17 Haziran 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

17 Haziran 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Maksim Gorki kimdir? Sırasile paçavracılık, aşçı yamaklığı, fırıncı çıraklığı ve küfecilik yapan öksüz delikanlı nasıl oldu da dünyanın en büyük romancıları sırasına girdi? Yazan: H. Alaz boyunca yürüyüşü - ne devam ederek O - desaya geldi. Odesa Himanında hamallık yaparak geçindi. Pre kop, Sinferopol, Yal- ta, Kerç, Kuban ta - Tikile, 1891 senesi 'sonbaharında — Tifli- se gldi. İşte burada . Tif- liste - 1892 senesi 25 Geçen 1936 senesi 18 haziranında değil Yalnız Rusların, fa - kat bütün dünyanın *€n büyük söz ustala- Tından, en büyük Tomancıların- dân Maksim Gorki öldü. * Bir çok hikâye, bir Çok ta roman yazan Gorkinin en büyük hususiyeti — realizmi câ':üîür;îî .x_.n::. :sîı eei Bdekila Y eat rki, hemen hemen z W AA et eserinde, ya ken Ş:îlîl’k:ldh L.ı,ı;ı :';ğa; di hayatını, yahut ta hergün aramızda ya- Byan insanların ha - yetle bu farih, Gor - kinin yazıcılık haya- tına atılışının başlan Yatını verdi. Vakıâ ) Gorkiden maada bir Ğıî;!_ırn.amk kabul e - Sok — diğe har- ir. S Tirler ddî" "l':ı“ i'ı:ı Gorki, ayni sene -| Size, hayatımın n e aa Ka N Yaptılar... Fakat nin birinci teşrinin -İen acıklı — tesadüf- de gene Nijni-Norgo- | lerinden, talihimin rod'e döndü. Tekrar | ,, kötü cilvelerin- av;ıkı' :“_*Plffî_ | den birini anlatmak a v istiyorum. Bu te - aha başladııBir "']wd)t;f, benliğimin sinin kazandığı mu- y derle ilk karşılaş- o, plânsız, sistemsiz okutdu. Bir kelime yetten cesaret alarak yazı yazma- adai ile, eline ne geçerse, kaçırmaz okurdu. | ğa devam etti. Fakat yazı ve edebiyat $- | — kiç ilkbahar günü idi. Ağaçlar henüz Bu okuma ona Mayatı sevmesini, onu da-| lerihde çok titiz davrandığı için bünları, / — v . ihtişamlı yeşil süslerini taki- ha iyi tanımasını öğretti. Görki okuduk- | uzun zaman neşretmedi. Ancak 1898 se-| | , Ççok olmamıştı. Bunlardan yayılan ça hayatın derinliğini, dahâ iyi görüyor, | nesi ağustosunda Moskova mecmuaların- baygın bir koku, o kadar tatlı idi ki, gö- daha iyi anlıyordu. Ve bu ohu, dah cid-|dan birinde Emilyan Pilay adlı ikinci hi-t , — b Lanmiyen tarla kuşlarmın cıvıltıla- di, daha derin okumalara sevkediyordu. | kâyesi çıktı. Gene bu sıralarda, ilk bü-| .), beraber, âdeta gökten geliyor sanıla- Gorki, işte böyle bir okuma arzusile Ka, | yük hikâyesi olan «Çelkaş> 1 yazdı ve bilirdi. zan şehrine geldi. Orası, o zamanlar, bir | «Ruskoye Bogatstvo» mecmuasında neş-| — Etrafta her şey yeni ve taze idi, Hattâ «Üniversite şehri» diye tanılirdı. Gorki | retti. üzerinde yattığım toprak bile, insanlart tapınırcasına sevdiği bilgiye buradâ da-| Gorki, 1895 senesi 23 martında, davet bilmedikleri birçok şeyler vadeder - gibi ha kolay kavuşacağını umuyordu. edildiği, Samara'ya gitti. Ona orada «Sa- taptaze idi. Gorki üniversiteye giremedi. Fakat bu- | mara gazetesi» nin muharriri sıfatile da- Gün ortası idi. rada üniversitenin inkılâpçı gençliği ile|imi bir iş verdiler. Ayni günde vili 'Teknik araştırma ile meşgul olan bir iş- tanışmak imkânlarını buldu. Gorki Ka- | jandarma — kumandanlığından — Samara gi kafilesi, ovanın ortasında istirahat e- zanda kaldığı müddetçe © zamanın belli | jandarma kumandanlığına gizli bir emir diyordu. Teknoloji talbesi bir - «stajiyer» baştı inkılâpçı ve halkçılarından Romas'la | geldi. Bu emirde: «Şüpheli eşhastan Peş- | <. fatile ben de işçilerle beraberdim. An- tanıştı. Romas, köylülük arasında çalışa- | kof'un oturduğu yerin tesbit edilmesi ve cak on dokuz yaşında vardım. İşçilerden bilmek için köyün birinde bir dükkân | daimi bir gizli göz hapsi altında bulun- | gi yüz metre kadar uzakta idim. Orma- açmıştı. Görkiyi de yanına aldı. Fakat | durülması» yazılıyordu. nin kenarındaki ihtiyar bir kütüğe yas- köylülüğün uyanmasından korkan köy| Gorkinin «Samara gazetesi» nde çıkan ı.,',m,ş' gök yüzüne bakıyordum. ağaları bir gece dükkânı yaktılar. Gorki | birçok mâkale ve yazıları içinde bilhas-| — Rtraftan yayılan tazelik ve yenilik ko- güçlükle cânımı kurtarabildi. ]ş;ı «Şahin hakkında türkü, sü ile r.Bi kusu, inzivayı ve tablati seven herkesin Gork! bu dükkân vesilesile, ilk defa o-| sonbahar günü» adlı yazısı dikkate Şa-| çok Iyi bildiği o ilkbahar hayalperestliği, larak köy hayatını görüyordu. O zaman- | yandır. * |beni ılık bir rehavet içine gömmüştü. ki Rus köyü ve Rus köylüsü Gorki üze-| Gorkiyi 1896 senesi mayısında «Nijni-| — Rüzgâr, zaman zaman ormanı okşuyor, rinde çok büyük bir tesir yaptı. Novgorod» da davet ettiler, Ona «Nije- ormandan yükselen tatlı hışırtı bana bir Gorki bu vak'adan sonra Hazar denizi | gorodski Listok> un daimi — yazıcılığını | ninni” gibi geliyordu. sahillerine gitti. Orada balık avlama ar- | teklif tüiler. Gorki teklifi kaâbul ederek| Her şey güzel, her şey iyi idi. Böyle bir teline (*) girdi. Kısa bir zaman sonra 0- , <Nijni» de yerleşmişti. Butada kaldığı | anda, herkes gibi, ben de zamanın nasıl radan da ayrıldı. Rusya içinde bir hayli | müddetçe birçok hikâyeler yazdı. Bun- geçtiğini duymuyordum. Ormanın memleket dolaştıktan sonra tekrar Ka-|ların abşlıcaları «Çapkın,, «Stepte>, | den kulağıma bir şarkı sesi gelinciye k: Zana döndü. Burada bekçilik yaptı. Fa-| «Boles», «Konavalof» tur. Fakat Gorki| dar, kim bilir, kaç dakika, kaç saat geçti. Kat hayat oru gene doğduğlu şehre, Nij- | burada çok duramadı. Ciğerlerinden has-| Beni çevreliyen her şeyle beraber ben nİ-Novgorod'a attı. Görkinin Nijni-Nov- | talandı. Tedevi için Kırıma gitmek mece| bu şarkıyı da, manasını ve kelimelerini gorod'dan ayrılışından sonra oraya siya- | buriyetinde kaldı. anlamaksızın, yudum yudum içiyordum. &İ sürgünler gelmişti. Görkinin bunlarla| 1898 senesi, Görkinin edebi hayatında | Bu şarkıyı söyleyeni görmek için gözle- olan münasebeti 1lk defa bu tarihlerde | mühim bir merhaleyi ifade eder. O sene | rimi açmağı üşeniyordum. başlar. Çarlık jandarmasının Görki hak-| Gorkinin hikâyeleri ilk defa olarak müs-| — Fakat şarkıyı söyliyenin bir kadın ol- kındaki şüpheleri de gene bu tarihte | takil kitap halinde çıktılar. eler | duğünu, ve her dakika bana doğru yak- başlar. Gorkinin jlk hapishaneye girişi | iki cildden ibaretti. Her cildde onar hi- | laştığını hissediyordum. Tatlı bir kadın de gene bu sıralardadır. 1917 Inkılâbına | kâye bulunuyordu. Kitaplar çok büyük | sesi, geniş, dalgalı bir ahenk halinde ya- kutlar devam eden ve mütemadiyen ka- | bir muvaffakiyet kazandılar. yıliyor, ormanın hafif hışırtısı âdeta ona baran <A. M. Peşkol'un gizli dosyası» ge- | 1898 senesinde Gorki ikinci defa ola-| bir fon teşkil ediyordu. ne bu sıralarda tanzim edilmişti. (Gor- | tak tevkif edildi. Jandarma refakatinde| — .Her halde bunu söyliyen güzel bir ka- ki'nin hakiki soyadı Peşkof'tur.) olarak Nijniden Tiflise sevkedildi. Ha- | dın olsa gerek..» diye düşündüm ve göz- Görki bu arada ayda yirmi ruble ücret | Piste çok kalmadı. Çıktıktan gonra evvelâ | Jerimi açtım. Gorkinin bütün di - Ğer — muharrirlerden farkı ve üstünlüğü, Yarattığı tipleri bü - insanlığa mal e- debilmesidir. İşte bu- Bun içindir ki; Gorkiyf bir Türk te, bir İngiliz de, bir Çinli de, bir Rus kadar #nlıyor ve seviyor. Gorki, yaşadığı devrin en ileri bir in- Banı, bir inkılâpçı idi. Gorki her şeyden #vvel bir halk çocuğu idi. Doğrudan doğ- Tuya halkın içinde doğdu, halkın içinde Yetişti. Halkın bütün ıztıraplarını, bütün &lemlerini onunla beraber yaşadi. Bunun ir ki Gorki, ilk romantik yazıların- da bile inkılâpçı hamlelerini bir an için kaybetmedi. Yaşadığı devrin en ileri hareketlerini Aksettiren Gorki, inkılâpçı - romantizm- sosyalist realizmine geçmesini çok Harikulâde bir dimağ, emsalsiz bir Körüş sahibi olan Gorki, insanlık dur- Ça yaşıyacak olan büyük dehalardan idir. Gorki kimdir? Nasıl yetişti? Aleksey Maksimoviç Garki, 1868 senesi 28 martında Nijni-Novgord şehtindetdoğ- L Harikülâde maceralarla yüklü olan luğu ve gençliği, gene kendisi tara- lan yazılan «Çocukluğum» ve «insan-| içinde» adlı eserlerinde yer bulmuş- * fur. Dünya edebiyatına klâsik birer ör- — Bek olarak giren bu iki eser, Gorkinin Zenelerce sürüklediği ağır ve ıztırablı bir 'ati anlatır. Gorki, daha dört yaşında iken babasi- kaybetti. On yaşına geldiği zaman an- Resi de öldü. Bu surtle ©, tam manasile bir öksüz olarak kaldı. ? Gorki sekiz yaşında iken aonu mektebe iştiler. Fakat Tesmi vesikalardan Öğrendiğimize göre «... fakirliğinden Ö- TÜ mektebi bitiremedi.» Gorki, o sonsuz bilgisini kendi çalışma- ha borçludur. .:nrkx. açlıktan ölmemek için her işe, kalıba girdi. Biz onu bazan paçavra- :ı"'lın ahçı yamağı, bazan fırıncı çıra- bazan bekçi, bazan da küfeci olarak Yoruz. ım"nrı:ı. dikkatimizi çekmesi lâzım ge- Hokta, Gorkinin - bütün bu didinme- kerar, mukabilinde avukât kâtipliği yaparak | Samaraya, oradan da Nijni şehrine geldi.| — Yanılı ti Hakika K 'asında - nasıl fırsat İa paral .. Bel 'anılmamıştım, ikaten, — şarkıyı Üğidir. Ça “i’ım ’:':"p “k”ğ;îi geçindi. 1899 senesi şubatında Hayat mecmuasın- | söyliyen kadın, bu esnada, ormandan çik- Yünları söylüyor: 1891 senesi ilkbahrında tokrar seyaha-| da, Gorkinin hikâyelerinden biri olan mış, irkilerek ormanın kenarında durak- te çıktı. Sıra ile Don havzasını ve Uk- ranyayı dolaştı. Her gittiği yerde bir müddet kalıyor, hayatını kazanmağa Foma Goardeyef çıkmağa başladı. Görki bir taraftan yazı yazarken diğer, taraftan da inkılâpçı faaliyette bulunuyordu. Fa- lamıştı. Elinin birile bir ağaç dalını tu- tuyor, diğerini de kuvvetle göğsüne bas- tırıyordu. ..'T'kl“ın kesilinciye kadar çalışırdım. Yram seyran nedir bilmezdim. Pazarla Nin a Biz l*üm?;en;ığumdmuîrk; yî““' çalışıyordu. Gorki bu seyahati esnasında | kât bu faaliyeti cezasız kalmadı. Onu| — Bu, uzun boylu, muntazam vücutlu bir Deticesiz bir aşiabi » faydasız, | Basarabyayı dolaştı. Tunanın yeşil vel| tekrar tevkif ettiler. Bir aylık bir hapis- | kadındı. Üzerinde tirşe bir rop vafdı. O: geçerdi. durgun sularında yıkandı. Karadeniz| ten sonra gene serbest bıraktılar. muzlarına attığı tüylü, beyaz pelerir, &kat buna rağmen Gorkinin okumaya N Sonsuz hirsı, yaşayışmın sonuna Ka D » Y - Artel: Bir nevi istihsal koopera- 9nu birakmadı. Vakıâ iük zamanlar | tifidir, KHA, 1899 senesinde Gorkiyi resmen zabıta nezareti altına aldılar, Ve Arames şeh- (Devamı İl inci sayfada) kalçalarından bacaklarına doğru zarif inhinalarla uzanarak bütün vücudunu tordu. Bilmedkifqiniz bir hikâyesi HA YAL SUKUTU Rusçadan çeviren: H. Alaz Bu hikâye Maksim Gorkinin en | eski yazılarından biridir. İlk defa ola- Tak «Samara gazetesi» ninm 23 nisan 1896 tarihli ve 89 numaralı sayısında çıkmıştır. Muharririn toplu eserlerin- den hiç birine girmediği için o zaman- danberi de hiçbir dile çevrilmemiştir. Kadın, iri siyali gözlerini bana dik« miş, hareketsiz dü. ruyordu. Uçları, ha fifçe yukarıya döğ« ru kıvrılan — ince kaşlarının arasın - da keskin bir haz belirmişti. Pırıl pırıil yanan yüzile, her dakika kendisini korumağa bhazır duran bu ka- dın, harikulâde güzeldi. Korku, onün bütün gururunu öklür- memişti. Bana çevrili bakışlarında gene, biraz, istihfaf okunabiliyordu. Ben onun göz kamaştırıcı güzelliği kar» şısında” âdeta şaşkına dönmüştüm. Göz- leriml onun yüzünden ayırmadan, hep ona baktım. Güzel kadının saçları siyah olmasaydı onu bir peri zânnedebilirdim. Kadm, karşımda, ancak bir an için ha- veketsiz durmuştu. Fakat ben bü an zar- fında neler, neler duymamıştım. Esasen hayatımızda, hissemize düşen iyi anlar dalma, saniyelerle ölçüecek kadar kısa dır. Süfli arzuların bulandırmadığı gözler- le güzel bir kadına bakmak ne büyük bir zevktir! İşte, ben de bu kadına, süfli ar- zular dışında bir hisle bakıyordum. Est- sen başka türlü bakmama da imkân yok- tu. Çünkü ben bunun etten, kemikten, sinirden mürekkep bir mevcudiyet - bir kadın olduğunda emin değildim. Bu, belki de, kadımı gördi dar beni saran o fevkalâde duygularıt! bir serabı idi, Fakat işte, o, belli belirsiz, dudakları- nin ucile gülümsedi.. ve yürüdü.. Yanım- dan geçerken eteklerinin ucu başıma Jâ- ründü. Güzel, serin bir. koku yüzüme çarptı. Ona bakabildiğim için, onu görebildi- ğim için anlatılmıyacak derecede bahti- yardım: O, cidden çok güzeldi. Bilhassa, aralarında keskin ve mağrur bir haz bu- lunan ince kıvrık kaşları, yüksek, mer- mer gibi alnı âdeta hafızama kazınmıştı. Bu hal ona, güzelliği önünde her han- Zi bir faninin secdeye kapanmamasile kendini tahkir edilmiş sayan bir — ilâhe manzarası veriyordu. O, salınarak, yavaş ve sesaizce gidiyor- du. Bana öyle geliyor ki, o yürürken ot- lar ayakları altında ezilmiyorlardı bile.. Benden uzaklaştığı nisbette içime bir acı çöktüğünü farkediyordum. İşte, artık o uzaklaştı. Ben, o mağrur, ©o harikulâde güzel yüzü artık göremi- yordum. Onu benden uzaklaştıran her adımla beraber benim elemim de artıyor; kalbim daha şiddetle çarpıyordu. Geriye doğru, bir defa, bir defatık daha olsun, bana bakması için ona seslenmeğe hazırdım. ©, hakikaten geri döndü. O zaman ben FTi dU AĞA gaa

Bu sayıdan diğer sayfalar: