15 Ağustos 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

15 Ağustos 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

8 Sayfa SON POSTA Ağustos 15 , Memleket Röportajları Yamanlar köyü cesur bir Türkün çadırından çıktı # 8e 8 Köye her gelene anlatılan bir hikâye! «Bir gün köyde nereden gel- diği bilinmiyen bir kanarya peyda oldu. Sarı rengi ve güzel sesile yalnız köy halkını değil, bütün erkek kuşları kendine meftun etti Fakat dişi kuşlar ba zavallıyı parçaladılar. İşte bütün Yamanlar kö- yünü hâlâ müteessir eden bir cinayet» : Yamanlar İzmir (Hususi) — Veremle mücade- le cemiyetinin her sene İzmirin Ya- manlar dağı tepesinde kurduğu Ya- manlar kampı, diyebilirim ki bu cemi- jyetin en üstün hizmetlerinden biri olu- yor. Hastalığı ilerlememiş veremlileri tedavi maksadile açılan ve ilk seneler- de güneş tedavi usullerile yüzlerce hastayı kurtaran bu müessese, şimdi işlerinde zayıf düşenleri takviye ediyor, Şehir sıcaktan yanıp tutuşurken kamp- ta jilesiz dolaşmak, bilhassa geceler cidden müşkül.. Yamanların gündü serin sonbahar günleri kadar sert Meşhur Yamanlar suyu, tabiat dekoru- nu tamamlamaktadır. Kampta salâhiyettar bir ağızdan öğ- rendiğime göre İzmirde veremin geniş- lememesi için ciddi tedbirlere ihtiyaç vardır. Meselâ Halkapmar iplik fabri- kasından kampa gelmek üzere müra- caat eden 19 kişinin müâyeneleri ya- pılmış, bunların yalnız üçüne müsaade edilmiştir. Sebeb hastalık başlangıcı- nın görülmesidir. İplik fabrikalarında çalışan amelenin yüzde onu, tütün fâb- rikalarında çalışâh; amelenin" vasali yüzde on beşini bu hastalığa muükave- meti noksan- olanlar teşkil ediyor- muş. Bu itibarla her sene yağ mevsi: minde, büyük şehirlerimizde işçiler için kamplâr kurulması düşünülmek- tedir. Kampla Yamanlar köyü arasında yürüyerek yarım saatlik hayvan Üze- rinde on dakikalık bir mesafe dır, Yamanlar köyü bu mevsimde bornbaş Bu köyde dinlenilenler o kadar efsane- ye benziyor ki, adına Yamanlar değil, efsaneler k demek lâzım, Rivayete göre köyün bulunduğu ye- birleşerek çadırımı sarmış t yörük tek başın: ya ile mücadele ve merdl: bat etmiş, bu suretle adı büyüğ disine hürmet sademe ©o eş mış, eşkiya k miş, adına «Yaman yürük» Adını «Yamanlar dağına» Yamanlar köyü bu cesur yörüğün çadı rından çıkmış, tekessür etmiş.. Bir ya- man yörük, yüz mevcudlu bir köyü meydana getirmiş... Bir kuş cinaye'i Köyün bir de kuş efsan. Bir g nereden geldiği buüymiyen bir kanarye rengin kanadlarını gere- rTek köy civarına konmuş. Tarla kuşları anaryeye büyük misafirperverlik gös- termişler.. Bilhassa erkek kuşlar, eşle- riİNi Uunutarak kanaryenin etrafında dönüp dolaşmağa başlamışlar.. Kanar” ye güzel kanadlarile tarla kuşları kö- yünde kendi halinde bir ihtilâl çıkarır- ken güzel sesile bütün erkek kuşları kendisine meftun etm Dişi kuşlar kanaryenin güzelliğine düşman kesilmişler. Erkeklerini ayart- tığı için kendisine kin beslemişler ve der verm zavallıyı didikleyip öldürmüşler... Tarla kuşlarının bu cinayeti bir tâ- biat faclasını andırmıyor m Yamanlar köyü Yazın bu sıcak günlerinde Yamanlar köylüsüle konuşmak için tam ü! üzerinde köye kadar gittim. Görüşi imkânı olmayınca köy odasınır kapısına bir kâğıt bıraktım. Bir gün sonrası için görüşmek fırsatının hazırlanmasını rica ettim. Dün sabah, daha gün açılırken köyde idim. Çehresi yanmış bir köy adamile delikanlıyla görüştüm. Biri köyün mul tarı, diğerleri köy münevverleri imiş... | Sade kahvelerimizi köy mektebinde iç- Köyün umum! gidişinden bahsettik. Yamanlar münevveri Bay Mehmedi din- ledik: | e— Bu mevsimde hiç kimseyi köyde bulmamanıza belki de hayret ettiniz. Şimdi iş mevsimi olduğu için herkes tar» lasındadır. Kışın beş ay istirahat için ya- zan yed; ay çalışıyoruz. Durmağa, düşünmeğe vaklimiz — yok, evvelcö her iş düşüne düşüne yapılırmış. Şimdi düşünmeden çalışıyoruz.» Köy delikanlısı durmuştu. Köyünden haberler verdi: b — Bizim köyün en büyük hüsusiyeti, çocukların mektebe karşı duydukları a lâkadır. Kışın en soğuk ve karlı günle- rinde üç saatlik mesafeden köy mekte- bine gelenler vardır. Küçük çocuklar okumak için her şeye tahammül edi- vr. Köyümüzün bazı noksanları var. * rı tamamlamak isti. Bu kış mevsiminde yol seferber Yaol bizim canımızdır. Onları tamam! ruz. iğini yapacağız. &- cağız. Kazancımız fena değil.. ip gidiyoruz. Bizim kö; gidiyoruz. Ş | olduğu için kazanç membaları — az- | dağlık 4ra- Ancak bu topraklar üzerinde aç ka: indığı görülmi müzde ötedenberi. oğlar £: ru, yani mahsul satıldıktan sı nirler. Bu kış için sekix gelinimiz vardır. Hepsi de sıhhatli insanlar. Hem bizde Yamanlar köyü kurulalıberi köye bel- je üç, dört defa dokta: yün havası ve suyu iyi öl dir. Sonra bizde düğün diye bir $ tur. Nişan küçük yaşta olur. h ve düğün bir arada olur. İki kurban kesildi | tulumbacılıktan asri itfaiyeciliğe ka « mi hepsi tamam olur. Biz ayni aileden (dar uzayan geniş bir tarihi, geç sayılırız. Hepimiz birbirimizi biliriz. Yakında köye br radyo al: ev birer lira verecek, köy radyo 'dinliyeceğiz. Radyoda büyükleri- mizin sesini işiteceğiz.» miz yangın facialarını bile unutturan ağız. Her |canlı, sesli bir film gibi seyre tçesinde de |tulduğumuz iptidailiğe güldük, kav biriken 50 liramız var. İtşallâh bu kış tuğumuz tekâmülü alkışladık. İ hem öğündük. Hele, bugünkü itfalye -;su, eski tulumbacı nâralarının kulak - İtfaiyenin yıldönümü merasimi parlak oldu İtfaiyecilerimiz dün stadyor;ıda kasten çıkarılan yangınla beraber yüreklerimizdeki müthiş yangin korkusunu da bir daha söndürdüler 'Taksim stadyomu, tarihi bir gün da- ! ha yaşadı. Geçen festivalde olduğu gi- , bı, itfaiyemizin yangın söndürme tec- | rübeleri tekrarlandı. | Stadyomun dünkü kalabalığı, hiç| bir spor müsabakasında, hiç bir mera- | simde görülmemişti. Tribünler, dühu « ltye, sahanın ön kısmı tamamen doöl -| duktan başka, kışla damlarına kiremit başına bir insan düşüyor, kiş relerinden her birinde en az yarım dü- züne seyirci barınıyordu. Bu büyük te-i hacümden, geçen yilki itfaiye bayrâ -| munın çok büyük bir muvaffakiyetle Başarilışı âmil olmuş bulunuyordu. Fakat maalesef, dün, gBgeçen yılkil muvaffakiyetin tatlı hatıralarına kapı- | hp da stadyoma koşanların çoğu, ge - çen senek! kadar memnun ayrılmadı « lar. Çünkü kapılara *konmuş olan bazı asabi memurlara meram anlatmak zor luğu, bir çok kimselerin neş'elerini, bir çok kimselerin de bizzat kendilerini kaçırıyordu. ime, saat tam on beş nuçukm.î kili Şükrünün | besi takip etti. mgınların dehşetini, ve asri, mü tekâmil bir it halkına bahşet dehşeti, ve bu emniyeti du) | dar belâgatle ifadeleşliren, ve çok al-! kışlanan bu söylevden Ssonra itlaiye piyadeleri resmi geçide başladılar. . Çok alkışlanan bu resmi geçit biter| bitmez, 1718 yılındaki Yeniçeri tulum-| bacılarını, o zamanki orijinal kıyafet-! lerile sahada gördük. O zamanki tulumbacıları temsil e$ denler, nin ve kılıklarının yajını çok büyük meharet ve muvaffa- kiyetle yapmışlardı. Onları, 1869 dan, 1923 e kadar, şeh- re yangın haberi veren kule nöbetçi- leri takip ettiler, Kule nöbetçileri de, o devirdeki kı- Lıkların taklidinde ayni derecede mu Si vaffakiyet göslermişlerdi. ; Biraz sonra, hoparlörün ilân ettiği bir habet, sade herkesi güldürmekle kâlmadı, hepimize, o mahirane mak -İ, yajların- sırrını da öğretti: İ — Şimdi, 1869 dan, 1923 e kadar hal-| ka yangın haberi veren mahalle bek -İ çisini göreceksiniz. | Mahalle bekçisini temsil etmek va-' zifesini, değerli san'atkârımız Naşid ü-; zerine almıştı. Bundan anla: tulumbacı rolüne çıkacak rın makyajlarında da hayli hizmi Kunmuştu. Naşidin, mahalle bekçisi kıyafe! de, stadyoma çıkışı, herhang lıkta sahneye çık kahkaha ve alkışla karşılandı. O, üzerine aldığı vazifeyi başarmak,| lımda bir durup: d bağ ve sekiz on a — Yangın Fakat etrafı 1 çeviren gazele fn(ı;-’ rafcıları, ona adım attırmıyorlardı. Bu | vaziyetten bunalan biçare san'atkâr bir aralık: — Yahu, dedi, bırakın yakam: doğum da fazladır. Yüz haneden her yıl İyaz daha Üstüme düşi otuz beş, kırk çocuk alıyoruz. «yangın var!» diye bağı Mahalle bekçisinden sonra, eski ma- | miştir. Kö- (halle tulumbacılarını, mahalle tulum- | uğu için dok- (hacılarından sonra askeri nizamiye it-! tora hiç ihtiyaç hisseditmemektedir. Biz- İfajyesini, askeri nizam de vasati yaşama nisbeti 80 dir. Köyü- İçonra bahriye itfaiyesi müzde yüz beş yaşında ihtiyarlar da var-|1923 yılında, Vali' Haydar tarafından| kurulan meşhur belediye yok- İgördük. itfaiyesinden , Ve nihayet! Bugümkü itfai yemizin geçit resmi itfaiyesini'cilerimizin demir çenber — hareketleri,|Jarımızdaki akislerini. maskeli top oyunları, halat çekme mü-|ki acı hatıralarını -unutturacal sabakaları, hortum serme sür'at müsa-|kıvrak havalar çalıyordu. bakaları, ve oyunları, çarşaf, manika Nihayet sıra, günün en ği- ve tel merdiven kullanma — usulleri,|la beklenen hâdisesine geidb kahraman itfaiyecilerimize karşı bes « Stadyomun orta yerinde ledi sonsuzlaştırdı. Yani, on ,on beş dakikanmn içinde, Kur- | koskoca ahşap bir ev görü | Gözlerimizin önünde bütün bu ean-|zinle tutuşturulacak olan bu Yani hem eğlendik, hem üğrendik.!_h tablolar değişirken, itfaiye bando-|küçüğü eski tulumbacılar, Ve (Devama 10 umcu sayjadal yüretderimi tana erP e8 niz güvenci, emniyeti ve itimadı|kulube, ve sol köşesinde de Öf — ggf np

Bu sayıdan diğer sayfalar: