20 Kasım 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

20 Kasım 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Resimli Makale: Hergün İki yolculuk Yazan: Muhittin Birgen gmanlı bayrağını taşıyan âlhl bir tekne, 919 baharında, İstanbul - dan aldığı bir yolcuyu Karadeniz yolile Amdo..ı sahillerine çıkarmıştı. Bu, Ata- nin ilk Anadolu yolcusu idi. yolcu, dün de ayni devrin son yolcusu oldu. Sanki gözlerimizi bir aç - miş, bir kapamış gibi, kısa bir zaman le, on dokuz senede geçen — vukualın ünü, değişen şeylerin derinliği- isterseniz iki geçiş ve iki yol- klara bakarak bunun kö 3 üzerinde düşününüz. 19 sene evvel alil bir O: ve tle & rin en dinç yüreğini, en ce-| ve en yılmaz azmini tı Türkiyenin en büyük — ve e binerek gene Anadolu- u yolcu, şimdi durmuş bir kalb, | göz ve sönmüş bir vücud lcu için artık hiç bir meçhul kalmamıştır. Ön dokuz sene evvelki se- yahat, bu devrin, Onun devrinin ilk A -« ahati idi, bu defaki de sonuncu e binerek yolı sür iradesini yordu. Dün Bazı insanıar ker şeyi güç, bazıları da kuvvetl ya gidı kapal olan bu seyaha! On dokuz sene evvelki dinç yürek, ce- sur irade ve yılmaz azim, bugün durmuş, , sönmüş, fakat; asla mahvolmıya- rak büyük bir ruha İstihale ün bütün me Dolma kalemle Bilardo Oynanabilir mi? sinin benliğine inkı- ın ve hâ - , büyük mü- 19 sene evvel Mus mal vapura binerken Onu, Galata Tıl da bir kaç yakın dostu, korka korka selâmlamıştı. Dün, Onu, ağlıya ağlıya ve haykıra kıra bütün İstanbul yola çıkardı. Vaktile, bu yolcu vapura binerken, Onun gidişin- den haberdar bile olmıyan Osmanlı İs - tenbul, düşman işgali altında, harab, pe- tişan, ezilmiş ve haltâ biraz da gafildı. Halbuki bugün öyle değil? kimin ve nereye gittiğini 1 belki mad « deten daha ha imparatorluğun temal ta nen o kadar mamur, o k r mamurdur bakasında, topların yer vaziyetinin isti ki bu ümranın kahramanı olan Büyük İn- ka ile vurulmasını güçleştirdiğini gören sanı selâmetlemek için evvelki gece hiç| İngiliz şampiyonlarından biri dolma ka- uyumadı; dün hiç oturmadı ve akşama lemini çıkarmış, onunla oynamıya kal » kadar da yemek yemedi. Mendili elinde, | kışmış, rakibi kabul etmemiş, bunun ü - onu kâh gözlerinden akan yaşlarla 1sla zine hakem, nizamnameleri karıştırmış, | tarak, kâh Ya ;vır_ı'lcnlmdı da stilo ile oynıyamıyacağı ka- lanan yolcuya son veda selimlarını Terini vermiştir. üü DG a n KA LAR A LA * (büyüklüğünü daha fyi ölçmek İstiyorsa- niz size şunları söyliyebilirim: Osmanlıların Rumeliye geçtikleri — ve tanbula yerleştikleri tarihten sonra, A- tatürk Anadolu topraklarına gömülecek olan ilk Türk devlet reisidir. Osmanlı İs- VS daki buş'on yakın dprta makabil, | <o ada he Gkmedit Çzganl, İstan - buğün arkasında bütüc tir şekir közest | 'ida kandisi idin e$t K yurü yarattıs $ |İstanbulu vatan, Anadoluyu gurbet ta - nin ayrılık göz yaşlarını gören aziz yol-| M :pî';'rd'[”n“ """'L" derecesini şımdi | Ai L L ernek için Türkiyeyi vatan : giriştiği mücadelede Ana- * ış, ruhunun bü 19 sene evvel, yeni bir devir yaratmak ondan almıştı. Bugün de son uy - azmile yola çıkan Mustafa Kemal Paşa, kuum uyumak için Anadolunun kuca »| ğini ve kendisini ne- ( Gena atılıyor; ondan aldığı kuvv selâmetle Ah, bu hazin Ş Ah, tekrar kavu: tesellisinden de rilık ve hazin veda! uluk ve ebedi gidişi |, , saatini beklemek rum olan acıklı ay- 'erleri, | ondan topladığı feyzi, bu defa artmış, bü- yümüş, her tarafı kaplamış muzaffer bir | * İruh halinde, gene ona iade etmek içindir ki Atatürk son seyahatine çıkıyor ve son defa olarak Anadoluya gidiyor! Mustafa Kemal Paşa Ankaraya ilk de fa geldiği zaman orada yalnız bir hara- be bulmuştu; ayni şehre son defa olarak girdiği zaman, artık karşısında bir ma- ni hiç bil ordu. Fakat, bu- gün Atatürk her şeyi Gittiği yer, | muzafferiyet iklimidir; ufuklarında mu- azzam bir zaferin yaratıcı ve yaşatırı ha- nuş olan İnkılâb mamuresine ve ü toprağına gidiyor. O toprakla ebedi bir kucaklaşmaya gidiyor. Samsu- Na ayak bastığı gün, bütün aşkile öptüğü ve üzerinde ruhu mamur bir millet için medeni bir memleket kurmıya yemin et.| tiği bu toprağa, artık At rette kavuşacak, büsbütün ona karışa - caktır. Türkün bu en dinç yüreği bu en keskin iradesi ve yıkılmaz azmi bu top - Tağa karıştıktan sonradır ki asıl o zaman Anadolu tam manasile bir Türk toprağı olacak! Ey mübarek vatan toprağı, ey A- madolu, seri bütün tarihinde ilk defa ola- rak Türkün temiz, kahraman, medeni ruhile kat'i bir-kucaklaşma ve karışma yapıyorsun. Sevin! * Mustafa Paşadan Samsun yolculuğundan İzm kadar geçen zaman zarfın S TER || — Bir arkadaş anlattı: kat adam akşam üzeri gelerek paramı sıkılarak eve döndüm, bir de baktım ki sakin: — Ben meseleyi hallettim, diyor, cidden güzel bir yer. Kemal Atatürke, seyahatine İnkılâbın İSTER rürler. Her şeyi güç gören hiçbir işe başlamaz, daima hare- ketsiz kalmaya mahkümdur, her şeyi kolay göreni bekliyen akıbet ise ekseriya hayal sukutuna uğramaktır. n kuvvet. |© Ataya son selâmı verebilmek için alayın geçeceği cad- || delerden birinde münasib bir yer arıyordum. bilinde bir dükkâncı ile mutabık kaldık, memnundum, yordu, şüphesiz daha fazla vereni bulmuştu, 20 lira verdim, fakat Adres sordum, meğer benim 5 Hraya tuttuğum yer de- | BON POSTA her şeyi kolay gö- geZ Hergün bir fıkra Marsilyada hastalanan Marsilya tarikile Parise giden bir ; yolcu Marsilyada iken hafif bir Ta- hatsızlık geçirmiş, bir doktor çağırt- mişti. Doktor hastayı dikkatle mua- yene ettikten sonra: — Zatürree! Dedi. Yolcu gülümsedi: — Desenize ehemmiyetsiz bir has- talık. — Ehemmiyetsiz bir hastalık mı? — Şübhesiz... Siz Marsilyalı değil miziniz doktor. — Evet. — Doğru söylemişim, ehemmiyet- siz bir hastalıktır. Sizin zatürree de- diğinize bakılırsa hafif bir grip geçi:- TİyYoOrTUM, Na Romada Papanın Tahtı tutuştu ! Romada Senpeter kilisesinde büyük ce- maatin huzurunda yapılan bir âyinden sonra, Papanın oturduğu taht ateş al - mıştır. Bu da, kilisede, tahtın bulunduğu sandukanın etrafinda yanan yüzlerce mumun hararetinden ileri gelmiştir. Kilisede her hangi bir panik çıkmamış ise de, bir çok kıymetli eşya ile, tahtın üzerinde bulunan işlemeler harab olmuş- tur —< |mure vardır. Bu mamure, hiç bir şey de- ğı.sı bir timsaldir: Mustalfa Kemalin hati ile Atatürkün İzmit se- ati arasındaki zaman zarfında Türk- lüğün nasıl yükseldiğini gösteren bir timsal! Uğ z î Y eaaklee d, lar olsun, Atatürk... Sen Ana dolu topraklarında yattıkça, o toprakl. ra vereceğin feyiz jile Türk, daha pek b yük işler görecek ve memleketin her ta- rafını Ankaraya benzetecek! Sen arlık meçhul bir latikbale gitmi sun, Türkün ne yapacağını biliyorsun! düsterih ol! Muhittin Birgen İSTER Bil mi? Fakat daha fenası var. Dün sabah çıktık, 5 Bira mukâ- geri verdi, özür dili. akşam canım kardeşim müsterih, nihayet yarım saat | bol bol vaktimiz var, diyorduk. Hakikaten öyleydi. Yalnız köşe başına vardığımız zaman iş değişti, caddeye çıkmak mümkün değildi, bir başka yol bulalım, dedik, geri dön- dük, arka taraftan dolaştık; başka bir köşeden caddeye çık. - Güç iş, kolay iş.. Dünyada hiçbir iş, adamına düşmek ve zamanında başlan- mak şartile güç değildir. Başarılamıyacak iş de yoktur. Fa- kat her iş, her adam tarafından görülemez, muvaffak olmak istiyor musun, işi güç görme, ayni zamanda da kendı kuv- vetini ölçmeden kollarını sıvama. SOZ ARASINDA Amerikanın “ Milgoner Mahcub gelini ,, Resminı gördüğünüz bayan, Amertka - nın tanınmış milyonerlerindendir, $8 ya- gındadır. Buna tağmen daha hâlâ hâkiki sevgiyi bulamadığına inanmaktadır. Ona, «mahcup gelin» Ünvanı verilmiştir. Zira beş defa niyet ettiği halde her seferinde evlenmekten caymıştır. Her defasındla da «sevmedim, sevemedim, onun için evle- h nemedim!» demiştir. Milyoner kadın dehşetli çocuk merak - lısıdır. Bir çok fakir çocukları beslemek- te, giydirmektedir. Şimdi gene Amerikanın milyönerlerin- den birisile nişanlanmıştır. Ona: — Seni daha sevmedim. Seversem, ka- rın olacağım, istersen bekle.. demekte -| dir, “Şişmanlamamak mı istiyor- sunuz, yemek yeyiniz! ,, «Genç kalmak, çok yaşamak mi - isti- yorsunuz? İstediğiniz kadar, mideniz do- lırıaya kadar yeyiniz. Yalnız, ilkönce iğacınız olan, midenizini ihtiyacı bu- leri, ondan sonra da istediğini- Gözlerinizin paflaklığını muhafaza et- mek için de, havuç usaresi içiniz. Sebze sularını tercih ediniz. Diyet yapacağım diye asla pehriz yapmayınız. Şişmanla- mamak için, limonlu şeyler yeyiniz. Ço- cuklarınıza asla şeker vermeyiniz, diş- lerini bozarsınız.> Bunları söyliyen Amtrikanın en meş- hur doktorlarından biridir. KAT SN YO AD OŞ Gare L KİK LA S EA L Flar L ae YA Ç ÜB SN İNAN, İNANMA! saal 6 da evden sonra dükkânda bulunacaktık, mak istedik, heyhat orası da kesikti, ve bizim günümüz iki İNAN, İSTER üç saat oturmak hakkını 20 li gtrebilmek için dük makla geçti. Bu talihsizliğe: ya satın aldığımız dükkâna köna yet S0 metre mesafede dolaş- İNANMAI!L Yarın Büyük Ölünün hatırasına yapılacak son ihtiram Ebedi Şefin aziz nâşı Ankarada mevkii mah- susuna konulurken bütün yurdda herkes olduğu yerde 3 dakika duracak İstanbul belediyesinden: 1 — Ebedi Şefimiz Atatürkün azif nAşlarının 21/11/938 pazartesi günü An“ karada mevkil mahsusuna vaz'ını mü * teakib yurdun her noktasında Büyük Ö* lünün hatırasına son bir ihtiram olarak herkes olduğu yerde ve ayakta hürmet vaziyeti alarak üç dakika tevakkuf edt” cektir. Bütün nakil vasıtaları da oldul* ları yerlerde üç dakika duracaklardır. n Galata ve Beyazıd kü * İlelerile Kadıköyünde mevcud sirenler ti* mmam saat on altıda bütün kuvvetlerilt |salmağa başlıyacaklar ve Denizbank ve girket vapurları dahi ayni saatte nerelef |de bulunuyorlarsa canavar düdükleri ça mak suretile bu saatin hulül ettiğini hâk ka bildirmeğe yardım edeceklerdir 3 — Bütün şaatler 21/11/938 zevalin * de Galata kulesindeki vakit küresile aytf edilecektir. Türkiyedeki iran kolonisinin teessürü Kardeş İranlılar “ Ulu Önder “Atatürkün ölümü insanlık ta- rihinin en acı sayfasını teşkil ediyor,, diyorlar Gazetemize gönderil " «Dost VE iyede tıpkı öz ülkemizdi 1 gibi yaşayan biz İran k.v]ıı'IİS'l n bir muhabbetle bağlı bulun yduğu' muz kardeş Türkiyenin uğradığı ©© derin, en k, en unulmaz y matemine bütün kalbimizle ort duğumuzu beyan ederiz. Tarihin eşine rastlamadığı uıkâal bir kurnandan, dâhi bir asker, devit adamı, büyük bir insan-olan Ulu U” der Atatürkün ebediyete göçüşü hiğ şübhe yok ki insanlık tarihtnin en 90 en kara sahifelerinden; birini — te ak Of nlı İmparatorluğunun müste : zerinde çelikten iradesi, büt kaynayan ebediyetler Kâ / n vatan sevgisile yeniden ülke yaratan Yüce Atatürkle Şahil hımiz Âlâ Hazreti Hümayun Pehlev' nin aralarındaki r et ve kırdd lik bisleri tarihe altın kalemle kayd” dilen zerrin bir sahife daha katfi asırlarca süren iki kardeş milletit 'ı, ıztırabları o iki büyük fi dehakâr ve adkâr irade ve b bir anda dinmiş, İran ve 'Türkiy tün dünyaya örnek olacak bir bağ'af la birbirlerine bağlanmışlardı. Nit Şahinşah Âlâ Hazreti Hümayunun tanbulu teşrifleri sıras: sına buyurdu “ T ler sız!er de 5$8 yurdunuzda imişsiniz gibi j; şayınız» sözleri tam bir hakikatiN cellisi oldu. Dost Türkiyenin engin misafirlik ğ kardeşlik nüvazişleri arasında ayni mimiyet ve muhabbetle yaşayan. İran kolonisi, Türk kardeşlerimizitı ebedi ziyaı karşısında duydukları (Devamı 7 inci sayfada) ( İKİNCİTEŞRİN

Bu sayıdan diğer sayfalar: