29 Nisan 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

29 Nisan 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

29 Nisan Niçin dünyaca tanınmış ressam, mimar, edib, doktor ve alimimiz yok? Münevverlerimiz: “Neden yalnız beynelmilel şöhretli asker yetiştiriyoruz da diğer sahalarda bu muvaf- 4fkiyeti gösteremez olduk?,, sualine cevab veriyorlar RET 7 i VR Cemal Nadir Bual sik gık aklıma gelir: Rİ yalnız beynelmilel payesine ln âskerler yetiştiriyoruz da, diğer lake Se bu muvaffakiyeti gösteremez tonu, Neden beynelmilel şöhretli dok- L MUZ, fen adamımız, ressamımız vE edibimiz yok? kii sebeblerini her meslekten bir ere sordum. Bana dediler ki: Profesör Fahreddin Kerim: in tib sahasında beymelmilei #ahsiyeleri o, ö öy — Yehilirim<i olduğunu öğünele sözlü Süallme pe Göka, ; © Profesör Fahreddin Kerim yi Sualle mukabele elti: — Beyneliniler #öhrsiten Cevab verdim? maksadın ne? *— Bütün dünyaca tanınmışt!,.. — Bunun kriteryumu ne?.. — Bunu ben tayin etmek istemem, > €sör şöyle devam etli: Eğer beynelmilei şöhret sahibleri bir da davulu alıp ta Babığliden Sirke- Pile ineceklerse, kriteryum bu ise o vereyim, Yoksa ben kendi kriteryo. e göre anlatayım; benin anladığıma ©. beynelmilel şöhretten kasd, İlim a- hz üze, aşmalarının mahsullerini dün- vie Pi tanınmış milletlerin dillerile MİL eler tanınmış dünya Bözele - mii ederler, larınmış dünya cemi - ie pim tebliğ ederler, bu iğ €yneimilel şöhret olurlar, Bu - » kriteryumu budur, O adamın ismi di sahasında tanınır. Herhangi 4 İZE Yazılırkef, mesaisi içinde yer zi İşte bunlar kriteryumdur, İşte ben yağ yumla Türkiyenin dış sahasında e tanınmış şahsiyetler oldu - iki ze öğünçle söylüyorum. Amma si. #şka bir kritoryumunuz varda oap B- AE! bir hiküy 1 Ta keşi "dir. Bir pa te nadip fle, ilmi mesaiyi kârıştırmama steur, bir Aynştayin her millet için Yetişir. Fakat beynelmilel şöhret is, SAtlüb olan keşifle: değil. muttarid, Hagi çalışmalardır. Ve bu çalışma- la Den, diğer şubelere karışmam, Türk belinin Avrupada, Amerikada, Ja - a oliağ şahsiyetleri ve üstad - Yolm m tekrar sdiyorum, bir tarizde bulunmak istarim ki, rumuz var: Bu da hudud yermiş olan a Reder Biri, hş *€ bir türlü benimsemeyiz. & pre anlarım itiyadı olan ya. emi, İk hâlâ devam ediyot. Yok- Sü olabilirsiniz ki tib sahası Treimileş şöh, ol ş *lerimiz vardır.» Muharrir Peyami Safa : vela, fikir adamları ve san - a rile Avruna söhreti olmağa in- Ni Şiteeği gün die de uzak değilin Demi anzimata kadar <islâm bey - eme, de kaldık. Türkler, islâm m , ve içinde meşhur pek çok filo- erdi. Adamı, ve san'atkâr yetişlirmiş.. Sizin Yan gay, Ettiğiniz beynelmilel, hırisii. Sab deynelmileidir. Biz bu âleme İşöhreti olmağa intikal edeceğ' gin Doktor Fahreddin Kerim. , tanzimatlanberi girmeğe çalıştık ve A- tatürkle beraber en tereddüdsüz adımı & tık. Bu beynelmilel içinde yeniyiz. İslârı beyneimileli içinde meşhur Farabi'lerini İbni Sina'larını, Mevlâna'larını, Füzuli rini, Sinan'larını yetiştiren Türk milleti. nin hıristiyan beynelmilel: içinde meş » hur debâlarını vermekte geç kalmıyaca- ından da emin olalım. Butun irakân hadlerini ve düşünce prensiplerini «Türk inkılâbına bakışlar» adh kitabımda bü - tün tarihi donelerile belirimeğe çalıştım. Türkiyenin, fikir adamları ve san.stkâr- larfle bir Asya şöhreti olmaktan Ax uzak değil, Çünkü garb medeniyetinin fi. kir tohumlarını eski Yunanistandan ala - rak Avrupaya ilk tamtan'ar Türklerdir.» Karikatürist Cemal Nadir : «Türk resim san'atınin her kolan kazandığı muvaffakiyet bizi hiç de müdeieliğe düşürecek gibi az değildir.» «— Bizde resmin edebiyattan yeni ve taze oluşuma göre cdebiyatta yetişmiyen; beynölmilel şöhreti resimde aramak Jü - zumsuzdur. Maamafin bugünkü san'at se- viyemiz milli hududlarımızın dışına taşa- cak kadar yüksek ve kudretlidir. Eğer bu- na rağmen gene kendi kapımız içinde si- kışap kalıyorsak bunu milli san'atin ac - Zine ve verimsizliğine değil, san'at neşri- yatımızın yokluğuna atietmeliyiz. Bâbiülide basılan bir kitabı, İstanbul - da doğan bir san'at eserini yurd içinde yaymak için kâfi vasıtalara henüz malik değilken, san'at sesimizi hududlarımızın ötesine ulaştıraliimek hayli zor bir iş clsa gerek! Arasıra büyük Avrupa şehirlerinde ya- pılan beynelmilel san'at sergilerinde Türk resim san'atınm ber kolun kâzan- dığı muvaffakiyet bizi hiç te ümidsizliğe düşürecek gibi az değildir» Muharrir Valâ Nureddin: sOrüümal iş yaratma öğrenme devrenindeşizz İri «— Bizde beynelmilel şöhretli edip ve mütefekkir yetişememesinin se - bebini, herkesçe malüm olmuş bir şekil. de izah edeceğim; Şark kültürile alâkala. sumızi kopermamız, garb kültürüne de henüz iyice bağlanamayışımız! Büyük servetler bir peşilda toplana maz, Babadan, hattâ dededen gelmelidir. Manevi cihetlerde de böyledir. Halbuki biz dededen kalma miraslardan edemiyoruz. Garb milletlerinin birkaç sırdanberi teraküm etmiş kit Onların yeni edibleri (kaidelere) basıp şaheseri, ğ ir P şabeserlerini âleme gös- Bakınız, ben «riedöstal» mi, ekaides sj diyeceği mi bilemiyorum, Her ikisini de kullandığım halde her çeşid kariime fik. rimi anlatabildiğimden emin değilim, Bu, tek misal değildir. Hor eğe böyle! Şarkın malümat, felsefe, kelime, hattâ harf ambarından henüz bu nesilde el çektik, Garbin kültür hazinesinden istifade e- abları var -İbir değişiklik buzule gelmedikçe Türk? İbi yüksek ve beynelmilel iş başaracak istifade | «| boş bir hareket olur. bu riedöstatlere |, cihetçe |rafırdan tanınmak için geniş bir kütleye — Sevdiğin a » — Şu erkekler - dam bari anlayışlı den bir şey anlıya- m? madım. Bana de - — Nereden bi - licesine âşk olan- leyim, hiğ Temse » lar canm siki sir aleyhinde bir yorlar. Âşık olm #ey söylemiyor ki. yanlar benden sı « kılıyorlar. i Peyami Safa decek bale gelmedik. İstidadır uns etseler bile, başkaları r söylüyorlar. ra astıklarını yeniden eli Sl — Öyleyse içimden okul. yoklamak mecburiyetinde kalıyorlar. E- Kadına dair r. Müâlümları öğrenmeden orijinalleri ya- Kadınla erkek müsavidir.. Amma kadının işine geldiği zaman... jratmak kabil değildir. Öğrenme devre - * sindeyiz.» Mimar Sedad Çetintaş: ki larlar, Fakat erkek kadmdın dayak «HÂLÂ aramızdan yetişenlere inanma. mak gafleti devam ettikçe beynelmi .- yeli ayara Sa Mili DEM Jel şöhret sahbihi adam yetişemez.» gi Kurasını kıskanmıyan bir tek kadm una yegâne sebeb olan, içtimai! vardı: Havva... Çünkü dünya yüzün- de, milletin bağrından yetiş - kt slemanlara mıza de ondan baska kadın yoktu. * gösterebilirim: «Ferdi. itimadi nefs, İ, «içtimai itimadı nefs» şeklinde geniş Malım pefimis Hyan bağa çapkın letmek istiyorum, prğirn vE peşinde keşan. kalma İzah edeyim: Hepimiz biliriz ki, bütün ilim saha -| larında bu millet çok yüksek dehalar ye - tiştirmiştir. Bugünkü nesil de bu yetişen- lerin çocuklarıdır. Fakat işliyen demir 1- şıldar, darbı messline göre kıymetli ele- manları öne sürmedikçe onları iş sahasın- da tehyiç etmedikçe beynelmilel sahada değil, hattâ kendi içimizde dahi büyük — Senin hakkında ağıza alınruğacak a Azraile, canını almak üzere bekledi- Ki hastanm başucundan kaçırabilmek Için şımu söylemişler: — Karım geliyor! Azrail e anda kaçınmış ve hasta ölüm- den kurlulmuş. şöhretlerin sahibi olmalarını istemeğe hakkımız yoktur. Size tarihten Mimar Sinânı misal gös- tereyim: p gibi bir padişahin Sinanla bir- likte, Kâğıdhane arazisi üzerinde bizzat gezip dolaşarak bir su araştırmasını, Si. nandan davasının igbatını isteyişini, da - vasını isbat eden artisti taltif edişini hep biliyoruz. İşte yelişmenin ve san'at sa - hasında yükselmenin en mühim âmili bu noktadır, Biz hâlâ kendi aramizda yetişenlere inanmamış ve inanabilmek için bir Ah - med, Mehmed değil, Hanri veya hir Şüller hüviyeti aramak sevdası varken bu iş biraz güç olur. Bir Ahmedin büyük işler başarabileceğine bir türlü inanamı - yoruz ve garibdir ki, memlekete ve &- Kadın berberi — Hiç bir Don juan ramızda çalışan yabancı mütehassısların benim malik olduğum koleksiyona hata ve yanlışlarını, velev ki en büyük) Malik olamamıştır. İşte en güzel ka- mevzularda dahi olsa onun hatasını her) dımların saçlarından birer demet! Tüzüm vardı. Evinizin mutfağına yumurtayı bir dakika ateşte bıraksay .. dınız gene ayni şey olurdu. - — Niye ağlıyor. sun, niçin ağladı « ğini bir bilsem? — Niçin ağla » wyeyım, ağlar » sam sanki çirkin oluyorum? Tecrübeme istinaden söylü » yorum; eğer ko « can ben her şeyi biliyorum; dediyse emin oi, henüz hiç bir şey bilmi - yordur. (CO Fas sözler > Konuşurken Kekemeye sordular: — Siz her zaman kekeler misiniz? Cevab verdi: Heheher zazaman dededeğil, yaya. | yalnız kokukonuşuşurken kekekekelerim, ** Rahatsız etmiyor Trene girdi. Otururken şapkasını kar- şa koltuğa koydu. Bir başkası geldi, şap- kanın üzerine oturdu; ! — Şapkam altımızda kaldı. — Zarar yok bayım, beni hiç rahatsız” etmiyor, *** Keşif — Ben kalemi hiç mürekkebe balırma.! dan yazı yazmayı keşleltim. — Nasıl? — Kurşun kalem kullanıyorum #** Ayni şey Çöl seyyah anlatıyordu: — Ben çölde iken yumurtayı bir va İkika güneşte bırakırdı. Yumurta ha « zırlop olurdu yerdim. Dinliyenlerden biri güldü: — Bunun için çöle kadar gitmiye ne girip #4* Asla Doktor hastasına sordu: — Geceleri dişlerinin gıcırdalır m sınız? — Asla doktor, çünkü yatarken on - ları çıkarır, yatağımın başucundaki köo- modinin üzerine birakırım, Kk* Mal hesabı — Bir hasisten bahsediyorlardı. — O kadar hasistir, malının o kadar hesabını yapar ki, dediler, birinin elini sıkıp tekrar elini çektiği zaman muhak « kak parmaklarını sayar, #** Düşünmez olur muyum? Misafir gelenler, getirdikleri bir kutu şekeri evin çocuklarından birine verdi « ler. Çocuk kutudaki şekerin hepsini ye 4 mişti, Babası haber alınca: — Sen, dedi, bu şekerleri yerken kar « deşini hiç düşünmedin mi? — Düşünmez olur muyum baba, hep onu düşünüyordum... Şimdi gelir, görür, v da isler diye ödüm kopuyardu. hangi bir Ahmedin isbat ve tashihine ta- hammül edemiyoruz. İşte felâket bursda- dır. Bu zihniyelte devam ettikçe ve esaslı gençleri arasından tarihteki babaları gi.| kabiliyetlerin inkişafnı beklemek çok Ressam Elif Naci: «Beynelmilel oşöhrellerin olmayışını kıymet meselesinden ziyade neşir va- sıtasından mahrum oluşumuzda ara - mak lâzım geliyer» «— Şöhret» denen sey kafesinde kapan- miş Anka kuşuna göklen inen maide gi- bi bir nesne değildir. Geniş bir kütle #3. — Necati bana bayıla « yaratmak lâzımdır. Torosların tepesinde) cik ediyorum. münzevi yaşıyan bir dâhiyi eserlerini ka- (Devams 19 uncu sayfada) Necati ile evlen. , — Size âşıkını, köleriz hitab etmek ve bu fırsatı “bulmak veya | Yor mms, ben Sacidi ter. Olmak istiyorum. — Ben köle değil, iyi — Öyleyse hiç durma, bir aşçı arıyordum. — Eğer beni hakikaten sevmiş olsaydın şmâdiye kadar bana iyi bir kor arayıp” bulurdur

Bu sayıdan diğer sayfalar: