9 Eylül 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

9 Eylül 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MEMLEKE'T Trakyada hayvan sergi ve panayırları açıldı i risinde birçok ükâfat Edirne hayvan sergisinde birçok hayvanlar mü kazandı ve 2.000 lira dağıtıldı General Kâzım Dirik ve başmüşavir Sabri vergide Edirne, '(Hususi) — Trakyanın en ve-| İnanlı aygır dapwmş';! grwt Ş Timli ve kalkınmasının en kıymetli İşa- gırlarının artması ve sun' ümnlwıîı Tetini taşıyan hayvan sergilerile panayır- | kolunun da ıı.lmd dolayısile ları bu sene bütün geçmiş yıllardan par-| deki yıllar sergilere, bu damızlıkların lak olmaktadır. yavrularından daha fazla hayvan iştirak Edirnede açılan hayvan sergisinde 32 | şdecektir. kısrak ve tay, 29 boğa ve inek, 14 koç e| A L Uzak kazalardan koyun mükâfat kazanmış ve bu hayvan- ı v L D bir ae edemediği anla- lara 2000 Jiza dağıtılmıştır. Ha vanlar | u de primin art- halkın ve jüri hcyeüninı:“":d"“'i:“::; Kün yölinda olacıkır. BRüğür ği gae :ımm;ıkm ayrılmıştır. "ââd derece | cek sene katır sıpalarının da sergilerde üÜzerinden ayrılan primler tamamile ye- | yer almaları düşünülmektedir. Bu su- rinde idi. Ayrıca prim kazanamıyan ve| retle ordunun makineli tüfeklerile topla- fakat boğalık vasıflarını haiz olan boğa-İyına çok kıymetli esterler yetiştirileceği lar da ileride köyler için satın alınmak füzere tesbit odilmiştir. Bu sene Edirne ve Lüleburgaz merkez- lerinde açılan sergilerin kıymeti ve sayı bakımından çokluğu göze çarpmaktadır. 25 Eylülde Çarluda da büyük bir hayvan sergisi açılacaktır. myanıklı ziraf ve ekonomik nakil vasıta- larını bunlar teşkil etmektedir. Bu se- beble, bunların da sergilere alınması ( Ziraat Vekâleti nezdinde teşebbüsatta bu- lunulmuştur. Malatyada meyva bu yıl çok bol Malâtya ( Husu - si) — Memleketi - mizin iktısadi ahvali Ü | üzerinde — oldukça kuvvetli tesirler ya- pan (kayısı) bu se- te diğer senelere - nisbetle daha bol - dur. Bunun başlıca sebebi yağmurların * zamanla yağması ve Tzarar verecek — bir Ğ halin vukua gelme - Mesidir. Bu mahsul doludan çok müte - essir olduğu için, bundan bir kaç se-|valardan her tarafa ve momleketimiz ne evveline gelinceye kadar bu mah - |haricine göndermek kabil olacaktır, sulden istifade etmek mümkün olamı-| — Malâtya meyvalarını islâh etmek İçin yardu. Güneşte kurutma — üsüllerine /hükümet bu sene 45 bin liraya bir müracaat edilerek yapılan kayısı kuru-|meyyacılık istasyonu kurmağa karar lârı iyi neticeler vermemiş, son tene-İvermiş ve müteahhidine ihale etmiştir. lerde «islim» usulile çok geniş bir isti-|Bundan sonra bu meyvalardan azamif fade temin edilmiştir. randıman alınacağı muhakkaktır. Re- Bugğün bu yüzden memleketimizde | simde kayısıların güneşte kurutulması yüzlerce kadın amele ve çocuk çalış - görülüyor. maktadır. İyi bir meyva memleketi o- lan Malâtya meyvalarından yakında| * her taraf istifade edecektir. Meyvacılı- ğin islâh istasyonu hali faaliyettedir. Uşak hâkimliğine terfian tayin edilen ce- Burada bir konserva fabrikası açıldı- |za nâkimi Şevket Soykanın yerine Petürge ği takdirde şeftali, vişne, elma, armud, |ceza hâktmi Raşid Alemdar tayin edilmiş ve kiraz, ayva ve buna benzer birçok mey- | vaz'tesine başlamıştır. Pazar Ola Hasan Bey Di Uşak hâkimliği ibi zahmetli ve dağlık arazide halkın |/ HABERLERI Ü Ürgüpte birbiri ardına işlenen iki cinayet Bir köylü sevdiği kadınla beraber 2 kişiyi öldürdü. 1 ihtiyarda uyurken öldürüldü Ürgüp, (Hususi) — Ürgübün iki ay- tı köyünde iki cinayet olmuş, 4 kişi öl- müştür: Nevşehirin Çardak köyünden Mene- veş isminde bir kadın, Ürgübün Kavak köyünden Mehmed oğlu Gülercik Mus tafa ile bir buçuk senedenberi beraber yaşamaktladır. Kadın bazı — eşyalarını almak üzere köyüne gitmiş, fakat ora- da başka birisine metres olmuştur. Meneveş İçmelere gelmek istemiş ve Çardak köyünden Hacı Hüseyin ve Şükrü isminde iki kişinin yanına takıl- mıştır, Eski sevgilisinin İçmelere gel - mekte olduğunu haber — alan Mustafa derhal yola çıkmış, Şükrü ile Hacı Hü- seyine ve Meneveş'e rastlamış, erkek - lerden karısını istemiştir. * Erkekler meselenin aslını — esasını bilmedikleri için himayelerine aldık - ları kadını vermek — istememişler, bu yüzden Mustafayı kızdırmışlardır. Mus tafe bir anda tabancasını çekmiş, her üçünün üzerine birbiri ardı sıra ateş etmiştir. Çıkan kurşunlar — üçünü de cans! zolarak yere sermiştir. Katil kaç- mış, fakat 24 saat sonra yakalanmıştır. kinci cinayet te Ürgübün Akçaşarf köyü harmanlarında işlenmiştir. Abdul lah oğlu Ahmed isminde — namuslu ve ihtiyar bir köylü, harmanda uyurken eçhul şahısların attığı kurşunlarla öl- müştür. Yapılan tahkikat neticesinde — ayni len Ali, Ahmed, Mustafa, Hasan inayetin failleri edilmişlerdir. Safranboluda Üzüm bayramı Safranbolu, (Hususi) — Zonguldak Hava Kurumu ve Halkevi tarafından ter- tib edilen üzüm bayramı çok güzel ol- muştur. Başta vali ve Parti başkanı ol- duğu halde yüz -kişilik güzide bir misa- fir kafilesi hususi trenle kazamıza gel- mişlerdir. Misatirler Karabükte fabrika sahasını gezmişler ve bilâhare otomobil- lerle Çelikpalasa inmişlerdir. Zongul- daklı misafirler yeni yapılan Çelikpalas- ta ağırlanmışlardar. Bol bol üzüm yenil- miş ve eğlenilmiştir. Burada iyi çavuş üzümü yetişlirilmektedir. Gelecek - yıl- lar da üzüm bayramı tertib edilecek ve halkın daha geniş mikyasta iştiraki te- min edilecektir. Çü ——— Karabük yolunda bir kaptıkaçtı devrildi Safranbolu — (Hususi) — Karabük - Safranbolu yolunda şoför Kara Cemilin kullandığı Sümerbanka aid bir kaptıkaç- tı devrilmiştir. Otomobil hasara —uğra- mış ve tercüman 'Tevfik yaralanmıştır. Yol virajlı oldugundnn_bununh burada vukubulan kazalar beşi bulmuştur. —— Karabükte bir marangoz atölyesi yandı Safranbolu, — (Hususi) — Karabükte Şantie dahilinde bir marangoz atölyesin- de yangın 'çıkmış ve atölye tamamen yanmıştır. Yangın diğer yerlera sirayet etmeden söndürülmüş ise de bir - hayli malzeme ve kereste yanmıştır. Yangının elektrik kontağından çıktığı anlaşılmak- tadır. yor ki: — Dikkat ediyor musun *« Sıcaklardan halk plâj- «« Alâkadar birisinin Kınn'Bey_—— Garib şey.. bilmem Hasan Bey, her lara koşar.. bu arada yüz - söylediğine göre plâjlarda plâj ııh'ıblen n»l oluyor yaz... , me bilmiyenlerin de çoğu «yüzme» dersleri verilmiye da kendilerine rakib yetiİş- boğulur.. başlanmış... tirmoğe kalkıyorlar!. W S ö B Kampın umuml görünüşü ve Hayaarpaşadan bir sa&t teahhürle hare - ket ettik. Toros ekspresi hareket etmek için semplonu beklermiş. Semplon da bir saat ge- cikti. Çok kalabalık bir kafileyiz.. Bize bir va- Fon tahsiş edilmiş, içimizde Bayan Nakiye ve bazi saylavlar, hava kurumuna mensub bazı zevat ve İstanbul gazetelerini temsil eden gazete mubharrir ve fotoğrafçıları var. Hava Kurumu başkani Bay Fuad Bulca- nn davetlisiyiz. İnönü kampını siyarete gi diyoruz. Memleketimizde ancak üç seneden- beri tecasiis etmiş olan xivll bavacılığın inki- şafını görmek bizim için büyük bir sevk o- lacak, Onun için Hava Kurumunun davetine bü- yük bir alâka iİle iştirak ettik. Trenin hareketinden biraz sonra bizlerle, yani gazetecilerle yaptığı bir müsahabede Bay Fund aşağı yukarı aşağıdaki cümleler- Je bize Türkkuşunun memlekette başarmak itediği vazifenin ne olduğunu izah ediyor: — Bilirsiniz, plânör —haracılığın — bütün milletlerce Kabul edilmiş başlangıcıdır. Bir çok milletler havacılığı kara ve deniz aporu gibi bir spor olarak kabul ediyorlar ve genç- liğin bu spora alışmast için bir çok masrafı göze alıyorlar. Çünkü ber sporda olduğu gibi nihayet ha- va sporunda da güye en aon memleket mü - dafaasına dayanır. Bütün milletler ieabında erdu kuvvetlerini takviye edebllecok havacı yetiştirmeğe çok çalışmaktadırlar, Pakat şu- nu da tebarliz etürmek Jâsımdır ki hava - cılığın Lösiri kadar masrafı da büyüktür. ve bir pilot yetiştirmek ceidden çok uzun bir mesaiye ve bir çok masraflara bağlıdır. Bu yükün altında bütün miülletler ezilmektedir. Buna çare olarak ta plânörü bulmuşlar ve işi plânörcülüğe dökmüşlerdir. Bizde işte Türkkuşu bu maksadla — teşek- KÜl etti. Fakat maalesef biraz geç kalmış bu- Tunuyorus. Çünkü biz sivil tayyareciliğin da- ha üçüncü senesi içinde bulunuyoruz. Bun- dan üç sene evvel iki plânör ve iki ecnebi mütehassıs ile işe başladık. Kisa bir zaman sonra bize Jâzım olan muallim elemanını ye- tiştirmek için harlce sekiz talebe yolladık. İşte bunların içinde Sabiha Gökçen de var- dir.  Bundan sonra plânör talim ve terbiyesine va elverişli yer olarak İnönünü soçtik. Bu se- neki kamp üçüncü kampımızdır. Burada her sane ÜÇ ay çalışıyoruz. Çünkü talebelarimiz, lise talebeleridir. Hem derslerine devam e - decek, hem de ayni zamanda uçuculuk öğ- teneceklerdir. Kampımızdaki gaye şudur: Uçuculuk sporunu memlekette tamim et - mek ve İcabında memleket müdafaasına ye- dek havacı kuvvet yetiştirmek. Bizim plânörle çalışmamızın —üç senelik hülâsası şudur. Balkanların fevkindeyiz. Gençlerimlizde havacılığa karşı büyük bir istidad var. Kamplarda gördükleri sıkı ve dikkatli talim ve terbiye bu istidadları pok kısa zamanlarda inkişaf ettiriyor. Kadın müracaatlar pek çoktur . Fakat maalesef sıhhi dürümlari noktal nazarın - dan hepsini kabul edemiyoruz. Kadınları - miz bu işte çok muvaffak oluyorlar, Sabiha Gökçen buna bir misaldir. Muallim kadrosu dahilinde daha ©ç kadın müallimimiz var. Kamplarda çalışan kızlarımızın içinde cesa- ret ve kabiliyetsizi hemen hiç yoktur. Biz işte bu istidad ve hevesleri Iyi bir teşkilât içinde toplamak ve inkişaf ettirmek için ça- hşiyoruz. Muvaffak olup olmadığımızı, — üç senede yaptığımız mesalyi bizzat görerek' bir karar vermeniz için sizleri davet ettik. Kampımım gezerken unutmayınız ki — biz ancak Üç senedir bu işle meşgulür.. * Bay Puad Bulcanın bu kadar tevazu ile ve Üçüncü Inönü zaferi İçlerinde çok değerli hava sübaylarımızın da bulunduğu davetliler, Türkkuşunun İnönü kampındaki mesaisini takdir ve hayranlıkla karşıladılar Fuad Bulca talebelerle birlikte böyle iddiasız söylediği sözleri duyduğum za- man doğrusunu İliraf etmek lüâzım gelirse hiç bir zaman İnönünde tepelerin yamaçları di- binde gördüğüm manzarayı göreceğimi zan- netmemiştim. Tronimiz beşe doğru İnönüne vardı. Ve biz otomobillerle on dakika kadar yol al - dıktan sonra kampa gittik. Kamp deyince, sakın siz de benim gibl bu- rasını ötesine berisine çadırlar kurulmuş bir saha zannetmeyiniz. Üstünde sayısız plânör ve motörlü tayya- relerin bulunduğu geniş bir tayyare meyda: nının karşısındaki bu kamp çadırlı bir kamp değil... Tek katlı ve modern binalarile uğ - runda gsarfedilen enerjinin ve ihtiyar edi - Jet maddi masrafların yekünunu bir bakış- ta gösteren bir muvaffakiyet muhasebesi - dir, Suha, güneşlen yüzleri yanmış, vücudlan gürbüzleşmiş zıhhatli genç kız ve genç er keklerle, Türkkuşu talebe ve öğretmenleri le ve davetll olarak memleketin —muhtelh yerlerinden gelmiş kıymetli zevatla dolu.. Kurşunl eibiselerile yüksek havâ sübay - larımız bu kalabalığın ortasında kalbleri « mizin bütün sevgi ve saygısını Üstlerime top- luyorlar. Ufak bir dinlenmeden sonra otomobillere bindik, kamp talebelerine mahsus yüzme ha- vuzlarının yanından geçerek bir tepeye çık- tik. Ve burada plünözlerin havaya doğru yük- solişini seyrettik. Plânörlerine — telâşmz otus ran ve göklerde dolaşan çocukların - içinde kızlar da var. Yemek pişirir gibi tabil vazi- yette plânörle böşlükta uçan bu genç kız- lara bepimiz hayran gözlerle bakıp durduk. * 'Yeniden otomodlllere atlayıp kampa doğra İnerken arkadaşlarıma kampi parmağımla tşaret ederek: — İşte üçünet İnönü zaferil dedim. İnönünün tepeleri arkasında güneş gurup etmiş, ay ışıldamağa başlamıştı. Türkkuşu talebeleri hâlâ tepemizde dola B şayorlardı. Suad Derviş Dünkü uçuş ve atlayışlar İnönü 8 (Husust) — Hava Kurumu Başka- ni Bay Fuad Bulca, refakâtinde İnönü Türk- kuşu kampına giden gazeteciler ve diğer da- vetliler önünde bu sabah yeniden Çok mu - vaffakiyetli plânör uçuş ve paraşütle atlayış tecrübeleri yapılmıştır. Paraşütle evvelâ Bay Ali Yıldız. atlamış, sonra da Cemaleddin Aytaş, Salkhaddin Sart ve Hüseyin Uçar paraşütle muvaffakiyotli atlayışlar yapımışlardır. Davetliler — bundan sonra A ve B tepelerine gidip plânör uçuş » larını yakından seyretmişler, bilâhare film alınmış, davetlilerin bir kısmı tayyareleriş Eskişehire gidip gelmişlerdir. İçlerinde çok değerli hava sübaylarımımın da bulunduğu davetliler, gördükleri terak- ki ve muvaffakiyetlerden çok mütehasals ol- muşlar, bilhasın Eskişehir hava kumandanı Bay Celâl talebeleri tebrik etmiş ve mosale lerine karşt duyulan takdire tercüman ol - muştur. Talebelerle birlikte yenilen neş'eli bir öğle yemeğinden sonra davetlilerin bir kismi trenle İstanbula avdet etmişlerdir. Boyabad askerlik şubesi reisi terfi etti Boyâbad askerlik şube relsi binbaşı All Özlütürk Zafor Bayramında kaymakamlığa terfl etmiştir. ölükeüneei Öük İÜZÜÜkĞüİkneni .

Bu sayıdan diğer sayfalar: