Aboneler yüksek görüntüleme limiti, sayfa indirme ve diğer özel özelliklerden yararlanır.
: Bay Nedim yaziha- nesinden yeni çık - adam yolumu kesti: * "" îay bayım, gör- Miyeli epey değiş « Mişsin, nerelerde idin, ne oldundu? E- Pey de Şişmanlamış - sın yahu.., | Bay Nedim, kendi- &ine bu tarzda hita edeni tanımamıştı. ü — SAffedersiniz, si- zi birdenbire tanıyamadım. , — Amma da dalgım adammışsın des - tum, ünsan eski arkadaşları öyle çabuk u-! nutur mu? — Vallahi ben de pek unutkan değilim “mma masılsa.. i — Bakan ben hiç unuttum mu? Hele a- 1zı söy]eying — Ha Nedimciğim, benim iki Swa bîz seninle ne candan dösttulk (O eski Miz, içtiğimiz ayrı gitmezdi. n | Bay Nedim düşünüyordu. Fakat bir türlü karşısımndakini tanıyamıyandu. : | — Tanıyamadım! Demek te olmıyacaktı. | — Ha şimdi tamıdım, dedi, dur; adım da hatırlıyacağım. — Üyi bilmişim.. Ben de Necati diye düşünüyordum. — Esküden senin evine çok sik gelir -' dim, Nedimciğim; sen de bize gelindin , hatırlar mısın? Bay Nedim, kendisine çok yakınlık gösteren bu adama yabancı davranmak istemedi: ! — Eve gidiyorum, bu akşam da yal - Bızım.. Gelsen de biraz otursak. : — Bu dolap gümüş takımlarını koydu-. ğumuz dolap! — Ne iyi olur, eski günleri de anarız. İkisi beraber, kolkola yürüdüles. Bay — Vüay bayım, görmüiyeli epey değişmişsin! İçeri girdiler: — Doğrusu apartımanını beğendim. — Dur seni bir gezdireyim. Necatinin de üstediği bu idi. Apartı - manı gezerlerken Bay Nedim izahat ve- riyondu: "— Apartımamın en jferah :yâi hama - madır. yatak odası, bu gardrop, şu — | komodin, mücevherleri koyduğum komo- din. Amma diyeceksin ki mücehver de kamedine konur mu? İnsan böyle apar - Kasa gibi dört tarafi kapalı; içine dışa - rıdan hırsız değil ya, fare bile giremez. Necati cevap venmedi. Fakat içinden — İşte burası yemek aodası, bu dolap gümüş takımlarımı koyduğumuz dolap. Şimdi sana hamamı da gösteneyim, a - partımanın en mükemmel yeni hama - 'Termosifona gelen kalın terkos börüsu,' ve yerde küçük bir balta gözüne iliş - mişti, Necatininm kürm olduğunu şimdi söyliYe-ı lim. Necati, polisin aylardanberi peşinde | kostuğu we bir türlü ee geçiremediği am- li bir hınsızdı. Bay Nedimin paralı adam olduğunu öğrenmiş, epey zamandır o - nun evini tarassut ediyordu. O gün ka - Tısmın annesine gittiğini ve gece eve ğ;u'yeceğmi de öğrenmişti. Kendi ken- — İşte tam vakti! Demiş, ve yazıhanesinden çıkar çık - maz Bay Nedimin yolunu kesmiş, ona ” S v © v S SYN ei ö d li ae üA , İki erkek oturmuş- lar, bir hizmetçi kız orlara kahve getiri- yor. Resme bir bakış- Ş ta bunları görürsü - | nüz.. Fakat bu kadar Biraz dikkatli bakın resmi yapan ressam biraz dalgınmış, re - simde dikkatli ba - kanların görebile - dal cekleri bazı hatalar yapmış.. Siz bu ha - taları bulun.. Resmi | kesin, bir kâğıda ya- | Ppıştırın ve altına re- simde — bulduğunuz hataları yazın, bize gönderin. Hataların hepsini bulmuş olan- lardan bir kişiye gü- Fel bir resim çerçe - vesi, diğer yüz kişi - ye de Son Postanın küçük okuyucuları İ Je için yaptırdığı çok M kıymetli hediyelerden vereceğiz. Bilme dür. Bilmeceyi bize gönderdiğiniz zarfın mecenin gazetede çıktığı tarihi yazınız, ceye cevap verme müddeti on beş gün- SOÖN POSTA FU AAA S marifetleri Bütün emeli Bay Nedimin “apartıma - nına girmekfi. O da olmuştu. Ve banyo Bay Nedim banyonun tertibatını gös- termek için arkasını döndüğü zaman Necati baltayı kaptı ve terkos borusuna vurdu. Bay Nedim döndü: — Ne oldu? Necati baltayı yerine bırakmıştı: — Ben de şaşırdım, dedi, birdenbire gürültüyle terkos borusu patladı, işte bak sular da akıyor. — 'Çök fena! — 'Dur dur Bây Nedim, meraklanma kolayı var, iyi ki yalnız değilsin, hele sen şu avucunla boruyu. kapa! Bay Nedim, avicile boruyu kapadı, su artik akmıyordu. — Hah oldu, sen öyle dur, ben şimdi gider, bir usta getiririm, tamir eder. — İyi edersin! Necati hamamdan çıktı. Fakat usta getirmiye gitmedi, evvelden tasarladığı herlerin buluonduğu kamodini açtı, Bir kaç dakika içinde ne war, me yoksa hep- sini ceplerine doldurdu. Bunları kâfi gör- medi. Yemek edasına da gitti. Yemeki masasının üstünden örtüyü çekti, gümüş |takımlarını örtünün içine koydu. Onları da sırtına yüklendi. yordu. Necati oenun bu haline kıs kıs gül- dü. Ve sevinçle apartımanın kapısına Jis gördü. Ve kolları bir anda kelepçeyle sıkılmış gibi iki polis tarafından yaka - landı. Günlerdir enün peşini kovalıyan po- lisler Bay Nedimle beraber apartımana girdiklerini görmüşler ve apartımanın et-, rafını çevirmişlerdi. Avlarını da böyle - Evvelden tasarladığı gibi Polislerden ikisi Necatiyi karakola gö- türürlerken ikisi de apartımana girdiler. Bay Nedim ayak seslerini duyunca: — Necati ustayı getirdin mi, ellerim dondu. Diye bağırdı. Polisler hamama dal - dılar. — Ne var, ne yapıyorsunuz? — Ne yapıyorum var mı, terkos bo - rusunu tutuyorum, Polislerden biri öna yardım etti. Bo- edecek bir adam âramıya gitti. anlattılar. O da masıil tanıdığını, borunun birdenbire patladığımı anlattı. Polisler Bay Nedimin Necatiyi nasıl ta- gülerek dinlediler. Çünkü onlar boruya * * Küçük okuyucularımız 5 ei | 4_'50 ç! ' : ) İ _;"' ' SÜUNK Kadirga üçüncü mektepten Bayün Hayrünmisa ve Bay Turhan J ..... » 5 ga dairesinde terkos borusile küçük halt_aw | da anun işini bir anda kolaylatıvermişti. Şibi doğru yatak odasına koştu. Mücev- | Hamamın kapısı önünden içeri baktı, Bay 'Nedim 'hâlâ bıraktığı yerde duru -. doğru yürüdü. Kapıyı açtı. Dışarı (;ılıt*t.ı.;1 Bir adım attı, atmadı, iki yanında iki po- ruyu tuttu, bir başka polis boruyu tamir| , Bay Nedime Necatinin kim olduğunu' nıdığını hayrefle, ve boru meselesini de| bakar bakmaz 'küçük baltayla kasden pat- | | j latıldığını anlamışlardı. Resimli hikâye: v — x Altmşş ku di kara çikalım. - - Df artik yoruldum, sanki bu da gezmek Tni? — Ne oluyor bakayım, derdiniz ne- dir? Anlatın!. n ae İ # â y ni d Hip l KPi T '!' F .'*— — Benim kazımı ezdi, yüz kuruş istiyorum, seksen kuruşum uvar.. diyor Yüz kuruş vermezse onun ya- kasınt bırakmam. — Evet! — Siz seksen kuruş ve- receksinizadeğil mi? — Verin sekseni! — Sizddle yüz'kuruş alın- ca kazı vereceksiniz de- gil mi? — Evet! — ZAlın yirmi kuruş ta | ben ekliyorum. .— Tabit kazı da alıyorum. Haydi hayırlısı.. Kaz — Ne o keyfin yerinde.. . bana yirmi kuruşa müloldu. — Kazı seksen kuruşa sattım, altmaş kuruş kârlıyım! —— — ---— — Hem Meraklı Hğm Faydalı — Afrikanın baziı yerlerinde hayvanları tehlikeli böceklerden korumak için bu tarzda giydirilirler. Çocuklardan itfatye İngilterede ve Amerikada gönüllü itfai- yeler vardır. Yangın olduğu zaman bun - lar muvazzaf itfaiye - lerle birlikte yangını söndürmiye, — insanlari kurtarmıya çalışırlar. Gönüllü itfaiyeler ara- &ında on, on beş yaş a- rasında olan çocuklar da vardır. —-ij HS 5 üi we N - * * <— — Tek tarafı şeffaf cam Edvin Land isimli genç bir adam tek |tarafı şeffaf cam keşfetmiştir. Yani bu M ,Cam öyle bir camdır ki Şevinizin penceresine koyarsanız siz dışarıyı göürebileceksiniz. Fâkat dışarıdan 'bakanlar sizi göremiyeceklerdir. Kâ- şif bu camı bir otomobile takmış ve otür 'mobilde bulunan kendisini kimse göre mediği halde o her tarafı mükemmel gö- rüp otomobili idare etmiştir. Eğer bu cam taammüm ederse artık evlerde per- deye ihtiyaç kalmıyacak demaektir. Tayyareye binen timsah Amerikada timsah yetiştiren çiftlikler Vardır. Timsah derisi bugün çok kulla'- nıldığı için timsah ye - ; tiştirmek 'te kârlı bir iş olmuştur. Geçenlerde — dimsah yetiştirenlerden — birin- den acele bir tirrisah is- temişler, adam da timsahı istenilen yere tayyare ile-götürmüştür. Bir timsahın tay- | yareye bindiği ilk defa görülüyor. G Ça — Boş oturacağına hay; ; 4