15 Eylül 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

15 Eylül 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA Nereye? Kadın — kocasının kendina muti - olma- sıni istiyordu: ? — Öyle - olmalısın ki, dedi, kendini de- Dİze at, dersem he- Men denize atılmalı: sın... Etkek — şapkasını Biydi, sokağa çıkı- Yordu; — Nereye gidiyor- Bun? — Eğer benim istedikle- TiMi yapmazan bir daha Başka adam Erkek evine sarhoş gelmişti, karısına ye- min etti: — Vallahi, billâhi bir daha içmem. Gö- rürsün, yarından iti- barea büsbütün baş- ka adam olacağım!. Sarhoş sözü bu; doğru olur mu? Erte- si akşam gene zilzur- na tdi, karısı çıkıştı: — Hani büsbütün başka adam olacağı- beni göremezsin,, na söz vermiştin” Sözü — Ne o, beni bırakıp gi- — -— Vallahi, billâhi Ctlirmrye_"n y a lli den bazan kolum ağmı- — decek misin? h sözümü tuttum karı- S a yi , görül wm_u ni- — yor. Hem öyle ağrıyor — Boşuna — sevinme, cığım? Ama ne yapa- ' — Olabilir, igür ik bazı geceler bü Bırakıp gitmem.. gözle- yım ki o başka adam *; Yüzme öğrene- ,..:ıa..d_ığum !'*;;d n üzden uyuyamıyorumn. — Tini oyurun, da ayyaşın biri imiş . mü hapishaneye . İyi ya .P.’.ll Ötelde kalan, o- Konaa, aN tolin salon kapısı- suna yeni hı:ı?: na geldi. Kapıcı ka'dml l yolunu kesti: 5 — Çol '1"*' dm'“' — Affedersiniz. İ FZarN Zet — Yağı filân az ö SANNA e Bi Mi kullanıyor? K K — Onları bırakın, tek kâğıd ziyan ol- TMasın diye, bakkaldan, sebzeciden, ka- Sabdan aldığının parasını kalemle mul- fağın duvarın yazıp hesablıyor, hrsm, yahud da. — Ne yaparsın? — Kavga çıkarırım, — barış- mak için daha birçok şey al- mak mecburiyetinde kalır- — Bugün, yemek yemek ister misin? — Tabiü isterim, neye iste- miyeyim.. — Öyle ise karınım — peşin- den koş, haber ver, sofraya — Karım, kahve fincanını attı, bu olacak şey mi? — Bilmem, benim karım kahve iç- mez, çay içer!.. başıma benimle beraber — Buradan maç gir. Taya kaçtım. mez, fazla meraklı isen içeri Aluiçaüı_uhndchu- rilemez. Suvare elbisesi lâzım. — Suvare ne demek? — Yani akşam, — İyi ya, pijama da gündüz giyumez, akşam giyilir, seyredile — — Evleneceğini anladık, Ön beş gün izin verelim, fakat üç ay; çok jazla. Daha az zamanda olmaz bayım, alacağım genç kizt henüz aramış bulmuş deği- n bir tabak fazla koysun. — Maçın hakemi benim de.. — lim. Olamaz Kabahat sizde Kadın anlatı- k Karı koca bahçe- e re de dolaşıyorlardı, erkek bir aralık karısına döndü: — Dün gece rü- ida bir kadın gördüm. Yüzü ka- Palı idi, fakat muhakkak sendin., — Ben miydim? " — Tabif sendin; kim olacak. — Benim olduğumu nereden - bildin, başka bir kadın olamaz mı? — Olamaz.. mütemadiyen fena - fena Şeyler söyledi, beni Kızdırd.. Ben de sü- Tatına bir tokat vurdum. RARFAŞI. —— — Hakkın var benmişim! : Heyetşindsın hizmetçisi — Vay alçak vay; banka müdürünün şoförü ben- den başkasını sevmiyeceğine yemin ettiği halde, gimdi de —mühendisin hizmetçisile kur yapıyor. — Kocamla tam on sene yaşadık- tan sonrs daril- mMiş, — ayrılmıştık. Altı ay ayrı yaşa- dık, Bana bir mektub yazdı; barışmak is- tediğini söyledi. Ben de barışmaya razı oldum. Biraz evvel buraaa - buluşacak- tık. O, uzaktan göründü. Tatlı tatlı gü- lümsiyerek geldiği tarafa baktım. — E sonra? — Sonrası fena... — Ne oldu? — Beni tanımadı, yanımdan geçti gitti. — Kabahat sizde, neye her zamanki gi- bi bakmadınız! Sabretsin Yoleu gişenin ö- || Dünde sabırsızlarndı: — Bay memur bak- sana saatlerdir. gişe- nin önünde bekliyos Tum, Memur soğukkanlı- likla cevab verdi: — Ben sgenelerdir arkasında — bekliyo- Tüm ama hiç şikâyet etmedim! yar Tın benim doğduğum Bün olduğunu elbet biliy orsundur? na bir yüzük almişüm! — BSahi.. Günler De çabuk geçiyor!.. bayıml.. Garson — Size onların hişbir zararı olmaz.. ne emrediyorsunuz, getireyim Su Bir kuyu yüzünden mahkemeya düşen |- ki tarafın avukatlı- yından biri, hararetli bir müdafaaya giriş- ti. İşin uzadığını gö- ren hâkim ihtar etti: * — Bir kuyu için bu kadar külfete hacet yok! — Bir kuyu diyor. sunuz ama bay hâ- kim unutmayınız ki iki taraf ta sütçüdür. ler. — Narede? Muallim, talebeye sordu; — Avrupa Rusya sile, Asya Rusyasını birbirinden — ayıran dağlar nerededir? — Rusyada efen- dim!.., © Tebrizden intıbalar Gazinolarda hizmet eden İran kızları - İran kadını ve tesettür - İranda caddeler nasıl sulanıyor - İranlı ve şapka « İranda bir köprü Tebriz'ın bugunkü| valisi «Kâzımi> Handır. Bu zat, İranın eski hariciye na- zırlarındandı.. hattâ Şehinşah hazretleri İstanbulu teşrif ettikleri zaman Kâzımi Han da, maiyetlerinde «Hariciy» Veziri» sıfatile gelmişti.. değerli bir devlet ada- mı olduğu için mi, yoksa başkaca bir ge- bebden dolayı mı nedir, evezir» likten çekilince, Tebrize vali olarak gönderil- miş. Gelir gelmez de, şehrin çehresi de- Bişiyermiş.. yollar daha muntazam bir şekil almış. Parklar yapılıp, belediye iş- lerine de ehemmiyet verilmiş. yaptırdı- ğı parkın biri, şehrin içindedir.. çiçekle- rin ortasında havuzlar, gazinolar, müte- addid müzik yerleri ve Şehinşahın güzel bir de heykeli vardır. Akşamın saat » sından ilibaren, gece geç vakillere kadar bu koca bahçe tıklımı tıklım dolar dolar, boşalır... Kadın ve erkek, sanki bütün Tebriz halkı, evlerinden dışarı uğramış, soluğu burada almışlardır. Gazinoların- da her şey satılır. Nefis İran birasından Rus votkalarına kadar. Hizmet edenler'n hepsi, Türk ırkından, müslüman dinin- den İrani genç kızlardır. Onların, elle- rinde beyaz peşkirle «selâmün aleyküme diye, üze gülerek, ne — içeceğinizi bir soruşları vardır! Daha düne kadar horozdan kaçan bu kızların, bugün kesik saçlarile, boyalı dudakları ve manikürlü tırnaklarile gazino hizmetlerinde görül- mesi çok hoşa gidiyor. Şarklıların, bu ka-« dar az bir zamanda değişeceği, şarkın, devadımlarile terakki edeceği hangi Av- Fuzulen Kapatılan bir cadde Okuyucularımızdan mimar — Abdullah Ziya yazıyor: sAyaspaşa Yahya Çelebi mahallesi hal- kının tek yolu Parkotelin — arkasından geçmektedir. Evimizin eşyasını, kömürü- nÜ, vs. İni getiren kamyon ve arabalar bu yoldan geçerler. Bu kere Parkotel sahibleri tarafından bu yol işgal edilip kapatılmış ve yola be- tönarme kolonlar dikilmiştir. Bu suretle hem yolumuz kapanmış, hem de ev ve a- partımanlarımızın kıymeti — azallılmıştır. Parkotel sahibleri yolu genişleteceklerini söyledikleri halde bu işe başlamadan bi- zim yolumüz — kapatılmıştır. -Parkotelin yüzlerce halkın yolünü kesmesine müsan- ge edilmemesini, evvelâ yolun açılmasının temin edildikten sonra İnşattına müsaa- de edilmesini ve şimdiki işgalinin kaldı- rılmasını Beyoğlu belediye başkanlığın- dan istiyor ve bekliyoruz. e Çocuk bahçesi için elverişli bir yer Okuyucularımızdan — Nişantaşında — N. Akdemir yazıyor: «Belediyemizin çocuk bahçelerine çok ehemtniyet verdiğini ve bunun için şehrin muhtelif yerlerinde elverişli yerler ara- dığını gazeteler sık sik yazmaktadır. Nişantaşında Ihlamur çaddesi Üzerinde «Bağlık Evb> nin kazgısında yıkılmış ve |Esasen polisin elinde kanunun emrettiğ tüsünü alınca yırtıp atıvermişti.. Hatun, kanun hilâfına bir harekette bulundu- YELEUNELK KUN ENAK SA b ee aKN e KALAKeRAARA SA EKNeN öekeceteemeEEReRAeneaREeLeSESARARER a. #i aati aB Yazan: Vasfi Rıza Zobu w rupalının kafasından geçerdi?... Habu ki Şehinşah, Türkiyeden — döndükter sonra daha büyük bir hızla, ileri doğru atıldığı ber sahada göze çarpmağa başla mıştır... Müteaddid fabrikaların açılışı şimali cenuba bağlıyan tren yolunun i lerleyişi, mektebler, yollar, devlet bina ları kurmak, medeni kanunlar, nizamlar yapmak... Bunlar öyle sür'atle meydan çıkan vak'alar ve manzaralardır ki; hoy beti karşısında insanın başı döner... Jİranlı kadınlar, açıklığa bizimkilerder çabuk alışmışlar.. taassubun en koyu bu yeri olan İranda kız çocuk beş yaşınd iken örtü altına girermiş.. bugünkü İ randa değil çarşaflı, hatlâ şapka yerinı başına bir saran kadına bile tesadi edemezsiniz. Bizim İstanbul ve Ankarı sokaklarında hâlâ çarşaflı kadınlara te sadüf etmek mümkündür. Taşralı kadın larımızın ekserisi kapalıdır. Köylü: Ye rine göre, gözünden başka tarafını gös termemeğe çalışır. Halbuki İranın en u zak köşesindeki küçük bir köyde, baş. örtülü kadın bulmak imkânı yoktur.. bir madde vardır: Örtü ile mücadele., İran polisi bir kadının başında «tesettür» için örtülmüş bir örtü görürse hemen a hp yırtmak hakkını hatzdir. Tebriz se kaklarında böyle bir vak'a ile bizzat kar şılaştım. Polis, bir kadının başından ör (Devamı 10 ncu sayfada) geniş bir saha teşkil etmiş olan iki konak ve bahçe yeri var, Henüz ağaçları da du- Tüyor. Esasen bu civarda park ve meydanlık Bibi yerler bulunmadığı için o civar ço- cukları bu molor dolu arsaya toplanıp oy- pamaktadırlar. Bu zahanın da bir defa tedkik edilme- Gini ve birkaç mektebe yakın olan bu yer- de çocuk bahçesi vücude getirilmesin! Mmuhterem belediyemize hatırlatmak late- dim.» . e Mudanyaya bilet alamıyan bir yolcu Okuyucularımızdan Devlet Demiryolları üçüncü işletmesinden A, yazıyor: sEylülün beşinci günü saat 11 de Mu- danyaya gidip gelme bilet almak için Do- aizbank Tophane salonunu gittim ve |- kinci mevki bilet taleb ettim. Fotograf de hazırdı. Bir memar, meamur ve bilet olma- dığını, öğleden sonra tekrar gelmenli asık bir surat ve âdeta dürüştane olarak söy- dedi. Vaktimin ölçülü ve tekrar gelmiye Müsatd olmadığını anlattım, .Memuru yok ne yapalıme Hadesini tekrar etti. Cevab yermeğe de tenezzül etmez halde başın) çevirdi. Beyhude bir asat vakti diğer işlerimden keserek bilet almiyu gittim, arzuma do nall olamadım: Denizbank Deniğyolları- nın dikkat nazarını çekmenizi rica ede- tima

Bu sayıdan diğer sayfalar: