4 Kasım 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

4 Kasım 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4 İkinciteşrin —e —— L Bursa dağlarında ayılarıîî:îğü SON POSTA Sayfa ge eee — el ttüğü vahşi kız terbiye edilebilecek mi! .Son Postes okuyucuları hetiriva -| Zefanbulda bulunan ve hâdiseyi “Son Posta , da okuyan bir Amerikan gazetecisi kızın bulunduğu yere giderek kendisini tutan 1 a Caklardır: Bundan bir müddet © Bursa dağlarında avlanan köy! bir ayı tarafından beslenip büyütül bir kız çocuğu bulduklarını, manzarası ve hareketlerile tamamen vahşi — bir hayvana benziyen bu kızın İstunbu getirildiğini, Bakırköy emrazı akliye hastanesine yatırıldığını yazmış Bu hâdise bütün dünyada ( Yandırmış, bu meyanda New Y Merican gazetesinin pazar nüzh American Veekly İstanbuldaki mt birine hâdise etrafında bir TÜ Yapmasını emretmiştir. Aşağıda bt Portajı okuyacaksınız! *328 numaralı garib hasta.> Bu, İstanbulda çıkan Son Posta 8 Binin bahsettiği ve Uludağ civarında Cilar tarafından bulunan 9 yaşındaki vah- H kızın hastanedeki ismidir, bu kız bir Ana ayı tarafından beslenip büyütülmüş bir çocu tt Şimdi Bakırköy şifa yurdunda bulun ma r. ” 'en la vö- oktoru, Profesör Maz- z ehlileştirmek, insa- anınmış Türk har Osm bulunmaktadır. Hastant y b M Yın direktörü, ayı kızın zamanla insa aşacağını hırıldamayı, ayı gil Meyi * ha edeci yanına ya tirmiy de yürü san gibi iki B ümid etmektedir iİr kere kızı gülümsemeye alıştırsak. ' Zaman normal bir çocuk olup olm Binı l o ağız, dediler bana van gibi yaşamış olan bu tızın alnız Türkiyede değil, bütün a son zamanlarda tıpkı r tarafından bulunan smindeki çocuğun — vatanı Ma- Caristanda derin alâka ve akisler uyan- huş ? FNayı ve yahut resmini almayı Yen menetmişlerdi. Nihayet 30 hasta CUğa nozaret eden bir hasta bakıcı h Hedin bulunduğu beyaz bir binaya var- yoy, Odada mobilya namına hiçbir şey Tei Çocuklar da, tel ile örülü pence- bulaç Üsüşmüşlerdi. Pencerelerde yer Mhamıyanlar, yere oturmuş Cıvıldaşıy y L Birden ayı kıza gözüm takıldı i lardan uzakta durüy! he 'Tmuş gibi bir hali vardı. n ı.î"“"" bir halde, loş bir köş: d a nmişti. Bağdaş kurüp otu ; idi. Ayaklarının harikulâde denr vinş Tetle teşekkül etmiş olan adaleie aln farkettim. Simsiyah ve gür SA hi kaplıyordu. Sözlerini Bözler, Öte- rymuş Bgi- unutamıyacağım. Bü hayvanın asla hapsedilmiş vahşi bir © mi vanı _ı;!na"'!hun hürriyeline , müştak bir Ka vanın gözlerine benziyordu. Biz mitken hasta bakıcıya, güvensizlikle ve “Oydan okurcasına bakıyordu. bâkıcı kadın: Gel, gel diye seslendi ve kız ayal . Git ve gel. Bu kızın anladığı ye- z yak- ga bulunduğu Başı öne Uzun _i_(_n'îm yürüyüşü senelerce 'Eıı' Pğ_k Hüzel gösteriyordu. kolpi,, ütudünü — öne vermişti. j tlı. 1 adetâ yere sarkacak bir halde ge'- Vi ve bulunduğum yerden bir adım ötede yasta bakıcı ile birlikte zıngadak duru* _if'rm..x Başı aşağıya düşük olduğu hal- ı:k:“l gözlerini bana doğru kaldıcarak sordum. Cevab eri min nedir?, diye d ö z Başını okşamak İstedim. G İ ve homurdandı. Hasta bakıcı kızın: dö A UNĞ git, emri üzerine, ağır ağır “hdü, uzaklaştı ve köşesine sindi Doktor, şöyle dedi: Geçirdiği — istihalelerindeki İr ilerlemenin lâyıkile farkında olan Yoruz, Onu hastaneye aldığımız zaman, ayı yavrusu gibi homurdanıyor, ya- A yaklaşan her kim olursa olsun hü- tmeğe çalışıyordu. Onun için, gere- kerhangi - Ti bir odada yalırmaya mecbur ol- |* k. Yavaş yavaş, «hayvan» tabiati Biraktı. Fakat daha insan da olamadı. Bir mmüddet evvel de, gördüğünüz çocuk- ârla temasa getirmeğe muvaffak olduk Ve onlardan konuşmayı öğrenecedini u- Müyoruz. or, onlardan | Çavcılarla konuştu, ayrı tımarhanede de : Vahşi kızın bulunduğu yor, kandi- sini yaka- hyan avcı ve tutuluş sahnosinl göüsleren temsllf resim Açlık, ona bizim yediğimlz gıdaları ye- neğe mecbur etti ğ BÜE iş yemeği zerre ka İlk günlerde pişmi; ı ağrına koymadı. Fakat üçüncü günü ne kanan, her şeyi yuktu. di, dil öğrenecek, bur Konuşmaya ba: mektebe dar i Ş da zamana Şi bırakıyoruz. höstaneden - çıkarıp, | Fakat dişera var ceğiz. Faka! bir en E ve bile, ormanda geçirdiği hayatı ağından şüphem var. Y Tar. hiç şüphe yok ki eski hatıralar | Şüpürecektir. Hastane dok yvan gibi sekiz yetle imanıyorlar! ezahü rleştire Dil öğren- bize PÜ ntıba- (anla torları, kazın © sene Bunu da, ondaki b ni hislerin * ürleri ile isbat edi va lerin yorlar, avc gittim. kızı bulan iş sadece ursaya Şiradi ça ç cılardan aa görüştüm. Macerasını şöyle anlâttı: a | Bahri ismindeki avcı arkadaşımla, avına çıktık. Akşama kadar ler vuramadık. Güneş u. birkaç metre ötede dişi ludağa ay dolaştık. Bir şey fukta bütarken, 'arla | ca rulttum ve ateş ettim. Ayı geriledi ve ye- lerimi' donduran bir feryadım — işittim. Başımı çevirdim, Bahriyi silâhım atarak, törtnala kaçtığını gördüm. Tekrar dö düm. Gördüğüm manzaradan saçlarımın dikildiğini, damarlarımdaki kanının don- Juğunu, kalbimin adetâ durduğunu his settim. Fundalıkta çırıl çıplak bir. mah- j lü: | murdanarar, bırlı v raerm ' Cesede doğrü ilerlerken, Bahrinin - ilik- |x lükun, insana benziyen bir mahlükun ho- | Ppeyce uğ yarak ve öğürerek sıç- İzaman, küçücük, fakat feykattabla kuv- doğru hücum — ettiğini gördüm. Ayakta iken diklli duruyor ve yürürken emekler gibi bir vaziyet al- Uzun ve güzel saçları rüzgârda yordu. Ah efendi, gözleri hele.. . Sanki kor gibi yanıyor, ışıldak Çibi parıl parıl parlıyordu. Ne yapacağımı bilmiyordum. Hele, ya- nıma yaklaşıp ta üzerime küttedek yük- lendiğini görünce apıştım keldım. Garib imahlük, tırnakları ve dişlerile Üzerime saldırdı ve boğazımdan ısırmaya çalıştı. ştıktan sonra, onu altettim. O vetle mücehhez bir kız olduğumu anladım muz noktadan birâz ileride a inini bulduk ve o yaşıyan bir insi emarelerine rastladık. Sonra kızı yanımıza katarak şehre getirdik. Ertesi günü de İstanbuldaki Ba « kırköy hastanesine götürdük, Ailesinin kim olduğunu, ismıni, elsmini bilemiyoruz. Mahalli reye haber verdik, Onlar lâzım gee len incelömeleri yaptılar, Fakat kat'i bir son alamadılar, Ailesinin ölmüş olduğu sanılıyor. Ama WMu- sahlardan bir soralım. Ora' &1 ihtimali var. Musalılar köyündeki ile de konuştum. Dediler — Köyümi rla datlma mü- cadele halindedir. Ama, şimdiye kadar, hiçbir hâdise olmadı. Y niz sekiz sene evvel bir ayı bir çocuğu dağa kaldırmıştı. Bu da Fat ma ismindeki bir rencper kadının ada sene tabil izler da- iht Estma ismindeki 3 aylık bir kızı idi. Fit ma bir gün, ormana odun yüklemeğe git miş, çocuğunu da yere bırakmışfı. Ara- dan yarım saat geçmeden birden, bir for. ği kaplığı gibi ormanın içerilerine doğru koştuğu yad koptuğunu Işitmiş, başını çevi zaman büyük bir ayının kızını nu görmüştü. Bulunan bu kızın, Esma olması ihtima- L vâardır.» Bacaksızın maceraları :

Bu sayıdan diğer sayfalar: