November 20, 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13

November 20, 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tahkikat heyeti — Evet amma. dünyadaki paralar, ite geçmiyor, — Pedakârlık hissi... vE Bu, olabilir... Lâkin, bunu biz ya- beleş Düşmanlarımız, hayata bizden Me ds kıymet ve ehemmiyet veriyor » Ba; tabisi, Bir şka bir Avusturya zabiti, Alman hi mat etmek istedi: Efendim. bombayı, elile atmaz. saatli bomba.. elektrik piline mer- olan bir maşin enfernal... yay Alnan zabiti, sert ve inadeı bir ha- etle onun da sözünü kesti: kada AYI efendim, hayır... Etrafta bü ? nöbetçi varken, bu ihtimalleri az Setirmek bile makul bir şey ol - ii, münakaşa; az kalsın benim fe - imle neticeleniyordu. ek gözlüklü zabit bağırdı: der, öbetçi mi?.. Acaba bunlara'ne ie. i e kadar itimad edilebilir... İş - Mağa de her tarafta nöbetçiler var. Me > tahkikat bitinciye kadar, bu mu- N iyi ncı hiç kimsenin sokulmama- ki Yin kat'? emirler de verildi. Halbu - bakınız. Vusturya zabiti, hem parmağile be- Bak eriyor, hem de davasını kazan - Sika İYİ bir delil bulan acemi bir we t Zibi bağırıyordu: Miş $te bu kadın, kordon hattını geç- oraya kadar girmiştir. Sirkaç ses, gülüşerek cevab verdi: e alini..: Zavalh, im, irkaç m kömür toplayabilmek © için de - & EN beri rine vagonların altında, yerler- May ınlarımızın da ayni şekilde a i e Kisiyiz olduklarına ihtimal vermez öşevet. olabilir. fakat.. Yeti ları, bu münakaşanın en hara - iy etinde bıraktım. Usullacık, başka youn altma kaydım, m, köye bir iki vagon geçtikten son kür e sepetini koluma takarak, si- La İâtafına doğru ilerlemeğe baş » ta ada görünen manzara, cidden ie İecaatinden ziyade, hazindi. de yy İN © saha, derin bir 6 nh Koca vinç makineleri, ko h İğnda vat b, Miray, l ka - demirler, raylar, potreller, < tutan demir direkler, çü ilm; Parçası, paslı birer tel gi Mik ler; birbirlerinin üzerine düşe - Miley akarışık birer yığın teşkil et- R hr, Timin © koca bloklarından bazı - Melenga a kesilmişti. Bilhassa, cebha- Kİ deği, kısmının depo edildiği es- te Tai “men binası, tamamile bir hârâ- line gelmişti işti, aryop Zararın en korkunç kısmını, is- Yanan, NASI teşkil ediyordu, O koca dan, daha e gibi kalan üst katla Yordu. hÂlA koyu dumanlar tütü Sa Mary e, Parçalanan (ve batan iki Yor. bur, Greklerinin ucları görünü - ti bayaa san birinin üzerinde, küç Yorgu, Tak, hafif hafif temevvüc edi - Man, R sinirlerim © üzerinde çok Bittikçe İ tesir husule getiriyordu. ha is üretim artıyordu. Harab ©- bi mn arasından sinsi ve mü- önü, inis Hibi eğilerek, © bazan - ya yerlere çiömele - di İyordum. Maksa - Mek” fazla görmek, daha fazla İndi Paha, Mice arkamda, top gibi bir ses mai çevirdim, baktım. Pos biy: “İbüyük bir sır tevdi ediyormuş gibi kısık . | düm. Muvaftak olmuş bir iç PASTIL KATRAN HA «— Kanı, defol şuradan.. Şimdi de buraya mi geldin?» lı bir Türk zabitinin öfkeden parıl pa-İmahkeme huzurunda söz söyliyen bir rıl yanan gözlerile karşılaştım. avukat gibi, fikrini müdafaa ediyordu: Belimin ortasına bir tekme yemek,| — İşte. apaçık gö r.. Vinçten işden bile değildi. Çünkü, şu anda bu -İindirilen zincirin şu son halkası, aşa - rada bulunan zabitlerin hemen hepsi,| ğı taraftan gördüğü tazyika tahammül teessü! nden âdeta şuurlarını kay -|edememiş.. tam, perçin yerinden açıl - belmişlerdi. miştir. Bu açılma da, felâkete sebeb ol- Derhal sepetimi koluma taktım. kor| muştur. kak bir.dilenci gibi, kaçarak vagonla- Bir Alman zabiti, sert sert cevab ve- rın arkasına dolaştım. riyordu: Çok isabet olmuş... Buradan, tah -| — Yüzbaşı efendi!. Dikkat (Oediniz kik hey'etini daha iyi görüyordum ve| Acaba, halkanın açılması, gördüğü taz seslerini, daha açık bir surette işitiyor» | yik neticesi midir.. yoksa; açılan yer, dura. Bunlar, üç kulaç kadar bir zinci-| bir &letle kesilmiş midi: rin etrafında toplanmışlardı. (o Büyük| — Kesik yok. bir dikkatle, bu zincirin uclarını mu -| — Buna nasıl hükmediyorsunuz?. — Kesilmiş olsa, kesilen yerin par - Bir Avusturya zabiti, zincirin ucu -| laması icak ederdi. nu tutmuş, ooradakilere ( gösteriyor; Leylâklar adası | (Baş tarafı 12 inci sayfada) gözlerinin yeşil bakışları nasıl parlar, na- sı) yalvarırdı! Zavallı yavrucak! İ Bir gün ondan ayrılırken, eriesi gün gelemiyeceğimi, işim olduğunu söyledim. | Yüzünde bir bora esti; sonra sakin bir sesle: — Ben yarın Leylâklar adasına yalnız giderim... dedi. Ertesi gün ben İstanbula inmiştim. İ- şim uzadı, üç gün Bostancıya geçmedim. | Dördüncü günü sabahı, içimde garib ve i bir heyecanla, onunla her sabah buluştuğumuz kuytu yere gittim. O yok- tu, Bekledim, gelmedi. Banyomu yaptım, taşlar üzerinde biraz oturdum. Saat öğ- leye yakın olduğu halde o görünmedi. Artık ümidimi kesmiştim, Tam o sıra- da genç bir kayıkcı yaklaştı, benden bir adım ileride durdu. Bir şey söylemiyor; muztarib ve meyus gözlerle yüzüme ba - kıyardu. Hayretle sordum: — Ne istiyorsun oğlum? Yüzü karıştı, Biraz daha yaklaştı ve (Arkas: var) gi SİNİR AĞRILARI ASABİ ÖKSÜRÜKLER BAŞ DÖNMESİ BAYGINLIK ÇARPINTI UYKUSUZLUK ve SİNİRDEN Meri gelen botan Rahatsızlıkları İYİ EDER | | İbir sesle söyledi: | — İki gün akşamlara kadar burada sizi bekledi ve ağladı. Zavallıyı avutmağa ça- İliştım, dinlemedi. Evvelisi gece, ortalık tenhalaştıktan sonra buraya geldi: — Ben Leylâklar adasına yalnız gide - ceğim. Ona söyle, arkamdan gelsin... dı - yerek denize atıldı. Banyo yapacak zan - nettiğim Için ehemmiyet vermedim; fa - kat bir iki saat sonra dönmediğini görün- çe merak ettim, Sandalımı çözdüm, biraz dolaşarak denizde onu aradım, bulama - dım. Dün sabah balıkcılar zavsjlı kızın ce- sodini Büyükada açıklarında bulup ge - tirdiler. Gözlerimden bilâ'htiyar yaşlar boşan- dı. Kayıkcıya bir şey söylemeden yürü - O günden sonra leylâklara düşman ol- dum ben. onlar taze bir vücudün ölümü- sebeb oldul “Son Posta,, nın ŞARK Yana, gazaPieln Terdime NEHARABINII A AİD KAYNAKLARI siyasi tefrikası : 16 5 eden Tflldeyin GK falğın 1815 senesinden sonra, Fransız polilikasının İngiltere ile anlaşma istikametini takib etmesi Fransızların | İ- sahille- müaâhedename hattaâ Basra körfezi Bu ranâa, rile adalarında bile oturmalarını mene-| diyordu (1). Nihayet, 1803 de, Firat vâ- disini nezaret altında bulundurmak ve Bonaparte'ın Suriye çölü tarikile proje- lerine mümanaat etmek için Mezöpotam- yadaki Arab şeflerile anlaşmak üzere 'Basraya bir İngiliz ajanı gönderildi. Lord Wellesley'den sonra, vali Coru- wallâs (1805), Barlow (1805-1907) ve bil- hassa Lord Minto (1807-1813) Hindistan- da İngiliz hâkimiyetini takviyeye çalıştı- İlar, hattâ hududlardan öteye ve civar ül- kelere teşmil ettiler: Sikh'ler ve Efgan- lar nezdinde, Sindde, İranda, Basra kör- fezinde ve Arabistanda nüfuz sahibi o:- dular. 1809 martında, Elphinstnne hususi memuriyetle Kâbile gitti. Hükümdar Şah Shoudja'dan Fransız ve İran ordularının Efganistan arazisinden muhtemel bir geçmelerine mâni olmak taahhüdünü is- tihsal etti. Ayni sene ağustosunun 23 ün- de ve 25 inde Sind le ve Sikh'lerle buna benzer mukaveleler imzalandı. Gardane heyetinin İrandan müfarakati o oradaki İngiliz âjanlarına meydanı serbest bırak» tı. Bunlar İranlılara yeni bir muahede kabul ettirdiler. Bunda İran şahı Hin- distan üzerine yürüyecek herhangi bir Avrupa ordusunun hareketine mâni ol- mayı taahhüd ediyordu. Buna mukabil, Büyük Britanya hükümeti İran istiklâ- Tini tekeffül etmekte idi. Bu muhtelif müzakereler esnasında, yüzbaşı Grant, Christie ve Pottinger Bülü cistanın bütün sevkuleeyş yollarını istik- şaf ve tedkik ettiler, O memleketin muh- telif şeflerile dostluk muahedeleri imza- ladılar. İngiliz bahriyelileri de Basra körtezini oralarını kaplamış bulunan hadsiz hesab- sız haydudlardan temizlemeğe başlamış- lsrdı, 1810 da, Amman sultanile bir iti- lâftan sonra bir İngiliz - Hind heyeti se» feriyesi haydudların Ras-El-Kheime'da- ki başlıca ilticagâhlarım tahrib etmiş, ge- milerinden elli kadarını yakmıştı. İngiliz ajanlarının faaliyeti Arsbistana ve Suriye çölüne de şümul peyda etmişti. Bundan da maksad Arab kabilelerinin bir Fransız istilâ ordüsile muhtemel el biriiğini müzakere edecek Fransız me- murlarının hareketlerine mâni olmak- tı (21. * Nâpoldön'un sukutu İngilizlerin Hin- d'standaki arazilerini müdafaa hususun- da İngilizlerin duydukları endişelere ni- hayet veremedi. Yeni Rus - İran harbleri ve 1813 deki Gülüstan muahedenamesile Rusların temin ettikleri kazançlar İngi- tere nazarında Fransız tehdidinin yerine Rus tehlikesini ikamet etmiş o bulunu- yorlardı. | Bu tehlikeyi Willlam Thorn ile “John Macdonald Kınneir 1818 de neşrettikleri bir kitab ile izah ettiler. Bu eser bir Av- rupa devletinin Hindistanı istilâ ihtime- “ni tedkik ediyordu. İki İngiliz muharriri Kizildeniz ve Bas- ra körfezi yolile bir heyeti seferiye gön- dermek fikrinin hayal addedilmesi lâzım geldiğini söylüyorlardı. Böyle bir tasav- vuru ciddi surette gözönüne alabilmek için yalnız Basra ve Suriyeye değil, Iraka (17 Gürcüstanın Ruslar tarafından istilâ- sından sonra, gah 1803-1804 tarihinde bu muahedeyi feshetti, (2) Gardane İngilirlerin Vehabilerle an- laşmağa muvaffak olduklarını oİmparatora baker verdi. Hattâ İngilterenin bu iitifaktan isiifşde ederek Bağdadı, Halebi ve Şami zaptetmesinden korkuyordu. Napoldon tarafından Suriyeye gönderli- miş olan memurlar arasında General Sebas- tani, miralay Boutin, M. da Nereiat ve Las- caris de Vintiville zikredilebilir. Bu son zat Lady Stanhope'un Suriye çölündeki teşeb- büslerinn sed çekmişti. Manmafih Lamar- tine'in Voynye eu Orleni eserinde yandığı Fatkalla Söyeshir'in hikâyelerine pek #timad caiz değildir gibi görünüyor. Kâşi! Pal- grave de 1862 ve 63 de Necid vahasında yap- seyahatten avdetinde naşrettiği eserde teslim ediyorlardı. Tedkiklerine şu lerle nihayet veriyorlardı: «İyi disiplinli, Avrupa zabitlerinin kus mandası altında bir İran ordus n Hin distan ovalarında karşılaşmış olduğumu? düşmanların en müdhişini teşkil etmesi pek ihtimal dahilindedir. Hindistanın zaptı kendisine bahren bir münakale yo: Tu açamıyacak bir Avrupa devleti için pek az fayda temin etmekle beraber Rusya politikası bizi en başlı şevket ve kudret kaynaklarımızdan biri diye telâk. ki ettiği Hindistan hâkimiyetinden mab- rum bırakmayı münasib görebilir, * Şimdi, Fransanın Hindistanı istil$ plânlarının tedkikine istinad ederek on dokuzuncu asırda Yakınşarktaki İngilla politikasına hâkim olacak büyük pren- s'pleri istihraç edebilmek kolaylaşmıştır. Hindistana karşı Suriye, Hazardenizi ve Oxuş yollarile tevcih edilmiş bir istilğ hareketi korkusu altında kalan İngiltere Fransayı Mısırdan, Suriyeden ve Arabise tandan uzaklaştırmağa çalışacaktır Rus yayı da Akdenizden, İrandan ve Efganis. tandan uzak tutmak istiyecektir. (Arkası var) — LİÇDİR BAŞLANAIC KOLAY ikiz OLMAMSTIR

Bu sayıdan diğer sayfalar: