1 Haziran 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

1 Haziran 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BON POSTA. 1 Haziran Sayfa 7 - Sakinleri cücelerden mürekkep kasaba Kasaba halkı 50 kişiden ibaret, fakat kasabanın belediye dairesi, oteli, mağazaları, posta binası ve cücelere göre yapılmış evleri var 2-ÇALLI İBRAHİM DİYORKİ: Eğer biraz — gecikseymişim, — Güzel | yaşında bir adam olmakta da gözüm yok! San'atlar Akademisine kadar gidişim bo- | Binnenaleyh, canı istiyen teselli saysın MÜŞKÜLLER şa çıkacakmış. Çünkü ben bahçe kapı - | amma, ben kendi yaşımdan hoşnudum! Posta binası önünde CPğralyacılann bilmedikleri bir seket var. Cüceler diyarı. h:ğe’&diye dairesi, oteli, mağazaları, Fi dairesi ile ve elli tane, tam elli _'mslhn' ile Lilliput hükümdarlığı N hakikaten mevcuttur. değf ÇTüYeti Akvam bu elli kişilik dev- nnd_h!nıiı tanımış mıdir, - bilmiyoruz. h“k:ıâımiz, bu elli kişinin kendilerini Mk“ düvel esaslarına — bağlayarak Mak azminde bulunmalarıdır. a“ı*' liput devleti seyyardır. Bazan Vi L'““i Praterde, bazan Esplanade des alid'de, yani gâh Avusturyada gâh *ğ'f_dl. Bâh da başka memleketlerde Gevieçir Devlet bir nevi - könfederatif Bmın Hir, Çünkü Lüliput hükümdarlı - Düf Vatandaşları arasında hemen her N'f"aı cüceler — vardır. Litvanyalı, *sız, Mâcar, Rus, ilâl Lâtife berlaraf, böyle bir cüceler| — < ş sölele İındu hakikaten — mevcuttür. Bunlar küçük Lehlisini tanımak ister misiniz? hu;ıerine göre yapılmış portatil ev- Ür f mürekkep bir köy yaptırmışlar- tek bu köyü de beraberlerinde götüre- “ken dmemhkel memleket dolaşmakta, Mük ilerini teşhir suretile para kazan- .lı]:: Ve bir arada yaşayıp gitmekte - Bir Alman kadım önümde durdu. Bir kolunda on yaşında genç bir deli- kanlı vardı. İtalyan Bay Francesco... Diğer kolunda da Varşovalı 17 yaşın - daki matmazel Annle'yi laşıyordu. Posta müdürü yanıma sokuldu: — Cüce olduğumuz için Allaha şük- rediyoruz dedi. Biz nadir insanlarız, nadirler de dajma kıymetli olurlar. Cücelerin kendilerine göre yapılmış evleri var. Portatif olan bu evler bir yerden diğer — yere nakledilebiliyor. Bunlardan birinin kapısını açtık. Bu ev iki hemşirelerin evi.. Bunlar bu lı:m"'m konuşan, ayni kültüre sa-|milletin en tehlikeli — insanları imiş - ..!nlau_ ayni sevinçle sevinen ve müş|ler. Her ikisinin seksapeli kuvvetli &- Za K kederlere uğrayan, ve ben (Fran|miş ve istediklerini teshir etmeğe mu- 'h“'vlndışıyım) diyen — kimselere; vaffak oluyorlarmış. Zim di Bunların arasına karışan bir Fran - Bazetecisi şunları anlatıyor: Cücelerin Reisi diyor ki: “;îi? şunu hatırlatayım ki cüce de- .m fnSan.ır boyları bir mı İmi geçmeyen kimselerdir. Ftansız milleti şöyle tarif edilir: diz NSız derler. değil mi? Halbuki bi -| — Cücelerin birbirlerine karşı duy - K Millette müşterek tek bir vasıf var | dukları muhabbetin mahiyeti başka! &) da böyl.. Boyunuz bir otuzdan| — Posta müdürü bana bir kadın gös - “hığl Oldu mu derha! bizim millete il- | terdi: ş ik adebilirsiniz.» — Bakın dedi, benim esk karım... hııRJ Sözleri söyliyen cücelerin en yaş Birbirimizden boşandık. Rununla be - Olan kont Primo Magrittir. raber gene dostuz. Dörl senedir ayrı i- Tağı, Yünun sekser santim — olmasına 'dik. Ben Rusyada dolaştım, o da İstan- .t:ı"'en zekâsının harikulâde inkişaf|bulda gezdi. Şimdi gene buluştuk... "ık:ş Olması, sade cüceleri değil, bü - Posta müdürü feylezof bir tavırla , eti de hayrete düşürüyor. ve etti: 3 Belediye Reisinin beyanatı — Azizim dedi. Dünya cücelere bile bze Viliput hükümetinin belediye reisi at X'ı“ Sözleri ilâve ediyor: Sizi en yaşlımız selâmladı. Onun Pa &'ışı_ndı olduğunu anlamak için si- li Südi yaşımı söyliyeceğim. Ben A- kada New « Jersey'de bundan tam S€ne evvel doğdum. Evlendim. İki evlâdım oldu, bun * San birinin boyu bir seksen, diğe - “n'ı"ude bir yetmiş sekizdi. tn hei defa tekrar evlendim. Karı - bar, yit bhemen hemen sizinki kadar İ ani tabil boy. Kendisile gayet a _vı Ut bir hayat geçirdik ve onunla iz- mv““llmz evlenenlerin her cihetçe ki Olması hakkındaki — nazariyelerin 1Di ilân etti, o posta müdürü ile mülâkat 3trada yanıma gelen cüce posta Muammer Tekrar sahneye Döndü Biç müddettenberi Şehir tiyatrosu- nun operet kısmından çekilerek Turhal şeker fabrikasında vazife alan aperet san'atkârlarından Muammer Ruşen, şe ker fabrikasından ayrılarak Turhaldan İstanbula döflmüştür. Muammer Ruşen burada, bir istida ile belediyeye müracaak ederek Şehir tiyatrosu operet kısmında yeniden bir vazife istemiştir. Bu istek kabul edile- rek Muammer yeniden Şehir tiyatro - su kadrosuna ithal edilmiştir. Muam - sından girerken, sevimli ve değerli res - sam Çallı İbrahim, mektep kapısından çıkmak üzereydi. Onunla konuşma- mız, yolda başladı, tramvayda dovam et- ti, ve bir gazino ma- sası başında nihayet buldu. Evvelâ. anke timin geniş mevzula- rTını yumuşak göster mek için: — Üstadım, dedim, al soracağım! — © halde, birbiri ni tutmuyan bir sürü cevap alırsın! — Faraza, sen, çol müsrif bir zevceyi ik- halde sen, vara yoğa kızan bir zevceyi yo- la getirmenin yolunu da bileceksin? Anketi ği benim!» diyerekten, hatunu Mazhar Osmana teslin: ederim. Güldüm: — Varol üstad... han suülleri olsalardı, lâzım gelen oku - yucular, tam numarayı mutlaka sana ve- rirlerdi! — Fakat herkes ayni çareye baş vur - saydı, Mazhar Osmanın muayenehanesi mahşere dönerdi! — Sen, aşkı devam ettirmenin çare - lerini de bilir misin? — Elbette!.. — © nedir? Çallı: — Biri bitmeden öbürüne başlamak! Diyor, ve ciddileşerek sözüne 0 meş - hur: «Efffendim...» le başlayıp ilâve edi - B Aşkın, diğer işlerden hiç farkı yok- tur. Onu devam ettirmek için de, diğer bütün işlerde olduğu gibi «sebat» lâzım- dır! Yalnız, aşkta, daha doğrusu âşıklıkta sebatkâr olabilmek, diğer tşlerde sebat- kâr olabilmekten çok daha zordur. Çünkü sevgilinin dekleri, diğer işlerin kahırlarından bas - kındır. Daima «0* nun istediğini yap - mak, hem de çok defa istemiye istemiye yaparken, can ve gönülden istekli dav - ranmak, memnun görünmek.. Sonra, sebatsız âşıklar gibi, fazla naz- dan usanmamak!.. Hem de naz çekerken, aba çekiyormuş gibi müşteki görün - memek... Daha sonra, moda yarışında, sevgiliyi yöür ve ağyara karşı yarım adım geri bi - rakmamak... Hem de gazinocunun bakkı- nı, terzilere, şapkacılara, berberlere, mak. Bence, aşkı devam ettirmenin çarele- ri bunlardır... Fakat bunları da yapmca, aşk bitmez amma, sen bilersin! daşın dediği gibi, bu devirde aşk var amma, maalesef, fişık yok!.. — En çok bangi yaşı seversin üstadım? Çallı hiç düşünmedi: — Göğsümü gere gere, bağıra çağıra, her yerde ve herkese — söyliyebileceğim yaş! Kaçtır 0? isyanla doğruldu: — İşte bu suali ferasetine yakıştıra - madım! Bilirsin ki, toy delikanlı mua - melesi görmekten hoşlanmadığım için 20 Ve telgraf müdürü Bay Lüsyen: — Dü mer Ruşeni, yeni mevsimde tekrar sah- Ünyanın en küçük İtalyanile en nede göreceğiz demektir. yaşı sevmem. Ne toy delikanlı, ne de kı- ıvınııvıı bulmuş erkek sayılmıyan - oluz Çallı İbrahim Naci Sadullah mnazları, kaprisleri, di- j manikürcülere yedirirken surat asma - Onun içindir ki, geçenlerde bir arka - Zeki san'atkâr, samim? ve sevimli bir — Bir tek sualim daha kaldı üstadım? — Oldü olacak, onu da sor bari! — Hakkında bir çok dedikodular çık - “Mıştır tabii? — Benim hakkım- da «bir çok dediko- dular» çıkmadı... Fa- kat bir çok kimseler Ayni dedikoduyu yap- blar. — Yani sönin için: «Çok içiyor!» dediler. — Sade bunu de- — -kle kalsâlar iyi... 3eni, yakası paça- sı, suratı, kafası pe- rişan bir ayyaş gibi Büsteren karikatürler yaptılar... Evimde mışı! mışıl çalıştığım — sıralarda rında, sokaklarda sız- diye, bu soğuklukları karalıyanların ekse- risi de, edost» bildi- ğim kimselerdi? Hele bu fıkralar- dan bir tanesine pek tutulmuştuk. Hani, Ayazpaşa cad- desinin — kenarında, oturulacak sıralar var ya? Mevsim kış olduğu için, o sıralar, karla ör ymüş. Ben de oradan yalpalıya yalpalıya ge - çerken, onlardan birinin üstüne yığıl - yapan : Eğer bu sualler, anket değil de, imti-| maşım, Tatlı tatlı sızarken: — Oh... Çok şükür... Yatağımı bula - bildim! demişim! İnsan bunu okurken gayri ihtiyari: — Be insafsızlar! diyor. Beni sızdıra - caksınız!. Bari rahat, sıcak bir yerde sız- dirin da, zatürreeye tutulmıyayım! Hülâsa, bu kabil soğuklukları yaza ya- za anlata anlata, işi o hale vardırdılar ki, bugün bir çok kimseler, «Çallı İbrahi - mi> bir san'atkârın adı değil, bir yeni in- hisar rakısının markası sanıyorlar. Ve şe, bir binlik geliyor. — Sen bunları önlemek tedbir almadın mı? — İlk zamanlarda aldım. Aylarca ağzı- ima içkinin damlasımı koymadım! Fakat gördüm ki, aylarca değil, yıllarca, hattâ yaşasam da asırlarca bu peygamberane perhizkârlığı devam ettirsem, ismimi ağ- yarın kopasıca dilinden kurtaramıyaca ğim! Bunu anladıktan sonra da, canımın istediği zaman, iki kadeh rakı içmekten nefsimi mahrum etmekte hiç bir mana için hiç bir | - Vara yoğa kızan bir zev- ceyi nasıl idare etmeli? 2-Çok müsrif bir zevceyi nasıl iktisada alıştırmalı? 3 - Yakışıklı bir kocayı Don- juan olmaktan nasıl kurtarmalı 4 - Aşkı devam ettirmenin çareleri nelerdir? 5 - Haktınızda - çıkarılan dedikodulardan korunmak için neler yaptınız? 6 -En çok hangi yaşı se- versiniz? Kİ GEEE —.. —. ae uyuduğum, yahut a-| mek ne bir meziyettir, ne de bir kusur- tölyemde harıl harıl| dur! Fakat içki içmenin kusur sayılacak şek- beni, gazino masala- | li de, meziyet sayılacak şekli de vardır. Ben, içki içmeyi, bir meslek haline ge- dırdılar! Hem nükte| tirmiş, ve bu meslekte bile muvaffak ola- mamış mirasyediden müteneffirim! Fakat içki içmeyi bir san'at, hem de, hiç içki içmiyenlerin bile hoşlarına gide- cek bir güzel ve ince san'at haline geti- ren kimselerle oturmaktan zevk duya rım! Sonra, bilirsin ki, bugün, içki dehşetli pahalıdır! Binatenaleyh içki içmek için para, para edinmek için de çalışmak Yizımdır! Eğer meclisi idarelerden tahsisatı, han- larından, apartımanlarından geliri olmu- yan bir vatandaş, içebiliyorsa, hem de Çok içebiliyorsa, çok kazanıyor, yani çok çalışıyor demek değil midir? O halde ha- yatını alnının terile kazanan bir vatan - daşın çok incesini hor görmek, çok ça- lışmayı ayıplamak sayılmaz mı? Yoksa artık, tenbelliğe çok ısındık ta, çok çalışanları çekemiyor muyuz? Naci Sadullah Hamalın vurduğu kâtip öldü Geçen hafta içerisinde Sifkecide bir BEEDİR. Ö, bir. f değii,.bir ge ağır yaralama vak'ası olmuş, Yusuf adlı Übir hamal, hem işinden çıkarılmasını ve hem de iş verilmemesine sebeb olduğu kanaatile hamallar kâtibi Hasara yedi yerinden bıçak saplamıstı. - Cerrahpaşa hastanesine kaldırılmış olan Hasan, göğ- sünden ve karnından aldığı ikı yaranın tesirile dün ölmüştür. Adliye doktoru Enver Karan, cesedi muayene ederek, gömülmesine ruhsat | vermiştir. Bu husustaki mufassal raporu- nu da yazmıştır. Yaralamaktan suçlu olarak sorgu ne- ticesinde müstantik tarafından tevkif e- dilmiş bulunan Yusuf, dünden itibaren | öldürmek suçlusudur. Tahkikat devam — Bence, içki içmek, çok veya az iç- İ etmekte, şahidler dinlenilmektedir. Okuyucularıma Cevaplarım K. D. Ereğtisi okuyucularımızdan Salm Özkanı niz. Konyada Bay Nasır Dalbudak'a: — Mevzau bahsettiğiniz meselenin ga- zetemizde neşri için elimizde müsbet de- tân bulunması Jüzimdir. Akıl halde, yal- miz sizin Yadlalarınızla İklifa etmemiz bi- ete düşürebilir. Bina « vilâyete müracaat #t- zi mes'ul bir v enaleyh mazbata il meniz lâzımdır. — Limanıtı honüz yeri tenyyün etmiş değildir. Bu yakınlarda İktisat Vekületi bu meseleyi Balledecektir. O zaman gaze- temizde büna dalr bir haber bulabilirsi- gayesi olan bu işle hararetli bir şekilde meşguldür. Bilhasıa gelen göçmenlerin âevkine ve yerleştirilmesine dikkat ede - cek olursanız, serdettiğiniz şekilde say « dığınız mintakalara yerleştirildiğini gör- müş olursunuz. Binaenaleyh mütaleaları- müzı başkt bir zamana sakltyoruz. Adana Ceraevinde kunduracı İsa Ka - ragüle: Birinci mektubumuza — kısaca — cevap vermiştik ve demiştik ki: «Bu nihayet ka- nunt yolları takib ederek kat? şeklini al- miş bir eürümdür. Bunu ancak gene kas nun defiştirebilir. Binaenaleyh bir istida ile Adliye Vekâletine başvurarak vaziyeti bildirirseniz müsbet veya menfi bir neti. ce alabilirsiniz.» * Ankara Sefer caddesinde Küçük Ci - * han kıraathanesinde Ali Çınara: Okuyucularımızdan Bartında Bay Mah- —- Ümidinizi kesineyiniz. Kayserlde, Ka- mut Maan'a: — Toeklif ve temenniniz yerinde ve gü- zeldir. Nüfus umum müdürlüğü, devletin rabükte fabrikalar açılıyor. Amelelik için BSümer Bank'a başvurunuz. Oralarda bir 19 temin edeceğinizi sanıyoruz. I

Bu sayıdan diğer sayfalar: