28 Ekim 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

28 Ekim 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA Birinciteşrin Resimli Makale: 4€ Kayaya çarpmayınız. 36 Sözün Kısası ÖeNİZE ZS ae l aüöğrekaisü Ka Y ARA ei BeĞİRl gaa y çeve aman A vAN A ç Rer e osna — — ——T Y A — Turan milletleri Toplantısına biz Niçin gitmedik? Yazan: Muhittin Birgen . ir iki haftadanberi Macaris- tanda bir Turan hareketi var. Bu harekete aid Macar neşriyatını takib eder imde o hareketin İçinde bulunmayş Çırpınan — bir doğduğunu görüyorum. Evvelüâ Estc: sonra Fenlandiya maarif nazırları birbiri arkasından Budapeşteye geldiler, orada Macaristanla birer kültür anlaşması im- za ettiler. Ondan evvel de Macar ma: nazırı bu memleketlerde seyahat uştı. Her iki vesile İle de Budapeş! Macar milleti: assa bütün ri canlı ve hisli bir k ştirak ettiler. Bu- gün bir mektebde, yarın bir müzede, Ma- carlstanın bol olan bu nevi külti ü lerinin bir çoğunda bu misafir nazı Jar, sıcak bir Turanlı rı canını duydular, Gâh bir suvare ter- tib edildi ve oraya Macaristanın bütün kültür arı toplandı; gâh bir kon- ser veya bir tiyatroda, bir nevi aile eğ- Tencesi tib olundu. Hülâsa, iki hafta- #anberi Budapeşte, Turanlı kültürü için Küzel bir nümayiş sahnesi oldu. * bir millettir; 'Tu- ir aralık, biz Türkler da dolaştıkt Macaristan Tur: tandan kalkmaş, gibi, Pirat 4 m. tuttuğ yo t alarak Avrupal niş ve orada y bir kısmı Macaristan hud: bir kısmı da bu hududların h mış olan bu Maca: ç büyük mil- let denizinin ortasında sıkışmış ve Lun- ların tesirlerine zebun olmuş bulunmak- la beraber ne aslını, ne de Turanlı ruhu- pu unutmamıştır. Diline birçok Slâv ke- limesi ve Slâv kaidesi girmiş, Cer ve Lâtin kültürlerinden pek çok şey almış olan Macarlık, anlı ruhuna sadi ni hiçbir zaman umutmamıştır. £ Cermenlik ve Lât sında, bir ada gibi kalmış olan Turaniı Macaristanın dünkü ve buügünkü çoct ları, bizim büyük annelerimizin söyledik leri ayni masalları dinliyerek yetişiy lar ve bizirr gibi Turanlılık duygusu için- de büyüyorlar. «Biz Macarlar, diyorlar; bu üç büyük millet denizi ortasında kalmış bir Turan lik denizlerinin orta- milletiyiz. Avrupada kendimizi garib his- | Be şimdiye kadar etrafımızda ne dilimizin, ne de esk) kültürümüzün ak- rabalarını görmedik. Biz Avrupada bet» içinde yaşıyoruz. Halbuki, disini bu kadar garib hisse de kardeşsiz ve akrabasız değiliz. Biz d: büyük bir millt varlığın bir parçası Biz Turanlıyız. Şimdi birbirimizi arıyor ve buluyoruz.» yoruz; te olan Macarlar, bir naldeki Fenlandiya- ve Öte taraftan da rklere çeviriyorlar. Milli Ma- u, iki haftadanberi gözlerini bu ikamete çevirdikçe hem -teselli ve hem gurur duyuyor ve bunu gazeteleri de, nutuklarında, kanferanslarında böy lcce ifade ediyor. * Macarisltan, iyi tanıdığım — memleket- lerden biridir. Ne zaman oraya uğrasam, Barib bir his, bana kendi memleketime Birdiğim duygusunu verir. Türkü mu- habbetle karşılıyan, Türke herkesten fazla misafirseverlik gösteren Macarlara Ja, ben, bir Türk olarak, iftiharla bakâa- rım: Avrupanın en derin ve en temiz kültüründe en yüksek hadde kadar yük- *#'miş olan Macaristan, Turanlı millet- lerin şerefli bir parçasıdır. Fenlandiya ve Estonyalılar da Macarlar kadar, belki onlardan da ileri bir kültür seviyesine yükselmiş olan insanlardır. Bu milletler karşı karşıya geçip te «birbirlerinde bir- birlerini» aramaya teşebbüs ettiler mi, hemen müşterek şeyler meydana çıkıve- riyor, Ayrı ayrı mütalea edildikleri za- man, koandileri, hakikaten, büyük millet denizleri srasında sıkışmış kalmış — gibi *görünen bu Turanlı milletler, araların- da mevcud fıkrabalığı herhangi bir şekil- de canlandırdıkları ve teşkilâtlandırdık- ları zaman birdenbire küçük bir millet M Fırtınaya tutulan gemi rüzgâra karşı Beçirinciye kadar rüzgürı arkasına alır, nın geçmesini bekler. mücadeleden çekinir, eski yoluna devam etmek için fırtına- yol almaz, tehlikeyi tabiat kuvvetleri ile yolu uzatmak baha yürümektedir. Düşünen insan yolunun & man geçmek için onu delerek bir tünel açmayı düşünmez, € bir kaya parçası çıktığı za- una da olsa kayanın etrafından geçmeyi tercih eder, muvaflfakiyetin sırrı yorulmadan, yıpramadan U6 Yeni bir cins Balık Keşfedildi irilmiştir. Kendisine hücum e- vakit, tutulup yenilmesin diye kendi kendisine şişmekte, resimde gör- düğünüz şekli almaktadır. İsmine balon balığı denmektedir. olmaktan çıkıp başlı başına müstakil bir kültür ve bir milli varlık denizi de onlar meydana getiriyorlar. * Gönül isterdi ki Budapeştedeki bu nü- |mayişlere Türkiye de iştirak etmiş ol- sun. Turanlılar tarafından tertib edil- miş olan bu aile eğlencesinde Türkiye- caristandaki tezahürler arasında — ismi- |mizin de geçtiğini ve hattâ bizim bulun- mamamızdan dolayı esef ve hüzün du- yulduğunu da görüyoruz. Acaba, niçin İbulunmadık? Acaba, davet mi edilme- dik, yoksa davet edildik te gitmemize mâniler mi çıktı? Bunları bilmiyoruz. Peştedeki aile iç- #mama siyasi manalar vermek belki mkündür. Fakat, orada her şey siya- ten © kadâar uzak bir hava içinde ce- reyan- etmiştir ki bunun içi bulunmamızda h . y Dünya ne kadar değişirsi şsin, bu- günkü milli realileler arasında siyaset hangi rolü oynarsa oynasın, gene Slâv Slâv, Lâtin Lâtin ve Cermen Cermen 0- farı İrya e da, bütün diğer H? varlıklar derecesinde yüksek bir kültür sahibi bulunan bir Tu- ranlılık vücuda gelmesi bizim için hem lâzım, hem de güzel bir şeydir. Acaba niçin bulunmadık? Bu kültür hareketine hiç olmazsa sonradan iştirak €tmemiz mümkün ve bu suretle Si Cermen, Lâtin 'veya Anglosakson Avru- panın yanında bir de «Turanlılar Avru- pası» vücuda getirmemiz çok faydalı de- Bil midir? Muhittin Birgen içinde çok muhteşem görünüyordu. Bir duğumuz noktada bir küme seyirci vardı, onlar da kuleye bakıyorlardı, hem konuşuyorlardı, içlerinden birinin söyle- diği kulağımıza geldi: İSTER İnin de hazır bulunması icab ederdi. Ma- | » — aa İSTER İNAN, İSTER İNANMA! — Avrupanın büyük merkerzlerinde şehrin bütün âbidele- rini, yalnız bayram arifelerinde değil, fakat her gece böyle endirek ziya ile tenvir ederler, şehre feerik bir manzara ve- rirler, fazla masrafa da bağlı değildir, fakat bahse girişirim ki bu güzel teşebbüs şimdiye kadar hiçbir belediyecimizin hatırına gelmemiştir, dedi. Biz kendi hesabımıza bunun böyle olabileceğine inanma- Dün gece yaya olarak köprü üzerinden geçiyorduk. Beya- zıd yangın kulesi gözümüze ilişti. Gizli projektörle endirek olarak tenvir edilmişti ve hakikaten çevresinin karanlığı ARAS Peşin ceza Adamın biri komşusuna bir tokat atmıştı. Tokadı yiyen dosdoğru ka- diyâ gidip şi etti, Kadı tokadı atanı da çağırdı. Her ikisini de dönle- ten sonra tokat atanı bir mecidiye yi nakdiye mahküm etti. Toket di, dedi, ben bir meı diye yerine iki mecidiye vermek is- tiyorum. — Neden oğlum, cezan o kadar, — Cezam © kadar amma hırsımı alamadım. Bir tokat daha âtacağım, onun cezasınt da peşin vermek isti. yorum, i— A Bir bankayı soyan İki tembel talebe Avusturyada Linz ticaret akademi- 1 talebesinden 18 yaşındaki Vilhelm ile 16 yaşındaki arkadaşı Valter — bir haftadır bütün Avrupa gazetelerinin Mevzuu olmuştur. Buna da sebeb şudur: Vilhelm ile arkadaşı Valter, bulun- dukları sını en tembel talebeleri i - rafından tari | — Bu vaziyet ka: | demiyen iki tembeld yada amcasının bul! meğe karar vermiş, arkadaşını da ikna Vetmiştir. Bunun üzerine — iki arkadaş Bohemyaya gitmişlerdir. Fakat amca orada bulunmayınca iki ahbap çavuş - ar ne yapacaklarını şaşırmışlar ve bir ında evlerine gi en Valter, Bohem- nduğu köye git - | geçirmişlerdir. Ertesi gün - ceblerinde- ki son parayı bozdurmak ü: |badaki banka şubesine müra |leri zaman burada tek HMunduğunu ve paraların önünde yı- ğılı olduğunu görünce akıllarına müna İsebetsiz şeyler gelmiş, mektepte iken zçok okudukları macera romanları ile Şarlok Holmes hikâyeleri ve sinema - lardaki hırsız, polis filmlerinde oldu - ğu gibi bankayı soymağa karar ver - mişlerdir. Tedarik ettikleri tabanca i- le bankaya gelerek memura saldırmiş- lar ve paraları alarak kaçıp gitmişler - dir. Bankaya gelmeden evvel - telefon tellerini de kestikleri için banka me - muru çocukların arkasından koşup ka- rakola girinceye kadar onlar da dağ - a dakika durduk. Dur- İ HERGÜN BİR FIKRA | Jeşyasını tesbit ederlerken gece kaldıkları otelde bir tabanca ele| Vazife icabı günde 7 defa 30 metrelik bir Kuleye çıhkan kadın d metre Bu kadın Amerikalıdır, Ve 30 yüksekliğindeki çelik kuleye günde 7 defa çıkarak memur olduğu ormanları teftiş ve duman olup olmadığına dik - kat eder. Bu süretle herhangi bir yan- ginın Öönü çabukça alınmış- olur. vt Z Bir Fransız dilencisinin bıraktığı servet Fransa zabıtası; geçenlerde bir has- 82 yaşında olarak ölen M ninde bir dilenci kadının i aramakla meşguldür. Bu ih - r kadın, hastanede öldükten sonra kimsesiz olmasına binaen zabıta me - murları ikamet ettiği odaya — giderek çok şayanı et bir manzara karşısında kalmış- olan odanın içinde kası rmr bir sandığı açında azine Çıkıvermiştir. n içinde çil çil altın ve banknot olarak bir milyon franga yakın servet l l""."l?îl'ir' aşmışlardır. Nihayet Linz'e gelen iki delikanlı - nın üzerlerindeki servet şüpheyi uyan- dırmiş, polis derhal Valter ile Vilhelmi tevkif etmiştir. İsticvap esnasında iki ahbap yaptıklarını tafsilâtı ile anlat - mışlar. Bohemyadan Linz'e gelinceye kadar da her kasabada hırsızlık ettik- Terini de itiraf etmişlerdir. Mahkemeye teslim edilen ahbaplar uzun müddet hapse mahküm edilmişlerdir. dık, fakat ey okuyucu sen: İNAN, İSTER İNANMA! Yazı Çok Olduğu için — aaeünereneeiz N Cumhuriyet/ - » — Bayramı bugün — — Saat 13 de başlıyof (Baştarafı 1 inci sayfada)  ı) Geçid resmini şehid bu tribünden seyredece olduğu gik y simde renkli ve elektrik cuda getirmiş, İ: merasim direkleri di tarafı donanmiş, halk kül 1 tesbi ilmiştir. Bugün saat resmen başl daireler ve itibaren pazartesi günü Kkapanacaktır. Erkenden d ükkân, ev ve salrefilğ , Bugün — saat ÖÜ edecek izciler BEŞ su tesisalı V iiyesi önütüğü tir. Şehrin WEĞ inin YEĞE bayröli Hesmk 13 den itibaren seselere, mağaza, bayraklar çeki! birde merastme iştir imm provası Vö pacakla: f Tam münasebetile süt damlası tEf © kilâtı iki yüz kimsesiz küçük çocuğü 4 muhtelif giyecek eşyası dağıtmıştır. Halkevleri de Cumhuriyet baytaf ü hazırlıklarını tamamlamışlardır. l Berlin radyosu neşriyat yapacak | — Cumhuriyet bayramı münasebeti Berlin radyosu cuma gü nbul saği ile saat 19,45 de hususi neşriyat yaplr gaktır. Bu neşriyat Ankara Ziraat En! tüsü sabık profesörlerinden Seuftertii zevcesi tarafından türkçe olarak verile” cek bir mukaddeme ile başlıyacak, bufi Berjin Türk büyük elçiliği kâtiblerindef Övcenin bir söylevi takib edecektir. BU dan sönta İstiklâl marşı çalımacak, İstik” Jâl marşından sonra da Alman hariciy€ nezareti erklinından bir zât ye 'kr ye hakkında almanca bir mı!'uk söyliye Şeektir. ) Bu almanca nutuktan sonra da |yüksek musiki mektebinde Bayan han Ozan tarafından bir konser verilet ve bu konserde Hasan Alnar ile Ntf Kâzım Aksesin ve Ulvi Cemal Erkeni” | zün eserlerinden parçalar ça',mıcsk!l!; Neşrtiyat, 19,85, 25,49,>49,83 metrelif üzerinden üç kısa dalga ile yapıl: Esnaf cemiyctlerinin Esnaf cemiyetleri birli bayramına pa Berli Perir Bu revirdt hemşire bulü olursa revir 'ı'_( d M cak, ileride lü l nişletilecektir. | miştir. Birlik te esnaf çocu edilecektir. san'atler sergisi açılacaktır. Ankarada bayram — Ankara, 27 (Hususf) — Cumhuriy” 14 üncü yıldönümünü kutlulamak hazırlanmış bulunan Ankaraya aid raman fatbikine yarın saat on tıç'l’dug lanacaktır. Burada bulunan bütün * öğleden sonra gençlik namına Alâ gi ve Cumhuriyete ebedi bağlılık A yapacaklardır. Saat on beşte paraşüt — Jesinin küşad resmi yapılacaktır. — g — yanlly — yeçü Cuma günü saat yirmi buçukta sene evvel Cumhuriyetin ilân €Ğ şaatte istasyondaki tepeden toplar * cak ve töp geslerini duyan her vati büyük günü hazırlıyanların hatırslaT), — hürineten bir dakika oldukları ie:;”' ğ racaklardır. Bir dakikanın — hil fabrikalar, lokomotifler, otomobillef: düklerini ve kornalarını öttürerek — — yük günü selâmlıyacaklardır. ü Yeni Ankara garı ğ Ankara, 28 (Telefonla) — Yeni ’“”;: re garı cumartesi günü saat on &' 4 itıda renle açılacaktır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: