17 Haziran 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11

17 Haziran 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ni —.LA ___—..ıw:—ı.—a_.._. Asiler sıkı bir çember içine alındılar ııııı n'K Iıı' o Vaskoran Tunceli vilâyeti nin haritası (Baştarafı 1 inci sayfada) Mecliste söylediği mühim nutkunda bil- | ahşap köprünün yakılması ve garbi Der- dirmişlerdi. Osmanlı tarihinde zaman zaman isyan- larile tanınmış olan Dersim, hükümetimi- zin kuvvetli elile tarihe gömülmek üze- redir. Cumhuriyet hükümeti, bugün Tunceli adını alan bu havalide, bütün kudret ve haşmetile hâkimiyetini tesis etmek az - mindedir. Başvekilimiz İsmet İn nutuklarında söyiedikleri gibi girişilen is- ahat geçici bir heves değildir. Hüküme- tin otoritesi burada da pek yakında bü- tün kudretile hâkim olacaktır. Osmanlı idaresinin ihmal ettiği Der « sim yarasını eline alan cumhuriyet bü- kümeti bu havalide geniş islâhata giriş- mek maksadile iki sene evvel bir prog- Tam hazırlamıştı. Bu programla Dersim mıntakası aske- rileştirilmiş ve değerli kumandanlardan General Abdullah Alpdoğan büyük salâ- hiyetle bu mintakanın islâhina memur edilmişti. İlk zamanlarda hükümetin bu islâhını da diğerleri gibi gelip geçici zan- heden Dersimliler hükümete karşı çok Müsait vaziyet almışlar ve bir kısım si- lâhlarım teslim etmişlerdi.. Bu arada da asayişsizlik yüzünden faaliyet gösteri - lemiyen nahiyelerde de hükümet otori- tesi teessüs gimiye başlamıştı. Bir aşiret reisinin sözleri 986 ağustosunda şark vilâyetlerinde bir #eyahat yapmış olan gazeteci arkadaşla- tımızdan M. Kemal Yücel Hozata da uğ- Tamıç, aşiret reislerile görüşmüştür. Ar - Kkadaşımız gördüklerini şöyle anlatmak - ftadır: O zaman görüştüğüm Bahtiyar aşireti Yeislerinden Şahin bana aynen şunları Söylemişti: — «Bizim için memlekette Kürt diye bir isim takmışlardır. Halbuki biz hâlis , Türküz Horasandan gelen eedadımız bu- Taya yerleşmişlerdir. Biz hariçle alâka- Mızi kestiğimiz ve kız alıp vermediğimiz için safiyet hususiyetimizi bugüne ka - dar muhafaza ettik. Dersim içinde şim - diye kadar yapılan cahilâne hareketler hep Osmanlı devrinin ihmal ve idaresiz- liği yüzündendir. 'Tunceli kanunun neşrinden dolayı çok Mmemnunuz. Başta General Abdullah 0ol- Mak üzere bütük Tunceli memurları bi- Ze çok İyi muamele etmektedirler, Biz Bu vaziyetten ve cumhuriyet hükümeti- Din gösterdiği baba şefkatinden dolayı Sonsuz bir sevinç hissetmekteyiz. Silâhlarımızı teslim ediyoruz. İçimizde Yol, mektep, karakol yapılmasını ve aşi- Tet mücadelelerine nihayet verilmesini Gört gözle bekliyoruz. Ölünciye kadar hükümete sadık olarak çalışacağız. Cum- huriyet hükümeti bizi eski devrin telâk- ki ettiği gibi Kürt değil, öz Türk olarak ği için iltihar ediyoruz. Atatürke Hzun ömürler diliyerek iş ve güçlerimiz- Meşgul oluyoruz.» Tahrikât başlıyor Vaziyet bu merkezde iken cenuptan Zeldikleri kuvvetle iddia ödilen bir takım müt nahiyelerini yekdiğerine bağlıyan simde İn karakoluna bir gece baskını ya: pilması gibi ilk tecavüzler görülmüştür. Bunun üzerine derhal icap eden tedbirler alınmış ve Dersimin isyana müsall sa - halarındaki garnizonlar takviye edilmiş- tir. Alınan tedbirler akabinde Mazkirt ve Nâzimiye kazaları üzerine yapılan hare- kât üzerine, âsiler teslim olmağa başla - mışlardır. İrtibatları kesildi Kısa bir zamanda Elâzizde toplanan askeri kuvvetler geniş bir mıntaka olan Dersimi kâmilen abluka etmiş ve âsilerin hariçle irtibatları kat'i olarak kesilmiştir, Çenhber içinde Sıikı çenber içinde günden güne sıkış- tırılan âsilerin vakit vakit yaptıkları kü; Çük taarruzlar da akamete uğratılmıştır. Gittikçe şiddetlenen bir #teş karşısında dayanamıyan şakiler en son sığınak yer- leri olan Kutu deresi ve Tözük dağlarına ilticaya başlamışlardır. Yapılan bu ha - veket osnasında beş bin kişi kadartel - dukları tahm'n edilen âsilerin bir çoğu ölmüş ve yaralanmış, bir kısmı da teslim olmuştur. Tayyarecilerimizin kahramanlıkları Bu arada tayyaretilerimizin büyük kahramanlıkları görülmüştür. Harekâ- ta iştirâk eden tayyarecilerimiz bom - balarla, mitralyöz ateşile âsileri peri- Şan etmişlerdir. Sabiha Gökçen'in kahramanlıkları İlk kadın tayyarecimiz Sabiha Gök - çen de bu harekâta iştirâk etmiş, al - çaklardan uçarak âsiler üzerine bom - bş yağdırmış ve mitralyöz ateşile bun- ları taramıştır. Sabiha Gökçen, aynı zamanda, üsilerin elebaşıs: Şeyh Rıza- nın evine de isabet|* bir şekilde bomba yağdırmıştır. Her taraftan tekib edilen âsiler 500 yıldanberi bu mıntakanın ilticagâhı o- lan Kutu deresi ile Sultanbaba dağları- na sığınmışlardır. 3000 küsur metre ir- tifamda olan sarp yalçın ve hareketi güçleştiren bu mıntakanım bir kısmı or- manlık, mağara ve derin derelerle do- ludur, Buraların sıkı bir surette taran- Ması için dinamit, bomba vesair vasıta- larla mücehhez tahrib müfrezeleri teş- kil olunmuştur. Buralara sığınan şaki- ler son günlerini yaşamaktadırlar. Bu- ralarda da kat'i harekâta başlanılmak üzeredir. Âsilerin başında bulunan Se- yit Rıza ve aşiretinin de şimalden ce - nuba doğru aynı iltica yerine hareket ettiği görülmüştür. Silâhşörlerin köyleri işgal edildi Şarki Dersimde asıl ön saftâ iş gören yegâne silâhşör aşiret olan Demenan köyleri kuvvetlerimiz tarafından işgal edilmiştir. Yaralanan aşiret reisi İsyanın başlıca müsebbiblerinden 0- lan Habib Kejo ve oğlu ağır surette ya- Talıdır. Keban havalisinde yakalanan şüpheli bir adam Elâzize gönderilmiştir. Tayyareectlerimiz tarafından atılan Yabancı tahrikâtçıların teşvikile Der -| beyannameler üzerine halk ve bazı aşi- ler islâhat programına zıt fikirlerle|retler hükümet kuvvetlerimize teslim Zehirlenmeğe ve hükümete karşı cephe |olmaktadıtlar. Bunlar arasında Yusi - *lmağa başlamışlardır. — * İlk tecavüz fan aşireti reisi Kamer ağa da vardır. Kendisi Elâzize götürülerek serbest bı- Bu tahrikât neticesinde ve cenup hu- | Takılmıştır. lldunda vukua gelen son hâdiselerin a- İsyan eden aşiretler le Dersimde Pak nahiyesile Kah-| Haber aldığımıza göre âsi aşiretler | Yeni zirai Iıaüıııını Programı yapılıyor " — (Baştarafı 1 inci sayfada) Kombinalar için ısmarlanmış bulunan âletler devle! çiftliklerinde kullanıla - caktır. Hazineye intikal etmiş bulunan yeni çiftliklerin idaresi için de bir şekil tesbit edilecektir. Bunların şahsi hükmi- yeti haiz birer müessese haline konul - ması ihtimali vardır. Ziraat Veki'! Şakir Kesebir ik! gün « denberi Vekâlette günlük aeele işleri çı - kartmakla meşgul olmaktadır. Bir kaç güne kadar yeni program hazırlıklarına başlıyarak mütehassısların ayrı ayrı mü- talealarını dinliyecektir. Programda memleketin muhtelif yer- lerinde küçük zirsat mektepleri kurul - ması işine ehemmiyet verilecektir. Karabükte faaliyet (Baş tarafı 1 inci sayfada) yarınki büyük demir, çelik fa sahasında şimdiden geniş bir faaliyet gö- ze çarpmaktadır. İnşaatın bir kısmını üzerine alan Nu - vi Demirağ kendi sahasında fanliyote baş- Jamıştır. Esas inşaatı yapacak olan İngiliz kum- panyaları bugüne kadar daha fazla plân- lar üzerinde çalışmışlardır. Sümer Bankın yaptırmakta 'aryand ikmal edilmek üzeredir. Burada çalışan bir beş yüz işçinin sıhhi vaziyetleri müdür Bülent Hosta ve dok- tor Faik Ötkenin çalışmalarile tam bir koöntrol altına alınmıştır. Yapılan işçi paviyonları her türlü sıhhi şeralti haiz bulunmaktadır. Her yeni ge- len işçiye ayrıca çamaşır tevzi edilmek - tedir. Yakın bir gelecekte bugünkü kalabalı- ğin icap ettireceği sinema, tiyatro ve sai- reler gibi ihtiyaçlar da ikmal edilecek - tir. olduğu Abbas uşağı, Kalar, Bahtiyar uşağı, De- menan, Haydaran,Lolan ve bazı ufak telek çetelerden mürekkebtir. Bu aşi- reller iaşe darlığına — tutulmuşlardır. Açlık başgöstermiştir. Âsiler için her bakımdan mücehhez bulunan kuvvetlerimizin kudretli el - lerinden kurtulma çaresi yoktur. Aşiret reisleri . teslim oluyor'ar Elâziz 16 — Dersim sergerdelerine karşı yapılan harekât kan dökülmek- sizin inkişaf etmektedir. Sergerde - lerden Haydaranlı Kamer Hızır, Dem- nanlı Cebtail, Yusurbanlı Kember Rehber teslim olmuşlardır. Bunlar - dan başka hergün yüzlerce silâhlh âsi teslim olmaktadır. Âsilerin iltica ettikleri Kurtdere - sini muharara eden çember gittikçe daralmaktadır. 'Teslim oltutyan iki aşiret reisi kal- mıştır. Bunların da bir iki güne kadar teslim olacakları muhakkak addedil- mektedir. Dehalet edenler iğfal edil- diklerini söylemekte, hükümetin mer- hamet ve şefkatine sığınmaktadırlar. Dersimin kısa bir tarihçesi Dersim mıntakasi şimalde Kemah, Erzincan, garpte Kemaliye ve Arapkir, cenupta Elâziz, Keban, — Palu, şarkta Erzincan ve Keyfi il ve ilçelerile çevri- lidir. Dersimin genişliği 6300 kilometre ı, ' murabbamdır, nüfusu 60-75 bin arasın- da tahmin edilmektedir. Kapıları Türk münevyerleri için dai- ma kapalı bulunan Derşim, Fatihin İs- tanbulu alışından bugüne kadar h.lç ve sevki tabii hâkim olmuştur. Yurdun diğer kısımlarında medeni kanunlar hüküm sürmekte iken Dersimde ancak hurafe ve an'anenin korkunç ve ka - ranlık havası esmiştir. Dersimin muh - telif mıntahalarında sakin olan Kürd aşiretleri sistematik bir şekilde eşkiya- lık yapmışlar, Türk köylerini ve köylü: sünü dajma büyük zararlara uğratmış- lardır. Bu havali zaman zaman ve milli irade aleyhine çalışan gizli ve hain kuvvetlere de birer fesad ocağı olmuş- tur. İsyan ve tedib 1850 tarihindenberi Dersimin ıslahı devletin başlıca göz önünde bulundur- duğu meselelerden biri olmuştur. Der- simlilerin şekavette ısrar etmeleri üze- rine 1863 yılında bu havalide kısmen harekât yapılmış ve en büyük dere - beyi olan Hüseyin bey Vidin'e nefyedil- "Maksim Görki kömdir ? (Baş tarafı 9 uncu sahifede) rinde oturmağa memur ettiler. Fakat sıhhati tekrar bozulduğu için güç belâ Kırıma gitmek müsaadesini koparabildi. Kırıma giderken geçtiği yerlerde şerefi- ne büyük nümayişler yapıldı. Gork! Kırımda bulunduğu esnada bü- tün Rusya ölgüsünde derin akisler yapan gok mühim bir hâdise vukua geldi: O seno Gorkiyi Nim akademisine fahri aza olarak seçtiler. Bu mesele imparatora bildirildiği zaman imparator hayretinden dona kaldı. Derhal bu seçimin bozulmâsı âçin emir verdi. Filhakika biraz sonra Gorkinin akademi azalığı kanun harici sayıldı. Bu keyfi hareketten fena halde sinirlenen o zamanki akademi azaların- dan Çeköf ve Korolenko gibi tanınmış şahsiyetler istifalarını verdiler.. ran 1905 senesi inkılâpçı hareketlerinin dışında kalamadı. Buna iştirak etti. Bun- dan ötürü de Petro Pavlosk zindatılarına atıldı. Fakat kısa bir zaman sonra serbest — bırakılarak, Riga şehrine gönderildi. Bir müddet sonra Petersburga dönen — Gorki orada *«Yeni Hayat» isimli büyük * bir gazete tesis etti. Gorki 1906 senesin- ' de, inkılâpçı hareket hesabına para & lamak için Amerikaya gitti. Gorki, işi bu Amerika seyahati esnasında dün; tanınmış olan ve Rusyanın inkılâpçı ha- | yatında fevkalâde mühim bir rol nrıuyın j «Ana» romanını yazdı.. 1917 den sonra tekrar Rusyaya d&ndü. Derhaâal birçok mecmua ve gazetelerde » yazılar yazmağa başladı. 1821 senesine kadar memleket dahilin-' de birçok mühim işler gördü, Fakat 1902 senesi martında Moskova san'at!sene içinde kan tükürmesi tır.l.ılutı. tiyatrosurda Gorkinin «Meşçan» adlı ilk piyesi temsil edildi. Piyes tasavvurun fevkinde bir sükse kazandı. Ayni senenin hisanında, sürgün edildiği Arames kasa- i'l'edavı için tekrar Avrupaya gitmel mecburiyeti haş gösterdi.. Doktorların gösterdikleri lüzum üzerine 1924 senesin. de İtalyaya yerleşti.. Burada kaldığı se« basına gitmek mecburiyetinde kaldı. O-| nelerde birçok enteresan eserler vücuda rada <Aşağı tabaka arasında» isimli pi- yesini bitirdi. Goörkinin <«Aşağı tabaka arasında» ki piyesi oynandıktan sonra değil yalnız Rüsyada, fakat dünya ölçüsünde büyük bir şöhret kazandı. Goörkinin dostları da, düşmanları da bu piyesi beğendiler ve methettiler. Garki, o zamanlar bütün Rusyayı sa- enı veanee Bursadaki Güreşler (Baştarafı 1 inci sayfada) kalıyı kaldırdığı gibi ringin tellerinden dışarı fırlattı. Amerikalının bacağı sa - katlandı ve hakem heyeti Mülâyimi itti- fakla galip saydı!ar. Mütcakiben yarım dünya Süleymanla Bulgar pehlivanı Jorjiye Tiro karşılaştı. Pehlivanımız rakibini 10 dakikada yere devirdi. Bundan sonra Türkiye şampiyö- nu Tekirdağlı Hüseyin ile Bulgar Kiro! tutuştular. Tekirdağlı 6 dakikada rakibi- ni tuşla yendi ve güreşler bu suretle bit- ti, Fakat halk dağılmadan bir hâdise ol- du. Tekirdağlı Hüseyin ile Mülâyim peh- Nvan ringa a'ladılar. — Dinarlı Mehmedi er meydanma ça - ğiriyoruz!. diye bağırdılar. Halk bu da- veti şiddetle alkışladı. Fakat hakem he- yeti buna razı olmadı. Halkin teşci yollu bağrışmalarına, alkışlarına rağmen Di- narlı - Mülâyim, yahut Dinarlı - Tekir - dağlı karşılaşması yapılamadı. Va ererencerarmennm eee ererennaa eee semnenermeennen miştir. 1892 de oldukça mühim bir te- dib hareketine başlanmış ve karışık - lıklar 1900 yılına kadar devam etmiş - tir. Dersimde şekavet 1901, 902, 903 tarihlerinde oldukca şiddet göstermiş- tir. Evvelâ Yako denilen bir şerir tü - remiş sonra Keçel aşireti uşağından Püsküllü oğlu çıkmış ve senelerce or- uhgı kasıp kavurmuştur. 1907 isyanı 1907 de yirmi bin kadar silâhlı isyan etmiş fakat Osmanlı idaresi bu sıralar- da büyük bir aciz göstermiş, tedib kuv- vetleri gönderememiş, oyalayıcı ted - birler alınmıştır. 1909 dan 1916 ya kadar 1909 da büyük Haydaranlı aşireti is- yan etmiş ve Müşir İbrahim (Paşa) bu aralık Haydaranlı mıntakasına kadar k âsileri tedib etmiştir, 1911 den 1916 ya kadar isyan ve te- dib hareketleri devam etmiştir. Umumi harbte Umumi harbte cephane nakliyatı sı- rasında Dersime ehemmiyetii mikdar- ga silâh ve cephane çakırılmıştır. 'Türk ordusunu vurmak istemişlerse de muvaffak olamamışlardır.” İstiklâl harbi sıralarında İstiklâl harbi esnasında Koçgiri aşi- reti isyanı başgöstermiştir. 1926 da bir tedib hareketi olmuş - tur. 1930 & kadar soygunculuk hare - ketleri devam etmiş ve gayri milli un- surların milli idare bu arada bir takım ecnebi fesadcıların Dersime girdikleri tesbit edilmiştir. Ağrı harekâtı esnasın- da da bazı hareketler başgöstermiş, bu sırada Erzincanda bulunan üçüncü fır- ka kumandanı general Ömer Halis âsi- leri çenber altına alarak imha etmiştir. 1931 de bir takım yabancılar bura - ya girerek aşiretler arasında çıkan ih- tilâfları balle ve Kürdlük cereyanım | Edebiyat meraklılarının okumaları körüklemiye çalışmışlardı. bir türkçe ile aslından dillmize çevrilmiştir. — ı getirdi. En mühimleri şu dört kitaptır: «Hatıralar», <Hikâyeler», «Hatıra def- terinden parçalar:, <Üniversitelerim», 1925 senesinde yeni bir eser neşrettit — *Artamanovların meselesi». 1927 sene- sinde çok mühim ve çok büyük bir ese- rin ilk cildi çıktı: «Klima Samginin ha yatır. Gorki 1928 senesinde tekrar vatanına döndü.. Eskisinden daha büyük bir hızla çalışmağa başladı.. «Klima Samginin ha. yatının» son iki cildini neşretti.. Birçolk — yeni piyesler yazdı.. Bilhassa köylü yâe — şayışına dalr çnk dikkate değer hil kıye- ler kaleme aldı. «Muvaffakiyetlerimiz:, «Sınırın otı— ğ sinde», «Edebi tedrisat» ilâh... gibi bir — çok mecmuaların başyazıcılığını üzerine — uldı. «XIX uncu yüz yıl delikanlısının hikâ- yesi>, «Şairin kütüphanesi», «Fevkalâde — Jinsanların hayatır gibi birçok eserlerin |neşti fikrini ortaya attı.. «Fabrika ve imalâthanelerin tnrlhlı, «Rusyadaki vatandaş harbinin tarihir — gibi gayet mühim eserlerin neşri hknni 5 ilk defa veren de gene Gorkidir. Gençlerbirliği ile güneşin yapacaklari maç (Baştarafı 7 inci sayfada) Bu hafta Güneşle, belki gelecek haf- ta da Ankaragücile sön maçını yapacak olan Gençlerbirliği bu iki maçı altı pu- — van toplıyacak şekilde galibiyetle bitir- — miş olsa bile bu sene için mühim bir mev — ki almasına imkâr yoktur. ğ Gençlerbirliği ve Güneş takımları fu. skarıda da izah ettiğimiz gibi milli küme — maçlarından artık fazla bir şey bekleım- mekle beraber kazanmak için büyük gay- — ret sarfedecekierine quphe yoktur. Sandıklıda ” . .. e N pehlivan güreşleri 27/â/937 pazar günü Sandıklıda büyük —— pehlivan güreşleri yapılacaktır. Başa 100, — baş altına 80, büyük ortaya 7T0, küçük or- taya 50 lira mükâfat verilecektir. Bu gü — reşlere iştirak etmek istiyen pehlivanlaWr — rımızın 20/6/937 gününe kadar Sandıklı — kültür ışyarlığına malümat vermeleri. —— Bir ağır ceza reisimizi kazbettik — Elbüstan ağır ceza hakyeri reisi Şev « — ket, bir müddettenberi İstanbulda teda- vi altında bulunuyordu. !ın:iıırlndıi'_ ve ayni zamanda şekerden rahatsız olan 4 Şevket, Cerrahpaşa hastanesinde hal — etmiştir. Evvelki gün oradan kaldırıla « Frak, Topkapı mezarlığına gömülmüştür. — Merhum, senelerce memleketin muh- telif cihetlerinde adliye sahasında ça e lışmış, kiymetli bir hâkimdi. Ölümü, de- rin teessürle karşılanmış, merasimde baş- ta İstanbul müddelumumisi Hikmet O « — nat olmak üzere, adliye erkânından, me« — murlarından bır çok kişi, mübaşirler, jan. — darma, polis hazır bulunmuştur. ğ Ölene Allahın rahmetini temenni, âi- — lesi mensuplarına taziyet beyan ederiz. — K Ya ai | Dubrovski — Puşkinin en güzel eserlerine — den biridir. Hasan Âli tarafından çok temiz — N GU len bir eserdir. ”

Bu sayıdan diğer sayfalar: