün dünya ile alâkadar olacağız. — — Dahiliye Vekili | Meclis Pazartesi Diyarıbekirde toplanıyor Diyarıbekir, 19 (Hususi) — Dahi-) — Ankara, 19 (Hususi) — Meclis beraberinde Orgeneral Kâ-| mart pazartesi günü toplantılarına baş- layacaktır. Ruznamede gümrük tarife kanu- nunun bir maddesinin tefsiri ile üç da- itenin hesabı kat'isi vardır. Bu l » bütün cihan letleri- ve v dairesini, vilâyeti ve kumandanlığı zi- yaret ettikten sonra tetkiltlerine başla- mıştır. I_Sal—ehtan Sabaha I «Boğaziçini sevenler cemiyeti» de İstanbulun bütün güzei köşelerini sevenlerin kurdukları cemiyetler arasına giriyor. a i sevmek ruhi bir ibadettir ki, güzelden anlayan herkes için farz- dır. Fakat İstanbul kül olarak o kadar güzeldir ki Boğaziçini; Adalarını,, Çamlıcasını ayrı ayrı severek bu 'uhi hazz parçalamak doğru olmaz. Gü zel bir kadının gözlerini, dudak açlarını ayrı ayrı sevmek bir mi na ifade etmez. Bütün bu bedi! güzelliklerin bir arayâ gelişidir ki hilka- tin bu yaradılıştaki aserlerine karşı bizi esir eder. Bunun için İstanbulun da Adalarını, Çamlıcasını, Boğaziçinı biribirin. yırmayı doğru bulmuyorum. Ne yazık ki yıllardan beri İstenbulun yalnız Adalarına ve biraz da Suadiye tarafına kıymet veriliyor. İstan- bulun bütçesinden arslan payımı Adalar aldığı halde Boğaziçine kardeş payı bile düşmüyor. Bu Nasreddin Hoca hesabı Çamlıcalıları.—-Boğaziçli- Mütcessir elmiş olacak ki semtlerinin güzelliğine karş gösteriler alâ L ile â protesto ediyorlar. E İstanbulun lânını hazırlayan Prı raz daha gecikirse İstanbulun hemen her semtinde bu maksatla bi iyet meydana geleceğine şüphe etmeme- Boğaziçi nız bir nokta var, Semtlerinin tabil güzelliklerini mak maksadiyle kürulan bu cemi şüphe olm peği meydana çıkar- tler her şeyden evvel güzelliğinde rdan kurtar- korularını tarlaya çeviren zevk- irler, yolun gölgelenmesi için diktirdi. t direklerile beraber yuk edildiğini” vme cemiyetlerinin ne müşküllerle mücadele edeceklerini aklım kesti. Her sevgi bir zevkin lezahürüdür. Anlaşılıyor ki sevgimiz sadist bir sevgidir. Bürban Cahit malı da bir

Bu sayıdan diğer sayfalar: