28 Şubat 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

28 Şubat 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e ŞAM, ge MM EŞ PM way 2 Sayfa SON POSTA Hergün Medeniyet ve sulh selâmı Yazan: Muhittin Birgen evlet Reisimiz İsmet İnönü rad- yo İla Amerikaya hitab etti ve bunu İngiliz dille söyledi. Fakat, burada küçük bir istitrad yap- maktan kendimi alamıyörüm, Devlet Re- isimizin ingilizcesi yenidir. Onü, hükü- met reisi sıfatile bütün bir devletin İşle- ile meşgul olduğu bir sırada öğrenmeğe karar venit ve öğrendi; Bunun çok güzel bir enerji eseri olduğunu söylemeğe lü- zum var mı? Ben bu enerji nümunesini bütün Türk gençlerine bir misal olmak üzere göstermek isterim ve arzum sebeb» siz değildir. Na zaman Üniversiteli bir gençle ko- Guşsam, ona sormayı unutmam: — Eenebi bir dil biliyor musunuz? Eğer bu genç. varlıkh bir ailenin ç0- tuğu olup ta ya küçükken evde, yahudda Resimli Makale: s Faydalı iş, faydasız iş. Avrupada dil tahsil etmiş değilse, he-| En faydalıiş, en namuskârane yapılanlar arasında bulunur.** Doğru yolun haricinde ancak diken ve çah biter. men istisnamzca şu cevabı alırım: — Biraz amma, konuşamıyorum, kitab okuyacak kadar da değil... Demek oluyor ki hiçbir şey. Bugünkü gençlik bu enerjiyi gösteremiyor. Ben bildiğim dilleri muhtelif yaşlarda kendi kendime öğrendim. Benim neslimin ve benden evvelkilerin dil “öğrenişleri de hep böyle oldu. Bildiği diğer dilleri de &yni suretle öğrenmiş olacağı muhakkak olan Devlet Reisimiz, irade sahibi bir in- sanın kırkımdan sonra da hâlâ dil öğre- nebileceğini isbat etmiştir. Bu misal kar- şısında dil öğrenmek için vakit ve kuv- vet bulamıyan gençlerin yüzleri kızar. ması kâfi değildir; gayrete gelip dil öğ- renmenin yolunu da bulmaldırlar, İyice dil bilmiyen bir Üniversite gencine bi- zim memlekette hattâ Üniversite şeha- detnamesi vermek bile caiz olmadığın! zennederim. Dil bilmiyen bir Üniversite gencinin bir şey öğrenmiş olduğuna ken- disi kanaat getirse bile ben asla, © fikir- i de değilim. * Mil! Şefin Amerikalılara yaptığı hi tab da gene bu bakımdan, insanlık ve medeniyet bakımlarından büyük bir kıy- meti haizdir. Enternasyonal bir sergi, bir insanlık medeniyetinin muayyen bir dev. re içinde vücude getirdiği eserleri mey- dana koyan bir küNür pazarı demektir. Bu canlı bir Çocuk mu, Yoksa taş bebek mi — — i lr a a ün Devlete benzedi i Sçesi Mari Lom drada OOlempiya meşherini (gezer ken, resmini gör- düğünüz allı yap larındaki Ooçocuk, put gibi selâm va- ziyeti almış, krali- çe Mari de çocuğu tabii cesamette a- lelâde bir taş be- Kalb sektesine — yal Amerikada bir yüzme PP bir fıkra (İİ Havuzunun bil Resmi küşadı ç Sözün kısası İlmi Tefrikbiğiüm ş z E Talu imya ve simiya ilç uğraşan eski alimlerimizin metruküli arâs sında nafile zöhmet edip te aramayınızi Bulamazsınız. İlmi teamüllerimize nazas ran «İlmi Tefriki Lühum» diye tercüme ettiğim ve yeni usule göre «Etleri ayırd etme bilgisiz demem lâzimi gelen (Erco loji — Cröologiel yepyeni bir ilimdir, va menşti de Fransadır. Liziyö belediyesi, genç Xadınlar ve Kızı lar işin, Gizo kollejinde böyle bir dera açmış. Bu derse devam eden kadınlar, ks sab dükkâna alışverişe gittiklerinie SW ğiri danadan, danayı kuzudan, keçiyi ko« yundan,-düşü-buttan, büfteği #iletodanş dış kapağı koldan, kebablığı köftelikteni kolayca tefrik elmesini biltyorlarmış, İ Eloğlu neler düşünüyor.. ne incelikleri nazarı dikkate alıyor? Her işleri bitmiş te, etin cinsini tayin edebilmek kalmışl Acaba oradaki kocalar, evlenirken. karıs Isrından bu «İlmi Tefrfki Lühums diplos masını griyorlar m1? Bir de, bu bilgi acaba neye yarar? Ev« lendikten, çoluğa çocuğa Karıştıktan. gas ileye daldıktanı sonra, ne gibi bir fayda olur? İyi seçilmiş bir et, eve girince, ağız tas dile boğazdan aşağı inmezse, kaç par4 eder? Ben Liziyö belediyesinin yerinde ok sam, kızlara, etten evvel koca seğme; dostu düşmandan, bırlıyı hırsızdan, iyiyi kötüden ayırd etmeyi öğretirdim. Amma, diyeceksiniz ki bu öyle, sanık dığı kadar kolay bir iş değildir. İnsan sarraflığı en güç bir zenaat, adamı me henge vurmak kupkuru manasız bir td hirdir. Muhsin merhum, diline dolamığ, Imuttasml söylerdi: «Adam kavun değildi$ ki, dibini koklayıp iyi veya İena olduğu nu anlıyasın!, Gerçek öyledir. Çok insanların sütü, İstanbulun sütlerine benzer. Halis diyd güvenirsin.. bozuk çıkar, Fakat, mademki, Liziyö belediyesi zahx met etmiş; «İlmi Tefriki Lühüms un ye bek sarmıştır. Ö- ünden geçerken, Uğrayan hırsız isminin İnsan bir san'at seçerken kalbinin sağ- — Affet küçü İm olup olmadığım tetkik eylemesi ik- güml. diye çocu tıza eder. Anlatacağımız vak'a Amerika- ğun gönlünü almıştır. Afacan, sergide mal teşhir eden bir İngiliz tüccarmın oğludur. da geçmiştir. Kingston şehrinde bir gece hırsızın biri bir avukatın evine girmiş, o sırada avukat evinde değilmiş. Hırsızm tam faaliyette bulunduğu sırada evine 1936 da yapılan Berlin olimpiyadların-| rine, pekâlâ başka bir ders koyabilirdi da Amerikan kadın yüzücülerini temsil| Öyle bir ders ki, evlilik hayatında dahş edecek iken, Amerikadan bindikleri va- | âmeli, daha esaslı faydaları olsun. N i iz dia Ne gibi mi? am Kaç tanesini sayayım? Tâ, karşılıklı ; İnsan, bü tarzdaki sergilere baktıkça in- gan olmanın zevkini duyar. Bizim nev'i- mizi teşkil eden mahlük, sırf göğsünde taşıdığı enerji sayesindedir ki bugün, bü- tün dünyayı dolduran medeniyet eserle- rini vücude getirmeğe muvaffak olmuş- Romanya polisi Tuna üzerinde Brafla tur. Bu mahlüök kadar kuğretli, onun ks-| gümrüklerini soyan ve kadınlardan mü- dar yapıcı ve yaratıcı diğer bir tablat| teşekkil bir hırsız çetesinin elebaşısı ola. Romanyada kadınlardan müteşekkil bir çetenin reisi olan kontes gelmiş. Yakalanmamak için hırsız bemen | içtiği için, yüzme timinden tardedilen Ve| hürmet, sadakat, ve vefadan tutun da, avukatın yatağının altma girmiş. yüzgeri memleketine gönderilen Matma-| iktısada kadar! Çocuk sevgisi ve yuva Avukat hiçbir şeyden şüphe elmiye-| zel Eleanor Holm 400 bin dolara malolan | sevgisi de dahil olmak üzere, bir ailenin rek rahat rahat işini, gücünü görmüş Ve| yüzme havuzunun açılış resmini yapmış, |saadet temelini teşkil eden basit, fakal yatağıma uzanmış. Ilırszın mevcudiye-| sonra da büyük havuzda ekzanterik yüz- «İlmi Tefriki Lâhum> dan. herhalde bi tinden zerre kadar şüphelenmeden derin 3 kat daha önemli sevler... r me numaraları göstermiştir. bir uykuya dalmış. Sabehleyin de kak kınca hazırlıklarını görmüş ve işine git- parçası yoktur. İşte, Devlet Reisimiz bu insan namma göz söylemiş ve bu insenm muvaffaki- yetleri içindir ki Türkiyenin temennile- cini ve şelâmlarını bir taraftan Amerika. ya ve bir taraftan da sergi vasılasile bü- tün dünyaya göndermiştir. Yüksek bir enerji kaynağı olar insan, bu. tabiat kuvvetlerine hökim yüksek kudretini, eğer daima medenivet eserleri yaratmak ideali içir kullanmış olsaydı, hiç şüphe» #iz, insanlık bugün eserlerini teşhir ede- bilecek yer bulmaktan Aciz kalırdı, Onun yarattığı eser bu seviyeyi bulamamışsa burun sebebi, insanın bu enerjiyi ayni zamanda yikmak için de kullanmasından leri gelir. İnsan yarattığı kadar değil, 'omun yüz binlerce defa fazlasını da mah- etmiştir, Yok etmek bir dakikalık İş, yaratmak ise, bazan asırların emeklerine muhtaç olan bir davadır. Asırların sulhü © yapar, yaratır, medeniyetler vücüde geti- Fİr; sonra bir harh, birkaç senelik bir © karb bütün bu medeniyeti bir harabeye çevirir: Bazan sade eserlerile de değil, © hattâ Yunanistanda, Romada, Bağdadda “ olduğu gibi ruhile dahi! # Muhterem Devlet Reisimiz, bu sergi münasebetle Türkiyenin sesini dünyaya © bir sulh ve medeniyet sesi olarak duyur. du. Bununla iflihar ederiz. Hiç şüphesiz, bizzat Devlet Reisimiz de, «Türkiyenin koraşularile ve dünya ile bhalledilecek hiçhir davası, en küçük bir ihtilâfıs bile bulunmadığını söylerken bu iftiharı ken- di nelsinde de duymuştur; bu duyguyu, | 'bizim gibi, bir vatandaş sıfatile duymak- $n haklı olduğu gibi, Türkiyeyi, yeryü- © ginde ihtilâfsız bir sulh memleketi yapan uzun bir siyasetin baş yapıcısı olarak rak 32 yaşlarında Varvara Zeroskaya İs- mindö bir kontes yakalanmıştır. Kontes muhitinde kibarlığı, güzelliği ve açık el- Wiği ile tanınmıştı. duymakta da haklıdır. Hakikaten. bütün dünya, bugün tepe- den tırnağa kadar silâhlanırken, her mil- Tetin bir başka davası var ve her millet, bir diğerile ihtilâf ve musreze halinde bulunuyor. Türkiyeye gelince, o, her mil. letle dostluk tesis etmiş, yalnız sulh İsti- miştir. Bundan sonra uşak odayı temiz- lemeğe köyulmuş, Yatağın altını söpür- mek isterken sert bir cismin süpürgeye çağplığını farketmiş, eğilip bakmış ve bir adamın boylu boyunca yerde serili olduğunu hayretle görmüş. Yalnız başı- na bir teşeböüste bulunmaktan çekine- rek komşuları çağırmış ve onların yardı- #nı ile adamı ayağından çekerek dışarı çı- kamışlar. Fakat ortaya getirilen adamın ölüden başka bir şey olmadığını da gör. müşler. Polis gelmiş, tahkikat yapmış ve Akvaryonlar hastalar pa üzerinde iyi tesir yaparmış | Vali Şişi çocuk hastanesinde AAkvaryamların sinirler üzerinde tes-) Dün sabah Şişli Çocuk hastanesinde kin eğici tesirlerini, müteaddid tecrübe-| tetkikatta bulunan Vali ve Belediye lerile anlamış olan Londra bir sinir) Reisi Lütfi Kırdar bu meyanda fıtık mütehassıs," doktor arkadaşlarına verdi-| ârızasından dolayı geçen hafta smelit« ği bir konferansta: yat olarak yatmakta bulunan bina ve «Bekleme odalarında vücude getirile. | arazi vergileri tahakkuk müdürü Zey« eek bir akvaryom, nöbet bekliyen hasta- nelâbidin Akkökün odasını ziyaret ef» e İbırsızın korkudan öldüğünü tesbit et- miştir. Müthiş bir facia yor ve medeniyet yaratmaya (çalışıyor. Böyle bir Türkiyenin vatandaşı olmak elbet haz verici bir şeydir. Türkiye, bu defaki günya sergisine iş- tirakte biraz göç kaldı ve biraz da eksik| anarriikle; gidiyor, nutıyalım cdi, çeş) OO ONE pere, JİO yileden İda, birçok milletlerin meydana serecek- beri görülmüyeni ieiihiş bir, yangın ©)- leri eserlerin yanında bizim öserleriniiz! muş ve içinde iki ailenin bulunduğu bir az ve küçük kalacaktır. Silâhlanma yarı. #v 30 kişilik sakinleri ile beraber yan- şında olduğu kadar kültür yarışında da MiŞUT. Binada oturan bir fotogrsfcı, a- kuvvet gösterirsek gelecek sergilere. teş. telyesinde dastlarıma bir ziyafet verir İhire Jâyık büyük eserlerle ( gidebiliriz. ken, her nasılsa, duvarda asılı duran kâ- Buna muvaffak olmek için Cümhürreisi. | ğıd fenerler tutuşmuş, yangın bütün bi- mizin medeniyet ve sulh hitabesini Iyi haya sirayet etmiş, orada bulunanların dinlemek ve onun kültür yolunda gösler. hepsi de boğulmuş vs kavrulmuşlardır. diği enerjiyi, bilkassa bülün gençlik Can hevlile, üçüncü kat penceresinden kütlemizin kuvvetile, iyi taklid etmek! kendilerini soksğa atan iki kadınla bir kâfidir. Muhittin Birgen erkek te ölmüşlerdir. Tarı oyalıyacak, uzun müddet sıra bekle- mek işkencesinden kurtaracak, sinirleri- ni bu suretle teskin edecektir. Öyle ki muayene odasına girdikleri zaman, daha normal bir vaziyette bulunacaklar, dok- torun suallerine daha doğru ve tabii ce- vablar vereeceklerdir!.. demiştir. İspanya- Fransa hududunda doğan çocuk İspanyadan Franseya iltica eden mül tecilerden bir kadın gebe imiş, Tam Fran sa hududuna âyak bastığı zaman ağrısı tutmuş ve oracıkta bir hudud karakolun. da doğurmuş. Çocuğun adını karakol bek çileri «dlkş koymuşlardır. İSTER İNAN, İSTER Bir arkadaş artık meşhurlaşan şu Etrüsk vapuru kakkım- da yapılan tahkikatin verdiği neliceyi kendisine göre bir hülüsa etmiş: -- Vapürun istım kuvvetini arttırmak için kazanlarına bir yenisinin ilâve edilmesi, müvazenesinin temin edilmesi İSTER İNAN, miş, dıyor. İSTER İNANMA! için de bazı sksamının sökülüp kaldırılması, icab edecek - Hakikat böyle midir, değilmi, heniz resmi şekilde ve- rilmiş bir hüküm yok. Fakat eğer böyleyse gemiyi söktü. Tüp yeniden yaptırmanın daha kolay olmıyacağına: İNANMA! miş ve hatırını sormuştur. Brezilya konsolosu Dün, öğleden sonra Vali Lâtfi Kır« darı yeni Brezilya konsolosu Vilâyet makamında ziyaret etmiştir. İk tedrisat inzıb t meclisi azalığı Maarif Müdürlüğü ilk tedrisat inzi bat meclisi azslığında müddeti dolan Etemin yerine yenisi seçilmek üdere intihaba başlanmıştır, Reyler bir iki güne kadar tasnif edilmiş olacaktır. samsuna semen sanan yeman

Bu sayıdan diğer sayfalar: