27 Haziran 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

27 Haziran 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

27 Haziran SON POSTA Sayfa ? ( — Siyaset dünyasının meseleleri ” | Amerikanın bitaraflık kanunu nedir? Bu kanunun tebdil edilmesi cereyanı nasıl başladı, vaziyet neye varacak? Son aylarda çıkan gazeteleri gözden geçiriniz. Siyasi her gerginlik devre - sinde ayni başlıkların tekrarlandığını göreceksiniz: «Amerika bitaraflık ka - nhununu değiştiriyor mu?>, «Bitaraflık kanununun tashihine doğrus, «Cümhur reisi Roosevelt (veya Hull) Birleşik Amerika devletlerinin alacağı yeni va- hakkında mühim bir beyanatta Amerika bitaraflık kanununun tashi- hi için sivil İspanyol muharebeleri -zira bu kanun sivil harblere de şa - mildir- Anchluss, 19358 Eylâl buhranı, Bohemya ve Moravyanın Reich tarafın- dan ilhakı, Arnavudluğun zaptı gibi bir gok vaziyetler oldu. Fakat her defa ye- Di bir inkisara uğradık. Acaba bu hal devam edip gidecek mi? 1937 bitaraflık kanunu ne zaman ve nasıl yapıldı? Muhtelif muvakkat kanunlara bir zeyl olan ve bügün mer'iyette bulunan bi- taraflık kanunu 1937 Nisanında cüm- huriyetci İspanyaya silâh gönderilme- sini istiyen bir meb'usa itiraz cevabı olarak hazırlanmış ve meb'uslar mecli- sinde müttefikan, âyanda on beşe karşı kırk bir reyle kabul edilmişti. Bu kanuna göre muhtelif memleket- Amerika cümhurreisi Ruzvelt Vaşingtonda İngiltere kralı ile beraber bir kaçakçı sayıp, icabında hükümetin onları zarardan kurtarmak için tehli - keli müdahalelere mecbur kalmasını önlemek... Kanun açıkça şöyle der : «Böyle bir zarar, hükümetçe hiç bir hak lerin harb halinde bulunduğu veya bir) talebine sebeb teşkil edemiyecektir.» memleket içinde sivil muharebe başla-! dığmı tayin ve <ilân etmek» cümhürre-| Bitaraflık sistemi ve Amerikan siyaseti Bu şiddetli bitaraflık ne gazete mü - İsine aiddir. O; bu karar: ilân eder et- cadelelerinden, ne de efkârı umumiye- mez düşman taraflatından “herhans! birine XX sumesmesi Ve-cephane yol» wanak «gayri kanuni bir hareket sav lir.» harbeden memleketlerden İstikrazda bulunmak, kredi açmak, hat- tâ iane toplamak da ayni şekilde kanu- na muğayirdir. nin ani bir hamlesinden doğmuş ârizi bir vaziyet değildir. Bilâkis devamlı ve ! “İistikrarlı Amerikan siyasetinin bir te- nelzamurucur. Memleket bu siyasetten yalnız beklenmedik hâdiseler çevirebi- lir, Bugün Avrupada olup bitenlerin bu kategoriye dahil olup olmadığı istikbal Dahası var: Cümhurreisi lüzum gö -İ gösterecektir. rürse bu memleketlere bazi eşya ve er- zakın yollanmasını da sık: bir kayıd fına alabilir. Bu kayda tâbi maddeler Amerikan gemilerile taşınamazlar. A- merikaya ald olmıyan gemilerde de an- cak daha evvelden Amerikan tebeasın- dan gayri kimseler tarafından satın a- lınmış bulundukları takdirde taşınma - larına müsaade vardır. Bu suretle Birleşik Amerika vatan - daşlarının menfaatleri torpil, müsadere ve saire yüzünden zarara uğramaktan kurtulacaktır. Ayni maksadla, Ameri - kalıların, harb halindeki milletlerin bayrağını taşıyan gemilerde yolculuk etmesi yasak edilmiştir. Amerikan €i- caret gemilerine top konulmıyacak İcabında stlâhlı ticaret gemilerile nizali: gemilerinin Amerikan limanla- rına girmesi de menedilir. Bitaraflık kanununun başlıca karak- teristiği daha doğrusu noksan ve bozuk tarafı, muhasımlar arasında hiç bir fark Bözetmemesinde, kendini omüdafaa mecburiyetinde kalan memleketle mf. tearrızı ayni şiddetle muameleye tabi tutmasındadır. Kanunun esas. çizgilerinden biri de şudur: Amerika büyük harbde 1917 ye kadar bitaraf bir memleketin bütün hak ve imtiyazlarından bilhassa deniz- ler serbestisinden açıkça istifade etti. Tebansının, harb etsin etmesin; bütün memleketlerle rm'inasebette bulunma - stedi, bambaşka... 1917 den alınan tecrübe; böyle bir isteğin memleketi kendiliğinden herbe Amerikan bitaraflığının en meşhur al-İşampiyonu hiç şüphesiz Monroedir. Na- izariyesinin esasını herkes bilir. Biz bu nazariyenin, Amerikan milletinin Av- terdiği irade ile alâkalı olan kısmını alacağız. Monroe'nin 23 İlkkânun 1823 de «İspanyol müstemlekeleri istiklâl mu- harebeleri» münasebetile kongreye ver diği meşhur mesajında ileri sürdüğü £i- kirler; şahsi düşünceleri değildi. Ken- dinden evvel kaç kereler ortaya atıl - mış olan bu prensipleri o sadece bir ni- zam ve kanun altına almış bulunuvor- du. George Washington: 1796 da «Ya - bancı devletlere karşı vaziyetimiz, on- larlı münasebetlere girişmek omalıdır. Av - rupada, bizi alâkadar etmiyecek sebeb- ler yüzünden, sık sik ihtilâflar çıkabi- lir. Binaenaleyh bu kıt'anm kararsız politikasına bağlanmamız; dostluğunun doğurduğu itilâf ve zıddiyetlere ka - rışmamiz bizim İçin maku! bir hareket olmaz.» diyordu. Geffersson'un; Meadison'un John A- dams'ın yazılarında da ayn! manada bir çok pasajlara rastlanır. Ambrika ilk bilaraftık O kanununu 1794 de, ikincisini 1810 da kabul etti, 1917 de -pek yerinde ve haklı olarak- Avrupa harbine karışmakla işte bu ananevi siyasetinden ayrılmış oldu. Büyük harb biter bitmez Amerfkalı- lar yeniden Washington'un bitarafl'k rupa ihtilâflarına karışmamakta gös -| mümkün olduğu kadar az siyasi! sürükliyebileceğini gösterdi. 1937 bi. prensiplerine dönmiye karar verdiler. taraflık Kanununu ilham edenler; Ame-| Wilson'un aldığı vaziyet de bunu gös- rikanın bu hakların bazılarından vaz teriyordu. Bugün bile, başta Roosevelt, geçmek suretile harb ikesinden ma | Hull; Summer Welles'in bulunduğu mu Sun kalabileceğini düşündüler. Bunun İayyen şahsiyetler tam bir bilaraflığın için iki cepbeli bir ihtiyat tedbirler sil- birçok noksanları olduğunu bildikleri esine lüzum görüldü: Bir yandan mu-| ve buna vatandaşlarını da #nandırmıya Hasım devletlerin Amerikan gemilerini çalıştıkları halde, efkârı umumliyenin batırmaları için ortada bahane b.rak -İmühim bir kısmı memleketin, bitaraf - mamak, diğer taraftan harbeden taraf-|lıktan ayrılırsa, «Kendisini hiç de alâ - İara eşya satacak Amerikalıları alelâde|kadar etmiyen» ihtilâflara istemeden sürüklenebileceğini düşünerek telâşla- ruyor. Birçok vaziyetlerde Roosevelt'in lış anlaşılan veya anlatılan ifade derhal tahsisine çalıştığı — göri ü, ( «Hududumuz Rendedir.» sözü hâlâ hatırlardadır.) 1937 kanununu ha rl yanlardan senatör Nye hâlâ bütün kuvvetile tecrid siyasetine taraftar ... 1938 de Ludlow tarafından ileri sürü len «harbe girmeden önce halk aras da referendum'a müracaat edilm İ “ekler; YeRICMMLUrUN Ttirazmâ rağmen meb'uslar meclisinde 188 reye mukabil ancak 288 reyle reddedildi. Büyük har. bi Fransa cephesinde geçirmiş olan eski muhariblerin milli gösterilerde müte - madiyen «Bir daha asla, asla'» diye ba- gırıştıkları duyuluyor. Bitaraflık sistemi ve kollektif emniyet «Milletler Cemiyeti», fütuhat har - bile müdafaa harbini ayırdetmiyen bu kat'i bitaraflığa mukabil ve ona tama» men Zıd esasler üstüne kurulu bir em- niyet sistemi organize etmiye gi Kuvvet; taarruza Uğrıyanın hizmetine verilecektirCemiyefe âza olan her mem Jeket haksızlık gören memleketin yar. dımına koşacaktı. Mütaarrıza karşı ma- li, ekonomik, askeri tedbirler alacaktı. Bu prensipler harfi harfine tatbik eği- lebilse ortada bitaraf devlet kalmı - yacaktı. Binaenaleyh Amerikanın Cenevreye niçin mümessil diye çekingen bir se - yirel yolladığına şaşmamak lâzım... Monroe nazariyesi, Milletler Cemiyeti paktının 21 inci maddesile uzlaşabi miydi? lir Noksan sistemler Versaycıların kurmak fstedikleri kol- lektif emniyet sistemi iflâs etti, Fakat Amerikalılar da kendi «ademi müda. halecilik»lerinin yanlışlığmı. neticesi. nin şüpbeli olduğunu hissetmiyor değil. ler. Hükümet hesabına söz söylemiye en salâhiyetli şahsiyetler dünyanın bu - günkü vaziyetinde hiç bir memleketin, bir ihtilâfın doğrudan doğruya veya bilvasıta, maddi ve manevt tesirlerin - den kaçmamıyacağını birçok kereler tekrarladılar, Bunların bazıları o kadar yakınlarda o kadar açıkça söylendi ki tekrarlamıya lüzum görmüyoruz. Uzun münakaşaların, muhtelif me - yillerin mahsulü olan 1937 kanunund. Amerikalıların da gözünden kaçmıyan, |. noksanlar olduğu muhakkak.. bunun için değil midir ki, Milletler Cemiyeti paktı gibi o da hiç bir vakit tam mana- sile tatbik edilemedi: Muayyen mem- leketler tüccarının; köylüsünün; gemi sahiblerinin ekmeğine yağ süreceği hakkında yapılan tenkidler bir yana (Devamı 10 uncu sayfada) © | korku mevzuudur. Boşanma taleblerin kolaylaştırmalı mi? Şehrimizin tanınmış avukatları kanaat ve mütalealarını anlatıyorlar tatistiği görmüştüm. Gösterilen rakam. lar arasında zinaya müstenid boşanma, ların gittikçe korkunç bir hal aldığın kaydeden bir mütalea da bu rakamların yanı sıra, sütunlara yerleşmişti. Faka katiyetle ve samimi surette ka. ul edebilir miyiz ki bu boşananlar ha suçu işlemişler © Avukat Bay Mustala Reşad: nasıl tarafeynin rızasile be. lediye memüru müvacehesinde “yapılı. vli insan, talâka bırriza karar bunu gidip gene ayni e tescil ettirmelidir. | kikaten bu içtimai N Bana öyle geliyor ve bizi müşahedele. rim bu müldhazayı teyid ediyor ki pahasına olursa olsun, boşanma kararını *İalmak için bazı haksız ve müfleri koca, birçok arkadaşlarına yalan söyleterek ni. öyle kötü isnadları yapmaktan çe hayet bu neticeye çapraşık yollardan ve ırlar. Maamafih kadın cephesin. uzun zaman kaybederek varıyorlar. İden kocalara tevcih edilen bu nevi iddi. Taraleynin boşanmağa razı olduğulu,, söze katmalı ki mevzuu öki taraf kimiz vu im müşkülüta gi» sesi olarak ifade etmek mümkün olsun. ei ur. Yalnız iki kişinin rizasile olmiya' Ben ötedenberi bu kanaatteyim: davalara gelince orada hak aranılması kim iki tarafı sıkı bir surtte isticvabdan erir, kaya biz va ieetimei e geçirir ve hele iki taraf di iz halle. seri lav isle sik nel e aye, |re yakından vâkıf o'an hakemlerin mü « şi sağ emeye boşanmak gaye-| pa na müracaat ederse, usulü muha. sile düşen tertemiz bir kadın bazan bujy Mei. mızın beş bin kuruştan davanın uzun sürmesi yüzünden uzun > içn sözlerine kıymet müddet ayrı yaşaması maruz kallığı Me Lİ ük b oi ve manevi mahrumiyetler içinde| Ye lerini olsun, bir dereceye kadar Me kurtarmak mümkün olacaktır. © Avukat İrfan Emin: Esasen psikoloji bakımından şehadet — Boşanmayı kolayiaştıralım. Çünkü, en zayıf bir malâmat kaynağıdır. boşanma davaları, ilerde evlenecek in. Ayni hldiseyi ayni dakikada gören sanlar için yollarını kesen müthiş bir kimselerin, muhtelif tesir ve temayüller altında, habersiz olarak hâdiselerin çeh. resini değiştirdikleri herkesçe bilinen bir ek icsbı mütesddid de çok çiftler karşılıklı boşan. lar görü- Fakat boşanmayı nasıl kolaylaştır. malı? En evvel şahidler ön plân. işgal eder, İBu mevzuda hep ve hiç birbirlerile çar. pi Ceza işlerinde deliller tesadüft olduk pışır. Yani bazıları şahidsizlikten dolayı |arı için, bu bahiste en küçük bir ema. | felâkete uğrarlar, bazıları da onun ma. ile ihmal edemeyiz. Fakat hukuki İ demini keşfeddrek işi alabildiğine ileri rde istediğimiz gibi ölçülü dav. İ götürürler. Evet! Boşanma davalarının sh dü en tehlikeli tarafı sabidler . cophesidir. çe ölimkii Şahidlerin maalesef mübalâtsızca din. “Hele boşanma davalarında hiç lenmiş - ol; Yüzünden kork «| edilemiyecek bazı noktalar vardır. Ne. ı m. y ! var: günün birinde, bir snf halinde “Yalan |2h bir silede şahid kulağına intikal ede. i cek bir şey bulmak ekseriya kabil değil şahidliği namı altında bir meslek teşek. Eğ kül edecek. Şahidlerin dinlenmesi O dir, Öyle elim şüpheler vardır ki hiçbir delil olmamasına rağmen sabit bir fik san'attır. Psikoloğlar bu bahis üzerinde ' v çok olgun etüdler yapmışlardır. Fakat halinde, insanın beynine izi Bunur işlerin çokluğu şâhidlerin dinlenişine te. | ötesi cürüm işlemektir. İçtimai nizam sir etmekte ve bu yüzden kötü tabiyeler | kürmak!a mükellef olan kanunlar bu ni gayri ihtiyari olarak zafere varacak yol. |zamı bozacak taşkınlıkların amilini d önlemekle mükelleftir, lar bulmaktadır. Geçenlerde gazetelerde bir boşanma (Devarm 10 uncu sayfada) amm MM : Türkkuşu filosu Ankarada Memleket dahilinde turneyi ürkkuşu filosu OAnkarıya gönmüş ve merasimle Slam . ül an Mi tayyare ütlfatını ve #lo kumandanının muvasalat anında oğlu ile kucaklaşmasını göstermektedir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: