22 Ekim 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

22 Ekim 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

6 Bayfa Hâdiseler Karşısında: © Her ay bir meslek Yazan: İsmet Hulâsi Kânunusani ayıydı, kar diz boyu ol-| — Yahu buraya bakan kimse yok mu? muştu. İnsanı iliklerine kadar dondura bir rüzgir esiyor- du. Ben düşe ki ka yürüyor, işime W gidiyordum, Bir aralık neşeli bir sesin şarkı söyle- diğini duydum: — Bu deli de kimdir? baktım, Ses bir fırından g€ ici fırının kapağın açmış k kokulu sıcak çıkarıyordu. Göğsü, bağrı açıktı. ilmiş, dedim, mes'ud insan dan şubattı. Bir gece te tit titriy tramvayın gelme- sini bekliyordum. | Nihayet geldi. Ö sahanlıktan irmiye hazırlan yordum. İki şik, güzel kadının ar- 4 sında sıkışmış du- ran kondüktör be- nimle alâkadar ol- madan zili çekti ve tramvay yürüdü: Keşki, dedim, ben de bir kondüktör olsaydım. Mart gelmiş, hava değişmişti. Gazete-| ler grip salgınından bahsediyorlardı. E- vimin karşısındaki eczaneye girenlerin, si çoktu. Bir akşam ceza- çıkanların say cıyı kasasını sayarken gördüm. Sayıyor, sayıyor bir türlü bitiremiyordu: — Keşki, dedim, ben de bir eczacı ol- saydım. Nisan ayının i kır şakır yağıyordu. Köprü üstünde herkes sırıl sıklam ke- silmişti. Yalnız bir kişi koluna şemsiyele takmış, bi nideb şemsiye alıp başına açacak parası olmıyanlar- la alay eder gibi bağırıyordu: — Haydi şemsi- yeler ucuz ucuz. — Keşki, dedim, ben de bir şem Mayıstı; sayfi eci olsaydım. ye çıkmıya tam. Kirasını sordum. Ev sahibi yüzüm; bakmıya bile lüzum görmeden” — Mevsimliği altı yüz lira! Dedi, — Keşki, dedim, ben de Suadiyede evi olup, kiraya verenlerden biri olsaydım. Bir haziran günü arkadaşlarla beraber nökleri fırından geç vakit Mevkif- içeri nde idik.. Yağmur şa- niyetlen- miştim, Suadiyede kiralık bir eve bak- Kumların üzerinde ma gözlerini biraz ö- tedeki sarışın ldından a bir adam yerinden İkalktı — Ben bakıyo- rum, bir şey mi İs- tiyorsunuz? Ne âlâ işdi bu: — Keşki, dedim, ben de bir plâjda memur olsaydım n| yatan ve ka- rmıyan Matbaa adetâ yanıyordu. Neşriyat müdürü bana bir iş verdi. — Git, dedi, soğuk hava mahzenleri hakkında bir röportaj yazısı yaz. Gittim, rdim, Keşki, dedim, ben de burada çalı- şan bir amele olsaydım. Ağustosta bir gece kıra çıkmıştım. E- pey yürüdüm. Bir ağaç altında bir deli- li gördüm. Biraz ötede koyunları ot- du. Kendisile biraz konu Ben ütülü şehre dönmek için ona veda ederken o da ağir cın altında yere u- zandı ve Temmuzun en sıcak günü idi e in. Ni tum, ağustos böceklerinin . nin- nisile tatlı bir uy- kuya hazırlandı — Keşki, dedim, gibi olsay- ben de onun bir çöban dım, cüyü, teşrinievvelde sobacıyı, teşrinisa- Bide oduncuyu kıskandım. Ve kânunucvvelin son günü bir içki sahibi olamadığım için çok İsmet Hulüsi Büyük dericiler Küçüklerden şikâyetçi riciler, 3 be veya fazla kuvve muh r landıklarına göre büyük ve k riiler diye iki kısma ayrılm. lar. Küçük dericiler, yani beş bi r. Bu muafiyeti göz önü- De alan bazı fabrikalar, kuvvei muhar- rTikelerini beş beygire indirmek süre - tile muafiyetten istifade etmek yolla- , büyük lerin şikâ- yetlerini mucip olmaktadır. Küçük de- riciler dün Sanayi Birliğinde toplan - imışlar, bü bahis üzerinde görüşmüş - lerdir, Küçük dericiler, kendilerini, âdeta, makinesiz ve hususi ve iptidai bir şe - rmı tutmuşlardır. Bu vaz e | derici ünvanı verilen deri: plâja gitmiştik. Banyomuzu yapmış dö-| kilde çalışan tabaklar imişler gibi mü- necektik.. Soyunma kabinesinden bağırdım: Ü Okuyucularıma Cevaplarım Zafranboluda oturan Bay dHL Ös nün söyiedikleri şu: «— Ben beş senedir bir bayanla sevi- giyorum. Onda tam ruhumu okşayıcı bir tip mevcut, Kendisi beni çok sevi- yor, Fakat evli, iki çocuğu da var; mes'ut oOlacağımızı zannetmiyorum. Siz ne dersiniz? Bu okuyucum mektubunun sonunda benim vereceğim hükmün hülâsasını kaydetmiştir. Bu mütaleaya her han- &i bir mütalea eklemeyi faydasız bu * Tayorum. * İzmitte Bay (H.T. S) e Aşka en yakın his nefrettir. Muka bele görmiyen âşık sevmekte devam etmez, ekseriyetle düşman olur, fakat kalbinin üzerinden duman kalkınca dafaa etmekte, bu vaziyetin devamını istemektedirler, L İSLERİ altında gene aşkın elevi görülür, Bahsettiğiniz kız sizi seviyordu, 8 çılmakta geciktiniz. Bir yalanla ağzı - nızı aradı, veya o yalan başka yerden kulağınıza geldi. Sizden de beklediği mukabeleyi göremeyince hissi değişti. Fakat söyledim yâ bü iki his yekdiğe rine yakındır. Birinden öbürüne ko - lay geçilir. Bir insanı korkutacak his düşmanlık değil lâkaytlıktır. * Konyada Bay (R. T.) ye: Mektubunüzu ne kendi sütunuma, ne de gazetenin bir başka yerine ko - yamam. Muayyen bir şahsa karşı o ka- dar mütecavizane kelimeler ile tariz - lerde bulunuyorsunuz ki bilmediğim bir şahsa karşı bu hayali yumrukları indirmek için kendi kendime bir se - bep bulamam. Hem kanun! âkıbetleri de vardır. Bu hareketimle sizi de ko- Tumuş olurum. TEYZE Eylülde * üzüm-| SON POSTA Birineitüşrin” 28 İL KUSURLARIMIZ! Haysiyete Kıymet Vermeği Ne Zaman Öğreneceğiz? Yazan: Suat Derviş Peşte takımı haftaya geliyor Ayın 30 unda Ankarada, 31 inde İstanbulda müsabaka yapacak Cumburiyet bayramında biri Ankara- da, biri de İstanbulda olmak üzere iki müsabaka yapmak üzere çağırılan Peşte takımı, göle- cok cuma sabahi İstanbula gelerek TW ayni gün Ankara ya gidecektir. An- karada Macar ta- kımı birinci müsa- bakasını âyin otu. zunda, ikinci mü- sabakasını da ayin — Ankaradaki maçı idare edecek olan bulda yapacaktır. o Bay Kemal Halim Ankaradaki maçı eski hakemlerimiz- den Kemal Halim idare edecektir. Askeri liseler atetizm müsabakaları başlıyor Kuleli, Maltepe, Deniz Harbiye ve 1i- sesi ile Deniz Gediklisi arasındaki sene izm birincilik müsabakaları pa- sabahı Kadıköy stadında yapı- lacaktır. İki hafta devam edecek bu mü- lara sabah onda başlane- otuz birinde İstan- söat Kastamonuya güreş muallimi gidiyor Güreş federasyonu memlekette bu sp9- rü lâyık olduğu şekilde yapabilmek mak- sadile eski güreşçilerden muallim yetiş- tirmeğe karar vermiştir. Bu maksadla üç aydanberi federasyon antrenörü emrinde şan Beşiktaşlı gü- İ reşçilerden Kemal, Kastamonu vilâyeti- ne tayin edilmiştir. Zamanında çok bü- yük bir muvaffakiyet göstermiş Kastamonunun yeni güreş muallimi, bir kâç güne lar Kastamonuya gidecektir. Bazı klüpler» federasyonun kararından memnun değil Futbol Federasyonu tarafından yeni bâştan tertib edilen İstanbul lig teşkilâtı | üzerine, vaziyetleri değişen klüplerden bazıları bu şersit ii mağa lüzum görme faa hayet vereceklerini bildi: Anadoluhisarı İdmanyurdu den acı acı şikâyet edenlerin gelmektedir, Avrupa güreş şampiyonasına iştirak etmiyoruz Alman güreş federasyonu tarafından j Münihte bu ayın 28 inde tertib edilen Avrupa serbest güreş müsabakalarına bizim takım da davet edilmişti. Beyn milel müsabakalara iştirak için Spor! Kurumu Umumi Merkezinin müsaadesi lâzım. olduğundan Güreş Federasyonu aid olan makamdan müsââde istemişti. Spor Kurumu bu hususta izim olan kararı vermemiş olduğundan bu müsa- bikalara Türk takımı iştirak etmiye cektir. İstanbul mıntakası voleybol ve olan vaziyetin- başında basketbol teşvik müsabakaları 7 İkineiteşrinden itibaren pazar günleri öğleden sonra Sultanahmed Alemdar caddö- si 25 numaralı (YMCA) cemiyeti jimnastik salonunda mevsim müsabakalarına başlana- caktır. Müsabakalara girecek takımların Bi- rinelteşrin sonuna kadar yukardaki sdrese hergün saat 9 dan 18 e kadar müracaat et - meleri Voleybol ve Basketbol İstanbul A - Janlığı tarafından bildirilmiştir. Bacahsızın maceraları : (Baştarafı 1 inci sayjada) hürmet ettiğim için itina ile giyinmiştim. Bana refakat edenlerin hepsi de elle- rinden geldiği kadar giyinişlerine itina etmişlerdi. Hiçbir göze serseri hissini ve- rTemezlerdi. Fakat bilmem onlar bizi nâ- sıl görüyorlardı? Yanımızda âdet üzere adam başına bir bilet var. İçimizden biri- nin de kız kardeşi son dakikada ©: ğ için iki bileti mevcud. Yani bilet davetiyeli bir toplantıya nek için b um gelen şeraiti teamamile ve hattâ faz- lasile hâiziz. kapıya yaklaşıyoruz r yere gittiği zaman hüsnü ka- bul görmesini ve kapılar masını diler. Fakat biz yaklaşır yaklaş- maz demir kapı üstümüze doğru kapan- ft göz şüpheli bir bakışla bizi siz girilmez e! Allah; Allah.. Bil z reden hükmetti bu zat: — Biliyoruz, buyurunuz biletleri. Evvelâ biletlere, sonra yüzümüze -ba- kıyor ve tekrar biletlere bakıyor: 3iriniz! Ne bir te m, ne bir hüsnükabul. Burası aralık gibi bir yer. Biraz ileri gidiyoruz, Ikinci bir kapı Bu kapının önünde de başka bir adam, Yüzümüze garib garib bakıyor: — Biletiniz var mı baka yi Lâhavle diyorum içimden. İnsanın bi- leti olmazsa ilk kontroldan asıl geçer? Ve bir hayır cemiyetine musvenet için verilen bir süvareye gelenler“ böyle mi karşılanır? İkinci kontrole de biletlerimizi gösteri- yor ve içeri giriyoruz. Her yer dolu. Ni- hayet kenarda bir masaya Oluruyoruz. Garson geliyor. - Üç dondurma! - Karisız olmaz efendim. Konsumasyon kartımız olmadığına bil mem ki nereden hükmetti. Herhalde bi- zim halimizde emniyet telkin edemiyen bir şey var. — Kart var! — Ama herkes için bir tane lâzım. -— Bizde de herkes için bir tane var. — Pekâlâ gösteriniz! Gösteriyoruz kartlarımızı, dündurmaları.. Bahçede biraz dolaşıyoruz. Kenarda bir masa kurmuşlar, üstünde satmak için bir takım çiçekler teşhir ediliyor. Üstü başı tertemiz, ve elbiselerinden de beş on kuruşluk çiçek çalmağa ihtiyacı olmadı- çarpan genç bir mektebli çiçek- lere bakmak için yaklaşı ve adetâ küstah bir ses yükseliyor: — Çekil oradan, yaklaşma! Bir Türk mekteblisine bu emniyetsiz- ği gösteren kimdir? Ve buna nasıl ce- saret edilir? 7 getiriyor * 'Tramvaydayız. Kontrol geliyor, arka- daşım cebinden aldığımız biletleri çıka- rarak kontrole uzatıyor. Kontrol biletle- ri eline alıyot ve sert bir çehre-ile; — Bunlar, bu tramvayın biletleri de- gil diyor. Arkadaşım gülüyor: — Ya! diyor, cebimde kalan dünkü bi- letler olacak.. Bugünküleri hangi cebime koymuşum acaba? Bir dakika müsaade ediniz, şimdi bulurum. O, ceblerini karıştırırken kontrol sert bir sesle soruyor: — Aldığınızdan emin misiniz? Parlak bir sual değil mi? O daha bu suali sorarken arkadaşım jpebi avına çıkan iki kadın, Kont evvi 1mMıZI cebinden iki bilet çıkariyor. çil n uzaklaşıyor. Başka bir gün stad riyoruz.. Gene bir el — Biletiniz var mı? — Dave —Bun Matbu davet — Na bu davetiye Ve elimd bu tarafi kapısın skamıza yapışı » var ekkeble yazılı e değil etiye değil... Pekâlâ m bir kâğ da ir, ki bileti çe görülüyor. K mahcub olmuye . M bir diyor, sahih davetiye imiş sına stilo ile yazıl? irünce çevirip öte ağı ihmal eden bu zat davetiy: dikkatli bakacağına içeri ren davetiye itimadsızlık göstermeği herkesin içinde ona hakaret etmeği da kolay buluyor besbelli. * Daha sayalım imı? Bunun gibi bin! tane va Halbuki bir kapıdan giren veya tramvayda yolculuk yapan insanla biletlerini nezaketle kontrol etmeğe ç imkân vardır. Haysiyete kıymet vermi öğrenmeliyi İki kadının ! Tuttuğu balık rafma ba Sicilya adaları uzaklarında köp resif gördüğünüz şu üç tonluk balığı yak lamışlardır. Bu balık 8 metre uzun! ğunda olup kuyruğu da 2 metredir. Bir papaz karısile âşıkt öldürdü Amerikada 66 yaşlarında bir paP 44 yaşındaki karısını tabanca kabz# İle vura vura, ve 65 yaşındaki uşâi da tabanca ile öldürmüş, sonra da Pİ lise haber vererek: P — Geliniz; karımı ve âşıkını öldü düm. Başa gelen çekilir. Bununla 9*| raber yaptığımdan pişman değilim. Demiştir. Muziblik

Bu sayıdan diğer sayfalar: