17 Haziran 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

17 Haziran 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

! E he * G G e e » & - artırılması teklifi karşısında mütalealarını bild Enver Karan Çocukların işledikleri cürümler art - Maktadır. Dünkü çocuk ile bugünkü ço- fük arasında Idrak bakımından fark bu- hinduğu, muhakkak olduğuna göre ço- Süklar hakkındaki! ceza müeyyidelerinin Artırılması bu vak'aları azaltmaz mı? Âyni zamanda çocuğun işlediği cürüm - len çocuk ana ve babalarına da hisse Ayrılması faydalı olmaz mı? Dün bu mevzu etrafında mütalealarını nek istediğimiz hukukşinaslarımız- dün Nazmi Nuri dedi ki: — Bugünkü çocuğun dünkü — ço- tuğa — nisbetle —idrak — bakımından Şok farkı — vardır. Milletlerin — bir- irine yakınlaşmak — süretile umumi Münasebetleri ve ihtilâtatı arttıkça bu tekemmülât daha bariz vasıflar almak- fadır. Bu mütebariz vasıflar bilhassa Memleketimizde daha aşikâr bir vaziye- fe girmiştir. Artık çocukların rüyet saha- B, büyüklerin rüyet kabiliyetlerine ve Muayyen bir yaştan sonra hisleri de o de- Teceye çıktığı gizlenemiyecek bir haki- kattir. Medeni kanunun rüşt yaşı bu inkişaf şısında uzak bir derecedir. Medeni lunun bu yaş haddini esas ittihaz eden Seza mevzuatı da fizyoloji ve içtimal te- ülleri takib ederek ceza esasların 'da tadilât yapması neticesini doğurur. Herhangi bir suç işliyen bir kimsenin Tüyini cezasında yaş en büyük hesab nok- olmaktadır. İhtiyarla genç hakkında Stza azılmakta, bu devirlerin ortasma Göşenlerde bu müafiyet tatbik edilme- Mektedir. Halbuki ceza içtimat bir ke- Fettir; suç cemiyete karşı yapılı kö- ış İlüktür. Temyiz kabiliyeti olan küçük- in görecekleri cezalarda lehlerine bir üzilât yapılmamalıdır. Muhtelif hadisatı cezalyede 14:18 yaş- nda birçok suçluları mahkemelerde ik ettim. Onların hal ve tavırlarında Yaptıkları fillin mahiyetini bilerek işle - lerine kanaat ettim ve çu neliceye Yardım ki bir çoklarının simalarında ne- met hissi bile görülmiyen bu suçlula: Tn, ceza müddetlerinde yaş esas İttihaz rek tenzilât yapılmasında — üçtimal Bir fayda yoktur. Bilâkis onlar Jlehine Zu olan bu kayıdlar cemiyete bir “aat temin etmiyor. Şu hale göre temyiz kudreti henüz in- kişaf Üzere *lan küçük suçlular hakkında daha şid- hareket, intizamı âmme noktasın - An faydalı; ve kendilerini salâbı bale tebir noktasından da ayin derecede men- İsatlidir. Yalmız bu mütaleayı kaydederken bir Çocuğu (le diğer şehir çocuğunun VeYa şehirli ile bir köy çocuğunun idrak MVvetleri ve temyiz kabiliyetleri ara- da mühim farklar bulunacağından kü- ler tarafından Ika edilen - suçlarda; luların takib edilebilmesi için evvelâ Meyyiz olup olmadığı hususunun fen- tesbiti lâzım gelir. mh“ şekilde mümeyyiz bir küçüğün ika İ& suçlarda hapis ile ıztırabı kendisi- %v;lku.—umgmıım ebeveyne bir külfet tem iline imkân yok ise de, küçük ve n 72 kabiliyeti olmıyanların yaptıkla- *fali cürmiyeden dolayı veli veya va- Ğ"'" malen Mmes'uliyetleri mevzuu Üleri labilir. Binaenaleyh veli veya va- 'N yeddi Ihtiyarında olmıyarak hâdis Mücrim çocukarın ; adedini azaltmak için ne yapmalıyız? Nazmi Nuri etmemiş küçükler müstesna ulmnki diğer gayri reşid, fakat mümeyyiz Alâkadar mütehassıslar, çocuklar hakkındaki cezaların iyorlar Ali Kâmi Akyüz olan bir fiilden dolayı kendilerinin hapis gibi bürriyet haklarından mahrumiyet- leri yoluna gidilmesi ceza esaslarına mu- haliftir. * Darüşşafaka müdürü terbiyeci Ali Kâ- mi Akyüz diyor ki: — İdrak bakımından, asırlar geçtikçe çocukların daha rziyade inkişaf etmiş bir zekâ ile eski nesil çocuklarından farklı olduğu iddiası yerindedir. Bu hususta görgünün, muhitin, atavizmin — tesirleri inkâr olunamaz. Medeniyet dünyasında doğan bir çocukla medeniyetin bütün za- vahirinden mahrum olarak yetişen bir köy çocuğunun idrak sahası elbette bir değildir. Fakat bu fark çocuğun daha sikı bir ceza sistemi ile karşılaşmasını mucib ol- mak şöyle dursun; bilâkis daha nazik ve psikolojik tedbirlerle kötülüğün önü a- ı sını istilzam eder, Terbiye; hisle- rinde incelmesini mucib olur, Esasen ter- biyeli yetişen ailelerin çocuklarına ve- recekleri ter de, iyiyi, doğruyu ve Büzeli onlara daha yakından tanıtmak hedefine doğrulduğu için çocukların, ba- şıbaş birakılmış çocuklardan farklı ola- cağına da şübhe yoktur. Aile terbiyesini mutlaka münevver ta- bakaya hasredemem. Fakir ve cahil ta- bakada Türk seciyesini; bütün meziyet- lerile temsil eden ana ve babalar vardır £ çocuklarını, meselâ kundura böyacılığı halde sokağın kirli terbiyesinden ni kurtarabilir ve ruhunda bir asalet olduğunu gösterecek bir tarzda yetiştirir. Mekteblerdeki disipli: neselesine ge- lince lenberi bu husustaki muhtelif larile söylemiştim. Burada da ri hülâsa ederek diyebilirim ki; türlü haşarılıklarla mekteb distplinin! bozan çocukların irsi, bünyevi, ailevt bir çok tesirler altında kaldıklarını düşüne- rek anları mazur görmekle beraber ha- reketlerinin reaksiyonunu da görmeleri zaruridir. Bunun neticesi tekdir, tescil gibi birçok cezalardan sonra çocuğu mek- tebden uzaklaştırmağa varır. Şimdi yapılamıyar ve mutlaka yapıl- ması lâzım gelen çare işte budur, bu su- retle mekteblerde tabil bir eleksiyon vü- cude gelir; mektebde okuyup adam ola- caklar kalır, bundan ümid kesilenler a- çılacak islahhanelere sevkolunur, Islahhanelerin disiplin tarzı daha baş- kadır. Mektebler için tecviz etmediğimiz bazı üsulleri orada tatbik etmek — icab eder, Çocukların yaptıkları suçlardan veli ve vasilerin cezalandırılması ise hukukun esaslârına mugayirdir. Esasen mevcud mıçvzuat ne gibi ahvalde çocuk veli ve vasilerinin mes'ul olacaklarını kâfi dere- cede tesbit etmiş olduğundan; bunlardan başka ve alelitlak herhangi bir çocuk su- çunun cezasının ebeveyne teşmili asla caiz olamaz. * Tabibi adli Enver Karan diyor ki: — Nesillerin tekâmülü itibarile dünkü çocukla ünkü çocuk arasında gerek terbiye ve gerek ruhi müktesebat bakı - mından büyük fark vardır. Dünkü ço- cuğun görgüleri bugünküne nazaran da- ha çok mahdud olmak dolayısile bu da pek tabildir. Yalnız bu değişiklik; çocuk cürümleri karşısında kanuni müeyyide- lerin değişmesinden ziyade çocuğun ilk BON POSTA ĞAL ngilterede sütcüler, sütlerini şi- geler içinde satar ve sabahları, müşterilerinin kapıları önüne bıra- kırlar, O sabah sütçü, müşterilerinden bi- rinin kapısına varıp ta, bir evvelki sabah bırakmış olduğu sütün alın- mamış olduğunu görünce biraz şaşır- dı. Fakat bir başka şişe daha bıraktı, gitti. Brtesi sabah iki şişeye de el sü- rülmediğini görünce polise meseleyi açtı. İşin vahametini, ciddiyetini an- | hıyan polis, sütçüden bir çakı alarak İ arka pencereye soktu. İçeriye girdi, #htiyar kadın merdivenin ayağında, yatıyordu. Ölmüştü. Etrafta herhan- gi bir karışıklığı, mücadeleyi göste- rir bir emare yoktu. Evde hiçbir şeye ilişilmemizti, Polis sütçüyü karakola koşturdu. Biraz sonra, müfettiş ile, zabıta doktoru geldiler, N isalinssüm el geçirdi. Bilhassa kadının çorablarından |ederek hemen yukarı kata fırladı. 6 — Çorabda bulduklarile (sol taraftakiler) hâlıdan çıkar- dıklarını (sağ taraftakiler) mukayese ettikten sonra kendi kendine gülümsedi. Hâdise aydınlanmıştı ve böylece de bu ölümün bir cinayet ga bir kaza mı olduğu meydana terbiyeyi aldığı alle terbiye sisteminin değişmesini icab ettirir.. Dünkü çocuk mukassi mekteblerde ve dar çerçeve için deki geri terbiye sistemleri ile büyütül- müş az tahsilli, mütereddid, korkak bir şahsiyet idi. Bugünkü neslin çocuğu işe her sahada genişliyen ve ilerliyen bir muhitin atılgan ve enerjik çocuğudur. inayet 2 — Müfettiş, kadının elbiselerini inceden inceye gözden katle bükülü bir kâğıdın içine yerleştirdi. 4 — Doktorun muayenesinden sonra kaldırılan cesedin yanına döndü ve ilk anda gözünden kaçan bir şeye dikkat E DB dl 1 — Doktor raporunu tanzim etti. Ölüza, görünüşe nazaran merdivenaen aüş. me neticesinde vukua gelmişti. Müfettiş göyle bir nazariye yürüttü: <İhtiyar ka- dinım merdivenden düşerek ölmesi, akrabaları için bir menfaat temin eder. Bundan dolayı işi, alelüde bir kaza değil, bir cinayet gibi mütalea etmeliyim» dedi. $ — Bulduklarile kanaat etmiyerek, misafir odasına gırdi. Araştırmalarına devam etti. İhtiyar kadının son yemeği çay- dan ibaret kalmıştı. Müfettiş birden aklına gelen bir şeyle.. birisini aldı ve dik- 8 — Ve yere eğilerek, merdivanin Üst basamağının eşiğin- deki halıyı araştırdı, Bükülü kâğıdın içine bir şeyler daha koydu ve düşünceli düşünceli ıslık çalmağa başladı. V İ Düi llöüne ÜĞĞÜ cilesi | © Mütalca: Müfettiş, sonraları bu — hüdiseden bahsederken: «Emin olunuz, 10 polis hafiyesinden — doku- zu hâdisenin bir cinaşet olduğunu isbata ya- rıyacak olan İp ucunu bulamazlardı'» - demişti. Acaba bu ip ucu nelir?. Bulamadınızsa (13) üncü sayfaya bakınız. çıkmıştı. Çocuğa verilecek ilk terbiye alle ter- ğın takviye ve telkin edilmesi lâzım gelir. biyesi olduğuna nazaran çocuğun aksak Kaldı ki çocuk cürümlerinde daha zi« taraflarını, bugünkü sile — terbiyesinin yade veli ve vasilerinin teri nden u- noksanlarında aramak zarureti hâsıl o -ınk kalmış olanlar da daha büyük nisbet- lur. te olduğu görülmektedir. Bundan da ilk Maamafih çocuğun daha mazbut ve fa- terbiyeden uzak kalan çocuğun seçeme- kat daha faziletkâr yetiştirilmesi ve mek-|diği ve her zaman taklidine özendiği kö- ııeblerdı de bu otoritenin ve faziletkârlı- (Devema 12 inci sayfada)

Bu sayıdan diğer sayfalar: