29 Nisan 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

29 Nisan 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hergün Almantöya doslçö : Ve açıkça söylemeliyiz ki... Yazan: Muhlitin Birgen n çinde yaşıdığımız zamanların müstes- İ na #hemmiyetine rağmen çoktanberi münhal bulunan Ankaradak. Alman 5€- İsrethanesi işlerini tesellüm etmek üzere yeni Alman sefiri Von Papen vazifesinin başına geçti. Bu münasebetle iki memle- Resimli Makale: ket arasındaki münasebetlcre bir göz at) © mak faydalıdır. İlk bakışta gözümüze çarpan vakıa şu- dur: Prusyanın Avrupada enternasyonal bir politika unsuru olmaya başladığı ta- rihtenberi Almanya ile Türkiy? arasında hemen hemen fasilasız bir dostluk hü: küm sürmüş bulunuyor. Bu dostluk, bir aralık, pek kısa bir zaman için, Avustur- ya - Macaristan dolayısile, bundan otuz sene evvel küçük bir gölge geçirmiş, İa- kat, Bosna-Hersek meselesinden sönrâ tekrar tabii kuvvetini bulmuştu. Cihan Harbindeki silâh arkadaşlığının acı ve tatlı hatıralarından sonra, Türkiye ile # Almanya, sulh muahedelerinin tekâmül- leri ve bu tekâmülleri canlandıran mü- cadeleler arasında birbirlerinin mukad- deratlarına yalnız karşılıklı bir sempati ile baktılir. Türkiyenin Sevres mushe- desine karşı açtığı isyan bayrağım Al manya nasıl dostluk duygularile selâm- Jadıysa Almanyanın da Versailles müa- hedesine kaşgı açtığı mücadeleyi Türki- ye ayni duygularla takib etti, Sulhten-| beri iki memleket arasındaki kültür ve| iktısad münasebetleri mütemadıyen in-| kişat etti ve bu inkişaf, her iki taraf için de ancak İsydalı oldu. İlk bakış içinde gözümüze çarpan bu bâdiseleri böylece memnuniyetle kaydet- tikten sonra bir de bugünkü dünya için- deki münasebetlere gelecek olursak bu noktada da aşağıdaki müşahedelere va- rabiliriz. * Nasyonal sosyalist Almanyanın, kendi- sine hayat imkânları temin eylemek ü- Ni olduğu bütün gayretlere ve lere karşı Türkiye efkârı pek ya- yalnız dostane bir dost olduğumuz için ki, Çekoslovakyanın kat'i surette ortadan kaldırılmasını takib eden hâdiseler arasında Türkiye efkârı kuvvetli bir sarsılmanın tesiri altında kalmış bulunuyor. İtalya ile elele vere- kın alâka Dünyada başlıca iki kuvvet vardır, birincisi yapar, adına nikbinlik deriz, ikincisi yıkar, ona bedbinlik adını veririz. Bu iki kuvvetten birincisi bir terakki pistonudur; hamle yapmaya, ilerlemeye teşvik eder, halindedir, bizde faal ne kadar hassa varsa hepsini parçalar, nibayet hayat da bitirir. SOZ Palet mi, Şapka mı? Londrada açılan resim sergisine kadm ziyaretçiler resimde gördüğünüz gibi pa- let şapkalarile gelmişlerdir. tün Cenubuşarki Avrupasında, karşılıklı hak üzerine kurulmuş bir dostluk şebe- kesi kurmaya çalışacak yeni bir sulh dost- luk kahramanı olarak görmek istiyorduk. SON POSTA Yapan kuvvet, yıkan kuvvet.. Mületlerin tarihinde büyük iş başarmış olan adamların hayatlarını tetkik ediniz, bütün muvatfakiyetlerınde «yapa- Dilirim> kanaatinin amil olduğunu görürsünüz, buna muka- bil merdivenin ilk basamağında kalanları ayapılsmazı dü- şüncesinir ğı muhakkaktır, Kendinize ve muhitinize faydalı olmak orssnız «yapılamaz» kelimesini unutunuz. insanı ikincisi bir balta ARASINDA ç Xl Madridin meşhur Hergün bir fıkra | Müdefi Ben idare ederim Marsilya meşhur mübalâğacı Ma- riyüs, misafirlerine yeni yaptıracı evi anlatıyordu; — Bir yemek salonumuz olacak, de- di, boyu 60 metre, eni 50 metre. Karısı kulağına eğildi: — Dikkat et Mariyüs, fazla müba- $ lâğa ediyorsun, #nanmuyacaklar., Mariyüs karısına yavaşça: — Şimdi ben iları lerim! Madi tliğ Ga ve sözüne Köpek : va ea 3 İllan General Miyaha yanında karısı ve İ — Tevonımın yükeeliği de 30 aom- £| yavrusu olduğu halde Parise gelmiş doğ- İ fim kadar bir şey... ruca Küba elçiliğine gitmiştir. General Ml ziy 2k şike e kekeli ünden böyle Kübuda: yerleşecektir. Yeni bir sinema MERİ a Yıldızı : i İ i i Dünya boks şampiyonu Londraya çağrılıyor Sözün kısası Kara Mehmed E Tala eşhur Fransız ressam fiİngresi &yni zamanda güzel keman de çalarmış. Ondanberi Fransada, asıl san'at- larına gene o değerde ikinci bir san'at ilâve edenlere. bu ikincisi için: aFilânın İngres kemanıdır..> derler, Balıkesirin muhterem evlâdı ve mel Pusu Hayreğdin Karanı bız politika adamı ve gazeteci bilirdik. Meğer onun da, bü“ yük müvaffakiyetle kullandığı bir İngres kemanı varmişi Hayreddin Karan çok kudretli bir ozanmış.. bir çırpıda üç kalın cildlik bir hamaset destanı yazabilecek dar zengin bir #ham kaynağına sahib- miş. Orun, diğerlerinden asla aşağı kalmı yan bu yeni hüviyeti ile meydana çıkma. sı yeni Türk çüri, yeni Türk edebiyatı için pek kıymetli bir kazançtır. Herüz birinci cildi intişar eden (Kara Mehmed)| i okumağa başladığım anda, ” İkendimi kaptırarak, kitabı elimden birak madan hatmettiğimi söylemeliyim. Bu kadar cezbedici bir sadelik, bu derece sürükleyici bir selâset bu tarz eserlerde çoktandır özlediğim, susadığım bir şeydi, Mısraların tertibinde hiç zâhmet çekik mediği, pinar gibi fışkır. Ihamın yök» sek ve pürüzsüz san'atla itilâf ederek shenge inkılâb e Şair bu sühulete bizzat öyle kapılmış kö bazan kafiyelere itina etmediği »hmed) inkılâb Ti runda feragati ve fedekârliğidır; Türk anasının civanmerdliğid'r; ve. cihan tâ Khinin muazzam abidesi olan Türk inki- lâbıdır, Eserin kabına kitabe fepigraphe) ola rek şu kıt'a yazılmıştır: Elde süngü, koşarım; odur benim işte ğeme Gözetlerim hilâl. yolum zafer yoludur. Kim çıkarsa karşıma; Ezer, yıkar, yö“ karım. Türküm, Hakka bin şükür! Göğsüm iman doludur. Kahraman Kara Mehmedin özünü tas İvir ve izah eden bu mısralara başkalarını katmaya nefsimde cesaret bulamıyorum. rette sarsmiş olduğunu açıkça söylersek hakmıhğe meylettiğini gösteren delillerİ yunun çok samimi bir söz eş ei AL #uretinde tel#kki edildi. İlk defa olarak! man dostlarımızın inanacaklarını ümid Türk efkârı kendi kendisine sordu: #Hak-| edebiliriz. $ız bir kuvvetin mütemadi gös. * termekte olduğu yayılma hareketi en! Bügünkü vaziyet karşısında şöyle dü- ve ne vakte kadar devam ed » Ken-| şünüyoruz: Almanyanın bütün hayat da- di kendisine bu suali sormuş olan Türk) vası, birkaç Balkan devletini istiklâlden milleti, henüz bu suale gene kendi ken-| mahrum etmekten mi ibarellir? Eğer disine vereceği cevab için düşünmekle; böyle ise bugünkü siyaselin bir manası ve hidiselere bakmakla meşguldür. Bu! olabilir ve biz de ona göre icab eden va- cevab, bir dereceye kadar, Almanyanın İziyeti alırız. Hayır, öyle değil de, Alman- önümüzdeki pek yakın zamanlarda takib yanın dünya ile görülecek haklı davaları Meşhur İngiliz boksörü Farrın mene-İ şairin kendi ince ve coşkun ruhund çeri, gazetecilere verdiği beyanatta şöyle | nefhettiği hissolunan bütün o kitab dolu- demiştir: in mısraların içinden, birini diğerlerine İtereih ederek seçecek olursam, geriye — Londrah boks organizatörü Sidney * kalan, imi zannederek Hulla, zenci boksörü Londraya davet 2 ei eğ mem ve burada Myügtüzmem için ken-İ Çok samimi söylüyorum: Hayreddin disine 30 bin İngiliz Krası garanti teklif | Karan fikir âlemine nefis bir armaganda eyliemeğe bana şalâhiyet vermiştir. bulunmuştur. Temiz ve yüksek heyecan Luise verilecek olan 30 bin liradan ver. | JUYmaAk istiyenler ÇKsra Mehmedj de b &i payı kesilmiyecek ve zenci boksör ün- ii ba en e vanı için dövüşecektir. Maç Temmuz son-| g,, > edeceği siyasetle de alâkadırdır. Önü-| müzdeki hâdiseleri sükünetle beklevip ona göre hüküm verme: henüz! vakit vardır. Burun için göreceğimiz hâs diselerin iyi şeyler olmasını ve sen vü kuatın uyandırdığı fena tesirleri izale edebilmesini temenni etmek bir vazifedir. Di Geçende de bahsettiğimiz gibi, Alman milletinin kendisine yaşımek imkânları verecek bir hayat sahasına sahib ölma- sını biz pek tabif buluruz. Almanya, eğer bu sahayı, kendisi ile karsı karşıya gel- dikleri zaman, bütün münasebetlerini müsavi haklarım verdiği müsavi salâhi- yetlerle konuşan dost memleketler ara- sında ararsa böyle bir siyaseti tasvibden başka söyliyecek sözümüz yoktur. Fakat. böyle yapmayıp ta Almanyu elindeki! kuvvete dayanarak şu milleti tehdid, bu; milleti Mata, ötek'ni bir çember içine hapsederek, siyasi dostluğunu askeri bir| Gebrin tehdidi altımda yürütmek ister. se biz buma ancak tek bir kelime ile cevab veririz: Hayır! Almanyanın son bir ay içinde takib et- miş olduğu siyaset, maalesef, bizim tas- Yib edeceğimiz yoldan gitmedi. Halbuki, bütün politikasını hak üzerine otuftmak Mddiasile meydana atılmış olan Führer- den biz, böyle bir hareket beklemiyor ve onu her milletin hakkına, Alman hakkı imis gibi riavet ve hürmet göstererek bü- varsa bunların müdafaa sahaları Bâlkan- lar değildir. Balkanlara açık samimi, kar- şılıklı haklara tam hürmetle gelmiyen Almanyanm, dünyanın hıçbir tarafınde davasını müdafaa edemiyeceğine kani olduğumuz için, onun ne yapmak istedi- ğini bir türlü anlıyamıyoruz. Romanyayı iktisadi istiklâlden mahrum eden, Yugos- lavyayı üç taraftan kuşatıp ondan sonra konuşmaya kalkan Almanya, bizce üstü- 5 BA BİŞİNE şallı kevveti bir” (uya |? Om Bien Dru'Lasdemla, <ÜğEyeR a elindeki diagine itast ettiremyen hayva. | Miyan Fransız» isimli bir film çevirecek- nın karhını rasgele mahmuzlıyan bir şü. | tir. Genç artist Londraya ayak basar bas- variye benzer. Bunun içindir ki, son bir) maz ilk işi 4 yaşındaki oğluna bir telgraf (Devamı 10 uncu sayfada) çekmek olmuştur. Hollywoogun yeni keşfettiği sinema İSTER İNAN, İSTER Dün öğle üzeri radyo makinesinin önünde Alman devlet relsinin nulkunu dinlemeye çalışıyorduk. İlk dakikalarda ses 'yi geldi, Rayştag meclisinin arzetmekte olduğu manza- rayı İaşvire çalışan spikerin hattâ nefos alışı bile duyulu yordu. Her Hitlerin kürsüye çıkışını karşılıyan alkış sesle- rini de gayet pet olarak duyduk. Yalnız Alman devlet reisi söze başlayınca iş değişti. Şimdi ses yerine toğuk bir ıslık, külçe külçe parazit geliyordu. düğmeyi çevirerek diğer bir Alman istasyonunu aradık, orası da öyle idi, bir üçüncü, bir dördüncü Alman istasyonu da dinlenmiyecek şeklide idi. talyan, istasyonlarının Almanyadan alarak retransmision işitmiştik. Onlara baktık, hakikaten nakledi- İSTER İNAN, İSTER Nutku bu şek telgraf ile tedâr dır. Geçenlerde, ressamlarımızdan, inkı- larında veya Ağustos o başlangıçlarındaİlöbi firçalarile tesbit etmelerini dilemiş: tim. Hayreddin Karan bu yatan borcumu kalemi ile ödiyerek ilk adımı atmıştır. Sayın hemşehrimi bütün kaPbimle teb- rik, takdir ve tebeil ederim, E. Talu a eke mari Bir Sovyet tayyaresi Amerikaya uçtu Moskova, 28 (A.A.) — Tayyareci Ko kinakinin idare ettiği «Moskoa | tayyas res! bu sabah saat 4,19 da İzlanda -Groin land tarikile hiçbir yere meden Ame rikaya gtmek üzere uçmuştur. yapılacaktır. Dudak boyası ve İngiliz hâkimi Londra mahkeme reislerinden bir zat, bir dava esasında makyaj masrafı yü- zünden kocasile arası açılan bir kadını dinledikten sonra: — Aklınıza şaşayım.. makyaj ve hele dudak boyaları bir kadının güzel yüzünü bozmaktan, harab etmek ve çirkinleştir. mekten başka bir işe yaramaz! demiştir. INANMA! yorlardı, fakat anlar da ayni gürültü içinde idiler, Anlaşıldı Xi Alman devlet re'sinin sözlerini boğmak istiyer. bir yaban. cı İstasyon mütemadiyen pazazit yapıyordu. dinleyip almak mümkün olmayınca telli edenlerin vasıtalarına baş vurduk. İşi bitirdiğimiz zaman batırımıza Tadyonur harb zama- rında en mühim bir propaganda silâh: olacağın iddia eden. lerin sözleri geldi, şüphe yök ki haksız değillerdi. Fakat biz az evvel Xarşılaştığımız vaziyeti düşününce radyo silâhının derhal susturulabilecek mahiyette olduğuna göre hiç işe ya- ramıyacağına inandık, ey okuyucu sen: İNANMA!

Bu sayıdan diğer sayfalar: