15 Kasım 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

i | FARAHLR ĞĞT EELEREREŞDARE * Trende karanlıkta bize doğ Evvelki günkü ve dünkü kısımların hülâsası , Malüliyetinden dolayı meslekten çı - Mış eski Konya rüşdiyesi tarih ÖB - H hapishanededir. Cürmünü ha - n k ödüyor. Fakat o eski mesleğine Be- Nni etmek istiyör. Hiç kimsenin kk'ka ği, Smîlerdir gizli tutulmuş olan İstiyor: eyi hiç bir şey saklamadan an - *Ben o sıralarda Sirkeci - Edirne tren- Ü * seyyar hat müfettişliği kalemin - Tcümandım, diyor. Semplon ekspre- eİm Tne istasyonundan İstanbula doğ - âreket etmişti. Fakat 5 saat 45 daki- Seçtiği halde hiç bir istasyondan Ser- Y:'el'l hakkında haber gelmemişti. yoı—amhn bütün araştırmalar boşuna 0- H. Edirneden hareket eden tren Yoktu. Herkes telâş içinde idi. U - Tüdı. gmüüf_uîük telefonla müfettişliği 2- h: Sert bir ses umumi müfettişe bağır- Mumi y — Eşek herif. Alay mı ediyorsun? Tren mstfvisıeı-iniz bozuk. Koca — treni u - Unuz gitti! Bir hâdise yüzünden tek- neye dönmüş olmasm? Fuyo Sorduk efendim, Edirne de bize so- — Nasıl hayır yahu! Koca ekspresi İülmdel. mi1? Allah Allah, demek ekspres Gi '::!ef_ı_nş hiddetle birdenbire kapatıldı. Üdüriyeti umumiye akabinde hemen m çıkardı., arada bu haberin kat'iyen yayiıl - '*5! Ha ehemmiyet veriliyor. Biz mü - la Hüsrev bey ve memurlarla bir baş- M u motife atlıyarak yola — çıkıyoruz. tipisi de başladı. Çorluda istasyon 'üh:i.’m içinde, trenin bulunduğun'u : Tren Uzunköprüde battal bir hat € çekilmiş. Biz yeniden sür'atle yo- — la fSıkıyoruz. Çorlu istasyonuna yakla - ıdışr!n emri veriliyor. Duruyoruz. trafda süngülü askerler. — Kumandan Yanımıza gelerek bize hâdisenin hâlâ mu- olmakta devam ettiğini — söylüyor Yöz ta başlıyacağımızı ilâve edi - Roman devam ediyor. | BAA . Tren bulunmadı mı? kı; Bulundu. Battal hatta çekilmiş. Ma- kayıp. — Yolcular? .HepSi sağ. Askeri imdadı sıhhi müf- CTT OSOĞİYA WWM“MN—"””'"' aa inmek üzere id ':î“ dibine girmedi ya? Hatlarınız bo -| esi j Müm . Yasyonda tedavi ile meşguldür. Betir mhse memleket hastanesile temasa Eemel, ini mn“)mrg eri emrini aldık. Hacet te —— Y&rah var mı? kilmiş, ağn r. Treni battal hat üzerine çe- İama"'ı.l "'“'Çul: saat yağan kar altında Fakat Le Rapanmış bir halde keşfettik. Simaı OPilar ve pencereler olduğu gibi ıo:'îferı:?pah kalmış ve trenin stim ka- Wlardann yanmakta idi. Binaenaleyh yol- eümle;;i wh’ç kimse donmamış. Yalnız X Ba haygm bir haldeydi!.. Tff'ni Ve't -'Daha doğrusu bayıltılmışlar!. e Sihe girdiğimiz zaman — ka- nmsıkl îencğrüerin kış münasebetile b.ay:ltım ;_Dalı olmasından bil'istifade al anlad İr gaz yayılmış olduğunu der- d*’?hal ik. Hemen pencereleri açtık, Ürler Yolcuları tahliye ettik. İstasyonda- :— Ajîıldılar mi? mlesi,, $ kişi? epıamh *Psi de ecnebi.. Tdöğru ça ” Dirlikte istasyon binasına hetle 314 *'lfrken kumandanın gayet sükü- dü e erğıği bu izahat merakımızı sön- m“Ştu. SÖyle dursun, büsbütün tutuşlur- Üığ,m' Üsrev beyin sual sorarken şaşır- düm (, Udaklarının titrediğini görüyor- < n, “ev bey kumandana: Yok2 SMek kimse kayıb değil, yaralı da — YE sorau, SÜa guneuA“_ah Allah!.. demek tren bir soy- z ç:lga uUğramış.. yolculara bir şeyie- < Ş np çalınmadığını sordünüuz rau? Cür, Vet. Biz de evvelâ hâdisenin pek ğundan Yapılmış bir soygunculuk ajdu- Pilm Şüphe etmedik. Yolcular ayılır a- hi K duk. Fakat henüz tamamile kendi- ng'îlmîş değiller!.. Maamafih biz m.ıfndelerini aldık. Hiç kimse bir iYor! Siz şimdi daha geniş tah- YaPabilirsiniz__ *Psini Şey bi kikat kıymetli eşyaları olup olmadığı-| İstanbalda gömülü milyarlar etrafındaki gizli harb -- -KS LALA Y Kumandan: — Biliyorum efendim, « Son Posta ,, nın sergüzeşt romanı —— 3 — Hüsrev bey: li Şüphesiz.. Dedi. O vakte kaacar susan memurlar- dan biri Kumandana: — Kumandan bey, dedi. Biz ekspresi, hasta veya yaralı dahi olsalar yolculari le birlikte nezaret altında İstanbula gö- türmeğe memuruz. Teslim alacağız!, Kumandan: — Biliyorum efendim.. dedi. Emir al- dım.. Memur sordu: ; — Tren hareket edebilir bir halde mi acaba? — Görünürde bir sakatlık yok. Fakat biz buna hüküm veremeyiz. Malümuâli- 'İniz makinist kayıptır. Şüphesiz beraberi- nizde bir makinist getirmişsinizdir? Buna Hüsrev bey cevab verdi: -— Tabit... Bütün lâmbaları yanmakta olan istas- H Sonbahar geldi, 4 Abdlı ağrılarcdan İcabında günde Taklitlerinden gakınınız 1 lik ve 12 lik ik ki, ceketsiz. bir adamın ru koştuğunu gördük Ufak bir Üşütme başınıza büyük bir hastalık çıkarabilir:- Bunun için derhal bir NEZLE - GRİP - BAŞ - SON POSTA l dedi. Emir aldım. |yon binasının önüne gelmiştik. Kuman- dan: — İşte, dedi, bütün yolcular orada.. istasyonun inzibatından maada tahkikatı size bırakıyorum. Hüsrev bey: — Affedersiniz, kumandan bey, bir noktayı daha soracağım, dedi. İşde bir cinayet, bir katil görülmüyor değil mi? Yolcular da tamam. — Evet tamam. Fakat makinistin âki- beti meçhul. Başka herhangi bir cinayet izine rastlamadık. Makinist öldürülmüş mü, kaçırilmış mı veya vak'a faillerile tiremeyiz.. — Soygunculuğun yapıldığı hakkında bir fikir hasıl etmediniz mi? — Hayır! Biz yalnız postanın soyulub soyulmadığına baktık. Postava el bile sürülmemiştir. — Garib şey! Kumandan hemen istasyon şefinin 0- dasına doğrularak: (Arkası var) havalar soğudu. kan sonra Bütün Kurtuldum- DiŞ ve ROMATIZMA 3 kaşe alınabilir. ve israrla SEFALİN isteyiniz amcalajı vardır. birlik mi hareket etmiştir, bunu tabil kes- Yazan: N. Kren Anna Vasilyevna açık bir pencerenin önündeki şezlonga uzanmış, dalgın dalgın dışarı bakıyordu.. Birdenbire, derin de- rin içini çekti. Ağzından: — Kuşlar... Sözü döküldü.. Göz yaşları solgun ya- naklarından inci taneleri gibi akmağa başladı. İşte tam bu esnada pencerenin önün- deki kavak ağacının bir dalı oynadı. Da- lın üstüne kocaman siyah bir karga kon- du. Avlunun çok ilerisinde de komşunun tavukları geziniyordu. Ben ona: — Bu gördüklerin kuş değil, karga ile tavuklar, dedim, Anna Vasilyevna gene içini çekti: — Şimdi ormanlar, kırlar ne güzeldir, dedi.. Şimdi oralarda ne kadar çok kuş vardır.. Cıvıldaşırlar, ötüşürler.. Sırtüstü otların üstüne uzanmak ve onları dinle- mek... Ne bahtiyarlık!. Otlar yeşildir, tazedir.. Toprak ılıktır. Sıcacıktır. Etraf- ta, her şeyde bir tazelik, bir güzellik ko- kar.. Ot istiyorum, köy istiyorum, orman istiyorum, anlıyor musun?. — Madem ki istiyorsun, seni tutan yok.. Yakında izin günün gelecek; gidersin!, — Ben yalnız 'izin günümde değil, bü- tün hayatımca kıra, ormana gitmek isti- yorum. Kız kardeşimin Volga kıyıların- da kuçuk bir evi var. Minnacık bir bah- | çe.. çiçekler.. salatalıklar.. kendi ineği- Anna Vasilyevna'nın sözünü kestim: — Süt, dedim, burada da var. Nah şu- rada köşe başındaki sütçüde.. Anna Vasilyevna bu sözlerime içerledi: — Sütçü dükkânı,, Ben ondan iğreni- yorum. Ya bana başını uzatarak içten ge- len bir sesle; hazin hazin kim Mu-u-u di- yecek?. Ya onun sıcacık, ıslak ağzı; onun ken- dine has kokusu?. Bir sütçü dükkânında Anna Vasilyev- na'ya Mu-u! diyecek bir ineğin bulun- mıyacağını, ıslak, yumuşak, ılık ağzı da görmek pek kabil olmıyacağını ben de tasdik etmek mecburiyetinde kaldım. Anna Vasilyevna gene içini çekti: — Bütün bunlara ne kadar hasretim, dedi?. Ah, bir gidebilsem?. Hiddetli ve kıvılcımlı gözlerini güzel ve temiz odası içinde dolaştırdı.. Ben onu çok iyi anlıyordum: Kocası o- nu bu odasında bırakıp gitmişti.. O bir daha ele geçmez çılgın gençlik çağları o bu odada iken ondan uçup gitmiştiler.. — Anna Vasilyevna, dedim, madem ki kıra, yeşilliğe bu kadar hasret çekiyorsu- nuz, ne diye kalkıp gitmiyorsunuz? Anna Vasilyevna hayret dolu gözlerile bana baktı: — Ya odam?. — Odanızdan size ne?. Güldü: — Ne demek odamdan bana ne?. Şu 0- danın güzelliğine bakın!., Bir çokları bu- nu ancak rüyalarında görebiliyorlar.. Ben, deli gibi, bu güzel odamı bırakıp gideyim?. Sonra, kümesteki tavuklar bile benim bu hareketime gülerler.. — Hani siz şehri, şehir yaşayışını sev- miyordunuz ya?. — Nefret ediyorum. — Ya köy yaşayışını? — Köye bayılırım. — Şu halde hemen kalkıp gidiniz! — Ya odam?. Bugünkü günde oda de-| mek başlı başına bir kapital demektir. — Bu oda size çok mu pahalıya malol- du? — Bana mı?. Ben onu beş para verme- den elde ettim. — Halbuki siz odanızdan ötürü: «O bhir kapitaldir» diyorsunuz!, Demek onu sal- mağa hazırlanıyorsunuz?. Anna Vasilyevna kıpkırmızı oldu: — Teşekkür ederim, dedi, ben bünu sizden beklemezdim. Siz beni oda tüccarı mı sandınız? — Şu halde onü «Yapı kooperatifi: ne emanet ediniz! Anna Vasilyevna, sabrı tükenen bir ın- san gibi, kaşlarını çattı ve içini çekti: «- «Yapı kooperatifi» odama Mohotkin- leri ve yahut Sokolofları doldursun de- ğit mi? Geçen sene böyle yapmıştım da Mohotkinler kütübhanemdeki «Puşkin. i ODA MESELESİ Rusçadan çeviren: H. Alaz sıl bırakırım? — Peki, Anna Vasilyevna, siz şimdi ne: istiyorsunuz?. ; — Köye, ormana, kıra gitmek rum.. — Gidiniz!. — Ya odam ne olacak? Şüpheli gözlerle bana baktı: — Yoksa, dedi, benim odama siz mi yöz' koydunuz? — Hatırımdan bile geçirmedim. Anna Vasilyevna konuşmamızı başka bir mevzua intikal ettirdi. Bu hâdiseden sonra da bir daha birbirimizle mufassa- lan konuşmadık, Ben onu seyrek olarak birkaç defa sokakta gördüm. Yüzü daima solgundu, Bütün hatlarında ıztırab oku- nuyordu.. Otomobil, otobüs kornaların- dan deli gibi kaçıyor, kulaklarını tıkı- yordu. Anna Vasilyevna bir «köy daüssıla» st çekiyordu.. Köy için sararıyordu; solu- yordu.. Mütemadiyen zayıflıyordu. Fakat bir türlü köye gidemiyordu. «Niçin?» mi diyeceksiniz?. Mesele ba« sit: — Şu oda meselesi!.: Yarınki nüshamızda: Esrarengiz imza Çeviren: Faik Bercmen İstanbul Tramvay Şirketi# 21 ikinci kânun 1911 tarihli şartnamenin 14 üneü maddesine göre İLÂN 1937 yılının 15 İkin. Teşrinden ve yeni ilâna kadar pazardan başka günlerde gidiş - geliş kış programı İ istiyüs. Son | İlk Nao. Yollar kalkış kalkış 10 Şişli - Tünel 6.15 23.dü Tünel - Şişli 635 2400 Ti Şişli - Beyazıt 7T15 2300 Beyazıt - Şişli T55 2345 12 Fatih - Harbiye 615 2330 Harbiye - Fatih 700 2415 İA Aksaray - Harbiye 6.35 2310 12 Harbiye - Aksaray 7.20 23.551' 14 Maçka - Tünel 19.50 2400 A Tünel - Maçka 2011 2440 ş 16 Maçka - Beyazıt 6.25 23.20 â Beyazıt - Maçka T0 2405 DA Şişli (depo) Eminönü — 6.15 — 7.00 Eminönü - Maçka 6.45 20.00 h) Maçka - Eminönü 7.20 - 19.30 Ü #>lız Şişli - Sirkeci 7.00 — 19.80r Birkeci - Şişli 7.30 - 2008 Â Mecidiyeköy - Eminönü 6.45 IB.WL 117 Eminönü - Mecidiyeköy 7.20 19.00 Â Taksim - Beyazıt 7.20 20.20 18 Beyazıt - Taksim 752 2051 19 Kurtuluş - Beyazıt 6.15 2316 Beyazıt - Kurtuluş 7.00 23.55 A Şişli (depo) Eminönü — 605 7.08 Eminönü - Kurtuluş 6.35 - 19.35 9 Kurtuluş - Eminönü 705 2005 e.i Bebek - Eminönü 6.30 - 23.20 ğ 22 Eminönü - Bebek 6.40 2400 n Bebek - Beşiktaş — 2440 ei 93 Ortaköy - Aksaray 6.30 - 20.80 ğ" Aksaray - Ortaköy 715 2115 ğ 4 Beşiktaş -. Fatih 7.00 - 20.20 Pa 3 Fatih - Beşiktaş 740 2105 E: 32 Topkapı - Sirkeci 6.20 23.20 Ğ Sirkeci - Topkapı 6.50 23.50 BÜ ; u'ı.ı.ız'_ 33Yedxkule - Sirkeci 615 2315 Ğ Sirkeci - Yediküle 645 2345 b 37 Edirnekapı - BSirkeci 6.10 23.10 E Sirkeci - Edirnekapi 6.40 23.40 e| Şişli stadyom kupasını kazandı Taksim s&tadı tarafından tertib edileri eStadyom Kupası» finali dün Şişli ile Ara navudköy takimları arasında yapıldı, Şişli takımında merkez muhacim Vahah oynuyordu. İlk devre 1-1 berabere bitti, ikinci devre Şişli takımı üç sayı daha ya« parak oyunu &1 kazandı. Stadyom İda« resi tarafından konan kupa merasimle Şisli takımına verildi. Taksim stadı tarafından hazırlanan okuümamışlar mı?. Sökoloflar Berbad! ın- ksanlar.. Ben onlara bu güzelim odamı vü- | stadyom 1i di gi maçlarına da dün başlan-

Bu sayıdan diğer sayfalar: