2 Nisan 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

2 Nisan 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bugünün Aşağıdaki yazıyı Frai den biri bir bir deft Fakirdim, gazetelerin- uharr kta buldu- len kopye kat güzel ve ayni zaman- adiyor da yakışıklı bir erkektim. Şurada bura- | da rastladığım, , beyaz, tom na pek ateşli b Evlenmek çağında bi bir güzelle ev yarardı. Ben gü mız nasıl doyacak R lâzım varsın çirkin olsur * Bir müddet sonra Zengin bir erkekle tanı Evlene- cek çağa gelmiş bir kızı varmuş., herhal- de kızı pek öyle ahım, şahım bir şey ol- mamalı ki. bana, uzun tzadıya kizinin saçından, gözünden, vücudünden bahset- medi, hem ahım şahim bir şey olsa bana mı verir.. her ne ise.. alacağım.. kör, to- Pal ne olursa makbulmüm' Tek pa: Olsun da.. ediğim Rİ- dim, fakat neye a, karnı« ş orada.. neme- da paralı olsun! Bir müddet sonra Yişanımız oldu. Kay npederim r insan; nişan yüzüğünü bizzat kendisi getirip bana taktı, benin hazırladığım yüzüğü de benden aldı. Kendı götürüp kızına takacakmış tuhaf * Bir ay Düğünümüz oldu. Napolyonun bir kızı olsaydı, ve © kızına lâyık bir düğün yap- tırmak isteseydi bu düğün herhalde be. ıı_nıı düğünü daha parlak olmazdı Şehrin değil, belki bütün memleketin zenginleri düğünüme davetl! idiler, Ka- yinpederim « vden ne — yapacağını Şaşırmıştı. Ben biraz acemi duürüyor. ve birbirinden güzel uzun uzun saçlı, tom- bul tombul genç kızlara bakıyor, henüz ıj::ımıdığım nişanlım acaba hangisidir, diye düşünüyordum. Faka biri değilmiş.. nihayet nıma geldi. Birdenbire rer Nişanlım dünyada bulün lerin belki en çirkir mızi ve koyun tüyü dense de uzamar $ g kocamandı ve dudaklar keb yalamış gib kıpkırmazı idiler, Kaş. Tarı yolunmaştu. ti. hele vücudü, sıska kemik, bir deriyi Vücudünden dan SÜpürgr vinci: görebildim va ya- ni hissettim. bilecek çirkin- di, Saçiarı kıpkır- Bibi kıvırcıktı. Ne- ük kalmıştı. Ağzı i de çekik çekik- mı Biska, adetâ bir Bu vücud, bir kadın yade belinden bağlı mey- n ni andırıyordr. Bir an için bırakıp kaçmak ve evlen. mekten vazgeçmek istedim. Fakat para- larının hayali gözümün önüna geldi. Kaçmaktan vazgeçtim ve evlendik! k * Bir ay sonra: Sokakta, şurada burada birçok kızlar, kğdmlır örüyorum. Karim — gözümden düştükçe düşüyor.. hayat benim için bir cehennem oldu. Bırakmak, ayrılmak is. tiyorum ama ne yapayım ki çok zengin. * On beş gün sonra: Tam üç gecedir gözüme uyku girmi- Yyor, mühim bir proje hazırlıyorum. Ba. kalım muvaffak olacak mıyım” On beş güön sonra: Prujemi tatbik sahasına koydum. Bü- (:n Moda imeemüalarımı satın aldım. Günlük garctele; muharrirlerle dost oldum, e On sene sonra: Ön senedir defterime bir satır bile ya- (zlîıvaıın:ıdnnv Bu müddet zarfında o ka- K ğraştım, çok para sarfettim ve UNU da öğünerek söyliyobilirim ki: Bu işde didinmemden, Uğraşmamdan, pa- 1 | kadınlar bu mı t yazık ki hiç! 1 kırmazı rnürekıı ve moda yazıları yazan | v çok işim vardı ki,, defterimi elime ş ordum. Çok didin- | : H güze“eriı Yazan: İsmet Hulüsi ramdan fazla zekâmla iş gürdüm | vatftak oldum. Seneler evvel evlendiğim, ve evlendi- kadını güzel ğim zaman dünyahin en çitk olan karım bugün dünyanın en a gaze- telerini aldığımı ve günlük gazete- lere moda yazıları yazan muharrirlerle |dost olduğumu kaydetmiştim. İşte a za- man işe başladım. Kesik saç modasını ortaya çıkarttım. Bütün hbadınlar, kızlar berberlere koştular, o canım arını kestirltiler. Hepsinin saçları, karımın fsaçları gibi güdük kaldı, fakat gene an- lar karıma nisbetle güze'diler, bu kâfi değildi: Bütün kadınların saçlarının ka- rımın saçlı benze rı gibi kıvırcık koyun tüyüne kırmızı Elektrik, sayesinde saçların kıvrılmasını temin ettim. Keza kızıl saç modasını da icad ettim. Bütün daya da uyduiar ve hep- sinin saçları karımın saçlarına benzedi. Bu arada yüz ve vücudle de meşgul- düm. Tanıdığım bir r ini ve renklerinin de olmasını isterdim. amı evime götür |düm. Karımın muhtelif pozlarda resmini yaptırttım ve bu resimleri moda mecmü. alarına bastırttım. Resimlerin altında şu tarzda yazılar vardı | *Çekik göz modası vardır, xadınlar |boya ile gözlerine modeldeki şekli vere. | bilirler.» | «Bu sene kaş şekilleri defişmiştir ;Kaşları inceltmek hattâ tamamile kazı- mak çok modadır.» «Büyük ağız modası çok — revaçtadır. bunun için ağzı boya ile büyük güster- melidir ve dudaklara vurulacak - boya, çok kızıl olmalıdır. Resma dikkat edini: Resimlerin moda Mmecmumlarında çık-| tığının haftasında bütün kadınlar yüzle- rini karımın yüzüne benzetliler, Vücud için de, zayıflık modasını iced ettim, İcad ettiğim bütün modalara uyan kadınlar tabil bu modaya da uymak İs- tediler.. fakat bu kolay olm Çünkü aylarca aç kaldılar. Günde bir iki biskü- vi ile karın dovurdular.. ve neticede ge- ne istediğim oldu, eski tombul güzeller karım gibi sıskanın sıskası haline geldi- | ler, Birer deri, birer kemik kaldılar. Karım çirkindi ama, bütün kadmlar ondan daha çirkin olmuşlardı ve çirkin | karım nihayet gözüme girmiş, bana gü- zel görünebilmişti. * Sayın kadın okuyucum, | Defterde yazılanların hakikat oluşuna Vitiraz edemezsin. Olsa olsa Fransız gaze- İtesinde böyle bir yazı yazılmamıştır, böye İte bir defter yoktur ve bu çeşid bir adam |mevcud değildir, diyebilirsin Haklısın, hakikaten böyle bir âdam yoktur. Olsaydı bütün erkeklerle beraber ben de boğazına sarılarak onu çoktan öl. dürmüş bulunacaklım. İsmet Hulüsi * Büyük Çin şairlerinin ölümü üA Bundan tam 1233 sene evvel, büyük, fakat, sarhoş bir şair, nehre akseden ayı |yakalamak için suya atılmış ve boğul müştu. Günlerce arandı. Fakat fi | duğu ayın hayaline sarilan vücudünü bu- İlup sudan çıkarmak mümkün olamadı. d adam, Çinin ölmiyen ve ölmiyecek şi- irlerini yaratan Li-po idi bütün bir fakir bür hayat yaşıyordu irler gibi daima ezilen tu. Güzel ve ni lerini kabul « £ üzer | darinlöre, yani yüksek edebi heye ş; onlar da ke '1 derecede yüks arı şairi kıskanarak şitrler sizdir diye reddetmişlerdi Tinin varı k olduğunu ar kı Şalrin son ümidi de kalemi ile beraber derecesi ar gibi ahmak ol bi saçmalar yazmak İlâz (hud da san'atın, ilmin v olarak aç ve şarabsız kal yordu, Li-po şöyle diyordu: - Ne olur bu menhüs kalemin yanm- da, aklım, muhakemem basit; ilmim bir ihiç olsaydı' O zaman soframda biraz ye- |mek bulunur, kadehim boş ve yetim k mazdı. İşte büyle kadehi gibi midesi de boş olduğu bir günde ümid etmediği, bekle. mediği bir hâdise oldu, İmparator Miuz- Huang'a Koreden bir heyet gelmiş, bir İde mektub getirmişti. Nazırlar bu mek- | (tubu okuyüp anlıyabilmek — kabiliyetini | | gösterememişlerdi. İmparator asabi, zub bağırıyor. Nazır denen insanların bancı bir lisana vâkıf olmamalarını bü- yük bir kabahat telâkki ediy öyle diyordu: — Üç güne kadar bu mektubun meali 'ınlışı!mnsı berkes başma gelecek be- lâyı düşünsün! Nazırlar yirmi dört saat meseleyi mü- zakere etmişler. Neticede şiirlerini, ilmi- ni, san'atını, ilim ve irfanımı tenkid et-! tikleri bir sarhoştan, şalr Li-podan me- ded ummaktan başka bir çare bulama- mışlardı. Fakat Li-po bunların ( bet eder miydi? Bunu £ e tmi- İyordu.>Bu sebebden mesel doğrudan doğruya imparatora bildirmek lâzımdı. İçlerinden Ho-Şi-Şang namındaki biri bu vazilfeyi cesaretle üzerine aldı. İmpara- torun yanına girdi vı — Biz hizme' bir şey ar- zetmek istiyoruz. Bunu okuyup ar.lıyabi- lecek ve onlara cevab verecek kabiliyet. te tek bir insan vardır. O da şair ve âlim Li-podur dedi, ak, onlar *gi- 'or veyâ- slemin esiri icab edi- İ ica- | | | rlarınız & İmparator hemen bir irade ile gağırttı. Cemiyete ve bütün insanlara. dargın olan bir Li için, bir imparatorun davr- şairi madrüülnii Yazan: H. Hancıoğlu tinin ne kıymeti olabilirdi? cevabı verdi: «Ben sizin arzu ettiğiniz şeylere cevab verebilecek kabiliyette değilim. Şiitle- rim «Mandarin» ler tarafından redde- dildi, İlmimin bir sıfır olduğu söylendi. Bana değil onlara müracaa! ediniz. Ben ıztırablarımı şarabın yudumlarında tes- kin eden bir insanım ve sade onun İisa- dan anlarım » Fakat Hemen şu mparator ısrar etmiş, kendisini mişti. Kâğıdın meslin: okudu. recüme etti ve o kadar edibane, vükıfa- ne, bir cevab yazdı ki; bunu alan Korc paratoru mahcub olarak Çin impara- torundan af taleb etmiş ve kendisine kıy- hediyeler göndermişti. İmparator arısını şair Li'ye vermiş, o da pa- rayı alır almaz borca içtiği Şşarabların a mahsub edilmek üzere meyha- | motlj bunun y Artık önünde şa testisi, bol bol ya- rdu; poyu mu soruyarsunuz? *“Ona dolu bir güğüm şarab veriniz! Bumun için size yüz şür yazar. © Şang-an şehrinde Bir meyhanede yaşar. Hükümdarının kendisini çağırmasına rağ- mea O hükümdarın kayığına bile binmeği red- deti Ziraat Bankasına Borçlu çiftçinin Borçları Çorumdan İt siraatcinin İmzasını ta- şıyan bir mektub aldık. Bu mektub çift- edinin Ziraat Bankası borclarına temas e- diyor ve deniliyor ki: «1935 yılında kabul edilen 2814 gayılı kanun (e Ziraat Bankasına boörelu bulu- nan ziraatcilerin verilemiyen borcları, geçmiş seneler için ©» 5 falzi re'sülmale zam edip bu yeküna da yüzde üç fatz yü- rütülerek 15 senede ödenmek üzere taksi- te bağlanmıştı. 1937 yılında da ziraat, ma- liye ve iktisad vekületli e — borclanan iftellere bir kolaşlık gösterilmiş, kabul e- m 3186 sayılı kanunla bunların müte- rakim faizleri affolunmuş ve borcları fa- iesiz olarak taksite bağlanmıştır Halbuki bu İki borcdu zümtenin gayesi birdir. İkisi de Türk sirantinin inkişafı i- gin çalışıyor. Niçin biri falzsiz olarak bore- mnı ödüyor da, diğer zümre, yani biz, nnt bankası borçluları ©ç 5 faizi re'sül- male zam edip yekün üzerinde y falz yürütülerek borcumuzu mecbur birakıliıyoruz? Bü bizleri kül vaziyete sokuyor, aramızdaa bazıları sadece falz ödeyebiliyorlar. Halbuki ziraat, iktısad ve maliye vekâletlerine borclu o- lan çiftelilerin boreları gibi, bizim borcla- rımız da falzsiz bir hale getirilirse kısa bir zamanda boredan kurtulmuş olacağız. Bu hususta kıymetli Başvekilimizin ve aSt ” li el l l aa Büyük şair Li-Pon da akseden ayı tutmak için suya atılmıştı. Fakat.., «Affet imparater dedi. l Ben senden daha büyüğüm Ş Çünkü şiirin ve şarabın hükümdarıyıms Artık Li'nin ne kadehi ve ne de süra« hisi boş kalmıyordu. İmparator kendisi« ni himaye ediyor, bol bol ihsanlarda bu« kunuyordu. Bir gün imparator, gözdelerinden birle sinin şerefine bir ziyafet veriyordu. Bu ziyafetin şerefine bir şiir yazdırtmak için Li'yi çağırttı. o kadar sarhoş gelmişti ki; hizmetçileri kendisini bu hâalde görür görmez ayıltmak için derhal havuza ate mışlar, bir soğuk su banyo yaptırtmişe lardı. Buna fena halde kızan şair, methe- dilmesi istenen kadını, imparatorun hüe zuruna ıslak çıkarak şu süretle tavsil et — mişti: n Sizi bu güzel elbisenizin içinde bululların bir meleğine benzetiyorum Kendinirzi seyretmek İstiyenleri soğuk su- ya attırarak slatıyorsunur, Bir bahar yağmaru musunuz? Hayır demeyin bunun bizzat tecrübesinl ben zavallı şair yaplım. Buna rağmen kalblere ilkbaharın koku- sunu veren bir varlıkxınız, Üşüdüm, ıslandım, fakat ben de bunu tat- tun, Kadın hiddetlenmişti, buna rağmen imparator Li'ye birçok hediyeler daha (Devamı 10 uncu saşıfada) İktısad Vekilimizin nazarı dikkalini cele bederiz.. e ' Devlet küçük memurlara nasıl yardım edebilir? Bir aile babası olan okuyucularımızdad H. Atılgan bize yazdığı bir mektubda Ce- lâ! Bayar bükümetinin buhran ve müva- zene vergilerini eksiltmek yolunda yaptı- Bi Leşebbüsleri şükranla mevzuubahı edee rek diyor ki *«— Bu meselede her şeyden evvel 6 ile 16 lira asl) maaşlı memurları düşünmek lâzımdır. Bu gibi memurlar arasında -8 nüfus besliyenler pek çoktur. Banların e« Hine 33 lira ile 42 lira arasında bir para ge- çer ki, bu bir memur için hiç de mütevam bir geçim temin etmez. Asgarl üç nüfuslu 10 lira asli maaşlı bir memurun xile büdeesi - o da sıkı bir su« rette - şöyle tanzim edilmiştir: 7T lira ev kirası, $ llra ekmek, 10 lira bakkaliye, 1 lra tıraş, asgarl 1 lra eleke — trik, 3 lira et, 4 lira da çay, kahve, signra vesalre, ki em'an 31 lira eder. Geriye iki — Hrâa kalır ki, bununla çocukların deftet — | ve kalemlerini mi, sebze vesalre mat, Üst baş mı temin olunur? Ş Ya alle kalabalığı 3 den ziyade olursa? — Bu, bir memur için tam bir sefalet doğum rur. O halde — buhran ve müyazenenia tenzilinde mıcmurlara yardım — düşüncesi mevcudsa, evvelâ az maaşlı Mmemurların maaşlarına cüz'i değil, bariz bir cam yap- mak Ikzundır. Bunu her şeyden evvel Ce Jâl Bayar hükümetinden bekliyorurd d adi d <uk ef?

Bu sayıdan diğer sayfalar: