30 Temmuz 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

30 Temmuz 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

F0 K a» W ; | k ; ; | p Ce SF PU A T CU E SOY R S YA AT MN - N z Ü S 1 Vaktile çok fakir bir oduncu vardı. | Bu adam namuslu, çalışkandı, Evinde | ona bakan İhtiyar bir annesinden baş- ka kimsesi yoktu. Oduncu her sab.ıhı güneşle beraber kalkar, baltasını alır, ormana gider, akşama kâdar odun ke- ger, sonra onları köye taşır, ucuz ucuz | satardı. | Gene böyle bir gün, akşama kadar odun kestikten sonra, başında bir ağr: duydu. Biraz ötedeki nehrin kıyısına | varıp başını yıkamayı düşündü. Balta- sın) belindeki kemerin arasıma soktu, suya eğildi, Tam bu sırada: — Cup!, diye bir ses işitti, Zavallı fakir oduncunun baltası su- ya düşmüştü, Şimdi ne yapacaktı? Bir- gok para verip yeniden bir balta ala- mazdı. Yeni bir balta almak demek, ih- | | tiyar annesini birkaç gün aç bırakmak demekti. Fakir oduncu oraya, otların üzerine oturdu, ağlamıya başladı. Dalmış ağ- Jarken yanıbaşında bir ses duydu. Ba- şinı kakdırıp bakmeca — şaşırdı, — kaldı, Karşısında çok güzel bir peri kızı var- dı. Bembeyaz bir elbise giymiş, sarı - pek saçlarına da beyaz çiçekler take muştı. Elinde tuttuğu, pırıl piril parlı- 'yan altın bir baltayı oduncuya göstere- Trek tatlı bir sesle sordu: — Senin baltan bu balta mı? Oduncu, başını iki yana salladı: — Hayır, bu balta benim değil! Bu cevab üzerine peri kızı sulara daldı. Biraz sonra tekrar göründü. Bu sefer elinde gümüş bir balta vardı, sordu: — Senin baltan bu, değil mi? Oduncu gene başını iki yana salladı: — Hayır, bu da değil! Pedi kızı gülerek dalgaların arasında kayboldu. Tekrar göründüğü zaman e- Hnde oduncunun kendi baltası vardı. — Ayhan kardeşini al da bahçeye Bötür; biraz oynat, vakit geçsin. — Sarman korktu kaçtı. Oh ne güzel koşuyoruz. " Köylü ile superisi Bimü daha uzaktan farkeden oduncu haykırdı: — Hah! İşte benim baltam budur. Peri kızı sahile çıktı. Elbisesinin kıv- rımları arasından altiın ve gümüş bal- taları da çıkararak üç baltayı da odun- cuya uzattı. — Sen çok namuslu bir adamsın, se- rin bu dürüstlüğüne mükâfat bu üç baltayı da sana veriyorum. Haygdi güle güle git. Sevinçten ne diyeceğini şaşıran a- duncu iyi kalbli periye teşekkür etmek fırsatımı bulamadan peri kızı dalgala- rın arasında kaybolmuştu bile, Oduncu koşa koşa köye dönünce bu âyeyi annesine anlattı. O hikâyesini en pencerenin altında bir adam içerisini dinliyordu. Bu adam da fakir bir oduncuydu. Öteki oduncunun te- lâçşla eve geldiğini görünce merak edip peşine düşmüş, annes'le ne kon larını dinlemişti. Dinlemişti ama yalnız sonunu işitebilmişli: « işte bu balta benimdir deyince altın baltayı bana verdi:» Öteki oduncunun gözleri parladı. Ertesi sabah erkenden orman yolu- nu tuttu. Nehrin kıyısına gelince bal- tasını fırlatıp suya attı. Sonra oturup ağlamıya başladı. Sular karıştı, peri kı- zı gözüktü. Oduncuya sordu: — Niçin ağlıyarsun? — Baliamı suya düşürdüm, Fakir bir adamım, nereden para verip yenisini elacağım? Peri kızı: — Biraz bekle, dedi. Nehre atıldı, sonra elinde oduüncü- mnun kendi baltası ile gözüktü, oduncu: — Bu benim baltam değil, dedi. Su perisi gene suya girdi, çıktığı za- man elinde altın bir balta vardı. Bunu gören oduncu sevinçle haykırdı: AYHAN KARDEŞİNİ EĞLEND — Bak kardeşim, Karaburunu ara - baya bağladık, ne güzel eğleneceğiz. * yorüz? — Ây, ay, ay.. Ne olu - En hafif ağaç Beş metre uzun. Tuğunda ve bir in- san gövdesi kadar kalın bir ağacı o- müzda — taşımak belki size inanıl- maz gibi gelir de- ği mi? Fakat bu ağaç dünyanın en hafif ağacı olan balza isminde bir ağaçlır. * En küçük keman Resmini gördü- ü ğünüz bu keman dünyanın en kü- Ççük kemanıdır. Ta bil. büyüklükteki bir kemandan tam yüz defa daha kü- çüktür. Çok sabirli bir adam olan Vi- yenalı bir. keman mütehassısı tam İ- ki şene uğraşarak bu kemanı yapmıştır. * Güneş alan evler Yıldız — Biriktirdiğim parayla bBabamın gençlik götürür, salonun duva - Yıldiız — Onu - şimdi Yıldız — Acaba sulo - nun hangi tarafına as - sam daha iyi olur? Tesmini büyüttürdüm. Fd asarım, Yıldız — İşte burası iyi cephe, çiviyi çakayım. Bitişik evdeki — Bu ne, duvardan bir çivi çıkıyor, Biz, cephesi şarka dağrı olan evlerin en fazla güneş alan evler olduğunu bi - liriz. Fakat bu dünyanın her tarafında böyle değildir. Meselâ cenubda bulunan Zelündada en fazla güneş alan evler, yüz- leri şimale doğru olan evlerdir. — Kaoca bir balyoz aldım, hele bir. . vurayım, — Benim baltâm işte budur, Su perisi kaşlarını çattı: — Yalancı, senin baltan ilk getirdi- Bimdir. Öteki arkadaşına ben altın ve gümüş baltaları verdim, ama çok na- muzlu, çok doğru sözlü bir adam. Sa- na yalan söylediğin için hiçbir şev ver- miyeceğim. Bak gözünün önünde se- nin baltanı da allın olanı da suya atı- yorum. Sen artık islediğin kadar uğla. Su perisi iki ballayı suya atlı, dalga- ların arasında kayboldu. Yalancı oduncu da ahlâksızlığının cezasını çekti. Altın baltayı alamadık- tan başka kendi baltasından da olmuş- tu. — Pat, pat, pat, pat! Yıldız — Bir şeyler oldu amma, ben de şimdi ne olduğunu anlıyamadım. Yeni Bilmecemiz ** İRİYOR Küçük İncinin gü- zel bir —kanaryası vardı. İnci kanarya - sının kafesini her sa- bah temizler suyu « nu, yemini koyardı. Bir sabah gene ka « fesi temizlemek için kapısını açtığı za - man kanarya kafes - ten kaçtı. İnci buna çok üzüldü. Kanarya acaba nereye git « mişti? Haydi okuyu- cularım, İnciye yar» dım edin, kanarya - yı bulun. Eğer bul - dunuzsa resmi ke - sin, kanaryanın ol « duğu yere bir işaret koyup bize gönderin, bir kişiye güzel bir kol saati, diğer yüz kişiye de Son Pos « tanın küçük okuyu « cularına hediye et « mek için yaptırdığı güzel ve kıymetli he- ? — Bak bak, Karaburun Sarmanla karşılaştılar. Şimdi acaba ne yapacak- lar? - Eyvah başım kırildi | diyelerden vereceğiz. derdiğiniz zarfın üzerine bilmece geli * galiba... Kabahat hep Sar- Bilmeceye cevab verme müddeti — on | mesini ve bilmecenin gazetede çıktığı ta* manda, beş gündür. Bilmece cevabını bize gön - |rihi yazınız, ğ

Bu sayıdan diğer sayfalar: