SON POSTA Sayta 7 ingillerenin Akdeniz Siyasetl Büyük Britanyaya Akdenizi bırak- ması tavsiyeleri nasıl / esirsiz kaldı? Yazan: Emekli General H. Emir Erkilet üyük Harbi müteakıb hâdise. siz geçen 15 yıllık bir tarihten sonra, 1935 te, İtalyanın senelerdenberi kendi nef'ine hazırladığı -Mare nost. rum (1) da az daha felâket borası esi. yordu. Mussolininin Akdenizi bir Roma gölü yapmak istemesi ancak Habeş har. binde ve sonra, İtalya İspanyada gene. ral Frankoyu resmen tutarak ona küv- vetle yardıma koyulduğu zaman sezilip keşfolunmuştu. Bu iki vak'a ile birdenbire uyanan komşular, anlamışlardı ki, Akdeniz yeni- den siyasi bir mesele olmağa başlamış ve fikirlerin yeni vâziyete uydurulması lâ. zım gelmiştir. Artık İngiltere bü denizi tahliye mi, yoksa daha küvvetli tutmak mı icab ettiğini kendin2 soruyor, Fransa kuvvetlerini batıdaki daha mühim men. faatleri üzerinde biriktirmek için Doğu Akdeniz havzasında safra atmanın daha iyi olup olamıyacağını teemmül ediyor, Almanya bu vesile ile sahneye nasıl gire. bileceğini tasarlıyor, Rusya Karadeniz. den nasıl çıkabileceğini düşünüyor — ve nihayet Türkiye bu kararsızlıklar içinde yüksek milli menfaatlerinin ne yolda te- mini kabil olabileceğini mülâhaza edi. yordu. İki İngiliz jenerasyonu Cebelüttarık. tan Adene kadar, haritalarda kırmızı boya ile çizili, emin bir Akdeniz ve Sü. veyş yolu olduğunu bellemşiti. Fakat 1935 Eylülünde, bu fikrin batıl bir efsa. neden ibaret olduğu anlaşılmak için iki haftalık bir zaman kâfi geldi. Ürstelik İngiliz donanma tahşidatının, İtalyayı Habeş seferinde Süveyş yolunu kullan- maktan mene kâfi gelemediği anlaşılın.. ca ve bu yetmiyormuş gibi bir hava dev. leti tarafından harble tehdid. olunan. İn- giliz Akdeniz donanmasının, kendine da- ha emniyetli bir yer aramak için Malta- yı terkettiği görülünce İngilterenin zâ.- fına hükmedildi. İngiltere, Süveyş kanalının — açıldığı 1869 yılındanberi, 1893 Rus - Fransız it. tifakının ilânı üzerine bir defa daha ayni derecede korkup endişelenmişti. O Fran. sız veya Rus donanmalarını ayrı ayrı karşılıyabilirdi. Fakat bunların birlaşme. si onun gözünü açmış ve İngiliz donan. masının zayıflığını ona göstermişti. O tarihte Bay Joseph Chamberlain Avam Kamarasında şu beyanatta bulunmuştu. cAkdenizde bir harb olursa Büyük Bri. tanya filosu aradan geçip kaçmaktan baş- ka bir şey yapamaz,.. O da eğer kaçabi. Hrse.» Her şeye rağmen, Akdeniz yolu İng'lL tere için tamamile emin ve serbest kal. mıştır. Rusya, 1878 de, Akdenizde teh. didkâr olmağa başlayınca, Disraeli Os. manlı devletinin bir adası olan Kıbrısı işgal ettirerek tehlikenin önüne geçmişti. İngiltere Mısırı işgal ettikten sonra, tehdid Fransa tarafından gelmeğe başla. dı. Fakat BBüyük Britanya bu cihetten, İspanya, İtalya, Avusturya ve kendisi a. rasında, Bismarkın muvafakatile, kurul. muş olan 1887 Akdeniz paktı ile korunu. yordu; Bismark bu anlaşma ile Fransa. nın Şimali Afrikada genişlemesine mâni olmak istiyordu. Ancak 1893 krizinde İngiltere şiddet. le sarsılarak uyandığı için Spencer de. niz teslihat programını tatbike başlamış ve bundan sonra onun için falihli, mes'ud bir devre başlıyarak Akdeniz yolu emin ve serbest kalmıştı. Görülüyor ki İngil. terenin uyanmasına ve ciddi — tedbirler alarak silâhlanmasına saik olmak itiba- rile 1893 ve 1935 tarihlerinin delâlet etti. ği hâdiseler arasında bir benzeyiş var dır. Fransa ile İngiltere arasında, 1898 de, Faşoda meselesinden dolayı çıkan ehem, miyetli ihtilâf esnasında Rusya Uzakdo. ğuda meşgul idi,ve Paris Dreyfüs meselesi ile bunalmıştı. Alman Fas politikası en. dişe vermeğe başlayınca da İngilizlerle Fransızlar iyi dost olmuşlardı. (D Mussolini Akdenize bizim deniz yani ttalyanca Mare nostrum der, Akdenizin kapısı Cebelüttarık Libya ile on iki adaları, 1912 de Os- manlı devletinden alan İtalya, Akdeniz. de İngiltereye ciddi bir düşman olabilir- di. Fakat, Avusturyaya karşı şiddetli bir kin besliyen bu devletin İngiltereye a- leyhtar olan müttefiklerinden ayrılmak fiilini intikâb etmekten çekinmiyeceği an- laşılınca mesele kalmamış ve bu sayede Akdeniz Büyük Harbde dahi İngiltere için emin ve serbest bir yol olarak kal. mıştı. İngilterenin 1935 te uyanışı ani ve şid. detli olduğu için birçok kimseler artık Büyük Biritanyanın Akdenizi bırakmak zamanı geldiğine hükmetmişlerdi. Bun. lar, daha ziyade, her şeyi maddi ölçek - lerle ölçenlerdi. Akdenizde tutunmak için beyhude sarfolunacak paraların Kap yoluna ve İngiliz ticaret filosunun arttı- rılmasına tahsisini müreccah — görüyor- lardı. Alkdeniz yolu kısa fakat çürük Kap yolu uzun fakat sağlamdı. İngiltere- nin kolay vurulabileceği Akdeniz yolunu terketmesi düşmanlarının oyununu da bozacaktı.. Kap yolunun taraflıları Akdenizi, im. paratorluğun yalnız kısa bir deniz tica- fet yolu olarak mütalea edenlerdi. Hal buki bizzat Akedinizin İngiltere için bir ehemmiyeti vardı. Onun, İngiltereye lâ. zım olan bir takım ziraat ve maden mah. sulleri olduktan maada Kerkük kuyula. boğazının havadan görünüşü rından çıkan petrol boru ile Hayfaya ya. ni Akdenize iner, ve Rus, Rumen petrol. ları Akdeniz yolile İngiltereye gider. Gerçi bütün bunlardan geçmek ve yerle. rine başka semtlerin mahsullerini koy- mak kabildir; fakat imparatorluğun Hinl ve Kap yolları Akdenizden geçer ve Portsaidde şubelenirler. Bundan başka imparatorluğun — parçalarını — biribirine bağlıyan donanma için Akdeniz lüzumlu kısa ve seri bir yoldur. Ancak onun saye. sinde dritnot ve kruvazörler imparator- luğun itehdid olunan bir noktasına çabuk yetişebilirler. Nihayet İngültterenin — bir Akdeniz tarihi ve buna bağlı satvetli bir Akdeniz siyaseti vardır. Akdenizi bırak. mak burada haysiyetten düşmek, birçok müttefik ve dost kaybetmekti. Nihayet barışa da hizmet edilemezdi. Çünkü İn. gilterenin Akdenizden uzaklaşması bu. rada başka hegemonyalara yol açar ve büyük değişikliklere meydan verebilirdi ki, bunlar İngilterenin hayati, siyasi ve askeri menfaatleri üzerinde vasıtalı ve vasıtasız fena tesirler yapmaktan geri kalamazlardı. Bu sebeblerle İngilterede son karar Akdenizi bırakmamak ve silâhlanmak ol. muştur. Bugün Akdeniz barışını koruyan bu karardır. Türk - İngiliz ve Türk - Fransız anlaşmaları da bu kararın tekâ. mülünden başka bir şey değildir. H. E. Erkilet Miekteblerde ımti.hanlar Mekteblerde imtihanlara devam edilmektedir. Resmimiz İstanbul Kız lisesinde dünkü olgunluk imtihanını göstermektedir. ( HATAYDAN RÖPORTAJLAR |) Hataya bir bakış Tarihi, coğrafi vaziyeti, ekonomisi, ticareti ve maliyesi Güzel Antaleyadan Hatay, coğrafya bakımından hiç şüp- hesiz Suriynin değil, Anadolunun bir par- çasıdır, Artık her şeyin bitmiş, ve milli Hatay davasının zaferle neticelenmiş olduğu bu mes'ud günlerde, milli davayı ve bunun dayandığı kuvvetli esasları bir kere daha tekrar edecek değiliz. Yalnız bu yazı ile, coğrafya bakımından Hatayın, ana dev. letin bir parçası olduğunu bitaraf bir gö rüşle bir kere daha tekrarlıyacağız. Bugünkü coğrafya ilminin, hadisatı iki cepheden mütalea ettiği malümdur: Fiziki coğrafya, beşeri coğrafya. Fiziki coğrafya bakımından Türk tezi şöyle hülâsa edilebilir: Üçüncü zaman esnasında Toroslar ve Antitoroslar, Ha- taydan kıvrılarak Kıbrıs adasına kadar ilerlemiş, bundan sonraki zamanda hu- sule gelen zelzelelerle bu dağların mün. tehası Kıbrıs adasını teşkil edip karaya hücum eden 'deniz suları da İskenderun körfezini vücüde getirmiştir. Hatay dağ- larının teşekkülü Toroslara benzer. Lübh. nanlardan aykırı olduğu için ve Hatay ormanlarının nebati örtüleri, Lübnanlar- dan ziyade Toroslara benzediği için fiziki coğrafya bakımından Hatay ilinin, Ana. dolunun bir parçası olduğu muhakkaktır. Beşeri coğrafyaya gelince: Arazi şe- killeri Hatayı Anadoluya bağladığı gibi, insan emeği de Hatayı Suriyeden ayırıp Anadoluya bağlamıştır. Hatay köylüsünün ve esnafının Suri- ye iş adamları ile asla bir alışverişi yok. tur. Buna mukabil Hataylılar, beşeri coğrafya cephesinden Cenub — Anadolu halkı ile uzun asırlardanberi iktısadi münasebetlere girmiştirler. Hatayın Amik ovası, cenub ve şark vilâyetlerimizde hayvan — yetiştirmekle geçinen halkın sonbahara doğru sürüle. rini sevkettiği vasi bir mer'adır. Keza «Asi» vadisinin meşhur ipek ve meyva köyleri hasad zamanı kafile kafile ame- lelik yapmak için Çukurovaya gitmek mecburiyetindedirler. İşte bu, ve bunun gibi daha birçok iktısadi bağlar, Hatayı Suriyeye değil, Anadoluya bağlamış bu- lunuyordu. 21 Teşrinievvel 1921 Ankara itilâfna. mesile, Hatayı Türkiyeden ayıran (gayri tabii hudud) derhal bu asırlık iktisadi münasebetlere sed çekmiş ve bir hamle. de Hatayın iktısadi vaziyetini felce uğ. ratarak cenub vilâyetlerimizi de zararâ sokmuştur. İşte Türk milletine büyük bir nimet olan «Hatay ilhakı, cenub vi- lâyetlerimizin iktısadi hayatında yeni bir merhale açacaktır. Tarihi durum Hatayın kırk asırlık Türk yurdu ol- duğu, Ebedi Şef Atatürkün 1922 de A- danayı şereflendirdiklerinde — söylenmiş bir vecizedir. Bu suretle meydana çıkan Hatayın kırk asırlık tarihi beş devreye ayrılabilir: a — Milâddan evvel 2000 den 1250 ya Kkadar. Bu devirde Hatay, Hitit Türkleri- ,|tin siyasi hâkimiyeti altında kalmıştır. b — Milâddan evvel 1250 den 330 a ka- dar: Bu devrede Hatay şarktan gelen bir manzara de kalmış ise de bu tesir O kadar kuv. vetli olmamıştır. K c — Milâddan evvel 330 dan, milâddan sonra 670 e kadar. Bu devirde Hatay. Yu. nanlılar. Romalılar ve Bizanslılar g'ıîş garbdan gelen istilâcıların siyasi hâki miyeti altında kalmıştır. : d — Milâddan sonra 670 den, milâd dan sonra 1085 e kadar. Bu devirde Hatay cenubdan gelen ve islâmlığı getiren A- rabların siyasi hakimiyeti altında kiılmış ise de, bu hâkimiyet uzun sürmemiş Ve küvvetli olmamıştır. Çünkü islâm olan_ Hatay Türkleri kendi yurdlarında siyasi hâkimiyeti derhal ellerine almışlar, za- man zaman Şamda ve Bağdadda bulu- nan Arab şeflerine ancak manevi bir râ bıta ile ilişik kalmıslardır. e — 1085 ten 1918 e kadar. Bu devirde Hatay Türkleri, öz Türk hakimiyeti al- tında yaşamışlardır: Sıra ile Selçük, Mu sır, Ösmanlı Türklerin idaresi altına gi- rerek mes'ud ve müreffeh yaşamışlar ve 1918 de istilâya uğramışlardır. 1918 den 1939 iltihakına kadar geçen 21 senelik devreyi Hatay tarihine kattık. tan sonra, en mes'ud bir dönüm noktası. nı şöyle işaret etmek isteriz: Bu Türk yurdu, bugün, Ebedi Şef Atatürkün ve Milli Şef İnönönün yarattığı, hür, müs- takil, şanlı Türkiyenin kucağına atıldı ve Hatay, tarihinin en mes'ud bir devre- sine girdi. İ Hatayın ekonomisi, ticareti, maliyesi , İskenderun, Antakya, Kırıkhan, Har- biye ve Beylân olmak üzere, şimdi Türki yenin bir vilâyet bölgesi olan' Hat'ay, coğrafi bakımdan birçok hususiyetleri O« lan başlıbaşına bit beldedir. Bu mıntaka, istihsal ve istihjâk yönle. rinden etüd edildiği takdîrde_ısti]:fsa.l ge.ı raiti kendine mahsus iklimin yehştırdrğı maddeleri mahreç bulamamasf dolayısile birkaç ay önceye kadar iptidaılı*l.:ten_ kur. taramamıştı ve hâlâ da bu vaziyeti mu- hafazada.. Fakat artık yakı bunlar düzelecek! huriyetinin yaprcı kol lini uzattı. Hatayda bazı müstahsil, ısırlardanbe_. ri dedelerinden gördüğü îsk?lşst_ik şerâi. te bağlıdır. Çiftçi burada ekın:m sapanla sürer; orakla biçer, dövenle döver, Alllıah he verdi ise Onu eker, Allah ne verdi ise onu biçer! Buna âmil.ve müessir olan başl.ıoa ŞeY> müstahsilin daha düne kadar istihsalâtı. nı doğrudan doğruya müstehlik pazarla. ra satmak imkânımı hâlâ bulamamış ol masıdir. Meselâ bir müstahsile, müstehlik ec. nebi pazarlarına gerek arz ve gerek t?. leb, gerek fiat vaziyetlerinden tsı:xamı.e bihaber bir halde istihsalâtını —mütevas. sıtlara satmak mecburiyetinde bulunu. yordu. Hem de nasıl mütevassıtlara () Eğer Hatayın, bu şerait içinde îııy“ıtı devam etmiş olsaydı, bu bölge ve üstün. de yaşıyan sakinleri, asırlarca medeni âlemden uzak kalmağa mahküm olurdu! n bir gelecekte bütün Çünkü Türkiye Cüm- lu Hataya mahir e- komşu hükümetlerin siyasi hâkimiyetin. (Devamı 10 uncu sayfada) b