20 Kasım 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

20 Kasım 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4 Sayfa 8ON POSTA Ehedl Şefin cenaze merasiminde bulunmak üzere tayyare ile bir İspanyol heyeti Ankaraya gidiyor Ecnebi heyetler reislerinin «Son Posta,, ya beyanatları “Ankarada bulunduğum zaman güneşe bakar, fakat bu güneşi ufukta değil, Çankayada görürdüm ,, Ankaraya giden Efgan, Fransız, Belçika ve İtalyan heyetleri reislerinin ihtisasları Dün sabah muvasalatlarını bildirdiği « miz Yunanistan, Fransa, İtalya; Alman- ya; Yugoslavya; Belçika ve Estonya he- yetleri; kısmen Perapalas ve kısmen de Tokatlıyan otelinde misafir edilmişler - dir. Ecnebi heyetler, dün akşam saat 19.30 dan itibaren muhtelif fasılalarla yola çı- karılmış olan trenlerle Ankaraya bare - ket etmişlerdir. Eişan heyeti reisinin beyanatı Ebedi Şefin cenaze merasimınde kar - deş Efganistanı temsil edecek olan he - yetin reisi Eğganistan kralının amcası altes Veli Han, dün akşam bareketinden evvel Tokatlıyan otelinde gazetecileri ka- bul ederek, demiştir ki: «Büyük Atatürkün ufulünden dolayı tosssürümüz o derece derin ve sonsuz - #ur ki, bunu ifade etmek için kelime bu- lamıyorum. Çünkü Atatürk, yalnız Tür- kiyenin değil, bütün Şarkın Atası Idi. Büyük mateminize, Efgan kralı ve hü- kümeti olduğu gibi bütün Efgan milleti Ge candan iştirak ediyor. Bu samımı! tecs- #ürümüzün bir tezahürü olarak, Türk bay reğinin matemi devam ettiği müddetçe, Etgan bayrağını da yarım çekmek için bütün ecnebi memleketlerdeki mümes- sillerimize talimat verdik. Sizin ve bizim için yegâne teselli nok- tası gudur ki, Türk milleti Atatürke ha. Yef olarak ittifakla İsmet İnönü gıbi kuv- vetli, dirayetli, âdil ve azimkâr bir şah- gyeti kendisine Şef intihab etmiştir. İngiliz kralının taç giyme merasimin - de Londrada, kendilerini yakından ta - Dimak fırsatını bulduğum İsmet İnönü, Türkiyeyi Büyük Önderin çizdiği yol - dan götürecek ve daha pek çok yüksel « tecek en kıymetli şahsiyettir. Tekrar şunu söylemek isterim ki biz Efganlılar, gerek gamda, gerek meserret- te, felükette ve saadette daima Türkiye Ne birlikteyiz. Türkiyeye karşı besle - diğimiz muhabbet o kadar kuvvetli ve derindir ki, bunu hiç bir çey sarsamaz.. Frumnsız heyeti reisinin beyanatı Fransız heyeti reisi, dahiliye namırı ve gaki Ankara büyük elçisi Albert Sarraut ta ihtisasatını şu cümlelerle ifade etmiş - tir: — Vaktile memleketinizde Fransayı temsil etmiş bir adam sıfatile tekrar Tür- kiyeye geldiğime memnunum. Ancak çok #cı bir vesilenin ziyaretime sebeb oluşu beni cidden müteessir etmektedir. Bu Bü- Yük Ölüye Fransanın taziye ve tazimleri- ni getiriyorum, Ankarada bulunduğum müddet zarfın- da beni itimad ve dostluğu ile taltif bu- yuran Gaziye karşı derin bir hayranlık besliyordum. Bütün Fransa, Onun kıyme- tini takdir ediyordu. Atatürk büyük bir finkılâbe idi ve bütün eserleri birer in « khlâb eseridir. Şu anda duyduğum tees - #ür memleketimin hissiyatının hakiki ifa- desidir. Bu sebeble - bu gibi bır fırsatta tâbir caizse - Atatürkün — cenazezinde Fransayı temsil edecek heyetin rıyaseti- me intihabımdan dolayı büyük bir şeref duyuyorum. Ankaraya büyük bir heyecanla gidiyo- Tum, Zira orada Türkiyeden ayrıldığım- dan sonra tahakkuk ettirilen şayanı hay « vet inkişaflara şahid olacağım. Oradaki #serler, Mustafa Kemalin dehâsının ve :fhdı.lınmn enerjisinin birer timsali- Ankarada tesadüf edecöğim Atatürkün arkadaşlarına şunları söyliyeceğim: «— Kat surette eminim ki, Atatürkün balefi İsmet İnönünün idaresinde, Tür - kiyenin büyük terakki ve inkişafı sadik2- he sürette devam edecektir.> Bütün Fransanın, büyük bir dost telâk- H ettiği Türkiyeye derin dostlük temen- nilerini getiriyorum. ei ae üüi süretle Gtifadeye düraden başka Ankaraya giden Yunan heyeti İstasyonundan 'Türkiye ile Fransa arasında kalb ve his birliği vardır. Türkiyeye yüreğimiz- de yer vermiş bulunuyoruz. Hatay mese- lesinin hallinden sonra, iki dost millet asrasında hiç bir ihtilâf kalmamıştır. Salı günü Cümhurreisi İsmet İnönü ta- rafından kabul edileceğim ve ayni gü- nün akşamı İstanbula dönerek, doğru Pa- rise gideceğim.» Dost Fransanın dahiliye nazırı dün E- mile Bertrand kruvazörile Yavuzu A - dalar açıklarına kadar takib etmiş ve ak- şam üzeri İstanbula gelerek, Perapalas otelinde bir müddet istirahat ettikten sonra 8,30 da hareket eden trenle Anka - rayâ gitmiştir. Belçika heyeti reisinin sözleri Belçikanın eski Ankara elçisi olub, Bel- çika kralını temsil edecek olan fevkalâde murahhas De Reymond da hareketinden evvel Perapalas otelinde gazetecilere şun ları söylemiştir: «Atatürkü şahsan tanımak şerefine nail olmuştum. Kendilerine karşı beslediği hürmet ve hayranlık sonsuz olmuştur.» Çankayadaki güneş Ankarada bulunduğum zaman gü - neşe bakar, fakat bu güneşi ufukta de- ğil, Çankayada görürdüm. Ve samimi- vetle diyebilirim ki, hakikt güneş Çan- kayadaki güneşti. Atatürkün elim ziyaı, dünya için büyük bir kayıptır. Onun yüksek de- ha ve azimkâr karakterine karşı bü - yük bir hayranlık besleyen Belçika Kralı, bu duygularını fillen de izhar et- mek için beni, Büyük Ölünün cenaze merasiminde hazır bulunmağa memur etti. Bütün Belçikalılar, mill! matemini - ze samimi! bir surette iştirak ediyorlar. Meb'usan meelisinde, Atatürkün yük- | sek hatırasını taziz için yapılan teza - hürat bunun bir delilidir..» İtalyan heyetl reisinin beyanatı Evvelce İtalyanın Ankara büyük el- çisi bulunan ’ınlyın heyeti reisi Ba- ron Aloizi de şunları söylemiştir: «— Uzun müddet Ankarada sefir ©- larak bulundum ve bu münasebetle Atatürkü şahsen tanımak şerefine na- il oldum. Büyük Şefinizin ziyaından layı duyduğum teessür pek derin ve samimidir. Onun kıymet ve mezi- yetleri her takdirin fevkindedir.» İspanyol heyeti Ankara 19 (AA.) — Atatürkün ce- naze merasiminde İspanya Cümhuri- yetini Nafıa ve Münakalât Nazırı B. Bernardo Giner de Las Rios'un riyaset! altında ve Barselon garnizonu kuman- danı General Riguelme ile sahil batar- yaları başkumandanı General Matz, visamiral Tutentes ve protokol şefi B. m__——_'____ı ş K gÜN ee - reisi General Metaksas Sirkeci çıkarken |Coreaga'dan mürekkeb bulunan bir heyet temsil edecektir. Barselona'dan tayyare ile hareket etmiş olan heyet, pazar günü öğleden sonra Ankaraya varacaktır. (Son Posta: Heyet bugün öğleden ev- vel Yeşilköy tayyare karargâhma ine- cektir.) Heoyetler Ankarada Ankara 19 (ALA.) — Atatürkün ces nazesinde hazır bulunacak olan Bul - gar, Irak ve Fransız mandası altındaki memleketler heyetleri bu sabah şehri- mize muvasalat etmişler ve istasyon - da Hariciye Vekâleti protokol şefi ve askerf ve mülk! zevat tarafından me- rasimle karşılanınışlar ve haklarında |askert Ihtiramat ifa edilmiştir. Misafir heyetler, Ankarapalas ote - Hine misafir edilmişlerdir. Askeri kıt'alar Ankara 19 (A.A.) — Atatürkün ce- naze merasiminde memleketleri ordu- Tarını temsil edecek olan askerf kıt'a - Jar, bu Ssabahtan itibaren şehrimize muvasalata başlamışlardır. İran kıt'ası sahah saat 8 de, Bulgar ve Yugoslav kıt'aları 8,40 ta, Emden kruvazörüne mensub Alman kıtaatı sa- at 14,10 da Ankara garına muvssrlat etmişler ve Ankara garnizon komutanı General Kemal Gökçe, merkez komu- tanı, her kıt'antn mensub olduğu sefa- ret ataşemiliterleri ve sefaretler erkâ- nı tarafından karşılanmışlardır. İstasyon dışında başlarında mızıka olduğu halde yer alan bir askert kıt'a- |mız misafir kıt'alara selâm resmi teati Vetmiş ve misafir kıt'alar bundan son- ra mihmandarlarile birlikte Ikametle - |rine tahsis olunan mahallere gitmişler- | dir. İran ve Yugoslav kıt'aları harb o - kuluna, Bulgar kıt'ası polis okuluna, Alman kıt'ası Gazi Terbiye Enistitü - süne misafir edilmişlerdir. Antalyada portakal ihracatı Antalya (Hususf) — Bu sene porta- kal geçen senelere nazaran az mahsul vermiştir. Fakat daha büyük kıt'ada ve daha lezizdir. Birçok kimseler İs - tanbuldan gelerek mubayaatta bulun- maktadırlar. Limon ve mandalin dahi ayni rağbeti görmektedir. Bigadiçde yeni hükümet binası Bigadiç (Husust) — İlkbaharda in- şasına başlanan yeni hükümet konağı ikmal edilmiş ve nahiye memurları yeni binada çalışmağa baylumgılar « dir. Ankara matem içinde Mukaddes Ölüyü bekliyof Ankarada Mecliş binası önünde yapılan katafalk (Baş tarafı 1 inci sayfada) gürub manzaralarındaki kızıllık, unul. maz bir yara ile kanayan yüz binlerce kalbin sanki aksinden başka bir gey de- Çildir. Kırlar, yamaçlar, bir sevgilinin iştiya- kile solan âşık şehrelerini andırıyor. Ma-| tem havası, şahrin her bucağına sinmiş, bütün sesleri hançerelere tıkmış, sustur- müuştür. Evlerde, yollarda, kahveierde, 0- tellerde, mekteblerde, devairde, fabrika- larda, büyük felâketleri takib eden bir şaşkınlık, bir yorgunluk var, Gece, gökyüzünde ışıldayan yıldızlar, Asüimana fışkırıp orada asılı kalmış göz yaşları gibi titriyor.. ve hep bunlar gös- teriyor ki, vatanın bağrına çökmüş derin bir acı, sonsuz bir ıztırab, mateme yaban- € kalan bütün duyguları gönüllerden u- zaklaştırmış, silmiş, süpürmüştür. Çankayaya ulaşan yolda sessiz - dola- şanlar görülüyor.. Onun ebediyen ayrıl- dığı makamı tavaf etmeğe, O'nun gezdi- Bi, yaşadığı ve yaşattığı yerlerde, haya- Hni canlandırarak kana kana, sindire sin- dire ağlamağa gidiyorlar, Gruplardan biri Kavaklıdereye sapan yolun hizasında duruyor. İçlerinden bi- ri, arkadaşlarına bir noktayı işaret ede- rek: — Ona, en son defa şurada Tastgeldim, diyor.. bakışlarımız karşılaştı. Ruhumda hâlâ onun sıcaklığını hissediyorum! İlkmektebler, bayağı günlerde olduğu gibi, birer gürültü kaynağı olmaktan çık- | mıştır. Minimini Türk yavruları yetim- | Hklerini içten duymuş, boyunlarını bük. müş, Atalarının ruhunu tacizden hazer ederek, susuyorlar. O büyük ruh filhakika her yerde dola- peyor. Yarıya inmiş sancakların kıvrım- larında, Meclis kürsüsünde, dermansız derdini haykıran gençliğin arasında, Çan- kaya tepelerinde, Çiftlik yolunda., her yerde O! 'Türkiye Büyük Millet Meclisinin cüm- )4 kapısı önünde iki gündenberidir geceli gündüzlü bir faaliyot göze çarpıyor. O- rada yapılan bir takızafer midir? Heyhat ki değil! Ölümün zaferini tes'id etmek için hangi eller tak yapar? Bu bir katafalktır. Mukaddes ölü, sev- gili milletine son defa burada vedalaşa- cak. Ameleden birine sokuldum. — Ne yapıyorsunuz, burada? Temiz bakışlı gözlerini bana çevirdi.. içini çekti: — Sorma, beyim! dedi. Bunu yapgaca- Bıma, keşki babamın evini yıka idim!. Neyleyim? Vazifet, Oracıkta Atatürkün kırk yıllık vefa - kür arkadaşı, ilk gününden ona iman e- dip, harbde, sulhte yanından ayrılmamış olan emekli erkânıharb albayı ve Kırşe- kir mebusu Müfid Özdeşe rastgeldim. Beynine bir tokmak darbesi yemiş gibi, mağmum, perişan, muztarib, münhedım.. benliğini dolduran onun hayalini, ma. leri huzurile şereflendirdiği zaman otuf” duğu parmaklıklı köşe kuşu uçmuş bİf kafes gibi mahzun, mükedder, kapalı dü* ruyor. Onun can veren, neş'e veren varlığıf orada bir daha görmiyeceğiz! Siyah tüllerle çerçevelenmiş resiml” tihin önünden, herkes ayaklarının uclâ* rına basarak, hürmetle, tazim ile, buş ile eğilerek geçiyor.. sanki bunlar alelir de resim değil.. her biri bin hatıra bi emel taşıyan birer canlı bergüzardır! Şehirde, yarıya inik bayraklarda en Ü* fak bir hareket, bir kıpırdama yok. henı kaplıyan eşsiz elemi, eşyada mi dÜ" yuyor acaba? Ben, bayrağımı hiçbir vakit böyle dUf gün görmedim.. hiçbir zaman onun KIV” rımlarında böyle bir matem havasi €$” medi.. Mustafa Kemalin zaferden zafer? ulaştırdığı şanlı vatan sembolü şımdi h& pimiz gibi onun yokluğuna ağlıyor. İstasyon tarihi günlerin manzaras! arzediyor, Hazırlık, fanliyet son derett Fakat, öten lokomotiflerin — seslerindt bile yaralı bir insan feryadının canhıraf ahengi var. Geçen yaz, O buradan hinmiş, Boğazi” çinin mutedil ikliminde sıhhat ari Bitmişti., Yarın, uğurlamağa gelen arkadaşlaril? vedalaştığı ayni noktada, tabutu tre' inecek. Ankaranın bunü tasavvura — bile 8 hammülü var mı?. Bir çamur — yığıtti” dan, onun icazkâr elile on yılda hir Mü” mure olan Ankara, Atatürkü daima, diyete kadar başında görmek — 'sl şimdi koynuna alacak, Bu akşam güneş gene ufku kana boY* yarak battı.. Yaralı bağrımızdan sızan kanlar, yeti” başşehrin ufuklarında mı birikiyor?: mun mukaddes nüşını selâmlamak ! — ————. ŞEREAA ŞĞ0 Antalyada ışık söndürme tecrübesi Antalya (Hususi) — Tuşrin&slî”g 15 jinci günü akşamı saat 20 den 20 grt çuğa kadar devam etmek üzere Lıîkııv. maskeleme tecrübesi yapılmıştır. * , rübe neticesinde verilen talimata ;;,4 kırı hiçbir hareket vuku bulmlmm* Şehir tamamen zülmet içinde Kaf aat 20 buçukta öten düdükle lambsl tekrar yanmıştır. Bigadiçde selektör makine$İ Bigadiç (Husust) — Ziraat W'“, tinin gönderdiği son sistem. 8€ makinelerinden biri de nahiyemiz€ a rilmişti. Nahiyeye bağlı köylerin ’f dimile nahiye merkezinde bir biNü * pılarak makine yerleştirilmiş, tam yet temzede Meclisin cebhesinde, nemli na- zarlarile araştırıyor gibi idi, Ankarapalas her zamanki — müşterile- rinden tahliye edildi. Dünyanın her bu- cağından, tarihin en büyük şahsiyetine vazifel tekrimi ifaya koşan heyetler bu- rada misafir edilecek. Bunlardan en ön- ce gelen dost, kardeş İranın necib mü- messilleri oldu. Aşağıda, orta yerdeki büyük salonda, Atatürkün resmi baloları, resmi kabul: y VU z hüum ekme zamanında çiftçiye tayda , min edecek şekilde çalışmağa başl mıştır. Bigadiçde Parti kongresi .. Bigadiç (Hususi) — Kamun y' rulu yıllık koöngresini akdetmi$: — fiyt ocakları mümessilleri köyleri iŞİN " ög dalı dileklerde bulunduktan mnl"lm,. ni yönetim kurulu seçimi )'IP";I', başkanlığa Vehbi Çamili intihab miştir,

Bu sayıdan diğer sayfalar: