4 Nisan 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

4 Nisan 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

a ğ Erkek karısının pişirdiği yemeği sevg seve yemeli | Sevgili teyze, Benim tahayyül ettiğim ideal erkek tipi söyledir: Esmer tenli, orta tahsilli, çalışmak- tan yılmıyan, kendisinin ve karısının şerefini kol ını bilen, yuvasına tam bağlı, cesur, her şeyde itidal sever, mes leğine tam bağlı, karısının pişirdiği , meği seve seve yiyen, yuvasına meş Yeren erkek. Gümüleüne, Enus caddesi, 76 No. da M. H. Öztürk vasıtasile A. F. bt Töllsye Kadın sevmesini ve sevdirmesini bilmeli ! B diğim kadın tipi şudur: ! — Tipi: Yukarıdan aşağı incelerek Meryemi bir çene ile nihayetlenen | *pembe beyaz bir yüzde inci gibi diş- ler. Çok kalın olmıyan pembe dudak- larla çı 1 güzel bir ağız. Çekme bu- run. Kumral saçlar. Tatlı kavisli kaşla rın altında ılık bakışlı, büyücek, sema wi gözler, mütenasip, sağlam vücut. Eşine samimi surette | a düşkün, Temizliği, doğ ağu sever. Elinden yemek, dikiş ge| Tir, ekonomiyi bilir, Vatani, milli duy- gulara malik. Sağlam seciyeli ve ciddi| i. Büyüklere karşı hürmeti o - lan, küçüklere karşı şefakat duyan. Sevmesini ve sevdirmesini bilen kadın. Mütlaka Nise veya orta| di e İzmir, Karşıyaka, Kemalpaya caddesi I10 No. da İsfendiyar Tuncer — 78 — ı Beğendiğim kadın: Anlayışlı ve ' açıkgöz Beğendiğim kadın tipi şudur: Vücut; Zayıf, uzun boylu, sarışın, yu | Her cevap yaollıyan okuyucuya hediye verilecek, neticede en güzel cevap sahibi SO, ikinci 25, üçüncü 10 İira mükâfat alacaklar |Orta tahsil kâfidir. Hoppa ve geveze kadınlardan heşlanmam, Kadın ağır şit olmalıdır. Erkeği çekindirecek taş lıklar yapmamalı, kocasına bakma - çok çocuk sahibi olmayı vuzile bil- dir. Kırklareli Ziraat Mücadele muakkibi Ragıp Örnek -— 8) — Kadın sarışın ve mavi gözlü omal | Teyze, bence en güzel kadın tipi şu- dur: Kadın az uzunca boylu olmalı. Sarı. şın kadınları severim. Binaenaleyh sa- rışm olması da şart, Etine dolgun ol - malı, fakat bu etine dolgunluk hiç bir zaman şişmanlığa kadar gitmemeli! Gözlerinin mavi olması da şarttır. Son ra bütün bu şartların en mühimmi sıh hatli olmasıdır. Tahsile gelince orta mektep tahsili kâfidir. Bu tahsile bir biçki bürosu dip loması da ilâve etmişse mükemmel Tabiat bahsinde kadından evvelâ is- tenecek şey yuva sevgisidir. Bunu kir- P, dağınık, pasaklı olmaması şartı ta- kip eder. Gerçi benden sormuyorsunuz ama ben erkekler hakkındaki fikrimi de söy liyeceğim. İdesi erkek tipinin belli baş Hediyelerim z Dünkü 71 - 75 numaralı cevapla- rın hediyeleri dolma kurşun kalem, varlak çehreli, Tabiati: Anlayışlı ve açıkgöz. Her sö ze karışmamalı, ağır başlı ve lı'biye'.lı olmalıdır. İ Tahsili: Kadın en aşağı orta tahsilli | Olmalıdır. Ayni zamanda ev işinden de anlamalıdır. Ankara, Hamamönü, Dumlupmar mahallesi, Cumur sokak No, $ de Turaa TÜ Kadin kat'iyen şişman olmamalıdır Muhterem teyzeciğim, zevce olmak Üüzere beğendiğim kadın tipi şudur: Si yah saç, kara göz, sevimli bir çehre... )| Kadın kat'iyyen şişman olmamalıdır. tuvalet malzemesi, resimlik, mürek kepli dolma kalem olarak seçilmiş- tir. Bunlardan — İstanbul dışın - da bulunan okuyucuların hediyele- yi posta ile adreslerine derhal gön- derilmiştir. İstanbulda bulunan ©- kuyucuların da idarehanemize ge- lip hediyelerini almaları lâzımdır. Hediyeleri ayrılmıştır. Kendilerin! bekliyoruz. Pazardan başka hergün müracaat edilebilir. BHediyelerini idarehanemizden ala cak okuyucularımızın yanlarında hüviyetlerini isbat edecek bir vesika bulundurmalarını rica ederiz. SON POSTA i nedir? lr iki vasfı vardır: Sıhhati mükemmel, yuvasına bağlı erkek... Erkekte güzel- lik aranmaz, Lüleburgaz Makinist Muharrem Onas | Akagündüzle bir Mülâkhat ( Baştarafı 7 inci sayfada ) receksiniz ki, kadın kr kadehten (buzlu şampanyasını içerken size min- netle muhabbetle değil, ikineci, üçün- cü, hatta beşinci şişeleri ısmarlatmak kadar haince bir maksadia bakmakta- dir! Halbuki yılan, delik, paslı konserve kutusundaki pis suyu içerken, nere - deyse minnetinden boynuma sarıla - caktı. Hatta ihtimal bunu, sadece hoş- lanmıyacağımı sezdiği için yapmadı! Bana kalsa ben, yılan gözüne, en hain bakışlı gözleri değil, en çocuk ba- kışlı gözleri benzetirim! üncü günü, yılana süt götürdüm. Ve yılanı hiç tanımadığımızı bir daha anladım. Çünkü süte bayıldığı s nen yılan, önüne sürdüğüm kâseye di- Kni bile sürmedi. Ondan sonra, onunla ahbablığı iyice ilerlettik. Ben kuyunun başına di lip: — *Ahbab! diye seslenir seslenmez, hayvan yerinden süzülüyor, ve evve- lâ ayaklarıma süründükten sonra ik - ram ettiğim şeylere uzanıyordu, Bir gün, tecrübe için, bizim kâhya- | yı zorla kuyu başına götürdüm. Ve 0-| na: — Ahbab diye seslen! dedim. Fakat Kâüâhya bir defa değil; beş defa, on de- fa seslendiği, hatta bağırdığı halde | yılan ortaya çıkmadı. Bu teerübe be-| ni, hayvanın ses seçme kabi'ivetine de n etti. Ve daha birçok tecrübe - lerden sonra anladım ki, yılan, köpek kadar hassas bir hayvandır! Bir ara, işlerim beni çiftlikten u - zaklaştırdı. Fakat bütün tenbihlerime rağmen, korkak kâhya, deliğin başına sokulup ta yılanıma bakamamış! Üç dört ay sonra, çiftliğe döndüğüm zaman, kimse bana ondan şikâyet et- medi. Çünkü kimse onun deliğinden çıklığını görmemiş! İlk işim, kuyu başına gidip ona ses- lenmek oldu. Fakat iki saat bekledi - ğim halde, görünmedi. Ve snladım ki, biçare hayvan, vefasızlığıma — verdiği ihmalimin acısın:ı, bir daha yeryüzüne çıkmadan intihar etmekle dindirmiş! Akagündüzün sesi adeta, içli bir sev- danın hazin nihayetini anlatan bir sev- dalı sesi gibi malemleniyor, ve: — Şimdi, diyor, ne zaman çiftliğe* asa arr Milli roman Fakat bu son mektubu dağrudan doğruya Nilülere hakaretti. Genç kızı : evlendikten sonra oynamağa teşvik e- den ve bunu tabil bir hak gibi göste - ten Suad Pertev açıktan açığa onu bir kokot yerine koyuyordu. Yalnız bunu o kadar ustalıkk yapı- yardu ki toy bir genç kız için mâkul görmek ihtimali de vardı. a Âdi sokak çapkınları vardır ki göz- lerine hoş gördükleri katlına ve kıza lâkırdı atar, sırnaşıklık ederler. Bun - lar hiç de tehlikeli değildir. Fakat böy- le Sued Pertev gibi üst perdeden ede- biyat yaparak sokulmak isteyen ve ka- dimnin zayıf tarafını bilerek ona göre gerböt veten kaşarlanımış çüpkmların elinden kurtulmak güçtür. Bu mektublara kıymet verip, nu - mara da koyarak sırasile muhafaza e- den Nilüfer acaba ne tesir altında kal- dı, neler düşündü. gitmeğe hacet yoktu, önündeki mek - tublar onu bekliyordu . Bir sigara daha yaktı ve okunma mış mektublardan birini daha çekti. Bu mektybun tarihi biraz daha geç- ti. Dikkat edince bunun düğünlerinin arifesinde yazıldığını anladı. Ve içindeki şüpbeleri, endişeleri â.ehnüı çalışarak okumağa başla - Nilüfer hanımefendi, «Bu mektubuma böyle tesrifatlı bir şekilde başladığıma şaşma... Artık bu- gün evli bir hammefendisin, Ve bun- dan sonra senden her yerde böyle bah- sedilecektir. Kibar âleminde söhretle- ri dillerde dolaşan bir çok hanımefen- diler gibi.. Ve artık senin de giydiğin, çıkardı * ğın, gezdiğin, bindiğin şeyler bir me sele olacak. İskarpininin biçimi, saçı RBu muammayı çözmek için uzağa nn firizesi, mantonun kumaşı üzerine dedikodular yapılacak.. taktığın elnıa'g sın cinsi, bindiğin otomobilin markası | |bütün kadınları kıskandıracak.. bu pek tabildir. Çünkü kibar âlemi yeni bir yıldız kazanıyor. ün bu muvakfakiyetlerin tılısımı çözüldü. Şimdi faaliyete geçeceksin. Haber aldığıma göre zaten mülâzi- min de İstanbulda kalmıyacakmış. O- |nun varlığı ile yokluğu zeki bir kadını meşgul etmese bile böyle sıcağı sıcağı mna seni yalnız bırakıp gitmesile çizilen Programın tatbiki kolaylanmış olur. İsmet hansmefendiyi bu defa bir çok sual karşısında brıraktım. Kadıncağız geşirdiğim buhranın farkında olduğu için beni mazur görüyor. Ona ilk sua- lim şu oldu: — Nilüfere mektuplarımı zaman ne yapıyor? Bana şu cevabı verdi: — Mektubu alıyor, fakat yüzünün hatları menfidir. Bu mektupları adetâ sıkılarak, bir sızıltı çıkarmaktan çeki- nir gibi âhyor. İsmet hanımın fikrine göre mektup- Tarımı sükât ile karşılamamın elbet bir müânası olacaktır. Nikâhında bulunanlar seni pek neş'- eli görmüşler, vetdiğin DBD DH Hatay ve isken hazırlıkları İskenderuna yapılacak vapur seferleri tçin Denizyolları idaresi bütün bazırlıklarını ta- mamlamıştır. Hatay #nayasasının Milletler Cemiyeti tarafından tasdikinden sonra der- hal selerlere başlanacaktır. Hariçe amarla- | nan vapurlar tamamen tesellüm edildikten sonra bugün çalışmakta olucn bBüyük vapur- larınuzdan ikisi Varna ve Köstence llmanla- Tına işletilecektir. Bu hatta şimdi çalışan Ro manya vapurları ile bir anlaşma yapılacak- tır. Mısırlıların mütenddit müracaatları üze- rine gelecek Jlkbahardan itibaren vapur se- ferlerinin İskendertiyeye uzutılması da muh- temeldir. Muamele vergisi raporu — | İstanbul Ticaret ve Sanayi odasının mnı—ı mele vergisi hakkında hasırladığı rapor İk- tısat Vekâleti vasıtasile Müliye Vekll:une, yallanmış, Maliye Vekâleti de bu raporu iâ- de etmişti. Oda, tekrar tetkikat yaparak ye- niden bir rapor hazırlamış ve bu raporu ida İktisat Vekületinin çivi fiyatlarına nark koyması üÜzerine tüocarlar derhal fabrikala- Ta siparişlerde bulunmuşlardır. Fakat bu si- || parişlere henür müsbet veya menfi cevap verilmediği gibi piyasaya da çivi çıkarılma- | sına başlanmamıştır. Bunun sebebi fabrika- törlerin narka itiraz etmekte olmalarıdır. Iİktısat Vekâleti keyfiyeti enaslı surette tet- kik ettirmekledir. Yakında yeni bir formül | bulunacağı söylenmektedir. İlhalât rejimi etrafındaki tetkikler devam ediyor Genel ihalât rejiminin genişlelilmesi et- rafındaki tetkiklere Işttrak etmek üzere Sa- nayi Umum Müdürü Roşadın bu hafta İs- | tanbula gelmesi beklenmektadir. Gümrük ta- rife sırasına göre sanayi Birliğinde yapıl- makta olan toptantılara devam olunmakta- dır, Yarın yünlü kumaşçılar toplanacaktır. Bu zümre sanayicilere gümrcük tarifesinde geniş yer verilmiştir. Gümüşhacıköyde kendir satışları hararetlendi Gümüş Hacıköy (Hususi) — Son haftalar- da kendir satışı çok hararedlenmiştir. Ki- gidip te kuyunun yanından — geçsem: «Ahbab'» diye seslenesim gelir. Ve ba- na öyle gelir ki, zavallı yılanım, deli- ginden, (Güllah) bir siyah kadın kıv- raklığile süzülecek, ve ayaklarıma ma. sum bir minnetle sürünecek! Zavallı ahbab! Aka: — İşte böyle... diyor. Ve içini çeke- rek ilâve ediyor: — Yılan hikâyesi her zaman uzun| değil, bazan da böyle acıdır! Naci Sadullah Dünyanın en mes'ut erkeği olarak | kabul edeceğim kocanın bir kaç haf- talık da olsa başbaşa geçecek hayalımı kıskanmıyorum dersem doğru söyle - memiş olurum, Nasıl kıskanmam — ki - hayalimdeki yerini hazırladığım ve üzerine bütün | varlığımı, saadetimi koyduğum bir| genç kızın ilk çiceklerini benden baş- kası topluyor. Mes'ut olmak için ha- yal kâfi değil! Bugün hakikat olan bir şey varsa benden başka bir erkek seni sevmiş olmasıdır. Bu hayatımın en büyük ıztırabı ol- du. Ve böylece kalacaktır, Hattâ, hattâ bundan sonra tesadüf- ler bizi karşılaştırırsa ve mev'ut sevgi- ler bütün hararetile tazelense bile! Düşündükçe kendime şaşıyorum. Benim gibi, tam mânasile bir iş a- damı, bir hayat adamı, nasıl oluyor da böyle kalbinin sesini dinliyor ve o ses- ten aldığı kuvvetle bu sayfaları doldu- ruyor. Muhakkak ki sevgi en haşin ruhlu insanları bile dile getiriyor ve çelikleri eriten bir hararet gibi yumu- şatıyor. Şimdi artık sana değil. Kendime a- cıyorum Nilüfer, NoN L a) deriye Seferleri tamamlandı İstanbul Borsası kapanış | fiatları 3 -4 - 1937 PABALAR Alış 51500 ğ ua BÜ nnn L BU ETERTEELEREİ İ!ı"ğxşugwuân_ ER! Anadolü şın. 4 60 peşin A Şn. © 60 vadeli TLGı STİKBAZLAR gençsin, güzelsin, mes'ut olmak. için tabiatin verdiği öyle hazinelerin var — ki her adımında hayat sana yol vere" | cektir. Fakat ben ne yapacağım? Bu mektubumu yazarken bir kaç ke" — re buhran geçirdim. Sevgili bir hastar — nın ölüm haberini almış gibiyim. Şu | farkla ki bu hasta zaten benim. | Düğün günü omuzlarından sarkan | Himon çiçeklerinden birini - çaldırdım. | Bu senden bana gelen ilk hatıra oldu. Solmayacak bir sun'i limon - çiçeği.. bunu daima kanayacak aşkımın yegâ” ne sembolü olarak saklıyorum. Çünkü benim biçare sevgim de onun — gibi | sun'i kaldı. Sana ait tabil çiçekler etek etek başkasının olduktan sonral... Bus-ün çok muztaribim Nilüfer, Her dakika gözlerim dumanlanıyar. Kalbimde tahammül edilmez bir ağıı var. Yazıhanede çalışamıyacağımı an” ladım. Biraz hava almak Büyükdereye kadar gideceğim. Kimbilir belki Boğazın sert rüzgâr" ları içimin pasını, kalbimin yasını si“ | ler. Gönlümün istediği beraber gezinti" lerden mahrum kaldıktan sonra artık || en vefalı dostum tabiat oldu. / (Arkası var) için şimdi | İ

Bu sayıdan diğer sayfalar: