Aboneler yüksek görüntüleme limiti, sayfa indirme ve diğer özel özelliklerden yararlanır.
Hergün Siyasi Müsteşarlıkların Lüğvr Yazan: Muhittin Birgen ün gelen haberler, Vekiller He - yetinde yapılan uzunca bir mü- zakereden sonra siyasi müsteşarlıkların lâğvına karar verildiğini bildirmektedir. Siyasi müsteşarlıklar yeni ihdas edil - mişti. Bunların böyle birdenbire lâğve - dilmeleri bir dereceye kadar ani bir şey görünürse de hakikat böyle değildir. Bir hayli zamandanberi bu müsteşarlıkların iyi işler bir organ olmadıkları görülüyor ve bunlarır. lüzümsuzluklarından bahse- diliyordu. Siyasi müsteşarlık ihdası fikri Türkiye- de yeni bir şey değildir. İttihad ve Te - rakki devrinde, eski Babıâli mektebinin yetiştirdiği ve inkılâb fikrine devlet adamlarının yanıbaşlarına yeni ve genç unsurlardan ve parlâmento içinden bir takım parlmanter müsteşarlar ver - mek ve bu suretle bunların yetişmelerine yardım etmek düşünülmüş, fakat, harbin gelip çatması üzerine bu tasavvurlar yal- nız münakaşa sahasında kalmışlardır. Bü fikir, başka bir fikitle karışarak İs- met Paşa hükümetinin son devrinde tek- tTar meydana çıktı ve malüm olduğu üze- re, meclisin geçen içtimamın son zaman- larında, kanun şeklini alarak hayata geç- ti. * Siyasi müsteşarlıklar parlâmentolu hü- kümet memleketlerinde çok rağbet bul - muş organlardan değildir. Belli başlı bir şekilde tatbik edildikleri iki memlekette, Fransa ile İngilterede, başka başka fikir- lerin ve başka başka an'anelerin mah - sulleri olarak mevcuddur. Fransada, hü- kümete işlirak edecek fırkaların veya grupların temsillerini kolaylaştırmaktan başka bir maksadın eseri değildirler, Yani sırf, parlâmentoculuk , ve fırkacılık ba - kımından bir ehemmiyetleri vardır. İn- gilterede ise parlâmento ile hükümetin münasebetlerini kolaylaştırmak ve nazır- lara yardım etmek gibi maksadlarla te- sis edilmişlerdir. Bizde fırkaları hükümet içinde tem- sil endişeleri olmadığı için siyasti müs - teşarlıklara esas olmak üzere İngilterede- ki fikir alındı. Fakat, tam İngiltere nü - munesi tatbik edilmedi. Fazla olarak İn - gilterede bunun bir takım an'aneleri bu- lunmasına mukabil bizde bu an'aneler yoktu, Etatist bir rejimde nazırlarıni ve- ya vekillerin işleri çoktur; bizdekilerin de günden güne işleri artmaktadır. Bun- lara yardımcı vermek ve bilhassa vekâ - letlerle parlâmentonun münasebetlerini kolaylaştırmak üzere bu tarzda müste - şarlıklar ihdas edildi. Ve bü sayede bir takım yeni unsurların devlet adami ola - rak yetiştirilmelerine de yardım edil - miş olacaktı. Ancak, müsteşarlar tayin edilip işe baş- ladıkları zaman görüldü ki parlâmento- nun fırka taksimatlarını hükümette tem- sil gibi bir zarureti karşılamıyan ve ay- ni zamanda çalışma an'aneleri yerleşmiş bulunmıyan bu organlar hükümet için bir kuvvet unsuru değillerdir. Ya vazife ve salâhiyetleri vekillerin vazife ve salâ - hiyetleri ile birbirine karışıyor ve bu su- retle makinenin işlemesi müşkülâta uğ - ruyor, yahud da bunların vazifesiz ve salâhiyetsiz kalmaları lâzım geliyordu. Salâhiyetlerin birbirine girmesi fena bir şeydi; salâhiyetsiz. müsteşarların da hiç lüzumu yoktu. Bu vaziyette siyasi müsteşarlıkların lâğvı tercih edilmiş de - mektir. * Ben o zamanlar bu fikri iyi bulanlar- dandım. Öyle ümid ediyordum ki siyasi müsteşarlar vekillerin yüklerini hafifle- tecekler ve işlerin daha kolay yürüme - sine yardım edeceklerdir. Halbuki, İn - gilterede mevcud olan an'anelerin bizde mevcud olmayışı ve bundan başka salâhi- yetler meselesinin vüzuhsuz ve karışık faydanın tahakkukuna mâni olmuştuv'. An'anelerin teşekkülüne kadar <Gidarei | maslahat» yolundan gitmektense bunlatı || ltâğvedivermek daha münasib görülmüş oluyor. Muhittin Birgen Ortamek'eb müdürlerinin toplantısı Şehrimizde mevcud orta mekteble - rin müdürleri dün Maarif Müdürü Tev fik Kut'un başkanlığında toplanmış, bu seneki talebe mevcudu, ihtiyaçlar, ted- vis meseleleri üzerinde görüşmüşler - dir. yabancı | Derdini söylemiyen derman bulamaz, derler. Fakat mü- temadiyen derdden bahsedenin de dinliyecek kulak bula- mıyacağından emin olabilirsiniz. Sözün fayda vermesi için her zaman değil, fakat sadece müsaid vakitte Ve elinden yardım gelecek adamın önünde söylenmesi lâzımdır. ——— Londra belediye Reisi tartılıyor İngı]izlenn an'anelerine ne derece merbut oldukları malümdur. Bu an'a- nelerden biri de Londranın yeni inti- hab edilen belediye reislerinin halkın gözü önünde tartılmaşıdır. Yukardaki resimde Londranın yeni belediye reisini, bu an'aneye tevfikan tartılmasını görüyorsunuz. * En uzun ömürlüler Bulgaristanda imiş Son günlerde neşredilen bir istatistiğe göre en çok yaşıyan insanlar Bulgaristan- da imişler ve adedleri de gitgide artmak- ta bulunuyormuş. Bu istatistiğe göre Bulgaristanda yüz yaşını geçenler her milyon ahaliye nis- betle 426 kişidir. 311 kişi ile Kolombiya ikinci, 140 ile Brezilya üçüncü gelmek- tedir. Bunlardan sonra bir milyona nisbetle yüz yaşından fazla İsveçte 65, Belçikada 25, Almanyada 2 ve İsviçrede 1 insan bu- lunmakta imiş. İngiltere ile Avusturya- | da bu nisbet daha küçüktür. Bütün Almerika altmış ailenin malı imiş Amerikan gazetelerinin borsa müver- rihi ismini verdikleri meşhur A;Lnerıkalı muharrir Ferdinand Ludberg son zaman- larda neşrettiği bir eserinde bugünkü A- merikanın 60 ailenin malikânesi olduğu- nu iddia ediyor. Başlarında Rokfeller ai- lesinin bulunduğu bü altmış aile Birleşik Amerika hükümetlerinin en zenginleri 0- lup memleketteki büyük bankerler, bü- yük kumpanyaların direktörleri, nazırlar ve diplomatlar hep bu ailelere mensubh ©- | lurlarmış. Bu altmış ailenin etrafında daha az 90 aile faaliyette bulunuyormuş, fakat bunlar daha az zengin ve diğerlerinin takib ettiği istikametten ayrılmazlarmış. En zengin altmış aileden onu iki mil- yar dolardan fazla servete malik bulu- nuyorlarmış. HERGON BİR FIKRA | Sen vazgeç Hollywood'da verilen bir maskeli baloya, köomik Şarlo da, Altına hü- cum'daki Mmeşhur kıyafetile gitmişti. Ayni kıyafete girmiş daha birçok . kimseler de vardı. Balo heyeti tertibi- yesi bunlar arasında en iyi Şarlo mu- kallidini seçme müsabakası tertib et- ti. Şarlo mukallidleri sıraya dizilir- ken hakiki Şarlo da aralarına giriver- di. Orada bulunanlardan biri elini onun omuzuna koydu: — Sen bu müsabakaya girmekten vüazgeçi Dedi, Şarlo dönüp baktı: — Neye? — Neye olacak, Şarloyu bir kere- cik olsun sinemada görmedin mi? Ne kıyafetin onun kıyafetine benzemiş, ne de makyajın! * * Bir Hind fakirinin Tatbik ettiği garib usul Londrada çıkan «Britanya tıb gazetc- si> nde Bombay hastanesi operatörünün garib bir müşahedesi münderiçtir. İngiliz doktorunun ,bu müşahedesini aynen nak- lediyoruz: «Bombayın meşhür- fakirlerinden biri- si bir gün alelâcele muayenehaneme ge- tirildi. Fakirde dehşetli bir emopetzi baş- lamıştı. Çabuk bir muayeneden sonra a- meliyata karar verip midesini açtım. Bü- yük hayretle midesinde güzünelerle, jilet bıçağı, çakı, 'gümüş eşya, anahtar, ve sair bunlara benzer şeyler bulünuyordu. Fa- kir hergün ahaliye yaptığı oyunlar ara- sında bunları yutarmış. Bunları midesinden çıkardıktan sonra fakir tedavi edildi. Sualim üzerine şim- diye kadar hayatına mazarrat Vermeden san'atini nasıl yaptığını bana anlattı. Fa- kir numaralarıma başlamadan evvel' bir litre, numaralardan sonra gene bir litre, uyuyacağı zaman da tekrar bir litre su içermiş, ertesi sabah midesine Üüzerinde yapışık bir madde bulunan 12 metre u- zunluğunda bir şerid uzatırmış. Şeridin bir ucunu da ağzında tutarmış. Bir müddet sonra fakir yavaş yavaş bu |" şeridi çeker ve midesinde bulunan- şey- ler de şeridin üzerine yapışmış olarak dı- şarıyâ çıkarmış. Son uğradığı felâketin bir gün -tembelliği tutarak anlattığı u- sulü 'tatbik etmediğinden ileri geldiğini ilâve eden fakir usulünü doktorün bü- yük hayretleri içinde gözünün önünde tekrarlamışlır.» Bir güreşçiye âşık Olan Hindli prenses Hindistanın Baba prensesinin Gre - göry isminde bir güreşçiye âşık oldu - ğunu evvelce yazmışdık. — Yukarıdaki resimde genç ve güzel prensesi, - sev - gilisile görüyorsunuz. Genç âşıklar şimdi bir sirkde- bir - likde numaralar yapmaktadırlar. Hafif meşreb bir kadına tatbik edilen ceza İrlândada Mis Stokes- isminde olduk- ça hafif meşreb bir kadın vardır. Çap - kıncadır. Londrada kırmadığı ceviz kal-|, mamıştır. Islahı hal ederek İrlândaya dö- nerken, otomobilde evli bir adama rast -| lamıştır. Stokes'in yanında kız kardeşi de vardır, Güle eğlene yollarına devam e- derken, beş on kişi otomobili çevirmiş- ler ve adamı arabadan aşağıya indirmiş- lerdir. Kadın kaçmıya koyulmuş, yol kesen- ler, kadının arkasından takib ederek ya- kalamışlar ve 3.kilometre kadar sürükle- dikten sonra bir bisiklete atmışlar, tek- rar otomobile getirmişler. Ve adamla bir- likte Belmullet kasabasına götürmüşler. Orada bir papazın evine giderek, kadını zorla önünde diz çöktürmüşler 've: «Bir daha eyvli adamlarla gezmiyece - ğine dair» yemin ettirmişlerdir. İngilterede en okunmıyan gazete İngilterede halkın okumadığı bir gaze- te vardır. İsmine <The London Gazetta> derler, Devletin resmi gazetesidir. Resmi ilânlar, kabine tebeddülleri, büyük vak'a- lar hep orada İntişar eder. Fakat bu ga- zetenin sür'atle hiç alâkası yoktur. En hayati bir meseleden altı ay sonra bah- setmekte hiç te beis görmez. Meselâ, İn- giltere kralının tac giyme merasimin:, hâdiseden altı ay sonra haber vermiştir. Buna rağmen fiatı da bizim paramızla 60 kur$ktur. İngiltere matbuatı bu gazeteyi lüzumsuz bulmaktadır ——— - müzdeki yılın ilk günü bıtecı.ğmı baş vurarak: satın alınması şıklarından hatngisinin cevabını almış. İSTER İSTER İNAN, Bomonti şirketi kendisine verilmiş olan imtiyazın önü- düşünmüş, — İmtiyaz müddetinin temdid edilmesi veya tesısatın sormuş, hükümetten de mukaveleye göre hareket edileceği Bir arkadaşın yaptığı tahmine bakılacak olursa hüküme- tin bu şekilde cevab vermesi ne imtiyaz müddetini uzatmaz, İSTER İ hükümete ihtiyar edileceğini İNAN, İSTER tedir ve bu vaziyette de şirket için tesisatını haraç mezad satmaktan başka yapılacek bir şey yoktur. Bu tahmin döğ- ru mu, değil mi bilmiyoruz. Fakat tahakkuk edecek olursa mevcud tesisatiın bira yapmıya mahsus olan kısımları an - cak bu işe yaradığı, bira yapmak için de müsaade almıya lüzum olduğu, müsaadeyi almak da şüpheli bulunduğu ci- hetle fabrikayı satın almak istiyenlerin bulunabileceğine inanmıyoruz, fakat ey okuyucu sen: ' İNANMA! î NANMA! almak nîyetiı—:ıde olmadığını göstermek- Sözün Kısası Yazı Çok Olduğu İçin Bugün Konamadı Nankln üstünde Rus Ve Japon tayyareleri (Baştarafı 1 inci sayfada) Nankindeki ecnebi müşahidlerden alman haberlere göre, bugün ilk defa olarak Sovyet tayyareleri de Nankin jufuklarında görülmüş ve şehri bom - bardıman .'için gelen Japon tayyarele- rinin takibine koyulmuşlardır. | Çinliler Mareşal Bluher'den . imdad istemişler | Tokyo 22 (İkinciteşrin) — Viyana- 'dan Nişişi ismindeki Japon gazetesi - ine telgrafla bildirildiğine göre Çin baş kumandanı (Çan - Kay - Çek) ismi bis JMinmiyen bir ecnebi devletin ataşemi- Jliteri vasıtasile Sovyet Mareşalı Blu - her'den imdad istemişdir. Ve icabın - da Stalin'in arzusu hilâfına hareketi etmesi, zira icabında merkezi Çin or « dularının daimi müşaviri olabileceği - ni bildirmişdir. | Sovyet gazetelerinin neşrıyatı Londra 22 (Hususi) — Sovyet har- |biye nezaretınm organı olan «Krasnaya Zvezda» gazetesi, mülhem olduğu tah- min edilen bir makalesinde şu satırları yazmakdadır: — Şimali Çinde faaliyette bulunan Japon kuvvetleri, bu faaliyetlerini Ma 'olistan hududlarına da teşmil ettik - leri takdirde, Sovyet ordusu iİle kar — — |şılaşacaklarına emin olabilirler. | - Mogolistanla dostluk —muahedesile bağlı bulunan Soövyet Rusya, dostu « nun topraklarına saldıran Japon or - (dusunü ezmeğe hazırdır.» Tokyoda İngiltere aleyhinde bir nümayiş Tokyo 22: ÇA.A.) — Bugün İngili /dostluğu cerniyetlerinin ilgasını, büyü]â Britaâanyaya karşı sempatik siyasetin terkini, Hong - Kong üzerinde şiddet: li bir kontrol yapılmasını ve İngiltere; nin veyahud herhangi bir devletin Çiz ihtilâfına herhangi bir sürette müda & halede bulunmasının reddedilmesini tâ leb etmek üzere büyük bir miting ak- dedilmişdir. Mitinge Seiyukai- fırkası Jideri B Teijiro Yamamato ve «Siyah Dragon: vatansevel cemiyetin maruf lideri B. Toyama Ti * yaset etmişlerdir. Miting sonunda dört bin vatanper : ver, bayraklar sallamak suretile, im : parator sarayının önünden geçmişlei ve imparatoru alkışlamışlardır. Bundan sonra küçük bir hey'et, İn giliz sefarethanesine- giderek İngilte - re hükümetine Çin - Japon ihtilâfında: ki hattı hareketini yeniden gözden ge: çirmesini ihtar eden- bir beyannamı; vermişlerdir. Hariciye Vekili Ankarada denilen ifrat derecesinde Ankara, 22 (Hususi) — Hariciyi Vekili Dr. Tevfik Rüşdü Aras bugür buraya gelmiş, istasyonda — karşılan | mışdır. : aei TAKViM İKİNCİTEŞRİN Rumi sene Arabi sene 1353 23 1356 2 G Teğrla | Resmi sene Fi 10 1937 16 SALI | ÜNEŞ İMSAK Z Ramazan | ük |B :£ â . | D. 2/|12 12 | 28 6 | 57 19 Ş is Çalıçanı Allah ta sever, Kul da sever. B Biri. n * #