19 Nisan 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12

19 Nisan 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Nisan 19. “Mersin Halkevinin faydalı çalışmaları müteaddid ulus dershaneleri, cezaevin- le köylüye faydalı o- |de Türkçe ve aydınlatma kursu, zehirli hastalara bakılmış, | gazden korunma, bando, Türk işçileri köylüye umumi sıhhati anlatan bro -|yapı, ve meslek kursları açmıştır. gürler dağıtılmıştır İ Spor komitesi : Aza sayısı 211 dir, © “Son Posta, nın Hikâyesi KASABANIN HIRSIZI NK AU Çeviren : İbrahim Hoyi A © Kasabanın ihtiyar hâkimini herkes 5€-| — Delikanlı, demişti, Çok okuyan de-İzüyor, hep kaçamaklı cevablarla başın- yerdi. Kendisini görenler daha uzaktan| gil, çok gören, çok gezen bilir. derler. dam savıyordu.. hürmetle karışık bir sevgi ile ona: İşte ben de bu Sakalımı bu adalet değir-| Delikanlı sustu. Bir şeyler daha söy- (Baştarafı 5 inci sayfada) Jrar edilen i e Em YE Ye — Merhaba bay hâkim. Sağ ol, varol/ meninde ağa bay hâkim!.. diye seslenirlerdi. Zira ka- ba mahkemesinin biricik hi dün- in en insan adamı idi. Davalarda dai- ma maznunun lehine hareket eder, onu rtaracak yolları araştırır, pek mecbur olmasa mahküm etmezdi.. İşte bu yumuşak başlı, aoöthknteeli hâ- Kimin bir gün damarı tuttu. Ve huzuruna ikon suçluya akla karayı İnel Fakat | sina ör an oldu.. * “sonunda da pişi tum. Ve nice hayat kervanma ayak uydurmamak na sibsizliğine uğradıklarını gördüm. Bir çok bahtsızlar talihsizlerle karşılaştım, fakat senin gibisine asla rastlamamıştım. |Bu dünyaya yanlış gelmişsin di İ Yanlış yerde doğmuş. yanlış anlara karışmış, yanlış dersleri öğrenmis, ve yanlış işlere koyulmuşsun. Anan baban ek olmamışlar mişler.. Onun için de tabiat harici hare - ketlerde bulunmuşsun Manners... Hadise geçen senenin Temmuzunda ok.) Fakat ben sana bir yardımd iştu. Kasabanın sivrilmiş delikanlıla »-! bulu: İ fından uzun boylu, kumral ve asabi Tadılışlı Manners, adi sirkat suçile lanarak mahkemeye getirilmişti, K lisin tuttuğu zabıt kim, kaşlarını çatarık ka; “ — Bir diyeceğin var mı Manne Delikanlı «hayır!» demek başını salladı. Mahkeme retle hâkime baktı. Zira bir canlı kul, bu yaşlı h kundu! istiyormuş Atibi y- min böyle hı- sında duran 15 senedir 'hiç | nuşi mak istiyorum. Fakat bu bir ta düşeni yapacaks serbest bırakıyorum! ağlamıya başl kim sert bir sesle: «— Yoo!, irak şimdi. S elikanl ınca da, hâ- iye çıkışmıştı.. göz yaşını bis insanların! 1 bir sene hapiste kal lemeğe çalıştı, Kendi kendisine mırıl - dandı, Hâkim kös dinlemişlere hâs bir e- da ile: — Atma delikanlı. sözler. dünya aleyhinde... cak. Yapmasaydın.. insan böyledir zaten ilik et kemlik gör.. huy canın altında derler.. ı huyundan vazgeçemedin, sen de ki çaldı Çaldın, zira hiç çalışmadan, terlemeden, yorulmadan para kazanmak hoşuna g yordu... Mademki uslanmak istemiyor - sun ide ben icabına ba şöyle da ak ve kâtibine seslenerek em o sin.. dedi, — icabı müz: ızlık suçu sabit öder - Hundün bir sene ağır hapse ma miştir...» Delikanlı haf'fçe gülümsedi. ersin hirs üm edil. , olduğu yerde sallandı, ve bir külçe gibi eoldür. delikanlıyı âdeta okşar gibi ko - kı Artık hırsızlığa töve etmel cemiyet mı Sw in. Bir; ğıldı n yarım saat sonra da, kasa - şli hâkimi dünyanın en kederli adamı olmuştu. Zira önünde duran res- imlı hışımlı konuştuğunu ne görmüş, ne | iş bul, bir baltaya sap ol. İyi msanlara ka- | mİ doktor raporunda şunlar yazılı idi: “de onun ağır şayılabilecek bir ceza ver-İrış, muhitlerine gir, gine şahid olmuştu. Hâkime ne olmüş- böyle?. © Filvaki hâkim yaşından umulmıyacak | “bir şiddet ve hiddetle, boğazını paralı - cakmış gibi delikanlıya bağırdı: © — Mahkememizin dinlediği iddia ve -şahadetlere göre. bütün deliller aleyhin- iu “olduğun sabit görünüyor.. dedi, arkasın - n ilâve etti: — Maamafih, hak ve adaletin tam ve ile tezahürü zımnında, hemen bir r vermiyeceğim. Komisere bir tes yazılıp. kasabamızda son altı ay zar- yapılan, fakat failleri bir türlü ele iyen hırsızlıklar hakkında da sor - bulunmasını istiyeceğim... * Birden, kasabanın biricik gazetesinin! iricik fahri muhbirinin kafasına bir şey #takıldı. Suçluya dikkatli dikkatli baktı. ıyıri,. Aldanmıyordu. Bu Manners de - n adam, bundan altı ay evvel de gene! ayni hırsızlık suçundan hâkimin karşısı- İma çıkmıştı. O vakit, methametli hâkim bütün delil ve isbatlara rağmen maznu » ü mahküm etmemiş, bazı hususi incele- meleri doğrudan doğruya kendisi yaptık- tan sonra Mannersi karşısına almış. ona öynen: “Son Posta g nın Edebi Romanı: 52 Bir iki dakikadenberi piyano dur - Muştu; fakat Muailâ başını kapının ke- arına dayamış, dünyadan haberi yok- muş gibi kendi celerine dalmış, “hiç bir şeyin farkında değildi artık. » Bir şimşek genç kadını aydınlatırken arkada, kalmış bir kapının eşiğin- "de bir erkek Bölgesi görünmü; ayni s4- “niyede Cevadın endişe ile titriyen sı - “cak sesi duyuldu. yle dalgın dalgın ne düşünü - yorsunuz Muall 1? #Os nu bu kadar candan ve yakın bir arzda düşünürken birdenbire karşı - sında görmek Muallâyı yıldırılmla vu- rulmuş gibi titretmişti. Gayri ihtiyari bir surette bir adım geri çekildi. ırken onun delhişetle “ gerilediğini gören Cevad da ani bir te- e odanın ortasında durdu: — Sizi korkultum mu? — Sesi soğuk ve uzaktı, Muallâ kıpkır- mszı olmuştu. ” <— Hayir “duymamıştım. pek bozdu. © Cevad ayni sui — Affedersiniz, sizin geldiğinizi hem bu fırtına asabımı lukla cevab verdi:! bersizce gelmiş - Manners.. şu halde bu son işte suçlu! ık, geçmiş; unut ve atılmış bambaşka eyim seni Man- farzet ki hayata ye: bir insansın. i ners.. demişti. * Ve İşte şimdi de gene ayni delikanlı, | ayni mahkemenin çatısı altında daha al ti ay evvel kendisine baba nasihatleri ve. ren ayni hâkimin karşısında bulunuyor- İ du. Bu sefer bir dükkândan bir şişe sütle bir somun ekmek çalmaktan suçlu idi. İ Hâkimin bütün gayretlerine, iyiliklerine rağmen, Manners huyundan vâzgeçme » miş. döneklik etmişti. Yaşlı hâkim gene o sert, haşin sesile İtekrar etti; — Bir diyeceğin var mı delikanlı? Manners başinı kaldırdı. dudaklarını Wemiri — Evet, diye mırıldandı.. ev pimi öylemek istediğim şı billâhi elimden geleni yaptım... Hâkim inanmadığını gösteren bir ta - Jvarla başını salladı. Delikanlı devam e — Sizin gösterdiğiniz insaniyetin al - *İtanda kalmamalıyım. dedim. her yere bâş vurdum. Her taşın altını yokladım. )Fakat yok. yok. bir iş bulamadım. Kirli İbir mazim vardı. Kimse bana $ s vermi - bö Herkes şüpheli bay hâ- Vallahi nakleden : Muazzez Tahsin — tim, Fakat siz bu ince esvabla nasıl bu- rada duruyorsunuz? Yağmurdan havs birdenbire serinledi: Bahusus ki biraz! hastacasınız... Başmız hâlâ ağrıyor mu? — Evet... ün bu patırdılar, alışmadığı - nız bu geliş gidiş sizi yoruyor sanırım? Bu akşam erkenden oddhıza çekilip is- tirahat edin. Ben misafirlerin yanında kalır, sizin hasta olduğunuzu söylerim. Sesi hafifce tatlılaşmıştı: — Bir baş ağrısı için yatağa yâtmdk mı? Yok canım; ben öyle nazlı değilim, — O halde bana itaat etmek için is- tirahat edeceksiniz ve başka defa yağ- İmur yağarken açık pencerede durup Jıslammamağa gayret edeceksiniz, Muallâ esvabına bakarak hafifce ke- keledi: — Sahi mi? Islanmış mıyım? Hiç farkında değildim. Elini başıma götürerek bir saniye durdu. Sinirleri o kadar bozulmuştu ki gözleri yaşla oluyordu. Kocasının ağ- ladığını görmemesi için alelâcele ona İ elini uzattı; Moznun Manners wzvin smüddetten » beridir gıdasızlık netice: iptelâdir. Bu hasta ilk | İ lemiş olduğundan kurtu imkânları azdır. Bundan nunun bir kaç ay daha yaşıyacağı şüphe- Hidir.» imi zâfa Mark Hellingerden vi; Yarınki nüshamızda: Kieopatranın kokusu Nakleden: Hatice Hatib yn ei le Topiantıisr: Halkevinde derslere batfaniyor Eminönü Halkevinden: Açılacağı evvelce Hân edilen A ve B kurslarile fik tahsli imti - hanlarma girmek istiyenler, yetiştirmeye mahsus derslere yazılmış ol başlamak üzere 21-4-90 Cu 18 de Evimizin Cafaloğlundaki hazır bulunmaları ilân olunur. Berberler Cemiyeti dün toplandı Berberler Cemiyetinin toplantısı dün Tür. bedeki cemiyet merkezinde yapılmıştır. Top lantıda, geçen defa yarım kalan idare heyo- bi tamamlanmış ve toplantıya ni - salonunda — Mademki ısrar ediyorsunuz, bon- suvar Cevad, yatmağa çıkıyorum. Parmakları onun dudakları altında titredi. ve yarın bize baş ağrısız, tamamile iyi- leşmiş olarak geliniz. baktıktan sonra ağır adımlarla gelip maşânın yanına oturdu ve alnını ikiels leri arasına alarak acı acı dü — Hâlâ benden kaçıyor... Gözlerin- aşlar vardı, Nesi var onun? Te- ire ruhunu bir 5 | okuduğum bu kadın, içinin sırrın ba- na veriyor. Fakat ben artık onsuz ya- şiyamıyorum, Onun bu sevimli ifaali, bu cazih tevazuu altında gizli olan duy- guları görmem, bilmem lâzım, Onun beni sevip sevmediğini anlamam lâzım. Bu dürüst ve n#muslu kadının haya- tmdaki her şeyi biliyorum, sade bana karşı olan duyguları önüne siyah bir tül gerili... Acaba o da kendi hislerini tahlil ede- miyor mu? Benim için bir sır olan bu duygularını kendisi de tayin edemiyor mu? Xvni MÜFİD BEYDEN NAİLE HANIMA MEKTUB Benimle Beykoza gelecek yerde Çeş- İmede hemşirende gidip kalmayı tercih İ ettiğine pem müteaesifim, Bu sene son bahar pek güzel, Boğaziçi her zaman - dan daha şirin... Kalabalıkta sıkılırsan gen de Muallâ gibi bazan kaçamaklar yapar, misafirlerin (arasından aıvışır kaçard'n. Sana bu mektubumu buradaki hayâa- bunlar hep beylik) V Elbette ola- Bana bak Manners.. Kitabsaray ve yayım komitesi: Aza | Komite: Sporun hemen her nev'ine ge- mevcudu 182 dir. Kitabsarayın kitsb İniş yer vermiş ve muhtelif kollarda ça- u 2700 zü bulmuş, halk dilile/ bşan gençler büyük muvaffakiyetler faydalı broşürler tertib edil - | göstermişlerdir. Kollar, tertib edilen Ika parasız dağıtılmış, bir çok | maçlardan çoğunu O kazanmaktadırlar. eserler neşredilmiş, yüzlerce | Denizde ve karada mükâfatlı yarış ve İçel adile neşredil- tertibine devam olun - müsabakalar rgihin intişarı devam | maktadır. 'nçlik konferans Derken | — Bonsuvar Muallâ. İyice dinleniniz | 1 Karısının uzaklaşmasına uzun uzun| nada gibi gözlerinde | $ Müze ve sergi komitesi: Aza sayısı 95 lerle müzik, hâvndis |olan komite: Eski ve tarihi asarı topla- ri mış, bunları tasnif ederek husust dolap- lara vaz ve y şların istifadelerine , yerli mallar yatı yapılmış, oku- ı rağbet gittikçe arlmakta bulunmustur. Halk dershaneleri ve kurslar komi - 1 çalı ın konüte: Her ihzaratt bitm “Mahkemelerde: Otobüs davası (Baştarafı 6 ncı sayfada) kalmadan Sabur Sami içeri girdi. Ben İ girmedim. İkinci gün, gene öyle oldu. Ü; çüncü gün, keza. Artık, dayanamadım, ben de içeri girdim. Valiye, kendisile yal- pız konuşmak istediğimi söyleyince, Sa bur Sami için: «— Yabancı değildir, Cevaben: «— Efendim, esasen benim şikâyetim ondan» dedim, Sabur Sami, beni sus- turmak istedi. Vali de işimi halledeceğin! iyerek, bahsi kap: | Bunlardin başka dün Hilmi, Kemal, İ Dikran, Rafet Tekin, Karaeftimoğlu Re- ik, Ali, Kemal, Musa ve daha birçok o- tobüsçü, şahid olarak dinlenmişlerdir.| Bunlardan bazıları Sabur Samiyi, Kara- | eftimoğlunu itham eder mahiyette şeha-| dette bulunmuşlardır. Bir şahid 'se, otobüsçülerden hoşlan- mıyar sabık valinin huzuruna girebilmek İ için, pehlivan kıyafetine girdiğini; fakat ca gene kovulduğunu söyle- de celbi için, ta- Kaliçle bulunan cesedin hüviyeti tesbit edildi Haliçte bulunan cesedin, mavunacı Ka- dire aid olduğu kat'i olarak tesbit edil- miştir. Fakat, ölümün bir cinayet veya kaza| «seri olması ihtimalleri henüz neticeye| varamamıştır. Yapılan olopsi de bu ciheti aydınlata- tımı anlatmak zi ade Muallâdan | bahsetmek için yazıyorum. Emin ol ki Naile, Cevada bu kızı tav- siye ederken biz de onun bu kadar kadın olacağını tahmin e- şik, O, düşmanlarının bile ö- İnünde eğilmeğe mecbur olduğu kadar güzel, kibar ve sevimli, Hele ev sahibi minlerin üslünd Fakat İzmitte) arasında ne bü Muallâ ile buradaki k değişiklik var! Onun hatırlıyorum Lâkin ne dersin, kızcağız bu- eni ve lüks hayatında da o V: değil mi? Bütün | mamıştır. Adli tahkikata devam edilmek» tedir, Okmeydanı cinayetinin faili suçunu inkâr ediyor Okmeydanı cinayetinin muhakemesine Ağırcezada dün de devam edilerek, Em- niyet ikinci şube komiserleri şahid olarak dinlenmişlerdir. İhsanın katili Arab Murad, bermutad hazırlık tahkikatındaki itiraflarını taz- dayak tesirile olduğunu iddia idler bunun yalan olduğumu sö iğer şahidlerin celbi için, Çalınan 950 lira meydana çıkarıldı Sabıkalı dolandırıcılardan Lâz lâka. bile maruf olan Koçonun, metresi Ke- tiye aid 950 lirayı çaldığını ve Koço - nun yakalandığını yazmıştık. Zabıta memurları Koçonun evinde yaptıkları arama sonunda çalınan 950 lirayı tamamen bulmuşlar ve Koçe cürmünü itirwf etmiştir. Koçn, bugün Adliyeye verilecektir. Askerlik ik işleri: Kin Beli Söbtmenilir çağırılıyor Üsküdar Askerlik Şubesinden: Kısa hiz - met şeralli kazanmış olup askeri ebliyetna- meleri olmıyan ve bu yil sevke tâbi olan İ gençler 1 Mayıs 989 gününde Yedek Sübay okulunda bülunacaklarından sevk pusula - larını almak üzere 3 Nisan 939 gününe ka“ dar şubeye müracaat etmeleri, gil, Nezihenin çocuklarıne bile büyük bir muhabbet ve şefkatle muamele €- diyor. Onun soğuk davrandığı kimse - ler ennesi, büyük ablası ve çocukları, Belkıs hanım bir de annesinin bu se - ne beraber getirdiği genç bir dul... Naime yengemin ve Güzidenin hid - detini görsen . Onlar her sene olduğu sıfatile göslerdiği nezaket bütün tah- İ gibi bu yaz da çiftlikte istedikleri gibi, istedikleri kimselerle gülüp eğlenecek- lerini, erkekler ava gittikleri ozaman kendi başlarına kalıp safa sürecekleri « ni zannederken bu sene Cevadın böy - ea 1 bir insar oluşu hiç de hoş- larına gitmedi. Bu değişikliğin müseb- bibi olarak bittabi Muall Ayı görüyor - y geçindirebilecek ka- »tli olan bu esvablarını, vak- alelâde entariler gibi sade bir tavırla ve mühimsemeden giyiyor. Esasen ona en çok yakışan da bu haller değil mi? Elbiselerini hep Cevnd seç- miş... Bu da Muallânm güzelliğini bir kat daha arttırmak vesilesi... Ya t&k- tığı elmaslar, inciler? Fakat Muallâ, bütün bunları doğdu- Zu gündenberi kullanıyormuş gibi, ta - bit tavırlarını hiç bozmuyor. Hattâ, sa- na diyebilirim: ki kocasının fazla müs - rifliği onu biraz müteessir ediyor... Ge ledi; ben de o İterse kocasını değiştire- ileceğini kendisine anlattım. te Cevad öyle değişti ki gör- Onun karısın; hergün biraz daha fazla sevdiğine eminim artık, Eski a - iaycı hallerini bırakıp ciddi ve durgun İ bir adam oldu. Bundan başka, onun ne kadar müşfik bir baba olduğunu gör - san şaşarsın, Yalnız Zeynebe karşı de- çen gün bir vesile ile bana bunu söy - ç I#r ve onu düşman belliyorlar. Halbu- ki kızcağızın bundan haberi bile yok... O, her sene burasının, o Cevadın anne ve ablesi ile misafirleri sayesinde ade- ta bir sefahat ; bilsin! Fakat Cev; bıktığını ker halile we sözlerile belli &- diyor. Annesile ablasının fazla eğlen - melerinin me geçmek. istiyor, bu - nun için elindemigeleni yapıyor. İki kadının can düşmanı ise Muallâ Cevadın ona tamamile ve değişmiyecek surette bağlanmış olduğunu anladık larından mi nedir, kızcağızı kabil ole. R ecekler. Onu Cevadm gözün- der düşürmek için, one entrikalar, ne manevralar çeviriyorlar görsen, fakat yağma yok! Cevad artık onların elin - den tamamen sıyrıldı, bütün varlığile karısına bağlandı. Hattâ onların, sö”- de hav hane bir surette Muallâ hek kında söyledikleri sözlere bile itiraz #- diyor, (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: