12 Nisan 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13

12 Nisan 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

I2 Nisan SON FOSTA * Son Porzta Harb sanayi casusları arasındaki mücadele *vm macera romanı:85 “ifşa eden idam olunur!,, Bizi takib eden tayyarede Dolçiyefin olması ihtimali benim kadar Olandayı da Şaşırtmıştı. Olanda boğuk ve korkulu bir sesle: “ Telsizde Draveski- ile meğe çalışalım ! ,, diye bağırdı görüş — Vallahi Otandal, dedim a.. bunu ;Fhrşıqk için şimdilik bir çare yok gi- " görünüyor. Kolonel Ladu çok uzun Ylü mudur? Bari pilotun bayundan âağa çalışsak. Olanda: n — Bilmem, ben kendisini tanımıyo- , dedi. Fakat kısa boylu İse sağlam apondur, ğ Dürbünle şimdi hayli geride kalmış lân fayyareye tekrar baktım. Pilotun Yalız omuzlarını ve yüzünü görebili- Yordum. Boyu hakkında bir hüküm ;î"“k- bunu tayin edebilmek müm- n değildi. — Olanda!, dedim. Bunu dürbünle ktan halletmiye imkân yok!. İhti- Malleri düşünerek halletmiye gelince Tif Japon da olabilir, Kolone! La- Gu da olabilir, hattâ... Olanda birdenbire âdeta donmuş bir Sesle sordu: — Evet, hattâ?. * Hatiâ... y 'unu dahi Glabiğizt, tâ... Dolçiyef mel' — Dolçiyef mi?, landa birdenbire susmuştu. Zaten' Sesinin boğuk ve titreyişli — oluşundan Olandanın da ayni ihtimali düşünmek- #Olduğunu anlamış, ben de ürpermek en kendimi menedememiştim. Filha- kika bu mechul tayyarenin Paristen Mi kalkmış, yoksa Londradan mı vak- 'de yetişmiş olduğuna hükmetmek de kabil değildi. Vakıâ Dolçiyefin hare- ketimizi bu kadar vaktinde haber a- labilmesi ve tam vaktinde bize yeti- #ebilmesi, önce, pek ihtimal verilecek bir şey gibi görünmüyordu. Fakat O- landanın gece 'Londraya, Doaveskiye Verdiği haber, Dolçiyefin de eline Beçmiş olamaz mıydı? Esasen tayva-| Tenin bir deniz tayyaresi olması da bu ihtimali kuvvetlendiriyordu. O- landaya heyecanla sordum: — Olanda!. Dolçiyefin kulla busüsf tayyaresi deniz layy #i midir? Olanda: >--Dol £, her türlüsünü kullanır, deği lçiyet Bizi takip eden tayyarede Dolçiyefin ihtimali hiç şüphesiz beni de, qu.“"' da şaşırtmağa, sağlam düşü - büsbütün uzaklaştırmağa ©Olmıyan insanlar arasında, her p olunması kabildi. Hele gg;:h Arasındaki sssız mesafeler Bibi korkunç bir düşmana, 'üdhiş darbeleri indirebilmek, en bir halde ne yapmamızın ğını düşünürken Olandanın rusunda tamamile değiş - tehlikelerin dehşeti sinmiş Soğru ölacs SSSİ işteildi.. : Tabit, ne için sordun? gü Bi Pilot yerini bırakamıyacağım. ıı?hböy" takip edenin Dolçiyef olma- H..u“maıi en çok zihnimi karıştırıyor. <M telsiği çalıştır. Ne için? "> Draveski ile görüşmiye teşebbüs görüşmiye eatlim. Dolçiyefin Londradan hareket p Etmediğini ondan öğrenebiliriz. — Na ban sizti şifrenizi bilmi- Bu sırada tayyare gittikçe dize yaklaşmağa başıamıştı. gına birbiri peşine SS 23, P Il1 1 vere| — Hayır, fakat şu tayyare bize bir miye başladım. taarruza kalkışırsa... — SS 23,, P lli.., SS 23., P lli...| Olanda: Dakikalar sürdü. Hiç bir yerden ce-| — Mitralyözümüz yok, dedi. Bu harb vab alamıyorduk. Tekrar uğraşlım. E-|tayyaresi değil ki .. lüm yoruluncaya kadar.. — Olanda, a halde alçaktan uçalım! Nihayet meyus oldum. Makineyi bıi-| — Ne için?. yaktım. — Her ihtimale karşı — Olanda! dan görülmesi ihtimal düşünerek — Şifreyi yazıyarum, herhangi bir taarruza cesaret edemez. — Fakat cevab yok! Olanda yarı müstehzi, yarı mütehey- Olanda birdenbire heyecanla: Eyic bir halde: Cevab yok mu? dedi. İkisi de| — Tayyaremize bir kanserli ölünün Draveskinin istasyonlarıdır. Rica ede- | atlamasından mı korkuyorsun, yoksa? rim, biraz uğra Tdedi. Tekrar makine başına geçip ':ı::_ıdım,l Titredim. Kabil değil. bir cevab almak' ihtimali yoktu. — Olanda, yene bir cevab yok. Olanda *kekeliyerek, dehşet Herif kara -« Olanön. — Belki, her şev mümkür Olanda güldü: — O halde,., Draveskiye de bir şey ,'* GEDİZ $nin bizimkine oldu! yetişmesine imkân yoktur. Esasen Dedi.. Fransa hududunu geçiyoruz. — Aman, Olanda, son vitesi kesme kuzum.. — Korkak! Sustum. Olandanın yarı lâtifeyle söy- Jlenmiş bu kelimesi yüzüme, bir tokat — Niçin sordun? Harb mı edecek-|gibi inmişti. gin? Olandanın telâş ve heyecanla söyle- bu söz beni birdenbire ürkütmüş- tü. — Olanda! Sizin tayyarede mitralyöz var mıdır? acaba (Arkası var) Çin hikâyeleri in hikâyeleri (Baş tarafı 7 nci sayfada) Yirmi dört saat zarfında muazzam bir | yorum. çukur kazılmış ve içi şarabla doldurul -| — Şair lâkaydane omuzlarımı kaldırdı: müştü. İradesinin yerine getirildiği haberi ken- distne bildirildiği zaman, imparator sazın we dansözlerin gölün kenarında mevki almalarını ve kraliçe ile kendisine de bir taht yapılmasını emretti. Mükemmel bir şarab sofrasımın ku - rulmasını söylemeği de unutmamıştı. Ni- hayet, ağaçların kızıllaşan rengi altında, hr;keı kendisine mabsus olan rm—vkîı .İI' gal etmiş, sazlar çalmağa ve dansözler oynamağa başlamışlardı. mızı rengi içinde .l_ıyk_ınluvenııı.ı"dı_ “İmparator evvelce tertib ettiği program | — Kraliçe çılgın gibi gölün kenarına koş- dahilinde, oynanacak dramın başlamasını | tu: ç v " gmretti, Evvelâ şairi yalnız olarak mey-| —— Şi-Yeh! Şi-Yeh! — dana getirtti ve gölün kenarında bir yere| Diye bağırıyor, gözlerile araştırıyordu: oturttu. Sarhoş imparator iskemlesinden| — Atılın! Kurtarın onu! diyordu. Kalkmış bağırıyordu: Fakat hiç kimse bu şarab mezarıma â- — Budala şair, sent dinliyenlerin âki -| tılmağa cesaret edemiyordu. Sefih im - betlerini gördükten sonra sen de onlara paratoriçe, hmuı:ünün Vinfıı edilmediği- Kavuşacaksın. ni görmekten mütevellid bir asabiyetle ııŞln*(h kadın erkek cllişer, ellişer bir- | bayılıverdi. lece imparator, hazırlat- bm'n; I:.ağlnmııış mazlüm bir_halk küt «|fığı ve 3000 kişiyi boğdurttuğu şarab me- lesi kırbaçlar attında getiriliyor, şarab | zarında kendisi de boğulmak suretile ce- | gölünün içiner atılıyordu. Bunların zti « | zasını çekmişti. (Fabla ölüşleri, kral e kraliçenin be kas| CAT ÖPERETİ yacaksın? müştü, O, bir insanın ölürken bile ken « disine itaat etmesini istiyordu. | — Sus köpek! diye haykırdı. Ve şatri tutarak göle atmak istedi. Fakat kuvvetli şair bu sefil sarhoşu bir tekmede göle yuvarlamış, arkasından kendisi de atılarak onu sımsılı kavra - mıaş, borabence ölülerle dolu şarabın kır « ri, kr a üç ©& n ' dar da zevkine gidiyordu. Böylece tam ";Ğ:n nı;ı. gimdi gifreyiü ığ;r;,: :îı: kişi gölün içine atılmıştı. Şimdi. sıra B"s::-':m:r' di Rida yazıp veririm. e ci lmişti t SS 23 ü aral Ftl;îr'î)ş imparator, ısuhî!_““ı!"":“'" BAY - BAYAN B Ş"ss 23 yahud P TIK | fırladı. Şairi göle tetmaj Hatiyen'ari GUf Operet «8» perde i. Ya n B T 'azan ee e - | durdu!: ğ Y ı M i bulabilirsen. Seninkiler uyU rabıma isyan eden bu sefili, şara- sar ydaronez e ’“'_'lr mı? ön .î,au kendi elimle boğacağım, l:îıx. a li u;:"“ x?;:ıı" mışıli., Ve sallana, sallana şairin yanına kardeşler 'Ihını ki uyuyorlar! Yoksa telâşları evvel başlıyacaktı. ge .un"hl Makinenin başına geçtim. Tel- ve boşluklarda, bir: im- &a Mareti/gibi, bütün Avrupa-semari ldi. Kanlı-bir şarab çanağını andıran gözlerini açtı: daha tatli | 18 * Nisan Çarşamba günü akşamı —. Mel'un! dedi; Sana bündan ç bırö:: bilir mi? Seni şarabda boğu < Bakarköy Çankaya. ainemarında iyorum, sazlar ve danslar içinde öldürü » temin- İçin Rah ihracatımız üzerinde yapılan tedkik- “|tere göre halı ihracatımızda 1929 yılımı mü-s teakib bir tenezzül başlamış ve son — yıllara kadar devam etinişlir. Bunun da sebebleri ganlardır: Maliyet flati ve unsurları, gümrük re - |simleri. Halı ticaretinde rakib vaziyette bu- Handuğumuz İranda habcılığın tam bir ev sah'ati mahiyetini arzetmesi ve en mühim iptidai madde olan yünün ucuzluğudur. ki, bu sebeble İran, hahlarımın Mmaliyetini in - dirmek fırsatına malik olmuştur. Memleketimizde ise halı imalâtı haheih- Rın mütekâsif olduğu yerlerde kısmen ima- Tâthaneler, kismen halı âmilleri idaresinde evlerde yapılmakta ve milli sanaylimizin ku Kta oluşu dölüyisile ümele — ücretleri K bulunmaktadır. Gümrük resmine gelince: Müstehlik mem- leketler halı gümrük resimlerinin yüksekliği yanında bazı memleketlerde mevcud güm - rüklendirme sistemi Türk haheılığının aley- hine bir vaziyet rmiştir. Bu dü resim - lendirmede siklet esasinıin kabül edilmesi - Gir, Az dökümlü olan kaba halılarımının sik- Deti, İran hahlazından fazla tuttuğundan İ- ran bahlarile güç rekabet — edebilmektedir. Bügün memleketimizde mevcud işlemiyen ve işleyen tezgühlar şunlardır. İspartada 3000 tezgâhtan 1800 Ü, Uşakta 1580 tezgühtan 300 ü, Bimavda 660 tergâh - tan 310 u, Gördesde 2000 tezgâhtan 1500 Ü, Borgamada 1100 tezgâhtan 1100 ü, Burdurda 1500 tezgâhtan 20 si, Kulada 900 tezgâhtan 300 Ü, Kütahyada İ00 tezgühtan 2 gi, De - mirelde 650 tergâhtan 450 si, İstanbulda 150 tezgühtan 150 al, Kayseride 3500 tezgâhtan (8500 ü, Niğdede 3000 tezgâhtan 3000 4, Bi - vasda 2000 tezgâhtan 2000 I, Konyada 1500 İtergühtan 200 © işlemekte geri kalanları İş- lememektedir. Bunlardan başka Hereke fab rikasında 15 ve fabrika hezabıma evlerde 45, Sivas San'at evinde 39 tcagâh işlemektedir. | — Yukardaki rakamlarda — görüldüğü gibi |bir çok tezgühlar işlememektedir. | Bununla beraber halıcılığımızın tekrar in kişafını temin için hükümetce esaslı tedkik- Jit yapılarak İksmi gelet tedbirler ahına - İcaktır. | Şark hahlarının yün ve ipekillerile ki - lim- ve halıdan, mamu! heybe, torba, yastık vesalre ihracatımızın 1030 - 1938 yılları için- , (dekl vaziyeti şudur: Şark halıları: 315,702 kilç ve 990124 - )n Bafi veya sım'i ipekten mahlüt halı, 78148 kilö ve 1409081 İtra. Şark — kilimleri SA313 KÜ0 ve 163207 llra, Şark halı Ve ki - Himlerinden mamul heybe ve torba: 18064 ki Yo ve 58.822 İira, Patentesiz gelen gemiler ü Ka hakkında teb'igal Bahiller Bıhhat Umum Müdürlüğünden: Akdeniz Jimanlarındaki devletlerden bir kısmının kendi Umanları arasında kabotaj İseferi yapan gemilere patente vermediği, bir kısinının da yalnız kendi İlmanları aratında patente verdiği ve her uğranılan lskelede bu patente alnarak bir. yenisi verildiği ve bu guvetle sonradan itmanlarımıza gelen bu ge matler an beş gün içinde hareket etmniş ve uğ- ramış olduğu İlmanların sıhhat patentesi ve ı;alışıllor gemi kâptanlarının son hareket ilmatıla * rında keyfiyeti patentelerine şerh ettirme - leri. H — Kendi limanları arasında münferid patentelerle sefer yapan — ve bu seferlerde Türkiyeye gelmeleri mulasavver değilken bil Ahare seferini Türk sularına uzatan — gemi |kaptanlarının da son hareket ettikleri H * İmanlarda evvelki patenteleri alındığı tak » dirde keyfiyeti patentelerine şerh etlirme « İleri Jâzımdır. Bu gibi meşruhatı havi olarak gelen ye « milerden on beş gün içinde uğradıkları ll * manlara ald patente ve vizeler aranmıyacake sa da, ilk hareket İlmanlarında Türkiyeyö gölmeleri mukazrer olan veyahüd doğrudan |doğruya muntazam posta seferleri yapan ge- milerden eskisi gibi —on beş gün zarfındaki patente ve viselerin aranncağı ve bunu göte teremti yukarıda “yazılı |hunusı Türkiyeye gelişi | Hatla isbat edemiyen kap jsumu sıhhiye kanunu ah |eağı alâkadarların malümu oalmak üzere bile dirilir. İktısad Vekâleti daireleri Dördüncü Vasıf hanında toplanıyorlar İktisad Vekâletine bağlı müesseselerin bir arada birleştirilmesi harkındaki — tedkikler tamanile bitmiş ve muameleleri birbirlerine bağlı olan bu müesseselerin Dördündü Va « kıf hanında yerleşlirilmeleri kat' surette ka rarlaştırılmıştır. Dördüncü Vakıf hanında hülen Türkofls, Ticaret ve Sanayi Odası, Banayi müfetlişli « |Ba, Milli Sanayi Birliği bulunmaktadır. Bor- sanın Ankaraya nakli dol de Borsü |kasmı ve Asma kat da basalmıştır. Vekâle - tin başka yerlerde olup da Dördüncü Vakıf hanına yerleştirilecek müesseseleri -şunlar. « dır: Uyuşturucu maddeler inhisarı, İş Bürosu, Ölçü ve Ayarlar mülettişliği, Ticari tahlilâtı kimyeviye Lâboratuyarı, Vekâlet müfettişleri için de handa bir dalre ayrılacaktır. Bu müesseselerin Dördüncü Vakıf hanına taşınmaları mayıs aonuna kadar bitirilecek İ" Haziranda Dördüncü Vakıf hanı bir tlen» Tet sarayı haline getirilmiş olacaktır, Altın alım satımı yapan hir sarraf yaka'andı Balıkpazarında sarraf Vasil memnu ol » masına rağmen altın alım satımı yaparken BuÇ Üstünde yakalanmış, mahkemeyo veril- miştir. Kaşda bir düğünde Tabanca Kazası oldu Kaş (Hususi) — Kazamızım Temre hö- yünde garib bir yaralama hâdisesi ol « muştur. Vak'a şudur: Bir düğün evinde toplanmış oları köye — Ya sen? dedi. Sen ne zaman patlı - İmparator yıldırımla vurulmuşa dön - Vizelerini gösteremedikleri için rüsumu sıb -Ülülerden Ekrem büyük bir neş'e içinde hiye ku:'ınını tevfikan cezaya tabi tutul - tabancasını çekerek ha ateş etmek -—::a':.,".'w #ahib ve acentalarının şi - | Stemiş ise de tabanca ateş nlm'amış'.ır. kâyetini mucib olduğu göz Önüne alnarak | Ekremin yere bıraktığı tabanca bir müd- bundan böyle aşağıdaki usul ittihaz olun -| det sonra birdenbire ve kendi kendine Muştür: - İ Münl ateş almış, çıkan kurşun Ekremin ya Id. ıııı;meıu _,,,",:::' mx mında oturan Ramazan kaptanın bir aya- )ları İlmanda Türkiye itmanlarına sefer yap- |ginı delip geçtikten sonra diğer ayağına 'maları mutasavver değilken son uğradıkları | saplanmıştır. Yaralı kasabaya nakledil » |llmanda, görülen lüzum veya aldıkları e -| miş ve tahkikata başlanmıştır, mir ücerine Türkiyeye gelmeleri Jcab eden 'Yugoslavyadan bir ticaret hey'eti geldi Yugoslavya 1Je ticaret münasebetlerimizin | Ankaraya gidecektir. takişafını temin için yeni bir anlaşıma ya - Balkan Antantı devletleri arasmda geniş pılacaktır. Müzakerelerde bulunmak — Üzere (| mikyasda ticaret anlaşmaları yapılması ka - ıwwmmumwwun—mwunmmmm-nmm $ miştir. Hey'et Ankaraya giderek müzakere - | anlaşması olmuştu. Yeni Türk - Yugoslar —| dere başlıyacaktır. anlaşmasından sonra Yugoslav - Yunan ah | Müzakerelere iştirak etmek üzete Türko - | laşması yapılacak ve bunu da Türk - Yu . * Tis Genel Başkanı Bürhan Sihni de buğün|nan anlaşması takib edecektir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: