16 Ekim 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

'46 Birinciteşrin — — Gazeteciler üniversitede neler gördüler? Üniversitenin açılışından bir t Saat onu çeyrek geçe Rektörün oda - 'stında hepimiz otplanmış bulunuyorduk. Masasının üzeri iki karış boyunda evrak "tomarlarile dolu olan Cemil Bilsel gü - Jderek diyor ki: — Ankaradan bugün geldim. Onun i- Çin gaybubetim esnasında imzalanacak, tedkik edilecek evrak burada — birikmiş. Sakın başka şeye zahib olmayın! Matbuatın kırtasiyecilkten, bati iş gör Meden daima şikâyet ettiğini, yakından Bilen Rektör, odasında toplanan — aşağı Yukarı bütün gazetecilerin ilk adımda İstanbul Üniversitesine böyle bir not ver #*meleri ihtimalini düşünerek vaziyeti tas- rih etmek lüzumunu hissediyor. Oda yükünü alınca Rektör: — Sizleri bugün buraya dave'ten mak sadım, dedi.. daima halki tenvir eden va- zeteci arkadaşlara Üniversitelilerin nesi 'var, nesi yok göstermektir. Sizden bil - diğinizle bulduğunuzun mukayvesesini is- tiyorum! Üniversitemizin beş yılı, inkılâb temposuna uyan bir kaç beş yıllık faaliyetin ifadesidir Yazan: Nusret Safa Coşkun toa: mektörün nutkunu dinliyenler Beyazıdda bir Üniversite mahallesi teş- kil etmek zarureti vardır. Tabedilmiş eserler Üniversite 4 sene zarfında 75 eser bas- | mış. ÂAz değil. Fazla da sayılamaz. Pro - fesörlerin ihtiyaç gösterdiği kitablar der hal getirtilmektedir. Bizce, yapılacak bir (iş daha vardır. Fakülte kütübhaneleri - ni dolduran kitabların hemen — ekserisi yabancı dilde yazılmıştır. Üniversite ta- lebesinin lisan seviyesi göz önünde bu - 'lundurularak, bu eserlerden istifade et - melerini temin için bazıların:, — bittabi en lüzumlularını Türkçeye çevirmelidir. Yeni yanılan binalar SON POSTA Evlenmek için 3430 metrelik dağa çıkanlar Bu da bir fikir: Herkese benzemekten hoşlanmıyan bir dağ rehberi, düğününü 3450 metre yükseklikte bir dağ zirvesin- de yapmıştır. Resimlerimiz bu izdivaç neıâr;siminin intıbalarını tesbit etmek- tedir. 260 bin lira sarfile yapılan meteoroloji | enstitüsü ile, 244 bin liraya malolan bi -| yoloüi enstitüsü cidden mükemmel birer 'eserdirler. Hâseki, Gureba, Cerrahpaşa , hastanelerine ilâve olunan yeni pavyon- . |lar da ihtivacı tamamen değilse bile kıs- men karşılayacak bir vaziyettedir. Meselâ Cerrahpaşa hastanesinde bir Pek çok arkadaşların üniversiteye a- odacıkta barınan göz kliniği yakında ko- id pek çok şeyleri bilmedikleri muhak - caman bir pavyona sahib olacaktır. Da- kakdı. Bunu Rektöre sorduklar süaller : imi surette şikâyet mevzuu olan kadın ve , den anladık. Maamafih, arkadastarı hak- doğum kısmı yeni ve büyük bir pavyon sız bulmak, evvelki günkü ziyaretin fay- daha kazanmaktadır. | dasızlığını ileri sürmek kaf'ar saçma o -| Gezerken düsündüklerimiz lur. Zira şimdiye kadar üniversite Türk | VYRA T Ü gazetesince meçhul bir yerdi Ve kapı - Rektörün, dünkü sayımızda hasbıhal sından (İstanbul Darülfünun..) levhası şeklindeki izahatını müteakib Üniversi - İnip verine (İstanbul Üniversitesi) ya - Zıldığı tarihten beri Üniversit: gazete - tilere karşı kıskanç bir titizlik söster - Miş, geniş bir teğkike kapılarımı açma - Mıştı. Üniversitenin altıncı tedris yılının a- teyi gezmeğe başladık. Rektör, Tıb Fa - |kültesi Dekanı Doktor Nureddin Ali Bir- 'kol, Üniversite Kâtibi Umumisi Ferid Zühdü bize misafirperver bir ev sahibi ' |nezaketinin çok üstünde bir alâka ile ev—ı |velâ Tıb Fakültesini gezdirdiler. Bura -| 'da profesör Doktor Kemal Cenabın şa- tifesinde gazetecilere nesinin olup, ne -| v .. Gikkat bir tecrübesini görmek fır - Sinin olmadığını göstermesi, beş — yıllık | — , v . blae Gttik. Ameliyat masası üze - faaliyetinden yüzü ak cıktığına dair o lan güveninden ileri geliyor. Belki bazı arkadaşlar eskiyi bilmedikleri için, bul - duklarının eskiye olan nisbetini hesab - la_Yamamışlardır. Fakat mutlaka beş yılın mahsülü o - lahları tanımışlardır. Kuşbakışı bir gezişle gazeteciler Ü - Diversitenin beş yıllık çalışmasının ana hatlarını gördüler.. Dün bunları tafsi - lâtile uzun uzun yazdığımız cihetle üze- rinde bir ikinci defa tevakku? etmiye - Ceğim. Bu yazım daha ziyade intıbala - Tımı tesbit edecektir. Talebe artıyor Rektör, Üniversitenin — beş yılda iki buçuk misli terakki ettiğini söyledi. Talebe mikdarı seneden seneye art - Maktadır. Bu yil talebe — sayısı 5600 le 5800 arasındadır. Neş'et Halil Atayın dediği gibi: — Umumi nüfusa — göre az, beş sene İçinde artış temposuna göre çok. Talebe artmakla beraber Üniversite İdarecilerinin yükü de artmaktadır. Zira bu fazlalaşma nisbetinde vesait ve bun- larla meşgul olacak eleman bulunamı - Yor. Üniversitenin en feyızli yılı da bu Senedir. Muhtelif fakültelerden 580 me- EZun verilmiştir. Üniversite dağnıktır Rektörün haklı olarak şikâyet mev - zularından birini, belki de başlıcasını Ü- hiversitenin dağınık olması teşkil etmek- tedir. Üniversite şimdi tam 14 — binada tedrisat yapmaktadır ki, bunları müm - © kün olduğu kadar sür'atle toplamak ve “|rinde bir köpek yatıyordu. Ağzı alçılan- mış, vücudü muhtelif yerlerinden deli - nerek borulara raptedilmişti. Tecrübenin (gayesi şu: Sigaranın kalbin harekâtı ü - zerinde yaptığı tesir.. Köpeğe siğara içi- riliyor, kalbinin harekâtı tedkik ve kanı tahlil ediliyor. Profesör Kemal Cenaba göre, sigaralarımızın en âdisi bile kalbin çarpıntısı Üzerinde tesir icra etmemek - tedir. Fakat bu tecrübenin ifşa ettiği bir hakikat var, o da: Sigara kandaki şeke- ri arttırmaktadır. Bedbaht hayvanın Çekoslovakya gibi ötesi berisi delik deşik edilmiş vücudünü we bu orijinal tecrübeyi yarıda bıraka « rak dolaşmamıza devam ettik. Sigarala - rımızın nefasetini isbat için — vücudünü feda eden bir köpeğe inhisarlar idaresi mükâfat vermeli.. , Biat salonunda Hükuk Fakültesini gezerken Dekan Ali Fuad Başgil: — Bizim, dedi.. tıb fakültesi gibi lâ - boratuvarımız falan olmadığı için mesal- miz hemen gözükmez. Size ancak göz « terecek bir kütübhanemiz var. Kütübhaneyi ve dershaneleri gördük- ten sonra bu sene talebe istirahat salo - nu haline getirilen biat salonuna girdik. Bu yaldızlı muhteşem salonda Padişah- lara biat merasimi yapılırmış. Yaşlıları- (mız derhal hatıralarını anlatmağa baş - ladılar. Hüseyin Cahid ve Âbidin Daver, Sultan Reşada, M. Asım Us da Vahdet - tine nasıl biat edildiğini naklettiler. Bür han Felek bile biat edenlere dahil.. He - le Sultan Reşadın her top patlayışta (Devamı 10 ncu sayjada) Evlendikten sonra Sayfa 7 . ..... KÖ Son senelerde yetişen en büyük Fransız yıldızı Mireille Balin meşhur tenor Tino Rossiyi seviyor, Tino Rossi de bu sevgiye bigâne değil Mireille Balin —- Son seneler zarfında Fransada hâkim mevki edinen tek Fransız sinema yıldızı Mireille Balin'dir. terzilere yaptırır. Mükemmel surette şık giynmesini bilir. Mücevherat olarak bü- yük bir servete maliktir. Tabiat sahibliği, şıklığı, — meşhurdur. ! Bütün bunlara rağmen ve yüzde yüz Pa-| Elbise ve tuvaletlerini daima büyük 'nına gitti. Görüştüler Rejisör onu henüz rır varmaz Negresco oteline gitti. Kendi- sini bir araba beklemekte idi... Arabaya atladı ve Grasse'de bulunan Pabst'ın ya- film çevirmeden ve kabiliyetini tedkik et- meden angaje etti. Ücret beş hafta ve haftada 7000 frank olarak tesbit edil- di. Mireille tam Parisli kız olduğunu isbat risli şen kız olmasına rağmen şimarma - / etti, eline geçen bu 35,000 frank ile çok mıştır. Azamet nedir bilmez... Sadeliği şık tuvaletler yaptırdı ve Parise çok şık | sever... Herkes ile alâkadar olur... Sinema olarak, fakat meteliksiz avdet etti... An- yıldızı olmadan fakir ve mutavassıl Fran nesinin yaygaralarına hiç aldırmadı... sız kızları gibi bir çok işler yapmıştır. ı Nicede bulunduğu sırada fevkalâde gü- On yedi yaşında iken ailesini geçin « zelliği, endamı, şıklığı herkesir — dikkat dirmek üzere çalışmak — mecburiyetinde | nazarını çekmişti. Bu sayede parlak an - kalmıştır. Çok güzel bir kız olan Mire - ille hemen iş bulmuştur. Parisin büyük Vendome meydanında meşhur bir ka -| dın terzihanesinde mankenlik etmeğe baş lamıştır. Bu işde sekiz ay kalmıştır. Bun-| dan sonra ilânat şirketleri hesabına ilân- | lar için fotografını çektirmeğe — başla -| imştır. VWücudünün fevkalâde güzelli - ğinden istifade etmenin yolunu — bilen| genç kız sırasile korse, sutiyen, çorap i - çin de reklâmlara resim vermiştir. Bu sayede hem para almış, hem de kendi - sine bir gardrop temin eylemiştir. Bir gün fotoğrafçıya yalnız başının gü- zel bir resmini çektirmiş ve meşhur bir Paris mecmuasının sahibine — gitmiştir. | Mecmuanın sahibi resmi çok beğenmiş, mecmuasının kapağı için bu resmi renkli olarak bastırmıştır. Mireille'in resmi bu suretle Parisin, Fransanın her tarafına na bu resim sebeb olmuştur. Hikâyesini anlatalım: O sıralarda meşhur Fransız Tejisörü Pabst Fransada (Don Kişot) filmini çe- virmekte idi... Bu filmde rol alan meşhur Rus tenörü Chalipaine ile komik Dorville idi... Film (Nis) şehrinde çekilmekte id:. Pabst ayni zamanda Don Kişotun yeğeni rolünü yapacak bir genç kız aramakta idi... Bir gün bir gezme sırasında mec - muayı gördü. Kapaktaki Mireille'in res - mine bayıldı ve kızı arattı, bulunur bu - lunmaz da kendisini hemen Nise davet etti... Annesi kızının sinema san'alkârlığına intisabını hoş görmedi... Gitmemesi için onu tazyik etti... Fakat Mireille dinle - medi... Köpeğini koltuğuna sıkıştırdı ve yayılmıştır. İşte onun sinemaya intisabı-| |bemen (Nis )trenine atladı... Oraya va -| gajmanlar elde etmişti... Beş altı büyük filmde roller aldı.. En son ve en güzel rolleri geçen sene gördü- ğümüz (Cezayir Batakhaneleri )filmilüi ile geçen hafta gördüğümüz (Yanık Gönül- ler) filminde idi... Bu suretle hüyük yıldızlar sırasına ka- ti:;U. Bundan pek az evvel Romada, Fransız rejisörü Marcel L'Herbier'nin idaresi al - tında (Ateş Toprağı) adında büyük bir film çevirdi. Erkek bartöneri meşhur İtalyan san'atkârı Tito Şipa idi... Şimdi (Korsika) adasında eski ve meş- hur Fransız muharriri Merimee Dros - per'nin (Kolomba) adındaki eserini fil- me çekecektir. Tam manasile «kadın» olan bu büyük Fransız yıldızının «Büyük bir aşk kadını:» olduğu söylenmektedir. Sevgi ve aşkı için her şeyi feda eder... Esasen bu hissiyatını hiç te saklamamaktadır. Geçenlerde bir toplantıda aşktan, bah- sedilirken fikrini sormuşlar, elinde bu- lundurduğu sigaranım külünü çok zarif bir eda ile silkerek şunları söylemiştir: — Bunu bana sormanıza şaşarım... Be- nim aşk kadını olduğumu görmüyor mu- sunuz, hissetmiyor musumnuz” Evet, ben aşk ilâhesinin en sadık bendesiyim. - ÂAşk- sız yapamam.., Sinemacıların lügatind2 yer almış (Meş'um kadın) değilim... Fa- kat aşka taparim... Ve onun uğrunda her şeyi feda ederim... Mireille Balin Hollywooda da gitmiş ve orada bir seneye yakın bir zaman kal- mıştır. Fakat Fransaya ve Parise çok alı«e şık olan bu güzel yıldız orada hiç kimse ile anlaşamamıştır. (Devamı 10 ncu sayfada —- HK

Bu sayıdan diğer sayfalar: