30 Haziran 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13

30 Haziran 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kızıl taassub istibdadın emelleri mİ Ji Ona daima kesilecek bir baş, yahud asılacak bir adam lâzımdır. Cümhuriyet şekli istibdadın işine gelmez İçeri giren uşağa: — Tez, imam efendi hazretlerine aş- lama bir nar şerbeti... Tembel bardağı (1) ile olsun... Diye emir verdi. Fakat Aygır imam havadis vermiye © kadar iştihalı idi ki; nar şerbetinin gel- mesini beklemedi. İçinden kaynıyan garib bir hisle söze girişti: — Aman, efendim aman... Neler, neler de.. maydanozlu köfleler.. Ne- uzu billâhi taalâ.. insanın uruku asabı- bını galeyana getirecek şeyler... Atâ molla, sabırsıkla, harekete gel- di. Yanındaki boş yeri göstererek: — Mevlâna!. Hele bir gayret güster.. şurayı teşrif eyle... Pek dolgun görü- nüyorsun. Aygır imam, güçlükle yerinden kalk. t. Kapıya bekarak, ihtiyatlı bir İlsan Ve — Dolgun demek de söz mü, efendi hazretleri. nerede ise, yıllanmış sirke küpü gibi patlıyacağım. Diye, mırıldandı. Sırtından, vaşak kürkünü çıkararak sedirin üzerine attı. Atâ Mol'a ile Mu- sunuz, Münib efendi hazretleri?. O zamana kadar, derin bir içinde, elindeki tesbihi ti: — Hoş buyurursunuz, Bir tekim hid'atler, alıp yürümektedir. sükütu sebebiyet vermektedir... Molla, tamamile içini dökmek fırsat: kaçırmak istemedi. Münih elendinin zünü keserek son mütaleasını da Şi ce söyledi: sa paşanın arasındaki boş yere yerleşe-| uzatmak değild Amma velâkin,| Kendisi, senelerdenberi şe) rek; sırtını Bilecik çatması yastığa da-|ahval de, gün begin vehamet kesbet - Ilık peşinde koştufu halde, hir mektedir. Mintarafillah, mayuün hiç bir tarafta galebe yadı: — Oooht. Diye, geniş bir nefes aldı. Musa paşa, temkinli hareket etti: — Hele biraz sabır buyurun. Uşak gelsin de, gitsin. * Dedi, Uşak, parlak bir gümüş tepsi içinde, büyük bir Saksonya bardakla nar şer- beti getirdi. Boğazına son derecede düşkün olan Aygır imam, koca bardak- taki şerbeti bir hamlede İçti. koynun- dan çıkardığı kenarları slm işlemeli yağlık ile bıyıklarını silerken Musa pa- Şa uşağa: — Kapıyı çek... Diye, emir verdi, Uşak kapıyı çeker çekmez, Aygır imam Hatice sultan sarayında cereyan eden hâdiseyi anlatmıya büşladı. Baş ağa Hayreddin ağanın şikâyetlerine bir çok ilâveler kattı. Muhatablarını; derin hayretler içinde bıraktı. Aygır imam bunları naklederken vic- danında en küçük bir hicab ve ızlrab hissetmiyordu. Hattâ, aleyhinde bu ka- dar söz söylediği Hatice sultanın, ken- disine ihsan ettiği koynundaki çil kuruş kesesini bile aklına getirmiyordu. Bir fesad volkanı gibi gürliyen Aygır imam, nihayet sözlerine şöylece hitam verdi: — Hülâsai filmana.. Hayreddin ağa, mskul söyler... Cümleye mslümdur ki Hatice sultan, elhak, bir fettanı dev - Tandır. Kırdığı kozlar, bini aşmıştır... Amma velkin, balık baştan kokar. Ge- rektir ki, saltanat makamında bulunan biraderi, kendisini biraz çekip çevir - meli.. bu güna edebten hariç hareket - lere yol vermemeli... Görünür ki bu gi- dişle, âlem harabe varacaktır. Şimdi. bütün kaşlar çatılmıştı. Musa Paşa ile Atâ Molla ve Münib efendi, ayni mesele hakkında derin düşüncele- re dalmışlardı. Uzunca süren bu sükütu, Musa paşa #hlâl etti. Manalı bir tebessümle Atâ Mollanın yüzüne bakarak: - Soldan sağa ve yukarıdan aşağı: 1 — Esmer Falmuya du öyle böceğe de 2 — Büyüklük - Çok iyL 3 — Rahat olmıyan 4 — Gözleri görmiyen - Taşkınlık yapan 5 — İnsanı baştan çıkaran - Vilâyet tükleri toz bud Zumaş : 8 — Tuncelinin bir kazası 9 — Kırmızıya Hayret nidası 10 — Göz » Salatalık Geçen bulmacanın halledilmiş şekl 1 — Çanakkale 2 — Abide - Dava 3 — Yazan - Âdem 4 — Nane - Veli 5—Ki-A-Ses-N 6—A-A-Süt-B 7 — Yakmak - Kab 8 — MU - Kutuda Db—AÂM-jt- Ret 10 — Kemani - Um. Nöbetçi eczaneler — Ne buyurulur, mevlâna?. Bu gere nöbsiçi olun a Atâ Molla, dudaklarında beliren şey-İ| İstanbul eibetindekilere m önünde: (Hasan Hulüsü, Aksarayda: (Sa rım), Alemderda: (Sırrı Asım), Beyazıd- dn: (Belkis), Fatihte: (Emilyadı), Ba - kırköyünde: (İstanbul), Eyübde: (Eyüb- sultan), tani bir tebessümle cevâb verdi: — Doğru söze ne denir, devletlim?. Bu güna ahvale müsaade ve müsamaha eden, od Sultan Selim han hszretleri- dir. Diye, cevab verdi. Bu, sözler, orada birleşen (fikirlere, bir cilâdan ibaretti. Netekim bu baş- langıçtan sonra, Atâ Molla, daha hara“ retli bir Hsan fle sözlerine devam etti: — Zatı hümayunları, her nekadar (Melek sıfat) ise de, nezdi şabanele - man Receb). Boğaziçi, Kadıköy ve Adalardakiler; Kadıköyünde» (Büyük, Yeldeğirmeni) Üsküdarda: (Ahmediye). Bâr;yorde: (A- Xa) Bürür Bardak bardağı ) s&0), Adalarda: (Şinasi Rıza), derlerdi. Jsinde bulunan bazı kimselerin şeytan Tercüme eden: Hüssyn Cahil Yalçın kaleleri ele geçirmektedir. Bu gidişle, göbi iğvalarına uyarak frenk âdetleri - ne temayül buyuruyorlar. Bu hal, ne iyet şıarına vene de Saltanat vakarına uyar işlerden değildir... İmam efendi hazretleri, bu gidişle âlem ha- Taba varacaktır, buyuruyorlar. Hal - buki, memleket çoktan fesada varmış- tır... Ve eğer filhal bu derde bir ilâç bu- lunmazsa, devlet ve milletin harabı, muhakkaktır... Zâtı âlileri ne buyurur- günün birinde, payitaht olan şu şehri dilâra bile, küffarın tehdidi altına gire-İbir ( ihtikâr ( imtiyazına (o maliktirler. cektir... Onun için bu ahvale, tezce bir| Onların © vahdetleri (oOve (o iküfakları çarei selâmet bulmak gerektir. hazinenin (zararına Olan hile Bu defa da, Musa paşa Atâ Mollanın| hunu besliyor. Hükümete bu 88 sözünü kesti: — Çare. bu çare ne olabilir? Dedi. Atâ Molla, birdenbire cevab vere - edi. Çünkü, zihninde henüz hayal ha- linde bulunan bu (çare), daha lâyikile dakatsizlik bütün Cezayiribahrisefid sö- hillerinde göze çarpmaktadır. Buralar. dan hububat ihracatı gayri meşru bir ti. Carete temel teşkil ediyor. ; Padişah ia bir hububat inhisarcısı ol. ru. İgündü. Türk askerleri her şehirde bu türlü| bana itimad besldiğini görmeğe alışkı ği bulunan bu Türk Mora asilerini tedib hususunda müsaraat göstereceğimi düs a tevdi etmek istediği ordu yalnız gö nüllülerden mürekkebdı. Kendi mayeti de bu meyanda idi. Ordu şan ve şeref Topladığı ve kumandanlığını bâ. aşkından ziyade yağma arzusu ile meğbu ği görünüyordu. ii Paşanın bir ker? muvaffakiyet temin o duğu için pek şiddetli ahkâm vazelmişse | ettikten sonra hem yan VE göreli benim hem menfsâtini düşünmeğe isti süküt çevirmekle meşgul olan Antebli Münib elendi ha- tif hafif başını sallıyarak mukabele et-|rak: sultanım ... sİsaravı hümayunlarda baş £ Bunlara da, zatı şahanenin hilmiyet ve Bu mühim dedikodu mevzuunda, Atâ ın? le-İnin dimağında yerleşmişti. Ve bu ada-! — Maksad, hâşâ, zatı hümayuna dil/kan haline getirmişti. orduyu hü - Uİbir (hak) gibi istiyordu derler, bir 6 — Endeht etsene - Eskiden mürekkebe yazılmış yazıları kurutmak için dök - tebellür edememişti. Onun için, manalı bir şekilde boynunu büküp Münib e - fendi ile Aygır imamın yüzüne baka - — Çare. (Şer'i şerif) e dört elle sarı- larak bid'atlerden içtinab etmek. ve Steren ah- lâksızlıkların önüne geçilerek bir fe- sada meydan verilmemektir. Diye, mukabele etti. * Halbuki (fesad), bizzat Atâ Molla- mun kalbini, için için kaynıyan bir vol- arzusuna hsil olamıyordu. bu parlak ve şerefli memu (Arkası var) Sıvas asliye hukuk mahkemesinden: İsiyasın Örtülüpunar mahallesinden Teber| oğullarından Hacı Halli oğulları Abdülindir| we Halis ve'Zeliha ve Hatice vesaire ile Türk-| men oğullarından Alinin oğulları Turan ve Ayşe ve Şemsi ve Fatma ve Makbule vekii- leri avukat Ekrem tarafından esasen Siva sın Örtülüpunar mahallesinden Gözdümlü o- gullanndan Hall Bey “orunu ve Abdullah Fevzinin” oğlu süvari yüzbaşılığından müte- kald ve İstanbulun Beyoğlu tarafında Cihan gir mahallesinin Cihangir sokağında 68 nu- maralı hanede müsteciren oturmakta bula- nan İhsana tapu kaydinin tashihi davası İ- kame etmiş ve müddelaleyh İhsanın İkamet, gühi meçhul kaldığından #ânen teblizat 1- fasına kârer verilmiş olduğundan muhake - me günü olan 19-7-989 Çarşamba günü saat 11 de Sivas asliye hukuk mahkemesinde ha- sır bulunması Için Gavetiyo ve istidn maka» mına kaim olmak Üzere ilân olunur. Geyve sulh H. Mahkemesinden: Gayvenin Camikebir mahallesinden ölü Bürhan karısı Makbule vekili dava vekili Muhsin Yazıcıoğlunun İstanbul Galata Hav- yar han Bumâra 96 da Hayri Bıçakçı ve Va- sllyakovldis aleyhlerine açmış olduğu istir - dad davasının Geyve sulh hukuk mahkeme- since icra kılman açık duruşma Te muba - kemesi sonunda: Müddelaleyhlerden Hayri Bıçakçının ma- de onun gösterdiği şöhret bile bir fayda İsemeğe ge dedını farkettim. ehemmiyet ? rebilecek hareketlerde bulunuyordu. Bir temin etmiyor. Bu ihracatı men'e memur olan «galioteş İarın kumandanları kaçak Bu yüzden otoritesina vermiyor, kendisine söz geti Biret AMK li ŞER Le müddet onun maruz kaldıkları zorluklar” yorlar. Buna mukabil peşin olarak miktar rüşvet almaktadırlar. Galiote'un DİFİ za ve yaptığı ısrarlara aldırış etmedim. 4. bana tevdi edilen bu garib vazik |“ hangi mevkide nöbet bekliyeceği, kaçak. | deyi Ml edemiyeceğimi, etmemek İâ. çı gemisinin nerede mal yükliyeceği ve ım geldiğini söyledim. Fakat o bu se. me kadar zaman kalacağı kararlaştırılı|p ex Jeri takdir edemiyorek süiniyet eseri İolarak tekliflerini reddettiğime hükmetti. yor. Türk gemileri sahil zahirelerini nak. lediyorlar. Rumların ve Türklerin gemi. leri bu işte kullanılıyor. Galiote hiçbir sey görmüyor. Hırs ve tamahta bu fir - saftan istifade ederek her türlü kaçak. İ koyuluyor. lerde ağaç kesilmesi de ayni su. İrette yağmaya uğramaktadır. Memleket. te en nüfuz sahibi kimse bu umumi or. nlardan istifade hakkını kendisine in. hisar ettiriyor. Keresteleri kaçak olarak satın alanlar daima daha iyi fiatla satın almağa ebemmiyet verirler, - kaçakçılık ruhunu inkişaf ettirerek disiplini mah - veylerler. Devlete Kalan kâr pek mah. dud bir raddeye düşer. Selânikten hareket ettikten sonrâ, Saint George de Sguire, Paros, Naxie, Sira adalarını ziyarete gittim. Gerek bu adalar, gerek Cezayiribahrisefidi doldu. ran sâir adalar ya efradın hassıdırlar, ya- hud doğrudan doğruya kaptan paşaya tbidirler. Fakat her iki takdirde de müş- terek menfaatleri bir Türk zâbitini ora. dan uzeklaştırmaktan ibaret olan ahati adalarını iltizam etmeğe teşebbüs eyler. der. Halbuki istibdadın da bazı iddiaları ve emelleri vardır; ona daima kesilecek dir. Ci iyet Ji yah: ” © dır. Cümhuriyet şekli yahud mera biye © seli Gelenlerden gekli istibdadık işine gelmez. Ona Primat, ikinci derecede bir despot ister. |bir çok Bu mevküi elde eden ruh, istibdadın ö- midterini hiçbir zaman boşa çıkarma mıştır. Syradan kalktıktan sonra Napolisine doğru ilerledik. İsmini taşı. yan ve Löpante körfezi ile birlikte Mora yarımadasını teşkil eden körfezin niha. İyetbahş semereler €lâ0 (Arkası var) v 50 yaşında Olmama rağmen SOLMUŞ | BİR” GİLİLEN ütün z inmek için meler yaptığımı Görüyor. bir baş, yahud asılacak bir adam lâzım, Takriben üş #7 misafirlerim gelmişti, tebrik içir. dınların, ın ia istimali ile memnunie ettiklerini öğrene olmama rağmen ak» 1 — Vazife - Boyuna konulan örgü, yâ - benzer renk « Az sıcak -|lân tedilenin rağmen kendisi gelmemiş ve yetinde kâin olan bu şehir o zaman Av. rTupa Türkiyesinin bu kısmın: idare eden paşanın ikamet ettiği merkezdi. Arna. vudlar Morayı Rus istilâsına karşı mü. hali ikametgâhı meçhul olduğundan mu - malleyhe İldnen tebilçat yapılmış ve yapı - kânuni bir vekli de göndermemiş olduğun - dan H.U. M K.nun 398, 400 ve 401 inel tarihine müsadif Perşembe günü saat 9 a| bu paşa buraya ilticaya mecbur olmuştu. a talik edilmiş olduğundan yevmi mezkfrda | Babıâlinin başından defetmek istediği bu gi mahkemede klein veya bir vekü gön -| kuvvetler yalnız mütedahil matlubları|, in, gas İh iğ olman eüküm Veri-| tesviye edilmek gartile terhis olunabilek| ge grlerinden doktor ceklerini iddiz ediyorlardı. Halbuki bü.) : « vg ne gedeieikder kuhulıy İEKElleİ me: | 2 insan İstanbul İkinci İflâs Memurluğundan: iyordu. Padişah her yeyden evvel emr yep i tarihinde iflâsma ki itaat gösterilmesini istiyordu. Ar-| z 17/6/935 a karar veri. irinli Me b pi eli LİE (Yağsız) Tokalan Nikola Gulandris hakkındaki iflâsın ka-| küstahlıkları artıyordu. Bu işi müzake- ve sair besleyici a panmasına 28/6/939 tarihine karar ve.|reye memur olan paşada sr olam ak tazaman ber ük kremi kulianmz.— rildiği ilân olunur. (18860) — — —— İstanbul İkinci İflâs Memurluğundan: 12/0/934 tarihinde iflâsına karar veri. len Murad oğlu Hacı Yuvanın tasfiye mu. &melesi bitmiş olduğundan iflâsın kapan. masına 28/0/930 tarihinde mahkemece karar verilmiş olduğu ilân olunur. (18858) ——— İstanbul İkinci İflâs Memurluğundan: 22/6/9396 tarihinde #lâsına karar veri. İen İstanbulda Handan hanında 14 No. tu şen tektük şiddet hareketleri asileri iti. ö faka sevketmekten ve birleştirmekten| fatanbul İkinci İflâs başka bir şeye yaramadı. Asiler bu kral öyünde Caferağa mahal e pPayitahtı olan Tripolitzayı zaptet- ET. Paşanın çekilmesi O srrada ihtiyatın Jü- | tigal etmekte iken #hisına karar verilip zum gösterdiği bir tedbir idi, Fakat Ar. tarihinde ilâsın açıldığı ilân 0 navudlardan korktuğu kadar Balaliiğen| 9/77“. de endişe ediyordu. Vaziyeti müşküldü. yazıhaneyi kanmi ikametgâh ittihez e.| İstanbulda aderikirşe. sırada | kaldırılmasına ve borçlunun serbesiçe den Hindi Oğlu Osmanm tasfiye muame. | kendisini tanımıştım. Burada Tripolitza- irrufu malların kendisine iadesi. lesi bittiğinden Mlâsın Kspanmasına 28/6/ | yı muhasara -hazırlıklari!e meşgul bul hayli karar verildiği ilân 990 tarihinde Karar verildiği ilân olunur.|dum. Padişahın faaliyetimden istifade et. |”* i (18863) İtiğini ve askerliğe taallük eden işlerde | olunur. Ge) ü ğe etinde da“ tazeleştiğini ve bir hafta nihay N ha genç göründüğ a Mi oluyor, o derece CE ali neee akk ei indi | dafaa için oraya geleliberi hüküm süren ii e sömere elde ettim ki Düm 5 verilmiş ve br babdaki mahkeme 13-7.pgp| tecavüz ve taaddiysttan kurtulmak için dostlarım ancak 38 yaşımda olduğum N ni i & oturmakta ve evvelce zahire ticaretle iş- ? kanan Mazhar Cemal hakkındaki iflâsm rg

Bu sayıdan diğer sayfalar: