October 2, 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

October 2, 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Baron Ven Cç Werther 1809-1894 Parise — selir oldu. İapanya ile harbe tutuştu. Danimarkaya tayin edildi. Pruaya -Danimarka harbi başladı. Rustya' li Kınm Muharebesi — başgöstel ak basar basmaz Avu verdi. Ea sonuuda - Rut harbi oldu. Fransa arip ve inanılmıyacak şeyler 5 glin durmadan müdafaa yapan rülan bu çay eressaseAa yi ei vanyu, tıpkı kan gibi ve pıhblaş makta ve M anat içinde bozulmaktadır. fıpkı kan gibi- ğ* kana benremektedir. Başka v İngiltereyi tehdid eden büyük tehlike İngiltereniîı hazineleri herhangi b büyük devletin müdafaasız hedefidir Britanya Nazırlarının, artık şahsi mevkilerini ve şimdiye kadar takip ettikleri siyaseti unutarak memleketlerine hakikatleri söylemeleri zamanı y Va. (Bu makalenin — muharriri meşhur «Sür'at kralır Malcol - me Campbeil'dir. Siyasetle meşgul olmaz. Bundan — dolayı bu makalesi İngiltere halkının ahvali ruhiyesindeki — endişeye bir delil gibi gösterilebilir.) Tarih, tekerrür ediyor. Bunu bugün de görüyoruz. Dünya sür'atle bir felâkete t#ürükleniyor. Bu defaki felâketin kar - gasında, 1914-1918 felâket devresi pek e- hemmiyetsiz kalacaktır. Geçen bazı hâ- diseleri hatırlıyalım: Dünya mubarebesinden önceki sene - lerde bizim için büyük bir tehlike olan Alman asker! kuvvetlerinin her gün art- makta olduğunu görüyorduk. Hiç kimse bir istilâ harbine hazırlanıldığını sakla- mıyordu. Almanyanın reisleri, askerleri denizcileri bu niyetleri ile övünüyorlar- izli olan yalnız bir şey vardı. O da acağı gündü. Muha - rebenin patlamaması için tevessül edi - len her şey boşa gitmişse bunun mes'u - liyeti Lord Robertch gibi önünden ka - çılması kabil ıyan şeyin yaklaştığını inkâr edenler artık ortadan sülh ih - timalinin k: nı iddia eden siyasilere aittir. Eğer Büyük Brit hazırlıklı bulun- saydı, eğer Alma ta, cenup hudutla rına yapılacak tecavüzün İngiltereyi o - tomatik bir surette Fransa ve Belçika cephesine ilhak edeceği açıkça haber ve- rilseydi ve eğer Almanya Büyük Britan- yanın beş küçü talimli askeri Manş denizinin öbür ta - rafına yığacağını bilseydi kendisini bu Muharebe tehlikesine atar mı idi? Bu - gün mükabele etmek mecburiyetinde bu- lunduğumuz vaziyet ise büyük harp va - giyetinden daha çok tehditkârdır. Almanya korkunç bir dereceye yetiş - mek için silâhlanırken biz, sulhçuların ve bizim memleketimizden başka bütün zayıf memleketlerin sulh melemelerini Maatle dinlemekle onun oyununu kolay olduk. Büyük Britanya müda - etlerini yalmız tahdit etme kalmamış, fakat birdenbire korkm: başlıyan siyasilerin dedikleri gibi tehlike hislerinden bile daha aşağı de - teceye indirmiştir. Birbirimizi aldatmı- şalım, Dünyanın en güzel mirasını mu - Safaza etmekte olan bu memleketin, bu- gün karşısına çılemak istiyen her hangi düyük bir devletin müdafaasız hedefidir. .| kat bunlar bitii gelmiştir Büyük Britanya deniz kuvvetlerinin bir kısmını teşkil eden bu çelik devler, İngiltereyi tehlikeden kurtarmağa muktedir değildir Bu büyük devlet şimdiden gün ve saa - tini tayin edebilir. Bu korkunç bir haki- kattir. İngilterenin kendisine gelmek için ge- cikmiş bir gayret sarfetmekte olduğu doğ rudur. Fakat ihtiyaçlarile mukayese e - dilirse bunun kâfi olmadığı anlaşılır. Bir kaç tane yeni harp gemisi yapıl yarelere bir kaç grup ilâve ediliyor. Fa- ldikten sonra bile dev - letler arasında ancak altıncı, yedinci sı- raya gelebilecektir. Muntazam — askere bir piyade fırkası daha ilâve ediliyor ve gönü ile kâfi miktarda asker top- lanacağı olunuyor. İngiliz milleti, sulh nazariyeleri, harp aleyhtarlığı ve bütün dünya milletleri kardeşliği pro - pagandasile o kadar fazla uyutulmuştur ü u ki kanları pahasına kazanıp kuvveli sa- yesinde şimdiye kadar muhafaza ettiği memleketinin müdafsası arzusunu - bile kaybetmiş gibi görünüyor. Askerimiz çok | derbederdir. Tayyarecilik kendisine lâ - zım olan insanı bulamıyor. Hattâ deniz - dz bile adam yoksulluğundan sı - içinde bulunmaktadır. Bütün bunlar nedendir? Büyük Bri - tanya bütün bu şeylere alâkasızlık mı ü Yoksa başlıca meşguliyetini por ve sinemaya hasrederek vatanına karşı olan vazifesini unutuyor mu? Hayır, hiç bir vakit! Bütün İngiltere tarihinde ihtiyaç görüldüğü zaman er - kek ve kadın vazifesine koşmaktan kim- se imtina etmemiştir. Bu memlekette hiç kimse hakikati işitmekten ve icap ettiği şekilde mukabeleden korkmaz. Yirmi şe- ne kadar bir müddet içinde bütün bun - ların değiştiğini tasavvur etmeğe imkân yoktur, Bugünkü hakikat nedir? Bütün Alman- yanın askerleştirilmesi, müthiş bir tay - yare kuvveti yaratılması, memleketin u- cu bucağı bulunmaz bir harp malzemesi fabrikasına inkılâbı, bütün millete as - kerlik talim ve teri manası nedir? Millete üniforma giydirilmiş ve ken « disi muharebeden daha yüce bir şey bulunmadığı telkin edilmişlir. Ve bütün bunlar Almanyanın her hangi bir kom « şusunun tecavüzünden korktuğu için ya- pilmış değildir. Hiç kimse bir karış Al « man toprağına göz dikmiş bulunmuyor. Almanyanın buhran içinde olduğu, iş ordugâhlarına ve mütemadiyen harp mal |zemesi hazırlanmasına rağmen HSlâ iş - sizlikten sıkıntı çekmekte bulunduğu malümdur. Fakat Almanların «intikam> rüyasile yaşamakta oldukları da unutul- mamalıdır. Britanya nazırlarının, artık şahsi mev- kilerini ve şimdiye kadar takip ettikleri siyaseti unutarak memleketlerine bü - n hakikatleri söylemeleri zamanı gel- ştir. Ne olursa olsun, hakiki vaziyeti bilenler, bunu hiç iğlâk — etmeden ortaya koymalıdırlar. Eğer millet şim- diden bütün hakikatlerden haberdar o - lursa daha kötü bir vaziyete düşmekten kurtulması mümkün olacaktır. Bu işi ya- rına bırakmakla çok geç kalınmış olur. Malcolme Campbell Kuşların en büyliğü olan X deve kuşu uçamaz. «n küçüğü olan serçe de yü- rüyemez. Seke seke meunle kat'eder Dümyanıt ea büyük angım 1785 de Londrada — olmuş ve bütüs şehri bi etmiştir. Yapılaa - bir saba göre ber N oğların kikada 6) izsan Üç oğluda moeb'us olan devlet adamı İrlandalı devlet adamlarından Dasicl 0'Counell'in üç oğlu, üç he- da- Resimli fıkra müsabakamız ir |Müsabakanın esasları, mükâfatları ve ilk resimle ilk fıkra Son Postanın kış mevsimi programını| bit ederken sadece günün vak'ası, ma- alesi, hikâyesi, romanı kâfi değil, biraz| eğlence lâzım, diye düşündük, bu dü- ünce ile bir müsabaka tertib ettik, bul İmüsabakanın esası şudur: Müsabakanın esası Meşhur Bekri Mustafanın 40 tane fık- seçtik. Her fıkra için bir resim aptırdık. Fıkralara 1 den 40 a kadar, fık-| raların resimlerine de gene — (1) deni (40) a kadar numara koyduk, hergün bu| ikralardan ve resimlerden birer tanesi- dercedeceğiz. Fakat bu resim o ıkan fıkranın - değil, ya daha evvel çık- İmış, yahut ta daha sonra çıkacak bir fık- İranın resmi olacaktır. Müsabaka jbitince okuyucularımızdan racağız: — Hangi resim, hangi fıkranındır? Siz de bize meselâ (40 numaralı resim, ! numaralı fıkranın, 4& numaralı resim 17) İnumaralı fıkranın, 14 numaralı resim 38| İnumaralı fıkranın V. S.) diye bildirecek, İbu fıkralar ve resimleri de gazeteden ke- sip listeye bağlıyarak bize gönderecek siniz. Bu suretle siz okuyucularımız hem gü- izel bir fıkra okumuş, hem güzel bir 1e- isim görmüş, hem de bir müsabakanın| verdiği heyecanın zevkini tatmış olacak-| lardır. Mükâfatlar Bu müsabakada kazananlar arasınd: '75 okuyucumuza para mükâüfatı verece-i Mükâfatların listesi şudur: İşi, 100 lira 50 » 8 » 10 > 5 er lira 2 şer buçuk lira Mükâfat kazanan okuyucuları noter| tayin edecektir. Müsabakamıza bugün başlıyoruz. İlk resim ve fıkrayı aşağıda) bulacaksınız. Fıkra: 1 Müminin artığı.. Bekri, meyhane arkadaşlarından övdeye indirirken, arkadaşı elini — Ne yapıyorsun Bekri.. Herkesii Bekri: — Bırak ta kırk yılda bir, helâl birinin kadehinde kalan şarabı tatturz n artığını Mi içiyorsun? şarab içelim... dedi. — Artık şarab neden helâl oluyor? diye sordular. Bekri güldü: — Sen bilmez misin.. Müminin artığı, mümine helâldır, derler.

Bu sayıdan diğer sayfalar: