9 Mart 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

9 Mart 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA Mart 9 Hergün İstanbul - Ankara yolu Küm Yazan: Muhittin Birgen i slanbül ile Ankara arasındaki demir- U yolu muvasalası artık bu memleketin “ihtiyacına kifayet eğecek halde değildir. Birkaç sene daha geçerse, nüfusu daha “fazla artacak olari Ankara ile İstanbul “ arasında gidip gelme ihtiyacı bugünkü demiryolu ile tatmin edilemez. Edilse bi- “le, bu, iki merkez arasındakı hareketi teş- “vik edici bir şey değildir. Güçlük ve pa- “halılık, hareket inkişafma mâni olacak - tır. k Mevcud yol, daha şimdiden içinden Çi- “ kılamaz müşküller içindedir. Tek hatlı “bir demiryolu üzerinde büyük süratler “temin edilemez. Edilss bile, bu, ancak “ fevkalâde bir şey, bir nevi Yüks olur. Bu- “hun için fazla ücret istenecektir. Halbuki, © gaye, hem sürat, hem de ucuzluktur. Bü- gün ekspres katarları, tren için, batak - lıklar için bir takım zamlar alıyorlar; “sürati arttırdığımız zaman bu zamların nisbetleri de artacaktır. Bir takım tren- ler, Ankaradan ve Haydarpaşadan Jüzu- mundan fazla dolmuş olarak harekete başladılar. Tek hat olarak, bugünkü hat, Tezli kudretini o gösteriyor, demektir; “ikinci bir hat mutlaka lâzımdır. Bu ikinci hattm da inşası hükümetçe kararlaşmiş gibidir. Bolu üzerinden geç- “mek üzere Ankarayı İstanbula ikinci ve rn kısa bir yolla bağlamak fikri masa- 'nın Üstüne konulmus bulunuyor. İyi. Fa- © kat, aewba, böyle bir demiryoln yerine, “İki merkezi birbirine asfak veya beton “bir otomobil yolu ile bağlamak daha iyi bir fikir olmaz mı? Belki de bu Fikir ü- erime şimdiye kadar düşünülmüştür; “fakat, zannediyorum k:, bu bahis kâfi de- “recede tetkik edilmiş değildir. X — v Bütün dünyada bu, otomobil yoru bu- ogün büyük bir rağbet içindedir. Talyada “başlıyan, Almanyada en yüksek inkişaf — derecesini bulan bu nevi yollara Rusya- da da rağbet arttı. Amerika bu yollara şimdi demiryolundan dahâ fazla ehem- “miyet veriyor. İran, geniş bir otomobil U projesi hazırlıyor, Acaba biz neden “dolayı bunu ihmal ediyoruz? © Hatıra gelebilecek ilk mania benzin - dir. Fakat, İtalya da, Almanya da benzin bakımından dünyanın en züğürt memle- 'ketleri oldukları halde kuvvetlerini bu çevirdiler. Hesak etmesini bilen Almanya, benzinsiz ve büyük bir kömür memleketi olduğu halde mu #zzam otomobil yolları için muazzam pa- ralar serfetmeği demiryölü fnşasiha ter- e ediyor. Esasen, bugün kömüre ve Hinyite #ahib memleketler için benzin meselesinin ehemmiyeti (o kalmamıştır. çok! Benzini kömürden doğrudan doğruya çı- karmak kabfi olduğu gibi, meselâ, Si - Jâhtarağa elektrik fabrikasında yapılacak bazı tadilât sayesinde Ağaçlının adi lin- yiti fis hem İstanbula ucuzca elektrik “ vermek, hem de bir taraftan kenar mah- olarak mütemadiyen benzin, makine 7 vesaire vedhire almak işten bile de- Bildir. Fen, bugün bu işleri bu kadar ba- ir. Şimdiye kadar petrol 8- ramak için sarfettiğimiz milyonları bu nevi işlere tahsis etmiş olsaydık bugün emleketin hayli benzini olurdu. © Şu halde benzin mesle değildir. Acaba, diğer bakımlardan otomobi! yolu ile de- Ömiryolu arasında ne gibi mukayese ya- çe ğ Umumiyetle bugünün hesâblar., mali- yet bakımından da, işletme bakımından “da, yolun bakımı it'barile de hep otomo- yolunun Tehindedir. İstanbulu Anke- raya bağlıyacak ve 400 kilometreyi geç- Ömiyecek olan bir otomobil yola, bu me- “safeyi otomobiller için beş saate kadar indirebilir. Otobüsler için 6-7 saat kâfi gelir. Bugün bu 400 kilometre mesafeyi, bugünkü yüksek vergili benzin f#atlarile, 300 kuruş benzin masraflle katedebilecek otomobiller vardır. Bu paranın yarısın - fazlası da, yalnız benzin üzerinden, devlet için bir vergidir! — Bu yol üzerinden tahrik edilecek oto- mobil ve otoblis katarlar'le & yapılacak nakliyatı da ayni derecede ucuz ve t olur. Ayni yol üzerinden eşya nak- #1 da muvaffakiyetle temin edilebi - (Devamı 10 uncu sayfada) Resimli Makale: m Çocuğa güleryüz gösteriniz Henüz çocuk denilecek yaşta mahkemeye, vöya hapishineye ülüşnüş olan bedbahtlarır mezilerini a - , Fağtırınız, ekseriyeti aile muhitinda zulüm ve istibdad sl tında yetişmiş olanların teşkil ettiğini görürsünüz ıslahhaneye gösteriniz, Çöcuğa karşı fazla şidlet az tesir yapar, çocuğa terbiye ve çalışkanlık vermez, bilâkis om terbiyesiz srsır ve ah - | lâksız yapar, Üstelik ruhunu da karartır. Bilkhare büyü - | yünce onu bu tarzda harekete sevkeder, çocuğu güleryüz SOZ ARASINDA Nevyorkun Profesyonel Güzel mankeni Nevyorkta mosellik eden bu genç ve güzel kızın profesyone? modeller cemiye- $i azasından olduğunu anlıyan patronla» rı, her zaman beğendikleri, daima taltif edegeldikleri sevimli artisti, «Sen artık işe yaramazsın, kalçaların çok geniş, göğ- sün istediğimiz ölçüde değil!» diyerek İş- den çıkarmışlardır. Genç model, bir sui- kasde kurban gittiğini iddia ederek, mah- kemeye müracaat etmiş ve davasını an- latırken beraberinde getirdiği şerid met- re İle kalçalarını ve göğsünü ölçmüştür. Yeni Papa düşüb kolunu incitti Giornale d'İtala gazetesinin yazdı « ğına göre yeni Papa, radyoda ilk kon- feransını vermek üzere Sistin kilise - sine giderken düşmüş ve kolu incin » miştir, Üç ayaklı merdiveni (inerken ayağı kayan Papa, boylu boyunca yere uzanmış, sağ kolunu da şiddetle mer mer döşemeye çarpmıştır. İnadcı bir Yugoslavyalı Genç bir Yugoslavya'ı hiç bir lâkırdı etmeden 20.000 kilometrelik mesafe kate- deceğini 650 dolara bahse (tutuşmuş ve bahsi kazanmıştır. Her istediğini yazı ile ifade eylemiştir. Fakat masrafı kazıncı- nın fevkine çıkmıştır. İSTER fetmiş: B'lirsiniz ki sigorta kumpanyaları mühim angajman al- tına gircikleri zaman kendi rizikolarını da bir ecnebi şir- kete sigorta ettirirler, Bahçekapı yongınında sigorta kumpanyalarının zararı takriben (4,0) miiyon liradır, Bizim arkadaş hesablamış: — Bu miktarın bir buçuk milyon lirası Avrupaya sigorta ISTER Hergün bir fıkra Sen de benim gibi yap Eski sadrazamlardan biri tebdili ki- yafet etmiş. Bir kakveye oturmuş, ve tam 0 kahvede oturduğu zaman kendi arabam Babsâliden çıkmış, süratle caddeden geçiyormuş. Kahvede bulu- nan herkes: — Sadrazam geçiyor! Diye ayağa kalkmışlar, Tebdili kı- yafet etmiş olan sadrdzam tabit kalk. mamağ. Yanında durm dürtmüş: — Ben de sadrazüm denilen şu eşek herifi hiç sevmem amma, başıma bir belâ gelir diye ayağa kalkıyorum. Sen de benim gibi yap! > ik Nevyorkun tabancalı Şık kadını Bu bayan Ame. rikahdır. Gelinlik çağını aşmış olma» sma, yani 35 yâ şında bulunmasına rağmen, genede evlenmeğe yanaş- mamaktadir. «— Neden evle- necekmişim, gül gibi bir mesleğim var. Sayesinde key fime göre yaşıyo- rum, Bir tabanca. yı ve bir çift ke- lepçeyi bir evlen- me defterine ter. cih ederim!» diyor. Bu bayan, Nev. york polis müdü- riyeti sivil taharri memurudur. Yıl lardır bu işte çalış- maktadır. Şimdi de Londrada bulun- maktadır. İki me- mur arkadaşile, A- merikan tebaasından hırsızlık suçlusu bir karı kocayı Nevyorka götürmekle tavzif edilmişlerdir. Genç bayan mahir bir ni- şancıdır. Birkaç kere de silâhmı kullan- mıştır, Matmazel Şanli modern her genç ka- dın gibi süsüne, giyimine ziyadesile e hemmiyet verir. Dudakları boyalı, par. mâkları manikürlüdür. Senede de hükü- # aa / igin an INAN, “Bazı feliketlerin istifade edilecek taraflar: da olur der- ler. Bir meslekdaş Bahçekapı yangınının bu noktasını keş- İNAN, metten 7 bin Jiri para alır, sekiz yıldan- Amerikalı Yaman Bir timsah avcısı Mister Ross Amerikalıdır. o Florida Zahife Enstitüsü için canlı timsah ya kalamakla maruftur, Alnında bir elek- irik Iâmbası takılı olduğu halde gece - leyin sığ nehir yataklarına dalar, su - yun altında da iki buçuk dakika dura- bilir. Resimde averyi 3 metre boyunda bir timsahla boğuşurken görüyorsunuz. Çaldığı paralardan bir kısmını sahibine gönderen bir hırsız Amerikada hırsızın biri, dalgın bir va- , tandaşı çarpmış, kısmetine bu çanla için- de 40 dolar ile 60 İngiliz Uralık bir kâ- bd para çıkmış. Fakat, hırsız cenabları bu 50 İngiliz liralığı sahte sanarak, çan- ta ile birlikte sahibine yollamıştır. Verem öpmekle başlarmış ! Latviya belediyesi öpücüğün verem si- rayetinde en büyük âmil olduğunu düşü- nerek, sokaklara büyük afişler astırmış- tır. Bu afişlerde şöyle yazılıdır: «Kimseyi öpmeyiniz, kendinizi öptür- meyiniz!... Verem öpmekle başlar!...» ——— ————— çök yararlıkları görüldüğünden mütead- did madalyalar almıştır. Yirmi beş sene hizmetten sonra da 160 lira aylıkla teka- beri polis hizmetinde bulunmaktadır. Birlüd edilecektir. İSTER mize Bir buçuk mii gelecektir, diyor. yeceklerâir. Fakat İSTER INANMA! edilmiştir, demek oluyor ki şimdi Avrupşdan memleketi - İyon Hralık serbest döviz, serbest para Biz biliyoruz ki yerli sigorta kumpanyaları gibi Avrupa sigorta kumpanysları da sözlerini tutarak, borçlarını ödi- bu parayı İstanbulda bulmak mümkün İken, arkadaşımızın söylediği gibi Avrupadan İngiliz Hras, Amerikan doları, Fransız veya İsviçre frangı gibi serbest döviz halinde göndereceklerine: INANMA! m Sözün kısası Sütunlarda kolaçan E Talu uhtelif gâzete sütunlarında İns san bazi öyle bavadislere, cümm lelere, tabirlere rastlıyor ki bunlardan her birini alıp ta bir fıkra mevzuu yapa maz, İâkin ayni zamanda da kıyıp geçe mezsiniz. Keseli mahud Gandinin yeniden oruca başlamış “olması. - bunu gazetelerimiz, sanki havadis kıtlığında imişiz gibi der « hal sütunlarına geçiriverdiler. Amma, ajans vermiş imiş!. Ajans, bize taallüku / olmadıktan sonra her duyduğunu kendi bültenlerine basan, günde; bilmem kağ İservis, başka türlü ne ile dolar? Tabii İ böyle saçmalarla. Gandi oruca başlamış ta bütün Hin v İdistan heyecan içinde imiş. Allah, Hind- İ Were akıl, fikir versin! Kadınların 2a « İyıflama modası çıktı çıkah, sşağı yukarı İhepimizin evlerimizde bir veya birkaç ane Gandi var da hiç birimizin, alimal. lah kılımız bile kıpırdamıyor! 4 İspanyada, hükümeıçilerin hâlâ mu » kavemet hazırlığında bulunmalarına, ni“ hai zaferden bahsetmelerine şaşıyorum. Arnavudun teravi namazı gibi iç idülaya bindi galiba? Fıkrayı hatırlar mısınız? Pek hoştur. Ömürlerinde töravi nedir bilmiyen iki Arnavud, bir ramazan gecesi dağdan! şehre inmişler. Bakmışlar: Camide müt- hiş bir kalabalık. Bindikleri katırları şa“ dırvanın parmaklığına bağlayıp içeriye dalmışlar. Biri ön safa kadar sokula « bilmiş; öteki 'sn geride kalmış. Namaza başlamışlar. Bir rekât. beş rekât. on re kât.. on beş rekât. öndeki Arnavud bali mış, bu namazın sonu gelmiyor. İmamım kasdına hemleğerek kızmış. Dönmüş ar. kadaki arkadaşına seslenmiş. | ven Hoy. mori Beyrâm! Sen katırlâra mukayyed oL. burda iş iddiaya binmişdir İbre edepsiz imamlen! Ya o çatlıyacak, ye ben!.. Bu İspanya işinde de, arlaşıliyor ki, ya İ Franko çatlıyacak. ya hükümetçiler. Am- *ma, yetin kimin alt olacağını çoktan gösterdi, * Şimdiye kadar, hiç bir maçta sırtı yere gelmiyen bizim emektar matbüst futbol takım geçen Pazar Pera takımına mühim bir farkla mağlüb olmuş. — Ne dersin bu işe? diye soran bir am kadaşıma cevaben: z — Hiç! dedim. Kabahat bizimkilerde, Bu oyuna girişimizden önce'tarih kitaba Yarını biraz karıştırmış olsâydılar, «Pes Tüz nın Osmanlı imparatorluğunu batı « ran âmillerden biri olduğunu öğrenirler ve böyle netameli isim taşıyan bir ta « kımla tutuşmazlardı, Hem niçin Pera takımı?. Onu da anlı yamadım. Beşiktaş stadyomuna (Şeref) adını çok görüp refetmeğe kalkışan zik, niyet bu hortlağa nasıl tahammül ediyar? * «Ben musahhihzadeyim, derdime Yok tur çarels Bu, tasarlamakta olduğum süzinâk bip şarkının ilk mısraı olacaktır. Filhakika, mürettib ve musahhih arka. daşların bana yaptıkları azizlikler ta « hammil edilemiyecek raddeyi buldu, Bis yorsunuz, bu gazetede benim bir roma« nım intişar ediyor, Gün geçmez ki bu « rada bana bir saçma söyletmesinler. bir gülünç, yahud ki feci tertib ve tashih ha. tası geçmesin. (Devamı 10 uncu sayfada) « srsüenman na tamess0n sünea81 0104480800900 EARAA AA UNUN

Bu sayıdan diğer sayfalar: