4 Nisan 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

4 Nisan 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İttihad ve Terakkide on sene On üçüncü No. 17 MÜTAREKE GÜNLERİNDE ITTIHAD VE TERAKKİ Yazan: Eski Tanin Başmuharriri Muhittin Birgen - Herkes Talât Paşaya yalvarıyordu: “ Sen çekilme, bizi bırakma! ,, O, bu sözleri, heyecanla, fakat,|bulunuyordu? Onun beynine girmek| —— Biz çürüdük, artık, Feyzi bey, di Sorkmayarak, tarihi mes'uliyetlerinin |kabil olmadığı için bu suale kat'i bir|yor; bizden hayır - kalmamıştır. Ben, '!'llde_neıııı bir adam gibi, başını ö-|cevap veremiyorum. O gün henüz'nefsimde İttihat ve Terakkiye başlık :'“f'he eğmiyerek ve vicdanından müs-|kaçmıya karar vermiş bulunmadığı | edecek kuvvet hissetmiyorum. 'erih olarak söylemişti. On temmuzun | muhakkak olmakla beraber zihninde| Ve daha ziyade, münakaşaya gir - Sgüne kadar halk adamı ve inkılâp li- |bu fikrin de yaşadığında şüphe yoktur.| mek istemiyerek, önümden geçip içe- d..ğ..d"'k meydana çıkarmış bülün-|Buna rağmen, kaniim ki Talât paşa, |riki odaya giriyor. Sulonda uğultu, mü: KU Yegâne şahsiyet olan Talât paşa, | kaçacak dahi olmasa, gene ayni farzda|nakaşa, intizamsızlık devam ediyor. Köün, bütün nutku esnasında ve bil -| hareket edecekti. Beş, on dakika devam eden bu inti - i ':'__clliphmıyabu cevabi verirken,| Yanmdaki odaya girmek üzere be-|Zamsızlıktan sonra herkes faıkzdiyı.ır yı" tine gösterilmiş olan itimada lâ-|nim önümden geçiyor, bu arada içti-|ki kongre dağılmıştır. Reis, kendisinin kîr insan olduğunu ispat ediyordu. Ve vicdanindan, ne de kendisini bek- kkd İlııeı'uliyeıkvu'en ve mukadde - 'an korkmıyarak, cesur ve merd bir ölin) y merd bi Öte taraftan da, İttihat ve Terakki €amiası altında toplanmış ve elekten _";Füoe. vukuat içinde yıkana yıkana, İçindeki pis, gayri milli ve fasit unsur- h_fd"l hayli temizlenmiş bulhman Ütle, artık gelen vukuat karşısında, Bamına cesur olmayı ve icabın” da toplanabilmeyi öğrenmişti. Bunun için, o dakikada, eğer istese Talât paşa, kesi kendi etrafında yeniden topla- Tiya muvaffak olabilirdi. Söz kongrenindir v Fakat, o bu tarafa gitmedi. Kendi- #inde o kuvveti hissetmiyordu. Veril- Miş olan kararın yolunu takip etti. — <.. Arkadaşlar, diyordu; İttihat '.G Terakki, bundan böyle kongreye #ittir. Meclisi umumisi ve merkezi u- Müumisi âzaları kâmilen, — istifa etmiş uyorlar. Yeniden karar vermek 'e intihaplar yapmak vazifesi size ait- tir. Bizim içimizden hiç kimseyi tek- Tar intihap etmemenizi rica ederiz. Fakat, Talât paşanın toplayıcı kuv- Veti yok, demek bütün İttihat ve Terak ki yok demekti. Bunu herkes pek güzel man nizamı bozulmuştur. Herkes aya- | V€ arkadaşlarının kat'i istifasını verip ğa kalkmış, birbirile konuşuyor, vazi:| Sekilmiş, içtima reissiz kalmıştır. Bu- yeti muhtelif surette tefsir ediyordu.|Ntn farkına varan müzakere usukcuları Talât, benim önümden geçerken, Di gelip Talât paşaya işi mılnlıynrhı.'o. yarıbekir meb'usu Feyzi beyle karşıla- heyecan içinde bunu unutmuş olduğu” şıyor. Feyzi bey ona diyor ki: nu hatırlıyor, odadan çıkıp tekrar iç> — Olmaz, paşa, sen bu işi bıraka -| - Ş 2 a mAzall Üec airasania Dür/ger Hağıdira | S0 gelip herkesi oturmaya ve sükü- Öteki arkldaşlar değişmeli;; doğrudur ]nelc davet ediyor. Herkes oturuyor, fakat, sen reis olarak kalmazsan her dinleyor; o zaman Talât paşa içtima şey darmadağın olur. Sen mutlaka kal-|iSin reis intihabı lüzumunu söylüyor. mmalısın, Yeniden muhtelif ağızlardan sesler | O, bu sözkri dinliyor. Düşünmeden | sıkıyor: cevap veriyor: (Arkası var) e— — İstanbul Mu amele ve İstihâk vergileri Müdürlüğünden : Verginin — Matrahi Bir misli zam — Verginin aslı —Verginin senesi Lirı — Ku. Lira — Ku. Lira — Ku. 864992 — v0 67198 — 3. 6799 36 984 935 Dolmabahçe caddesinde 179 - 181 No. larda kâln çuval imalâthanesi sahibi Lui Kalamarı'nın E lül 884 tarihinden Kânunevvel 985 larihine kadar ondan fazla amele çalıştırdığı halde beyanname verip muamele vergisi ödenmediği anlaşılarak 2430 sayılh kanunun 21 ci maddesi mucibince .eşek- kül eden re'sen takdir komisyonu tarafından namına yukarda yazılı mıktarda satış kıymeti takdir ve muamele vergisi ve misil zammı larh edildiği ve ilândan itibaren on gün zarlında bir ilraz vuku bulmadığı takdirde verginin kesbi kat'iyet edeceği hukuk usulü muhakemeleri kanununa tevfikan ilân olunur. — “ 1895 ,, tima salonuna geliyor. Ve reislik ye İneği sağıyordu, Babasına yaklaşarak | hissediyordu. Hissettikleri için de Talât İ Paşanın iş başından ayrılmamasını is- tiyenler çoktu.. Onun bu - fikirlerine heyecanla mukabele edenler, «olamaz, Vazifenizi terkedemezsinizlv diyenler, #«bizim içimizden kimi istersen al, he- Pimiz seninle beraber çalışırız, fakat #en baş olmaktan vazgeçme!» diye ba- Branlar oldu. Bilmiyorum, Talât paşa, ogün, ka> fasında kuvvetle hüküm süren bir ka- Naatle mi hareket ediyor? Yoksa, yor Tulmuş, bütün kuvvetleri yıkılmış ve kalbi, kendisinde sık sık görünen bir Zaafa mı uğramıştır? Etraftan yükse- — Bizi bırakma! Sözlerine karşı, lâkayit ve sağlam yor: — Hayır, arkadaşlar, diyor; bizim YVazifemiz — bitmiştir; bundan — sonra iş sizindir. Kongreye ve sizlere Allah- tan muvaflfakiyet dilerim ... Söyliyeceklerini bitirmiştir. Yan - ki odaya gitmek üzere yerinden ay- mılıyor, salonda bir gürültüdür başlı - Yor. Herkes münakaşa ile meşguldur. Talât paşa, bu kalabalığın arasından &eçerken herkes ona bir kere daha rica a baniz Üç alümet: Cok ç Eger ber şey sizl sabırsızlandırıyor ve titizlendiriyorsa, eger ufak bir aksilik fikirlerinizi alt-üst ediyorsa, eger geceleri uyku tutmayorsa, teşhis pek basittir; sinirlerinizin tenepbühiyeti artınışlu. benüz vakıl varkco bu denalığı ğidermeğe acele ediniz. Bromural -Knoli« bütün dünyanın tanıdığı bir müsekkin olup Raybettiğiniz rahatı, uykuyu ve afiyeti size İade eder. — Tesiri gayet seridir. — Bromural'in hiç bir zaran yoktur. 10 va 20 kumprlmeyi havl “tüp derde eczanelerde reçete ile satoaı, ( Knoll A-O, kimyev! maddeler fabrikaları, Ludwİgshafen 4/Rhin Satılık Mahlüller Muhammin değer ediyor: Lira Kr. z — Birakma! 1260 00 Büyükdere Hacet sokağında 138 Nü: İn üç oda ve multbah O, bir şeyler söylemek ü: de ve bahçeyi müştemil evin temam. fa olarak bir kere daha dürüyar ve sesi| — 354 20 Piruzağa —mahailesnin Taklaki — yoküşünda 11,18 - No; Ju ü a münakaşa gürültüsünün üzerinde Na S SAi GA e Bi bir kere daha yükseliyor: 60 Büyükderede çivici sokağında .Ş No: lü ahşap iki — odalı , — Sizden bir kere daha rica ede - hanenin tamamı. FHim, — arkadaşlar, — müzakerelerinizi 56 50 Hüseyinağa mahallesinde Ziba sokağında 61-47 No: lu 25 izi hesaba kat k kar metre elli santim —arsanın lamamı. zarlarınızı da ona göre almzi — | — 216 00 Yeniköy ayanikola — mahallesinin köybaşı — esddesinde ,l!g %7! No: lu arsa'arın yedide üç payı Yukarıda yazılı gayri menkullerin mülkiyetlerinin satışı peşin para ile 30/mart/ 937 tarihinden itibaren 15 gün müddetle açık arttırmaya çıkarılmıştır. — İhalesi 14/Nisan/937 çarşamba günü saat 15 de komisyonda yapılacaklır. Yüzde yedi wnwnüvqhmwu— gelmele- ri. — (1789) ı Diyor. Bu, İttihatçı Talât paşanın, ttihat ve Terakkiye hitaben söylediği *on sözlerdir. Acaba, Talât paşa, o i memleketi terketmiye karar g ?mi! bulunduğu için mi bu nokta ;_İ“"Ide bu kadar sağlam ve musır B A KUV Yazan : Vean Ramcaut “Son Posta,nın Hikâyeleri N : Çeviren: Faik Bercmeg İ Belotte ağıla doğru koştu. Babası f - heyecanla bağırdı: — Baba! Baba! Gel bak ne var? Babası zahmetle yerinden doğruldu. süt dolu kovayı masanın üstüne koya- rak sordu: — Neye bakacağım? ı — Samanlıkta olup bilenlere.. Ça - |buk gel! İhtiyar çiftçi oraya doğru yürüdü. Acaba ne vardı ki.. Samanlığın içinden kulağına bir hışırtı geldi. İğilip ba - kınca bir hayret nidası çıkardı. Yeni uşak Justin, evin emektar hiz- metçisi Maria ile sevişiyordu. Bu man- zara ihtiyarın asabını bozdu.. Hizmet- çi, kırk yaşında, ağzında dişi kalma - mıaş, saçları mihnetten dökülmüş bir kadındı. Justine gelince güçlü kuvvetli, iriya- Uri yakışıklı bir delikanlıydı. Bu iş nasıl |foluyordu? Ne çare ki aşkın gözü kör- dü.. Sonra çiftlikte Mariadan başka |kadın da yoktu, Eh! Uşak demek onu |baştan çıkarmıştı. Halbuki Maria nekadar iyi bir hiz- |mı:ıçiyd'. Yirmi yıldır onların yanın - daydı. Çalışkan, namuslu ve itaaikâr- dı. Bütün gün, sabahtan akşama kadar hem evin işlerini görür hem de hay - vanlara bakardı.. Ah! Bu aşağılık u - şak. r İhtiyar çiftçi, hiddetle uşağın üstü- ne yürüdü: — Ne yapıyorsun orada be herit ? ldıy:ruk uşağın suratına bir tokat in - dirdi. Silleyi yiyen uşak homurdandı: — Vay canına be! Neye vuruyar - sun? Bunun üzerine efendi sol elile uşa- ğin yakasını tuttu ve ikinci bir tokat indirdi. O vakit uşak kızgınlıkla hay - kırdı: — Hey Allahım. İki tokat ha.. — Al üçüncüsünü de.. — Ya Öyle mi? Bunları sana öde - rim ben şimdi.. Uşak bunu söyliyerek ardarda efen- disinin suratına dört tokat aşketti. İh- tiyar şöyle bir sendeledi. Uşağin am- ma ağır eli vardı.. Tokatların şakırtısı üzerine havuzdaki kazlar bile dehşetle bağırmağa başladılar. Belotte'le Maria bu sahneyi uzak - tan seyrediyorlardı. İkisi de işe karış- raaktan korkuyorlardı. Çiftçi bir söz söyliyemeden yanak - larını tuttu ve sonra gözlerini uşağa dikti. Bakışlarında hiddet mi, takdir mi vardı? Pek anlaşılmıyordu. 'Tam bu sırada, ihtiyar uşağın kar - nına bir tekme savurdu. — Ah! Öyle mi diyerek uşak gürle- di ve çabuk kendini toplıyarak o da patrona çelikten bir tekme indirdi. Efendi yere yuvarlandı ve neden sonra doğrulabildi. Doğrulur doğrulmaz u - şağa yaklaşarak ona bir çelme taktı. Fakat uşağı yuvarlıyacağı yerde ken- disi düştü, O zaman Juslin onun ka - fasını toprağa sokarak: — Az değilmişsin be ihtiyar! diye karışmam. Hemen çabuk karçımda diz murıldandı. Benden af taleb et! Yoksa çök! Patron, çarnaçar uşaklan af istedi. İ ı | | Amma kuvvetli delikanlıydı bu! E- fendi filân tanımıyordu Giiç.. İhtiyar yerden kalkınca uşağa: güliba.. Sonra sesini tatlılaştırarak ilâve &ı ti: — Şu kağnıyı sırtınla kaldırabilir mi sin? Uşak tereddüd etmeden kağrımın ah tıma girerek onu sırtile kaldırd. O var kit efendi heyecan ve hayretle: Uşak sapanı da kavrayıp omuzung koydu ve dolaşmağa başladı. İhtiyas bunu da görünce: — Nazar değmesin be delikanlı! De« rebileceksin! Sonra uzaktan anları seyretmekte — olan kızı Belotte'a seslendi: — Görüyor musun Belotte nekadar kuvvetli adam! Hiç böylesine rastladığ — mı? Uşak omuzundan sapanı indirip: — E! Babalık bana müsaade.. — Neden! Neye gidiyorsun, seni ko« ğan kim? Ş — Siz! Öyle ya, kavga ettik.. İ — Bundan ne çıkar?. Sana bir ka « dın lâzım, Fakat bu kadın Maria de ğiL İ — Ya kim? — Kızım. — Kızınız Belotle mit — Evet, neye şaşlın? Güzel değil ni 0? Hey Belotte gelsene.. Söyle bas kayım Justin'i nasıl buluyorsun? AR — çocuklarım, famı birbirinizin dengisi « niz! Düşün bir kere, kızım.. Bu kadar kuvvetli bir delikanlı neler yapmaz, nelerin hakkından gelmez! Oğlum bun. dan sonra bülün çiftlik işlerini sana devrediyorum.. Haydi yavrularım ele- le tutuşun bakayım! Allah sizi mes'ud eylesin! Baba, dua ederek eve girdi. Mem « nun bir çehreyle berelenmiş yerlerini tedaviye koyuldu... Yarınki nushamızda : KAYAK SPORU Yazan: Leonid Lenç Rusçadan çeviren: Alaz — Çok kuvvetli delikanlısın! dedik Baban adalelerini balyozla döğmüş | — Bravo be delikanlı Bravo! şu sa e | pamı da omuzlayıp götürebilir misin? — sene öküze ihtiyaç kalmadan çift sü « —

Bu sayıdan diğer sayfalar: