31 Ekim 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

31 Ekim 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Silâhlanma yarışında Önde koşmalıyız — VYazan: Muhittin Bivçen 15 inci yldönümü münasebetile Atatürkün Türk ordusuna ab © Mesajı bizim gözlerimizi ordumuza yirmeğe bir vesile oldu. 15 yıl içinde tekemmül| ede ede buğünkü h i ve kudretli derecesine gele dusu Türk varlığının bekçisi na göre 15 yıllık bir ga a bügün ona iftiharla bakmak hakkımız- dır. Fakat sade iftihar kâfi değildir. Bu orduyu bilhassa silâh ve teknik ba- kımından daha yüksek, daha kudretli ve daha mükemmel bir hale getirmek için neler yapmamız lâzım geldiğini bu vesile ile bir kere daha düşünmemiz de lâzımdır. Bilhassa şu içinde yaşadığımız dün- ya devrinde buna şiddetle ihliyaç bu- lunduğunu görüyorum. Bültün dünya ulusları arasında hummalı bir silâh- lanma yarışı var, Etrafta hâkim olan sulh hevesine, dostluk sözlerine rağ- men umumi ve karşılıklı emniyetsizlik bütün memleketleri, bilhassa Avrupa- nın büyük devletlerini müdhiş bir si- Tâhlanma yarışına sevketti. Bir sene evvelisine nisbetle geçen, geçen sene- sine nisbetle de bu sene yarışa dahil olanlar hep hızlarını arttırmış ve ba- caklarının bütün kuvvetlerile biribir- lermi geçmeğe koyulmuş bulunuyor - lar. Bu arada Türkiye de boş duruyor de- ğil. O da herşeyi yapıyor. Yapıyor, fa- kat devletlerle daha hızlı, çok daha hızlı koşmağa mecburuz. Bu silâh!: Ma yarışına iştirak etmemiz için se » bebler var: | — Bu hummalı faaliyetin iki mâ- nası olabilir. Ya dünyayı dört taraf dan ateşe verecek bir harb hazırla yor. Bu takdirde Türki bulunmalıdır. niyetsizlik içinde bulunduğu yat ediyor. O halde ihliyat tedb de kusur etmemek Türkiye için firsat- tır. 2 — Yeryüzünde bir harb çıkacak 0- lursa Türkiyenin elindeki bi d iki vazifeden birini ifa edeceklir. Ya tecavüze uğrayan Türkiyeyi müdafaa etmek, yahüd da Türkiyeye karşı her- bangi bir tecavüz cesaretini önceden kırıp Türkiyenin bugünkü sulhünü â- ymızaya uğratmadan devam ettirmeğe muvaffak ölmak. Bu vazifelerin her - kisi de uğrunda en büyük fedakârlık- ları ihtiyar etmeği h ve yerinde gösterecek kadar mi âr. 3 — Türk ordusu Türkiyeyi müda- dostluk faa ettiği kadar Türkiyenin muhiti içinde sulhün ve emniy hafazasını da temin eder, Bir dünya harbinin Türki yakın hududlara kadar yaklaşmamasını isti- yorsak, bu hudud mıntakasının en ya- kın mevklini işgal, memleketimizin son haddine kadar kuvvetli olmasını lemin etmek Jâzımdır. Hülâsa, her ne taraftan bakarsak si- lâhlanma yolundaki hızımızı herkes gibi arttırmağa mecburuz, mecburuz,. Çünkü harb ya çıkacak, yahud çık- mayacaktır. Çıkacak olursa hızla silâh- Janmiış olmaktan dolayı hiç nedamet etmiyeceğiz. Aksi takdirde «Eyvah kıiymetli zamanlar kaybettik!» diye ne- damet ederiz. Mecburuz, çünkü Türk ordusu iki şeyi müdafaa edecek: Türk vatamı, Türk sulhü.. Türk vatanını iyi müda- faa etmek için Türk sulhünü iyi temin etmek lâzımdır. Şu halde 'Türk ordusunu nekadar çok silâhlandırırsak, ve bu silâhlanma ya- rışında bacaklarımıza nekadar kuvvet ve hız verirsek Türk sulhünü de o ka- dar muvaffakiyetle temin edebiliriz. Hülâsa, dünyanın giriştiği yarış çok teklikelidir. Sulh için çok fena, va- him bir hastalık demektir. 'Türkiye Cumhuriyeti şimdiye kadar orduyu takviye bahsinde çok şey yap- Muş, yapmakta olmasına rağmen gene her Türk biribirine şu fikri aşılamayı unutmamalı: Silâhlanma yarışında Türkiye en önde koşmağa mecburdur. Bu, koşma- yi tahdil edebilecek yalmız bir hudud | SON POSTA — Herkes düşebilir, mesele kalkmasını bilmektedir. — ı l Resimli Makale : t Bazı kimseler küçük veya büyük bir ziyan karşısında kaldıkları zaman derin bir teessür duyarlar. Kendi kendi » lerine karşı beslemekte oldukları itimad ekzilir, şahsi te - şebbüs kabiliyetleri sarsılır. Bu gibi adamların bir daha kalkınmaları güçlür. Fransız Hakimi Volter: — Şerefini muhalaza eden insanın uğradığı zarar ne xa- dar büyük olursa olsun ehemmiyetsizdir, der, 20 nci asır bu cümleye nefse itimadla şahsi teşebbüs his- lerinin muhafazası şartlarını da ilâve eder, Herkes düşe » bilir, mesele kalkmayı bilmektedir. Merkebleri büyük Bir meharetle idare Eden bir biniti Amerikada muhakhkemel| --- Fellem A Hergün bir fıkra z Casu:ıu Hofmann Benden saklamış Eski devirde bir adam müneccimi itmiş, yıldızına baktırmış. Münec ? cim: f — — Senin karının ikinci kocası zeki, # yakışıklı ve çok İyi bir insan olacak! Demişti. Adamın birdenbire can sıkılmıştı. İşi anlryan müncecim Jâfı değiştirmek istamişti: — Yok üzülmeyiniz; dünya hali ; bu, ham belki de yanlış görmüşüm - ? dür, Allah size çok ömür versin, — Hayır hayır; üzülmekte haklı yım, demek karım bu —âna kadar, benden evvel başka bir kocaya var olduğunu benden saklamış ha! | 56 senedenberi Yalnız tuzlu su İle yaşayan kadın Siyamda Bankok şehrinde 68 yaşında bir kadın yaşamaktadır.. Bu kadın 56 se- hedenberi hemen hiç yemek yememekte- dir. On yaşında iken evlenmiş olan bu ka- din az sonra kocasını kaybetmiş, teessil- ründen yemekten, içmekten kesilmiş, az yemek yiye yiye az müddet içinde ye - rmekten büsbütün vazgeçmiştir. Bugün sabahları bir bardak tüzlu su içerek ya - gadığı iddia edilmektedir. Münih kahramanları ve «Buropa» Alman Süyük harb Transatlantiğinde kadın — kuaförü iken| Münihte cihan sulhünü hiç olmazsa bir casuslukla itham edilen Johanna Hof -| müddet için kurtarmaya muvaffak olan mann'dır. Hâlen Nevyorkta — duruşma - | dört devlet adamından üçü harbi umu - sı yapılan bu kadın casusun, üç erkek suç mlye_ iştirak eylemiş eski muharibler - ortağı da h dendir. 1 — B. BHitler: umumi harbe nefer o- var: Memleketin iktısadi verim kay- Jarak iştirak etmiş ve 1918 senesinde naklarını tahrip etmemek. Bu şart | bir muharebede gösterdiği fevkalâde ce- İçlade: bazkas- yarışlan: :vkrgeçinceye | ©7 Solafülle cebegi çlaraş, bÜyÜR harb kadar biz de koşacağız. madalyesi ile taltif edilmiştir. Muhittin Birgen Yukarıdaki resim İngilterede, meşhur Derby at yarışla - rından sonra eğlence — kabilinden bir de merkeb yarışı tertib edilir. Resimde, bi- nicilikte büyük bir meharet kazanmış ©- lan Hawcroft, bindiği merkebi idare e - derken görülmektedir. yararlıklardan dolayı mülâzim olmuştur. 8 — B. Daladye: 1914 senesinde orduya çavuş olarak iltihak etmiş, 1918 de mü - lâzimliğe terfi eylemiştir... Her üç devlet adamı dahi piyadede hiz- met görmüşlerdir. 2 — B. Mussolini: Harbi umum!yo ne - fer olarak iştirak etmiş vo gösterdiği İSTER İNANMA! laştırılması İâzımmış. Bu müesseseler bu külfete memnuni- yetle katlanmışlar, fakat iş başlamaya gelince müteahhid- ler arasında bir münakasa açmak icab etmiş. Halbuki usul, âdet, kanun sarihtir. Münakasanın ilân edilmesi, zamana tabi olması lâzim. Biz büyükçe işlerde —münakasanın lüzumuna kaniüz, alı - nan todbirleri az bile buluruz. Fakat gözümüze çarpan son vaziyet karşısında ufak tefek işlerde münakasa usulünün işleri geciktirmekten başka bir fayda vermediğine inanıyo- Tuz, fakat ey okuyucu sen. İSTER İNANMA! İSTER İNAN, İstanbul sokaklarından birine asfalt yapılacaktı. Gazeteler: — İş acele olduğu için nihayet on beş güne kadar bitiri- lecektir, dediler. Birkaç yüz metrelik bir yerdi, gerçekten an beş günde, hattâ iştenilse daha kısa bir zamanda bitirilebilirdi. Taşları söküldü, toprağı tesviye edildi, söylenen günde bitirilebi - lecek gibi de'göründü. Fakat sonra iş durdu. Aradan haf - talar geçmeye başladı, Sebebini yeni öğrendik: Meğer yeni yapılacak asfaltın ikide bir deşelenmemesi için telefon, elektrik, su vesaire gibi yer altında kalacak tesisatın esaslı İSTER İNAN, Birinciteşrin 31 " GA AT A Sözün Kısası | Aşk beyannamesi E Talu M aşallah! Almış. yürümüşler. eh! Zamane çocukları.. ne de- nir? Sinemalar birer mekteb. oralarda ben bile, bu yüşımda bilmediğim nelet; öğreniyorum. Biz, çocukluğumuzda enal, idik. Bize, velilerimiz, terbiye olalım di- ye tatsız, tuzsuz şeyleri, silik hüviyetli, gudibet kimseleri Öörnek gösterirlerdi, Bugün, bizim çocuklarımızın baş müreb-« bileri Şarl Buaye, Greta Garbo, Marlen Ditrih, adında aşk üstadları.. Aşk amma, bizim bellediğimiz mana- da değil!, Bugünkü aşklar öyle aptal ap« tal iç geçmeleri, uzaktan yanmaları, aid' olduğu şahsa duyurmadan, sezdirmeden, |senelerce hicran çekmeyi, verem döşek« |lerine serilip te, son neleste bile sır ver« memeyi tecviz etmiyor.. — Modern aşk dinamiktir. — Ben seni seviyorum., nasılsın? Var masin? diye soruyor, — Varım!. Cevabını alırsa, ne âlâ! — Yoğum! Başının çaresine bak! Karşılığına maruz kalırsa, o zaman da sevgisinin istikametini değiştiriveriyor, Bilmem hangi mektebin talebesi bu aşk pazarlığını daha da pratik bir şekle dökmüşler. Bunlar, gözlerine kestirdik. leri kızlara bir matbu kart gönderiyore larmış. Kartın üst kısmında: «Kabul> Alt kısmında da: «Ademi kabul» tazam müun eden birer kupon varmış. Kızın kül; fet ihtiyar etmesine lüzum yok: Bu ka yıdlardan birini çizip, kartı iade edecek. Oldu, bitti! Gördünüz mü, modren (!) aşkıl Hey gidi zamane, hey!. Böyle şeyler kulağıma çalındıkça, mek« teblerde dayağın şiddetle aleyhinde bu- lunan ben, kanaatimin zâfa uğradığını hissediyor, ve dayağın ihyasile buaherx evlâdlarını bu derece başıboş — birakan velilere de teşmilini diliyecek kadar zi- vanadan çıkıyorum! _[z-:a. Poliste : Bir otomobil, bir tramvayla çarpıştı Kemal Şerbetçinin idaresindeki 483 nu « maralt hüsüsi otomobil Şişliden Pangaltı- ya doğru giderken vatman İzmallin idare, ginde olap, Vatan garinosu önünde durmak- ta olan $7 numaralı tramvay arabasına, çarpmıştır. Çarpışma neticesinde gerek o« tomobil ve gerek tramvay hasara üğramiş ve otomobilde bulunan Kemal ile arkadaşı Fahreddin hafifçe yaralanmışlardır. Zabı- ta tarafından yapılan tahkikat neticesinde otomobilin frenlerinin bozuk olduğu tesbit edilmiştir. 65 yaşında bir adama tramvay çarptı Vatman Fehminin idaresindeki tramvay arabası Doğancılardan — Üsküdara giderken eaddenin bir tarafından diğer tarafına geç mekte olan 68 yaşında Mürtazaya çarparaki vücudünün muhtelif yerlerinden yaralamış- tır. Yaralı Nümüne haştanesinde tedavi al- tına alınmış, vatman yakalanmıştır. Tramvay ve otamobil kazaları Haydarpaşa Lizesi — talebesinden — Eşref, Haydarpaşadan Üsküdara gitmekte olan bir tramvay arabasile Entaniye hastanesi Ö « nünden geçerken tramvaydan dışarı zarka ması netlcesinde tramvay direğine çarpa « rak başından yaralanmış, tedavi altına a« bmmıştar. * Şoför Müstafanın idaresindeki — 3076 numaralı otomobil, Maçkadan geçerken İl- hami isminde bir gahsa çarparak müuhtelif yerlerinden yaralamıştır. Yarahı tedavi al - tına alınmış, goför yakalanmıştır. TAKVIM » H ee ni e v . KPre PESESEKRLER BPER WEe . BEFYEE

Bu sayıdan diğer sayfalar: