4 Mart 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

4 Mart 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKA ir bahar günü evin sarı kedisi kapı önüne çıkmış: — Miyav miyav! Demiş, kardeşi evin tekiri görün - müş: — Miyav miyav! Sarı kedi yalanmış: — Bir tekerlek kaşar peyniri olsay- &, şimdi ne tatlı tath yerdim. Demiş, tekir kedi gözlerini dört aç- maş? — Ben varken, sen © kaşar peyniri” ni güç yersin. Sarı kedi kulaklarını kısmaş, pençe- lerini göstermiş: — Ben sana yediririm de... İki kedi, ikisi birden kabarmışlar, birbirlerinin üstlerine atılmağa ha - xırlanmışlar. Oradan geçen bir kara kedi bunları görmüş: — Ne yapıyorsunuz kedi kardeşler. İkisi birden miyavlamışlar; biri an - Jatmışi — Ya, şurada bir tekerlek kaşar peyniri olsa da tatlı tatlı yesem, de - dim, o ben dururken o kaşar peynirini yemek sana düşer mi? dedi. Kara kedi, yalanmış, bakınmış: | Bunları biliyo Kiralık topl... Hindistanın şimalinde bulunan Khar ve Navaga adalarındaki ülkeler ara - sında iki seneye yakın bir zamandan * beri haliharb devam edip durmakta - dır. Her iki muhasım ordunun bir tek topu vardır. Bu top Halizay adında ü - çüncü küçük bir devlete aiddir. Muhasım devletler bu topu sira ile ve paha artırarak kiralamaktadırlar. Bu yüzden sırasına göre top bir ta - raftan diğer tarafa geçmektedir. İşin daha da garibi vardır: Düşman orduları harbe başlıyacak - ları zamanı evvelden aralarında ka - rarlaştırmaktadılar. 'Muharibler ancak başkaca işleri güç leri olmadığı vakit muharebeye tutuş- maktadırlar..... Meselâ hasad zamanı hiçbir veçhile harb yapmazlar! Hasad zamanı dak mi bir mütareke zamanıdır! Bu sene top Navaga hanı tarafından kiralanmıştır. Harbe Nisanda başlana: caktır. Diğer komşu ülkeler harbe mü- şahidler göndermektedirler. Üç suale üç cevab İstanbula yakın büyükçe şehirle- rimizden birinde oturan bir erkek okuyucum, Bay «İ. As mektubuna şöyle başlamış: «— Hazin bir sonbahar akşamı gölgeler koyulaşarak gece olmağa başlarken onu tanıdım.» Mektubun sonunu da şöyle bitir — Söyle teyzeciğim, kalbimin & #eşini nasıl söndüreyim? Başla son arasını anlatmağa lü - zum yok. Okuyucuma kısaca cevab vereyim: — Lüzumu olmıyan yerde edebi- yat yapma, sonra da hayali hakikat gibi göstermeğe çalışma. «Hazin sonbahar akşamı» ile «barem» deni- len cetvelin yekdiğerile telif edilir şeylerden olmadıklarını unutma, * Bayan «M>» bana yolladığı mek - tubda kendisini methediyor: — Mükemmel bir ev kadını ve mükemmel bir annedir, Fakat işte bir sene oluyor ki kocası ile araları açılmıştır ve adam kadını bırakmak şöyle dursun, elinden çocuğunu da almak teşebbüsündedir. Mektubu bir defa daha okudum. İ — Ne sen yer, ne de o, o kaşar pey” nirini benden başka kimsecikler yiye- mez. Bu sözü işiten sarı kedi, bir tekir ke- diye bir de kara kediye bakmış... Te- kir kodi de bir kara kediye, bir de sarı kediye bakmış, üçü birden birbirleri- nin üzerine atılmışlar.. Altalta üstüste dövüşe başlamışlar. Cumbalı evin horozu onları bu hal de görünce sormuş: — Ne oldunuz, ne var? Kediler biran için birbirlerinden ay- rılmışlar. Kavgalarının sebebini horo- za anlatmışlar: Horoz gülmüş ve: — Ayvi siz çildırdınız mı? demiş. Hele kaşar peynirini bulun, ondan son- ra kavga edersiniz. * Bir gazetenin yaptığı «bizde bira” kademi olmalı mıdır, bu akademiye kimler girmelidir?» anketi muharrir ler, edibler arasında gitgide kızışan bir münakaşaya zemin hazırladı. Onların bu hali, kedilerin henüz bulmadıkları kaşar peyniri yüzünden kavga etmele- rine ne kadar benziyor. İSMET HULÜSİ rmu idiniz? | Hava ile şişirilmiş kunduralar... Otomobil, bisiklet gibi nakil vasıta. Jar tekerleklerinin hava ile doldu- rulduğunu ve bu sayede hem büyük hafiflik, hem de bilyük bir sürat elde edildiğini gözönünde bulunduran Jan Pelesh adında bir mühendis kundura” ların altını da hava ile şişirmeğe karar | vermiş ve bu kararını tatbik eylemiş * tir. Birçok arkadaşları için dahi bu lâs-| tik kunduralardan yaptırmıştır. Bun- ları giyenlerin bildirdiklerine göre bu kunduralar!a yilirümek uçmaktan fark- sızmış... İnsan hiçbir yorgunluk duy - muyormuş.. * Altın elbiseler çok ucuzlıyacak Londra hastanelerinin birinin baş » kimyageri 30 sene süren bir çalışma- dan sonra, (altın) ı istenilen mensu - cat maddesine tatbik edebilmek imkâ- nm bulmuştur. Bu harikulâde keşif sayesinde mensucat işi müthiş bir in kılâb geçirecektir. Bundan böyle, ka - ayet az bir para ile sâf al- tından tuvaletler giyebileceklerdir. Evet, yanılmamışım! İçinde bu ge “ çimsizliğin sebebi hakkında tek satır yoktur. Belli olan baz! hakikatlere bakarak bellisiz olan kısımları an - lamak mümkündür. Fakat hiç ma- Yümsuz, tamamen meçhullerle dolu muadelenin halli henüz beşere na - sib olmadı. «Aynştayn»> denilen sa - bık Alman âliminin nazariyelerini anlamış olanların sayısı ise, - eğer böyle görünerek öğünmedilerse - 12 kişiden ibarettir, Se Bay «R. Y.» ye — Bahsettiğiniz kadının sizi sev- miş olmasına ihtimal veremem. Ke casından başka çocuklarını da alda tan ve... yetim bırakan kadın «aşk» mefhumunu bilmez. Bir «isteğe» ka” pılmıştır. Bugün sever görünmesi » nin sebebi ise sırf menfaattir. Sizin hareketiniz büyük bir «suç tur, Fakat şimdi kendi evinizi yı - karsanız «cinayet» olacaktır. Hem nafile zahmet etmeyiniz: Kendi ka- rnızdan ayrılsanız bile, kanun ezi- na» halinde yakalandığınız kadınla evlenmenize müsaid değildir. TEYZE SON POSTA Kanaviçe çocuk Kanaviçe, çocuk elbiselerinin en güzel süsüdür. Kolay işlenmesi, yıkanmıya gelmesi, ucuz çikmasıdabu garnitürü çocuk elbiseleri için en elverişli bir hale koymaktadır. Büyüklerde renklerin biraz daha do- nuük olması istenebilir. Fakat küçüklerin | Kanaviçesi şen ve göz alıcı renklerde ol. malıdır. Kırmızı, turuncu, sarı ve taflı yeşille, mavi çocuk işlemelerinin başlıca renkleri olmalıdır. Çocuk kanaviçesinin deseni de büyük- lerinkine pek benzemez. Ona karışık, in- ce şekillerden ise kuş, kelebek, çiçek gi- bi bildiği ve sevdiği örneklerden yapma. lıdır. Bilmem bir çiçek, bir kuştan ibaret şu «kanaviçe suyu nami buldunuz? Mo - deldeki önlüğü isterseniz elbise şekline de sokabilirsiniz. Her halde cici bir şey olur. Pratik güzellik bilgileri Göz kapaklarınızı boyamıyorsanız bir kremle belli, belirsiz yağlayınız. Göz ka- paklarınız kızarıyorsa ılık çayla banyo 6- diniz. * Islatıhmış misirünu elleri temizlemek için çok iyi bir vasıtadır. Önce ellerinizi hafifçe kremleyiniz. Sonra da hazırladı - ğihız mısırunu hamurile oğunuz, elleri » nizi hem temizler, hem de yumuşatır. * Ayaklarınızda nasır ve sertlik olma » masını İsterseniz her gün bir havlu par - Beyoğlunda sevdiği kadını öldüren katilin muhakemesine başlanıldı Mahkeme suçlu vekilinin talebini kabul ederek katilin müşahede altına alınmasına karar verdi Üç gün evvel Beyoğlunda işlenen cina- yetin müddelumumi Fehmi tarafından yapılan tahkikatı süratle neticelenerek suçlu Rahim dün Ağırceza mahkemesine verilmiş ve derhal duruşmasına başlan- mıştır. Mahkemede okunan iddianameden Ya- lovanın Orhangazi köyünden olan suç- unun, bir müddet evvel maktule Saba- hatle tanıştığı, kadına para yedirdiği ve köyüne götürerek, nikâhsız olarak yaşa- mak istediği halde, bu teklifinin redde- dilmesi üzerine tehevvüren bu cinayeti irtikâb ettiği anlaşılmıştır. Suçlu, mah- kemeye ceza kanununun 448 inci madde- sine göre muhakemesi ve tecziyesi İste- nerek verilmiştir. Heyecanlı sahnelerle geçen davaya, iddianamenin okunmasını müteakib, suç- unun sorgusuyla başlanmıştır. | Rahim sorgusunda, hülâsaten, hâjise- yi şöyle anlatmıştır: — Sabahatle bundan 4 ay kadar evvel İtanışmıştım. Kendisile münasebat tes karpin, yüzük, bilezik gibi bir hediye gö- #irür, evlerinin iaşesini bile temin eder- dim. Bundan başka, nakten de yardımda bulunurdum, Hattâ, en son defa annesine 200 Hra da, emanet bırakmıştım. Buna mukabil, Sabahate benimle birlikte köye giderek, yaşamasını teklif ettim. Kabul etmedi, Hâdise akşamı gene ayni teklifi tekrarladım. Cevaben: «— Senin beş çocuğun varmış, onların yetim kalmalarını istemem. Gelmiyece- Bim» dedi. Ben de, bu takdirde verdiğim para ile hediyeleri geri vermesi icab ettiğini, 8ö ledim, Ben, böyle deyince anası Gülizar işe karıştı, kızına hitaben: «— Sabahat, hâlâ bu herife yüz mü ve- riyorsun?» dedi ve hakkımda çirkin kü- fürler savurdu. Ben gene: «— Sabahat, gel benimle, bırak bu ha- yatı, çünkü seni seviyorum» diye yalva. riyordum. Bu $irada, anası, kız kardeşi ve evde bulunan kızlardan Şefika ismin-| de bir sermaye üzerime hücum ettiler. Biri boğazımı sıkmağa başladı, ötekiler kollarımdan yakaladılar. Beni yere dü. gürmeğe çalıştılar. Korkutmak maksadi- le silâhımı çektim, sarhoştum da... Ta- banca, kendiliğinden ateş aldı. Bir iki el patladı. Fakat, bunu kasten yapmadım. Bundan sonra mahkeme şahidleri din- lemeğe başlamıştır. Hâdiseyi yakından gören şahidlerden maktulenin kardeşi Melâhat, vak'a hakkında şunları söyle- mişti — Rahim, hâdise gecesi elinde bir ek- mekle eve geldi. Karnı aç olduğunu söy- yerek, bizden yemek hazırlamamızı is- tedi, Sonra, kardeşime birlikte Yalovaya gitmek teklifini tekrarlıyarak: «— Bu gece saat 12 de Yalovaya vapur var. Haydi, beraber gidelim» dedi, Kar. deşim ise, şu cevabı verdi: «— Senin evli ve beş çocuklu olduğu- nu öğrendim. Beş çocuğunun yetim kal- masını İstemem. Seninle gelemem.» Sonra da, mangalı almak için odadan ettik. Her gidişimde, Sabahate çorap, i-| ğımda, Sabahatin yerde yatmakta oldu gunu gördüm, Diğer şehidler de, aşağı yukarı buna yakın ifade vermişlerdir. Bundan sonra, söz alan suçlu vekili, müvekkilindeki asabi arazın tesbiti için müşahede altına alınmasına ve maktuleş nin evinin bir randevu evi vaziyetinde olduğunu söyliyerek, Sabahate yedirdiği paraların, ettiği iyiliklerin ispatı zı şahidlerin dinlenilmesini istemiştir. Mahkeme, bu şehidlerin celbine ve maznunun 'Tıbbı adlide müşahede altına alınmasına karar vererek, duruşmayı X Marta bırakmıştır. Kapıdan çıkarken, suçlu vekili #e maktulenin anası arasında gürülülü biz münakaşa geçmiştir. Gece yarısından sonra yabancı eve giren bir sarhoş muhakema | ala | edildi Dün adliyeye garib bir sarhoşluk hâ- disesi intikal etmiştir. Mustafa, Yaşar ve Ali isimlerinde üş arkadaş evvelki akşam bir hayli içmişlei ve gece yarısı saat 24 te Cağaloğlunda, Mustafanın evvelce tanıdığı Kâmile iw minde bir kadının evi önünden geçerlen ken, kapıyı açık görerek, içeri dalmış lardır, Mustafa uyumakta olan Kâmilenin ym tak odasına kedar girmiş ve sarhoşluklş odada bulunan bir saati alarak, tekra Jdoşarı çıkmıştır. | Bu sırada uyanan kadın bekçileri çe Bırmış, hâdise de böylece zabıtaya intikaj etmiştir. Bu vak'anın duruşmasına Asliye 4 ün, cü cezada dün başlanarak, şahidleriş celbi için, duruşma talik edilmiştir. © © Bir kadın komşusile kavgadan sonra öldü Sarıgüzelde oturan Şaziye isminde bir kadın, 20 gün evvel bir komşusu ile kava ga etmiş. dün de ölmüştür. Ailesi, ölüme bu kavganın doğurduğu hastalığın sebeb olduğunu iddia etmiş. ler, bu suretle hâdiseye müddetumumiliN el koymuştur. Adliye doktoru Enver Karan, cesedin morga nakline lüzum görmüştür. İstanbul barosu bugün toplanıyor İstanbul barosu azaları, rels Hasan Hağrinin istifasını görüşmek üzere, bw gün öğleden sonra toplanacaklardır. Toplantının çok hararetli ve münakm şalı geçeceği anlaşılmaktadır. Deniz işleri: Liman tarile komisycnu bugün toplanacak Liman tarife komisyonu bugün öğ | leden evvel Deniz Ticareti Müdürlü * günde son bir toplantı yapacaktır. Bu toplantıda motörlerle diğer deniz me rakibine aid tarifeler tetkik olunacağ çasını soğuk suya batıp kompres yapınız. | sofaya çıktı. Rahim de, kalktı ve Sabaha-| ve evwbiki toplantılarda o görüşülen Çoraplarınızı giymeden önce talk pud -İti takib etti. Kapıyı da kapadı. Biraz son-| Şirketi Hayriye ve Haliç vapurlap rasile iyice pudralayınız. sanane 2 m ea ra üç el silâh sesi duyarak, kapıyı açtı- ücret tarifeleri tasdik edilecektir. l Bacaksızın maskaralıkla Meydan okuyuş |

Bu sayıdan diğer sayfalar: