31 Aralık 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11

31 Aralık 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

(Baş tarafı 1 inci sayfada) Kongrenin öğleden önce reis vekilleri Ahmed Takıldayı ve Faik Kaltakkıran başkanlıklarında yaptığı iki — toplantı, kongre komisyonları tarafından — tetkik edilerek umum! heyete tevdi edilmiş ©- lan muhtelif zrraf mevzua aid mazbata- lar okunarak tasvib edilmiştir. Kongre öğleden sonra da Rahmi Köken ve Ziraat Vekili Faik Kurdoğlunun baş- kanlığında olmak üzere iki toplantı yap- mıştır. Ziraat Vekili Faik Kurdoğlunun riya- set ettiği kapanış cebesinde müteaddid hatibler söz almışlardır. Müzakerenin ortalarına doğru Reisicümhur İnönü yan- larında B. M, M. Ressi Abdülhalik Renda ve Başvekil Celâl Bayar olduğu halde Riyaseticimhur locatına girmişler ve köngre delegelerinin coşkun ve sürekli alkışlarile karşılanmışlardır. Kongre tam yedi dakika ayakta, var ol, yaşa nidalarile İnönünü selâmladı. He- yecan azamt haddini bulmuştu. İnönü, mütebessim ve memnmnua, büyük alâka ile köylüleri dinliyordu. Kongre müzakerelerinin bundan son- raki kısmı Milli Şef'in hüzurlarında geç- miş ve sant 19 a doğru reis Faik Kurdoğ- Tu vaktin gecikmesi dolayısile müzakera- ta nihayet verilmesini istiyen bir takrir Lerllmiş olduğunu söylemiş ve demiştir — Söz almış delegelerden 29 ü söz söy- lemiş bulunuyar. Daha söz söyliyecek 42 deleğe vardır. Müzakerenin kifayeti hak- kında otuz aza Je imza edilmiş olan tak- Tir akunacıktır. Tasvib veya ademi tas- Vıbi tmumi heyete siddir. Başkanın bu sözlermi müteakib oku- nan takrir tasvib edildiğinden umum! Tüülzakereyo nihayet verilmiştir. Ziraat Vekilinin nutku Ankara 30 (A.A) — Birinel köy ve zirant kalkınma kongrestni kaparken Ziraat Vekili ğı Kurdoğlu aşağıdaki nutku söylemiş. Şef, birinet köy ve ziraat Kalkınma kon- €resinin sayın üyeleri: Kongremla, ele aldığı bülün mevzular Ö- #erinden, değerli kararlara varmış bulunu- Yyor, Bunlar, şüphesir Türk köylüsünün, Türk Çifteisinin bütün, meseleleri demek değll - Gir, Fakat bunlar bu meseleleri, daha iyi, aha gralı ele alıp da, daha hızla başarmak için, Jüzumlu olan ana yollar, ana fikirler, Arkadaşlar, Biz, bu kararlarınınca ve dört gündür, en düyük intizam fakat en ateşli bir sarılışla Ttçen münal istismasız bütün Türk milletinin, millet ve vatan meselele - Pindeki seri kavrayış, irade ve kargr veriş Kudretini, bir kere daha iİsbat etmiş öldu- Buz, inönünün sözleri «Bu milletin, her kövünde bir başvekll o- tordutunu bilmeli, diyen MN Şef, İnönü, he doğrü söylemiştir. MHayır arkadaşlar, İnönü bunu söylüyeli. sekir yıl oldu. Ata - türkün yaktıfı ve Onün, fasılasır besleyip Yaymakta olduğu şık, bu memleketin her nti şimdi, vatan ve millet meseleleri kar- #anda yılmadan, güzünü kırpmadan. —en feragatll, en İsabetli kararları, bir tek ağız Eiİbi. bir tek hamlede verecek başları dol - Gurmuştur. Biz, 'Türk köylüsünü, 'Türk cifçisini şeref- , Nyakatle tems'i eden kardeşler. siz. bu - :î;n bunun burada, en parlak delilini ver - niz. Verdilimir kararları, Nân ettilimiz. tör Ve #lrant kalkınma davamızı. ne kimseve boş görünmek, ne de gün öldürmek için ver- Miş bulunuyoruz. Gene Tnönünün sözlerile, eyüksek. mede- Di, feri millet olarak var olmak ve dalma fstün, datma daha fMeri millet olarak var kalmakı için Türkiyenin böyle hareket et - Mete merbur olduğuna İnanıyorur. r ve sebatlı, bıkmadan, yılmadan doĞ- Ta hedefe gidecefiz. “Tükenmer varlık Aziz arkadaşlarım, Butün, ber milletin bizmat kendisi olan Atatürkün bu millete biraktıli en büyük Mzine, sapan arkasındaki köylüde keşfetti- Bi, üztün tekâmfi kudreti. iİstiyakı ve bimu kiymetlendirmek için kurduğu Türk reli :ıll. 'Türk inkılâb relimi, Türk Cümhuriyetl- ir, En hızla, şahikasına - ermek istediğimiz Bütün milli davalarımızda olduğu gibi. köy Ve ziraat kalkmma davamızda da burün ve varlık önündeyiz. Barfma mecbur kalacağımız hiebir emek, Paracağımız netilceden daha büyük olamı - Facaktır. Çetin olduğunu biliyoraz, fakat yılmıyo - Taz ve İnönünlün sözlerini, inanla tekrar e- Giyorurz: Mit idenle ulaşmak için saruri görülmüş harekete milli şuurumuzun haricinde fikâeak kadar muğlak ve milletimizin tır - Tarın ta.. tepesine erişemiyoceği kadar sarp idir.a Arkadaşlarım, BDavamızın, sadece bir ziraat hamlesi 0l- ON * LA T ERER Cümhurreisinin Başvekile telgrafı Ankara 30 (AA.) — Birinci köy ve 2i- raat kalkınma kongresi tarafından çe- külmiş olan telgrafa Roisicümhur İsmet İnönü aşağıdaki telyazısı Te mukabele etmişlerdir: Celâl Bayar Başvekil ve birinci köy ve ziraat kal- kınma köngresi umumi reisi ANKARA Birinci Köy ve zirnat kalkınma kongre- sin d hakkımda gösterdiği yüksek ve sa- mimi hisleri bildiren telgrafınızdan çok mütehtesdlâ oldum . Cümhuriyet ilk gündenberi köylülerin yükünü azaltmayı ve onların refahını artırmayı gözödünde tutmuştur. Dal - ma halk arasında geçen hayatımız ve müşahedelerimiz, — milletimizin —büyük kütlesi çiftçilerimizin geçim seviyekiri- ni yükseltmek için daha geniş ve ameli | Birinel küy ve ziraat kongresini, bü - yük bir milli meseleyi ortaya koymak i- çin hayırlı bir teşebbüs addediyorum. Sisi ve Cümhurtyet hükümetini bu kıy- metli teşebbüsten dolayı tebrik ede - rim. Kongre azalarına selâm ve sevgile- rimin iblâğ buyurulmasını riox ederim. Reisicümbhur İsmet İnönü Ankara 30 (AA.) (.. Büyük Millet Meclisi Reisi Abdülhâlik Renda ziraat kongresi tarafınıdan çekilmiş ölan tel - Egrafa şu suretle mukubele dir: Celâl Bayar ea Birinci köy ve xirnat kalkınma kongresi başkanı ANKARA Birinel köy ve ziraat kongresi ve ü - yelerinin Izhar ettikleri samimi hiasi « yata teşekkür eder, muvaffakiyet te - mennisile #aygılarımı sunarım. | | madığını biliyorsunuz Davamız, Partimi - zin bütün dür.ya Partilerinden üstün bir Kgörüşle iktundi, içtimal teşkilât vahidi olarak ele aldığı Türk köyünün yükseltilmesi ve en füstün ve en devamh vefaha ulaştırılması, davasıdır. Başka bir deyişle mevruumuz, bü- tün memleket kuyvetlerinin ve memleket fi- kir ve iş hareketlerinin üzerine toplarımı sıni istediğimiz cephe yalnız topraktan a lacağımız mahsul, yalnız zirat ham madde değli, milletin Öz ve gür mayası, milletin asil ham maddesi olan köylü kardeşlerim!- zin, lâyık oldukları seviyeye eriştirilmesi - dir. Münevrer, müreffah ve sıhhatli Kardeşlerim, DA Başvekiliniz. burada, bu kürsüde «köy ve ziraat kalkınma davası, bütün milli davala- İrimızin temelidir. sözünü, Büzel bir söz söy- lemiş almak için demedi. Bu hakikatin, ta kendisidir. Çünkü biliyorur ki, mütevver, müreffon, sıhhatli köylü demek: " — Haric! tehlikelere karşı mukavemeti mulhtk bir vatan, — İçtima! salgınlara karı - lan bir yurd, T — Bmici bir pazar, ; Yüksek kallteli ham madde ve yiye « cel — Bol, aranılan pi ihraç malları çeşidi ve - 'luhrınurı karşı yılmaz bir endistri — Zengin ve güler yüzlü bir bütçe, — Büyük ve şuurlu bir demokrasi kütlesi, — Keyfiyet ve kemmiyet itibarile artan bir nüfus, (Baştarafı 1 inci sayfada) tularla sekiz, on kurdun birden üzeri- ne geldiklerini dehşetle görmüştür. Genç ve tamamile saf bir adam olan çoban Sadik bu manzara karşısında bir an için şaşalamış ve yırtık yün eldi - venlerini çıkararak kurdların önüne fırlatmış, âkabinde de bir ağacın üze- rine tırmanmış ve kurdların dağılma- gını beklemiştir. Fakat genç çobana va- kit, vakit tehdidkâr nazarlarla dişle - rini göstererek hırıldıyan kurdlar, &ı - “|ralandıkları yerlerden bir türlü ayrıl- mak istememişlerdir. Müşkül ve fena bir vaziyette kalan çoban, ağacm üs - tünde bir hayli bekledikten sonra ni- hayet kendince bulduğu basit ve neti - cesi meşkük şöyle bir tedbirle azğın kurdların elinden yakasını kurtarmağa muvaffak olmuştur: Ş Çoban Sadık, arka cebinden çıkar - dığı küçük tahta saplı çakısile kolu - nun bir tarafını rasgele çizerek kanat- maş ve akan kanları başındaki sargısı- na iyice bulaştırdıktan sonra kanlı sar- gıyı kurdların ortasına atmış ve atar atmaz da kurdlar arasında çok korkunç bir boğuşma başlamıştır. Kurdlar, kan- LLÜĞ BON POBTA — Ve nihayet en son ve fakat en as mü- himmi olmıyan, — Bütün iyi vasıflar, günden güne daha büyük bir süratle yükselen bir ordu demek- tir. Bir cümle le fstün bir köy ve ziraat kal- kınması, üstün ve örnek Türkiye idealinin temel davasıdır. Bunun içindir ki köy ve ziraat kalkınma dayıfını, ayni zamanda ana milli dava di- ye ele almış bülünüyoruz. Aziz arkadaşlarım, Köylerinize, yerlerinine tam güvenle dö - nünüz. Ve deyiniz ki, Atatürkün emilletin maküs talihini yen - dl» diyerek tariz ettiği Onun en büyük fikir ve muvaffakiyet arkadaşı büyük mili kah- raman, Mili Şef ve Cümhurrelsi İnönünün ağzından, Partimizin Büyük Kurultayında gunları dinledik: İnönü «bepimizin, kıymetli alâkamım de- diL... eMilletin en ehemmiyetaiz sannoluna- cak gşiküyetlerine kadar vükuf sahibi ol - mak ve müllelin en pahalfhı ve en güç sayıla- cak dileklerine kadar tedtir bulmağa çalış- maktır... Müebbed Önderin, 19 yıl evvel, Ankaraya fik ayak bastığı uğurlu günde, bizi topladı- lar, mukaddes bir davanın seferberliğini Nân etlik. Bu dava, bizim refahımız, bizim yük- selmemiz ve bütün hükümet kuvvetlerinin bizim için 15 yüdir durmadan sarfettiği me- Balyi, hızlandırmak, plânlaştırmak ve kat'i netlceyi, bizimle elele tazelendirmek dava- e. '“ğüyüi milletimizin, dünyanın daima &n büyük ve en üstün karorlarına sahne, eşsiz Meclisinde, Cümhuriyetin yurdun efendisi ilân ettiği köylüler, saylavlarla, hükümet adamlarile dizdize oturduk, derdlerimizi döâktük, mlusal kararları verdik. Bu derdler derindir, bugünden yarına onarılabilecek şeyler ceğil, fakat cümhu« Tiyet ve onun kurucusu olan Cümhuriyet Halk Partisine ve e'ine aldığı bu büyük davayı da büyük başarıları gibi, durma- dan hızla başaracağına şüphemiz yoktur. Cümhuriyet ileri attığı ker bir adımın geriye almadı ve mutlaka muvaffakiyote götürdü. Bu davayı da muvaffakiyete er- direceğine şüphemiz yoktur. Köylerinize, evlerinize, baş şehrin stze candan gösterdiği sıcak sevgivi götürün. BSiz tarihi sırtında taşıyan kahramanlar. sınız. En yüce bir nesildensiniz. En re- fahlı, en devamlı, en ileri yaşayışa en süratle ermek için, cen üstün vasmıflara maliksiniz. Sizi bu vasayışa bir an evvel yetiştir- mek Cümhuriyet kükümetimizin -İhem kurarı, hem borcudur. Hepinize Sayırlı yolculuklar dilerim. Söylediklerimizin, calışmalarımızın, müs bet hesablarım, gene sizlere verebilmek, her Ziraat Vekilinin en büyük ihtirası we üzerinde duracağı ilk vazifesi Ola» caktır. Sayın üyeler, Köy ve ziraat kalkınma kongresinin kapanmış olduğunu beyan ederim. Yaşasın Cümhuriyet, yaşasın Millt Şef İnönü, Cümhurreisi delegeleri kabul buyurdular Arnkara, 30 (A.A.) — Relsitümhur İs- met İnönü bugün birinci köy ve ziraat kalkınma köngresinin kapanış celsesine huzurlarile şeref verdikten sonra B. M, Meclisindeki Gairelerinde kangre delege- lerinim tazimlerini kabul buyurmuş - lardır. Çok garib bir kurd hikâyesi la bulaşık sargıyı her biri bir tarafın - dan çekerek yırtıp parçalarlarken bun- lardan birkaçı sargı parçalarını kapıp kaçmak istemişler ve işte bu sırada Çobanın kurtulmasını mucib olan mu- cize de kendini göstermiştir. En nihayet geri kalan kurdlar, ka - çan arkadaşlarını büyük bir süratle ko- valıyarak gözden kaybolmuşlardır. Çoban Sadık, kurdların tamamile v- zaklaştıklarına kanaat getirdikten son- ra ağaçtan atlamış ve koşar adımlarla aksi istikametlerden dolaşarak köye kapağı atmıştır. Şehre odun getiren çoban Sadıkın ihtiyar amcasını gör - düm. Bana dedi ki: «— Kurdlar kan kokusunu aldıkları zaman birbirlerine düşerler.. İşte bi - zim oğlan da ömründe bir defa bir alıl- hlık etmiş ve öylece hayatını kurtar - mıştır.» Dr. HAFIZ. CEMAL (Lokman Hekim) Dabhiliye mütehasmeı: Pasardan maada hergün (3 - 6) Divanyolu numara 104, #v te- defonu 22308 - Bi0M4 Meseleler: Yeni (Baştarafı 1 inci sayfada) var, Onların ikaz ve irşadlarını bekliyo- Tum!» Genç Vekilin gazeteye ve - gazeteciye verdiği değeri, kıymetine bir misal saya- rak buraya kaydederken, onun bekledi- Bi sözleri bu sahada mütehassıs olanlara bırakmak istedik. Peyami Safa diyor ki: İlk muhatabımız Peyami Safa — oldu. Peyami Safs maarifimizdeki istikrarsız- Jığı zaman zaman tenkid eden muharrir- lerden birisidir. Kendisine sorduk: — Yeni Vekilden hangi meselelerin ilk plânda hallini bekliyorsunuz? Cevab verdi: «— Şimdı size derin ve çapraşık maa- rif derdi hakkında acele söyliyeceklerim- den fazla bir şey ummayınız. Maamafih biri ilk Vekil zamanında muallâkta kalmış müzmin diyebileceği- miz, biri de yenıden peyda olmuş hâd ve arızf diyebileceğimiz derdler vardır. Müzmhmleri arasında, bir türlü halle- dilememiş mekteb kitabı meselesi, muak- Him azlığı meselesi, mekteblerin ihtiyaca yetmemesi meselesi, programsızlık ve is- tikrarsızlık meselesi, ceza sistemi mese- lesi, dinf ahlâkın yerini tutacak bir in- Klâb ahlâkı terbiyesi meselesi, metod ve esaslar meselesi,—köy mektebleri mesele- si, husust muhasebelerden maaş alan mu- allimlerin geçim meselesi, başlı başına koskoca bir üniversite meselesi, bunlar- dan da başka mekteb ve tedris mefhu- mu haricinde memlekette umum! kültür ve san'at uyanıklığı Coğurmak meselesi vardır. İlk hatıra gelenler bunlar.. Görüyorsunuz ki az şey değil? Hemen hemen bütün maarif meselesi müzmin bir illet halinde karşımızda dikili duru- yor. Bu meselelerin parsya ve teşkilâta bağlı maddt cepheleri olduğu gibi bilgi- ye, anlayışa, büyük bir iradeye bağlı manevi tarafları da vardır. Bunun için parasızlık datma haklı, fa- kat yardım bir mazeret teşkil eder. Bu saydığım şler içinde belki yarıdan faz- lası parasız halledilebilecek nevidendir. Fakat biliyorum ki, Hasan Âli Yücel, bu meselelerin halline âid zengin bir fikir ve proje hamulesile is başına geliyor, Muvaffakiyetini temenni etmekten baş- Fransa, italyaile olan neler bekliyoruz? Sayfa 11 Maarif Vekilinden Si ka gşimdilik söliyecek başka bir sözünş yöoktur.» Agüâh Sırrı diyor ki: 4 Peyami Safadan sonra hem bir hususll mekteb müdürü, hem bir resmi mekteli öğretmeni olan Agâh Sırrıya sualimizi tevcih ettik. Şöyle dedi: — Maarif sahasında bir istikrar devrie nin açılması zamanı gelmiştir. Bu devrim başladığına kaniim. Kültür âlemimizde yapılması temenni edilecek birçok işles bulunduğu şüphesizdir. Benden acele o0e vab beklediğinize göre, hemen hatırımg geler bir fikri söyliyeyim: 1 Resmi veya bususi lise direktörlerinliş istisnasız olarak başka mekteblerde demi almalarına müsaade edilmemelidir. Bu fikri vaktile müdafaa etliğim zaman sizim Bibi hayret edenler, hattâ itiraz edenler de olmuştu. Çünkü İstiklâ! lisesi direlile törü olmakla beraber ayni zamanda İşm tanbul lisesinde edebiyat öğretmeni bus Junmaktayım. Fakat ben, kendi menfasa timi ihlâl edip etmiyeceğini düşünmeğle lüzum görmiyerek bunun bir prensip &e larak kabulünü zaruri görüyorum. Hem halde mekteb direktörleri mesai saatleri dahilinde kendi —mekteblerinin işlerii meşgul olmalıdırlar. Şüphesiz mesai süe- &#tleri haricinde memleketin umumi hee yatını alâkadar edecek müessese — veyit cemiyetlerle bir vatardaş sıfatile alâkan — dar olmalarından ve hattâ bu mücssesen lerin mesailerine iştirak etmelerindes |— daha tabif bir şey olamaz. Bürhan Cahid diyor ki: Üçüncü olarak Bürhan Cahidle konuşs' tuk; Bürhan Cahid de Peyami Safa gibi kültür makinemizin ıyi işlemediğindemi —— yana yakıla şikâyet eden bir muharrim dir. Bakınız o ilk iş olarak edib Vekilden ne istiyor: e— Maarif meselesini ileride çok o« nuşmak üzere şimdilik size şunları söye Tiyeceğim: Her şeyden evvel mekteblerde ahlâki | seviyenin bugünkü vaziyetten kurtulmâas sı için sıkı bir disiplin temini ve yetişen gençliğe ilmi bilgılerden evvel hayati bilgi ve muaçeret kaidelerin! ve cemiyeli terbiyesini öğretmek lâzimdır. Noksan tarafımız budur.» j Bu mevzua svdet edeceğiz. Wusret Safa Coşkun ihtilâfını başbaşa kala- rak halletmek istiyor (Baştarafı 1 inci sayfada) Bir haftadanberi iki taraf arasında ce-| sız - İtalyan —münasebetleri reyan eden müzakereler esnasında Fran- 81Z » İtalyan münasebetlerindeki gergin- Paris, 30 — Matbua! tefsirleri: Franw hakkında Bailby, Le Jour gazetestinde yazıyor: Mussolininin ihtiraslarım tayin zordus, lik zail olsa bile ne Fransaunın, ne de İn- | Eğer bizden Tımusta herhangi bir toprafij gilterenin böyle bir 1ımtiyazda bulunma- ğa taraftar olmadıkları anlaşılmıştır. Fransız - Somalisine asker gönderiliyor Paris, 30 (Hususi) — Fransız Somalisi- ne gönderilecek olan Senegalli takviye kıt'aları, yarın Marsilyadan hareket ede. ceklerdir. Bu kıt'alar, hafif dağ mitralyöleri ve diğer mühim levazımatla teçhiz edilmiş olacaklardır. İtalya. da harekete geçti Fransa tarafından alınan bu tedbirlere bir karşılık olmak Üzere, İtalyanın da harekete geçtiği haber alınmıştır. İtalya harbiye nezaretinde Şarki Afrika işleri mütehassısı General Teruççi, Libyaya ha- reket etmiştir. İtalyan donanmasının da Fransız sularına yakın lımanlarda tahaş. şüd ettiği bildirilmektedir. Italyanlar ne diyorlar? Roma, 30 (A.A.) — İtalyan gazeteleri, Fransanın Cibutide tevessül ettiği azkeri hazırlıkları «beyhude bir tahrik» sure- tinde karşılamakta ve Fransaya şiğdetle hücum etmektedirler. Gazeteler, İtalyan eskeri yürüdüğü takdirde hiçbir Fransız tedbirinin bunun önüne geçemiyeceğini yazıyorlar. Fransızlara göre Paris, 80 (A.A.) — Salâbiyeltar meha- fil Mussolininin çok nazik bir vaziyette olduğunu, çünkü Fransanın azmi karşı- snda metalibatını Caha ileri götürmek müşkül olduğu gibi geri dönmek te pres- tij kaybetmek demek alacağını beyan et mektedirler. veya hak terki elde ed'imek mevzuubahai ise, yapılacak hiçbir şey yoktur. Eğert evvelemirde İngiltere lle Fransa arasını da mutabakatı istilzam &den mali veya idari anlaşmalar mevzuubahs ise, bu ile« ride tetkik edilebilir, akst evveleminda besu b'zden nazikâne bir şekilde izles mex icos edecektir. Y Göring Romaya gidiyor Londra, 30 (Hususi) — Berlinden «Deya N Telegraf, gazeteslne bildirildiğine gö re, Çemberlaynin ziyaretini müteakili Kânunusaninin sonlarına doğru Romaya — gidecek olan Mareşal Göring, Mussolinli ile görüşmelerini bitirdikten sonra Lib. yay: ziyaret edecektir. | Diplomatik tezahür ve mülâkatlar Roma, 30 (ALA.) — Önümüzdeki ay, müteaddid diplomatik tezahür ve mülâe — katlar vukubulacağı için çok enlzruıa olacaktır. Künunusaninin ilk on beşi içinde - 18 — ve 14 tarihleri arasında - Çemberlayn, Halifaks, Mussolini ve Ciano arasında Romada mühim görüşmeler yapılacaktır, 12 Kânunusanide Hitler korditplomatle ği kabul edecektir. 20 Kânunusaniye doğru, Kont Cianeo Yugoslav başvekili Stoyadinoviçin dave. U üzerine Belgrada gidecektir, Nihayet, Macar, Çek ve Litvanya na« — zırlarının Berlin ziyaretleri ayni ayın &» kinci on beşi içinde vükubulacaktır. * İ : j : $ L A NC aR e g lazaa d d d eli Blalla lli aai $e z Tİ g AU

Bu sayıdan diğer sayfalar: