2 Ekim 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13

Kalan görüntüleme: 0

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. Daha yüksek sayfa görüntüleme limiti ve diğer özellikler için abone olun!

Aboneler yüksek görüntüleme limiti, sayfa indirme ve diğer özel özelliklerden yararlanır.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

: Bay Nedim yaziha- nesinden yeni çık - adam yolumu kesti: * "" îay bayım, gör- Miyeli epey değiş « Mişsin, nerelerde idin, ne oldundu? E- Pey de Şişmanlamış - sın yahu.., | Bay Nedim, kendi- &ine bu tarzda hita edeni tanımamıştı. ü — SAffedersiniz, si- zi birdenbire tanıyamadım. , — Amma da dalgım adammışsın des - tum, ünsan eski arkadaşları öyle çabuk u-! nutur mu? — Vallahi ben de pek unutkan değilim “mma masılsa.. i — Bakan ben hiç unuttum mu? Hele a- 1zı söy]eying — Ha Nedimciğim, benim iki Swa bîz seninle ne candan dösttulk (O eski Miz, içtiğimiz ayrı gitmezdi. n | Bay Nedim düşünüyordu. Fakat bir türlü karşısımndakini tanıyamıyandu. : | — Tanıyamadım! Demek te olmıyacaktı. | — Ha şimdi tamıdım, dedi, dur; adım da hatırlıyacağım. — Üyi bilmişim.. Ben de Necati diye düşünüyordum. — Esküden senin evine çok sik gelir -' dim, Nedimciğim; sen de bize gelindin , hatırlar mısın? Bay Nedim, kendisine çok yakınlık gösteren bu adama yabancı davranmak istemedi: ! — Eve gidiyorum, bu akşam da yal - Bızım.. Gelsen de biraz otursak. : — Bu dolap gümüş takımlarını koydu-. ğumuz dolap! — Ne iyi olur, eski günleri de anarız. İkisi beraber, kolkola yürüdüles. Bay — Vüay bayım, görmüiyeli epey değişmişsin! İçeri girdiler: — Doğrusu apartımanını beğendim. — Dur seni bir gezdireyim. Necatinin de üstediği bu idi. Apartı - manı gezerlerken Bay Nedim izahat ve- riyondu: "— Apartımamın en jferah :yâi hama - madır. yatak odası, bu gardrop, şu — | komodin, mücevherleri koyduğum komo- din. Amma diyeceksin ki mücehver de kamedine konur mu? İnsan böyle apar - Kasa gibi dört tarafi kapalı; içine dışa - rıdan hırsız değil ya, fare bile giremez. Necati cevap venmedi. Fakat içinden — İşte burası yemek aodası, bu dolap gümüş takımlarımı koyduğumuz dolap. Şimdi sana hamamı da gösteneyim, a - partımanın en mükemmel yeni hama - 'Termosifona gelen kalın terkos börüsu,' ve yerde küçük bir balta gözüne iliş - mişti, Necatininm kürm olduğunu şimdi söyliYe-ı lim. Necati, polisin aylardanberi peşinde | kostuğu we bir türlü ee geçiremediği am- li bir hınsızdı. Bay Nedimin paralı adam olduğunu öğrenmiş, epey zamandır o - nun evini tarassut ediyordu. O gün ka - Tısmın annesine gittiğini ve gece eve ğ;u'yeceğmi de öğrenmişti. Kendi ken- — İşte tam vakti! Demiş, ve yazıhanesinden çıkar çık - maz Bay Nedimin yolunu kesmiş, ona ” S v © v S SYN ei ö d li ae üA , İki erkek oturmuş- lar, bir hizmetçi kız orlara kahve getiri- yor. Resme bir bakış- Ş ta bunları görürsü - | nüz.. Fakat bu kadar Biraz dikkatli bakın resmi yapan ressam biraz dalgınmış, re - simde dikkatli ba - kanların görebile - dal cekleri bazı hatalar yapmış.. Siz bu ha - taları bulun.. Resmi | kesin, bir kâğıda ya- | Ppıştırın ve altına re- simde — bulduğunuz hataları yazın, bize gönderin. Hataların hepsini bulmuş olan- lardan bir kişiye gü- Fel bir resim çerçe - vesi, diğer yüz kişi - ye de Son Postanın küçük okuyucuları İ Je için yaptırdığı çok M kıymetli hediyelerden vereceğiz. Bilme dür. Bilmeceyi bize gönderdiğiniz zarfın mecenin gazetede çıktığı tarihi yazınız, ceye cevap verme müddeti on beş gün- SOÖN POSTA FU AAA S marifetleri Bütün emeli Bay Nedimin “apartıma - nına girmekfi. O da olmuştu. Ve banyo Bay Nedim banyonun tertibatını gös- termek için arkasını döndüğü zaman Necati baltayı kaptı ve terkos borusuna vurdu. Bay Nedim döndü: — Ne oldu? Necati baltayı yerine bırakmıştı: — Ben de şaşırdım, dedi, birdenbire gürültüyle terkos borusu patladı, işte bak sular da akıyor. — 'Çök fena! — 'Dur dur Bây Nedim, meraklanma kolayı var, iyi ki yalnız değilsin, hele sen şu avucunla boruyu. kapa! Bay Nedim, avicile boruyu kapadı, su artik akmıyordu. — Hah oldu, sen öyle dur, ben şimdi gider, bir usta getiririm, tamir eder. — İyi edersin! Necati hamamdan çıktı. Fakat usta getirmiye gitmedi, evvelden tasarladığı herlerin buluonduğu kamodini açtı, Bir kaç dakika içinde ne war, me yoksa hep- sini ceplerine doldurdu. Bunları kâfi gör- medi. Yemek edasına da gitti. Yemeki masasının üstünden örtüyü çekti, gümüş |takımlarını örtünün içine koydu. Onları da sırtına yüklendi. yordu. Necati oenun bu haline kıs kıs gül- dü. Ve sevinçle apartımanın kapısına Jis gördü. Ve kolları bir anda kelepçeyle sıkılmış gibi iki polis tarafından yaka - landı. Günlerdir enün peşini kovalıyan po- lisler Bay Nedimle beraber apartımana girdiklerini görmüşler ve apartımanın et-, rafını çevirmişlerdi. Avlarını da böyle - Evvelden tasarladığı gibi Polislerden ikisi Necatiyi karakola gö- türürlerken ikisi de apartımana girdiler. Bay Nedim ayak seslerini duyunca: — Necati ustayı getirdin mi, ellerim dondu. Diye bağırdı. Polisler hamama dal - dılar. — Ne var, ne yapıyorsunuz? — Ne yapıyorum var mı, terkos bo - rusunu tutuyorum, Polislerden biri öna yardım etti. Bo- edecek bir adam âramıya gitti. anlattılar. O da masıil tanıdığını, borunun birdenbire patladığımı anlattı. Polisler Bay Nedimin Necatiyi nasıl ta- gülerek dinlediler. Çünkü onlar boruya * * Küçük okuyucularımız 5 ei | 4_'50 ç! ' : ) İ _;"' ' SÜUNK Kadirga üçüncü mektepten Bayün Hayrünmisa ve Bay Turhan J ..... » 5 ga dairesinde terkos borusile küçük halt_aw | da anun işini bir anda kolaylatıvermişti. Şibi doğru yatak odasına koştu. Mücev- | Hamamın kapısı önünden içeri baktı, Bay 'Nedim 'hâlâ bıraktığı yerde duru -. doğru yürüdü. Kapıyı açtı. Dışarı (;ılıt*t.ı.;1 Bir adım attı, atmadı, iki yanında iki po- ruyu tuttu, bir başka polis boruyu tamir| , Bay Nedime Necatinin kim olduğunu' nıdığını hayrefle, ve boru meselesini de| bakar bakmaz 'küçük baltayla kasden pat- | | j latıldığını anlamışlardı. Resimli hikâye: v — x Altmşş ku di kara çikalım. - - Df artik yoruldum, sanki bu da gezmek Tni? — Ne oluyor bakayım, derdiniz ne- dir? Anlatın!. n ae İ # â y ni d Hip l KPi T '!' F .'*— — Benim kazımı ezdi, yüz kuruş istiyorum, seksen kuruşum uvar.. diyor Yüz kuruş vermezse onun ya- kasınt bırakmam. — Evet! — Siz seksen kuruş ve- receksinizadeğil mi? — Verin sekseni! — Sizddle yüz'kuruş alın- ca kazı vereceksiniz de- gil mi? — Evet! — ZAlın yirmi kuruş ta | ben ekliyorum. .— Tabit kazı da alıyorum. Haydi hayırlısı.. Kaz — Ne o keyfin yerinde.. . bana yirmi kuruşa müloldu. — Kazı seksen kuruşa sattım, altmaş kuruş kârlıyım! —— — ---— — Hem Meraklı Hğm Faydalı — Afrikanın baziı yerlerinde hayvanları tehlikeli böceklerden korumak için bu tarzda giydirilirler. Çocuklardan itfatye İngilterede ve Amerikada gönüllü itfai- yeler vardır. Yangın olduğu zaman bun - lar muvazzaf itfaiye - lerle birlikte yangını söndürmiye, — insanlari kurtarmıya çalışırlar. Gönüllü itfaiyeler ara- &ında on, on beş yaş a- rasında olan çocuklar da vardır. —-ij HS 5 üi we N - * * <— — Tek tarafı şeffaf cam Edvin Land isimli genç bir adam tek |tarafı şeffaf cam keşfetmiştir. Yani bu M ,Cam öyle bir camdır ki Şevinizin penceresine koyarsanız siz dışarıyı göürebileceksiniz. Fâkat dışarıdan 'bakanlar sizi göremiyeceklerdir. Kâ- şif bu camı bir otomobile takmış ve otür 'mobilde bulunan kendisini kimse göre mediği halde o her tarafı mükemmel gö- rüp otomobili idare etmiştir. Eğer bu cam taammüm ederse artık evlerde per- deye ihtiyaç kalmıyacak demaektir. Tayyareye binen timsah Amerikada timsah yetiştiren çiftlikler Vardır. Timsah derisi bugün çok kulla'- nıldığı için timsah ye - ; tiştirmek 'te kârlı bir iş olmuştur. Geçenlerde — dimsah yetiştirenlerden — birin- den acele bir tirrisah is- temişler, adam da timsahı istenilen yere tayyare ile-götürmüştür. Bir timsahın tay- | yareye bindiği ilk defa görülüyor. G Ça — Boş oturacağına hay; ; 4

Bu sayıdan diğer sayfalar: