7 Temmuz 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13

7 Temmuz 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

acun Bu sual Melling'e önündeki enes| mâfiş tatlısından, yüzlerce defa daha leziz geldi. Heyecanını pek güç zapte - debildi. Az kalsın: » — Benden... Diyecekti.. Fakat, derhal kendisini toparlıyarak süküt etti... Çünkü, şu sofranın başma otururlarken, Hayreddin ağa ona çok mühim bir ders vermişti: — Göze girmek.. ve, gözden düş - nek,.. Müfrit ve telâşlı hareketlerin, ekse- riya fena neticelere dayandığ: şüphe- 8izdi, buna binaen, bu işde derhal ken- sini ileri atması, garib bir mana ile tefsir edilir.. bu şüphe ile, derhal göz- den dü; Melling, bu mülâhaza ile, derhal sü- küt etti. Kısa bir düşünceden sonra; — Bu mesele, kendi arzularına kal- mış bir keyfiyettir.. harem hayatının âdetleri müsald olsay- dı, bu meseleyi, en şerefli bir iş olarak deruhde ederdim... Maamafih, arzu buyururlarsa, kendilerine, frenk ka - dınlarından bir hoca tedarik çdebiliriz. Diye, temkinl bir cevab verdi, * Yemekten, pek neş'eli kalktılar. Netis Kıbrıs şarabı, Hayreddin ağa- nın kafasına tatlı bir sarhoşluk ver - ATİCE SULTAN YAZAN: 'Z/YA PAVİR hokkasının rolü — Bu.. ne macunu, ağa, hazretleri ? — Uyku macunu... Lâkin, bir par - mmaktan fazla yemiye gelmez. — Uyku macunundan maksad nedir? Hâyreddin ağa, gözlerini tavana dikerek, şöylece dü - şünüyordu: i dak şükür, macun hokkasından yardım dilenecek bir ihtiyar değilim. gevrek gevrek güle-| Ancak, 'teessüfe şayan olan bir cihet yek cevab verdi: varsa, müteaddid zevcelerden ve yüz - “Onu ehli bilir. erbabı bilir «“E-| lerce gözdelerden sarfınazar, henüz bir ğer bu gece bir parmak alır da dama- tek zevceden bile mahrum bulunuyo - ğına çalarsan, sen de öğrenirsin. rum... Binaenaleyh, şu macun hokkası, Dedi. benim odamda zarif bir süs teşkil et - Jmekter başka bir vazife ifa edemiye -| avdet ettikten cek... Asıl hayreti mucib olan zoe sonra, soyundu, dökündü. Gecelikleri- |Şurasıdır ki; bu macun hokka: iz ni giydi. Hayreddin ağanın tavsiyesireddin ağanın odasında > ii GA mucibince, yatağına uzandı. Macun)le bulünuyor? Bütün hayati 5 holkasının Kapağını açtı. İçinden bir!rin vuslat zevkine Mem m parmak macun alarak damağına çaldı. jmiye mahküm olan bu zavallt gisi iz Macun, biraz fazlaca baharlı olmak. |sihirli macundan, acaba ne isti * Me'ling, dairesine " (Baştarafı 12 nci sayfada) ken birdenbire söylediğim bu uygunsuz sözlerden dolayı beni tahkir ediniz. Şüp. he içinde kalmağı sevmem. Eğer boş bir ümide kapılmışsam yarın bürayı derhal terkedeceğim. Hâyatımda ilk defa böyle bir Vaziyet. le karşılaşıyordum. O tekrar etti; — Bakınız ve söyleyiniz. Gözlerimi kaldırdım ve onun ınk Da. kışları karşısında büyük bir gayret gös. tererek: — Sizden nefret ediyorum dedim. Bekiemediğim bu sözleri duyduğumdan dolayı sizden iğreniyorum. Elleri iki yanina sarktı ve öylece kal. dı. Derhal oradan uzaklaştım. İnce yol lardan koşa koşa iniyordum; fakat titri. yen bacaklarım vücudümü artık taşıya. maz olmuşlardı. Nefesim tıkanıyordu. Yolumun üstündeki bir alaca tutundum. Oraya yığıldım. Gözlerimden yaşlar ini. yordu. Başımı ağacın gövdesine dayadım : ve orada dakikalarca gözlerim kapalı bir halde kaldım. Alnımda, saçlarımda kor. kak bir el dolaştı. Gözlerimi açtım. Celâl karşımdaydı: Hikâye: Gidecek miyim? renin önüne doğru ilerledi. Kalbinde ka. rışık ve biribirine zıd hisler vardı. Şa. kakları zonkluyordu ve nefes almskta güçlük çekiyordu. Ani bir kararla kapı. ya döndü ve ayaklarının ucuna basarak odadan çıktı. Evin arka tarafındaki ka. pıyı kapadıktan sonra kendisini yapayal niz bulunca korktu. Fakat yavaş yavaş ilerledi. Serin rüzgâr güğsüne çarptıkça ferakladığinı hissediyordu. Böylece ne. reye gittiğini bilmeden yürüdü, yürüdü. Artık yorulmuştu ve göz kapakları ağır. laşıyordu. Hemen oraya oturdu. Celâlin odası bir gaz lâmbasile aydın. Janmıştı. Genç âdam ertesi sabah gitmek üzere bavulunu hazırlamıştı, Soğukkan. h olmağa Şalıştığı halde muvaffak ola. miyordu ve hayatında hiçbir kadın için Kendini üzmerhiş olan Celâl ıztrab çeki, yordu: — Arlık yatmalıyım diye mırıldandı. Ağır ağır yatağına doğru giderken ya, kınlardan gelen çok hafif bir kadın çığı lığı duymuştu. Garib bir hissin tesirile hemen dışarı çıktı, Evin aşağısındaki yolda bir gölge kımıldıyordu. Koştu koş. tu. Melike ile karşı karşıya geldiler, — Celâl ne oldu ne yar? diye telâşla sordu, . la beraber, son derecede İezzetli idi. Melling. bu hareketine tatlı tatlı gü“ . Sizin dininiz, vellerek: — Ne bahtiyar bir şark hayatı yaşı- yorum... Bir macun hokkam eksikti. O da, tamamlandı. Diye, kendi kendisine söylendi. O; şarkta bütün paşaların, vezirlerin, Padişahların birer macun hokkası ol - duğunu işitmişti. Kendisine bu macun hökkasından bahsedenler, şu tafsilâtı da vermişler- işti. Melling ise, bu frenkçe okuma İİ yazma meselesinin bahşettiği yeni bir hayal dalgatile o kadar heyecan içinde idi ki, hiç bir yerde durup oturacak halde değildi. Hayreddin ağanın (Çârrebrü) hade- melerinden biri, iki tarafa SAVUTA SEVU- Ta çubukları getirmişti, Fakat, volkan gibi kaynıvan hisleri- Sü pe adan bir türlü oluramıyan. eline, odada dol k piposunu iç- meyi tercih etti, DMM şi Hayreddin ağa, çakır Bi çıkarmak için, sedirin | miş. Üsküdar ça arasına gömülmüş. çubuğun kehlibarm, * larına dolan bel öflüyordü Melling ise, rinde, parlak ve cırdata mcırda: zarlarını, riyordu. Zey) MACUN HOKKASI Meli bir kavanoz Üzerinde duruverdi. Yum- Tük büyüklüğünde olan bu kavanoz, n yüksek bir san'at eseri idi. Melling, derhal kavanozu eline aldı. her tarafımı evirip çevtrerek baktı; — Müzelerde bile az görülen bir #aheser.. Dikkat ediniz, ağa hâzretle. Ti. kırılmasın. Bunun bir eşini daha lamazsımız. Diye, mırıldandı. Hayreddin ağa, Melling'in bu sözle- rine o kadar gözüne giren, buğün de padişahın takdir ve teveccühünü cej - beden Melling'i memnun etmek | iğ tım kaçırmadı: — Çelebi dostum!. Mademki, kavanoz hoşuna gitti. Şu halde, onu sara bedi- Ye ediyorum. Bergtizarım olsun... için- deki macun da, caba... — Ay. bunum içinde macun mu var? — Macun var ya. açıp baksana. Melling, kvanozun kapağını açtı, bak- e İçindeki hakik renkl maddeyi kok - Bu maddede, sert fakat, iliklere <ialiyen baygın bir koku vardı. Mehing sordu: Bir tarafın ihtiyatsız ve tecavüzlü — Bu hokkaların içindeki leziz mad- de, müthiş bir sihir kuvvetine malik - tir. Vezirler, paşalar ve padışahiar an- cak bu sihirli macun sayesinde müte- addid zevceleri ve yüzlerce gözdeleri idare edebilirler. Bir parmak macun, en ihtiyar kimselere, bir anda gençlik | i kuvvetini vermiye kâfidir... Binâen - aleyh, şarkın efsanevi hayatında ma - cun hokkasının oynadığı rol, çok mü - himdir. ,Demişlerdi. sında müvazene - Ezik lazım da) (Baştarafı 7 nci sayfn: i sulh acaba bu müvazene ile korunabile. cek midir? : Yukarıda gördük ki 1914 müvazenesi, © zaman harbe mâni olamamıştı. Maale. bugün de bir mâni telâkki olunamaz. hangi bir hareketi harbi her an alevliye. bilir, zira bir tarafın diğerinden fazla bir korkacağı yoktur ve çünkü arada müva. zene vardır. İşte müvazenenin harbe mâni ilmamasınm sebebi budur. O halde harbe kat'i er İLe ne vasıta, iki taraf pe ir a olması değil, sulh cephesinin behe. mehal kuvvetçe ve her türlü Pari zya zâ- fer unsurlarınca tefevvuk etmesidir. Üs. telik sulh cephesinin tefevvuku kimseye bir ziyan getirmez, çünkü onlar bu kuv. veti sulhün temininden başka bir mak. sadla kullanmazlar. Ancak, bu tefevvu. “İkum nasıl ve ne ile temin olunacağı mese. lesi kalır! Demokratlar bunun hellini Rusyanın bu cepheye ilhakında arıvorlar ki, doğrudur, Çönkü Rusyanın sulkoüle. re katışması müvazeneyi tesis değil, bilâ. kis bozacaktır ve bu da sulh ehine ola. caktır. O halde barışgıların bugün bü. yük bir azimle yapacakları ve yapmağa mecbur oldukları şey. ne vasıta ile olur. $a olsun, karşı tarafa tefevvuk etmek ol. malıdır ve barış ancak bu suretle temin olunabilir; kahir bir tefevvukle. H. E. Erkilet e EGE TİYATROSU Nuri Genç Dur ve arkadaşları 7 Temmuz Cürün keşan Şeh- temini İnşirah babçsinda CİLVEİKADER Murud Şamil yaryetesi diyor . Mutlaka bu da, şark sarayları- nin mühim bir rm, Hiç şüphe yok ki, bu gidişle, pek yakın bir zamanda bu sırrı da öğreneceğim. Meling böylece düşü öz kapakları ağırlaşmıya başladı. Ses- ler, yavaş vavaş uzaklaştı... Bugü kadar büyük heyecanlar içinde geçir - misti ki, hislerine ve sinirlerine biraz sükün ve mek için, derin bir uy- kuya ihtiyacı vardı. Fakat, hayret... Tam bu uykuya hazırlanacağı za - man, oda ka m usullacık açıldığını hissetti. Halbuki, ker sece bu kanıvı büvük bir dikkatle kilidlemeyi etmisti. Melling, bu rece nasıl olup da bu â- deti il âdet in ge ilişmiş. ol haremağalarından “biri ile karş Gece kandilinin alaca karan hmal ettiğine havrette kaldı. İçe- (Tim hâlâ ıslaktı ve bu genç haremağası, avaklarının ucuna basa basa, Melling'in yanma geldi. (Arkası var) Atalar ve Yalova hattında yaz tarifesi başladı Dünden itibaren, Adalar ve Yalova hattında yaz tarifesinin tatbikine başlan. | İmiş « Badema, Yalovaya adi günlerde 9,15 de, 13,335 de ve 18 de üç vapur gidecek ve Yalovadan da 6,30 da. 13,10 da ve 17 de herlüç vapur gelecektir. Bu postalar, Pazar günleri, köprüden | 8.25 de, 9,30 da ve 22 de Yalivadan da 6,40 da, 17,30 ve 18 de kalkacaklardır. Pazar günleri de Adalardan köprüye gelen son vapur, Büyükadadan 22,30 da hareket edecektir. Gerek Adalara ve ge. rek Yalovaya giden ve gelen vapurların her gün beş tanesi Haydarpaşa, Kadıköy ve Modaya münavebe ile ağriyarak Ana. dolu sahili ile irtibatı temin edecekler . dir. Tırhan vapurunun sürat tecrübeleri yapıldı Mersin hattı için ısmarlanan vapur- lardan, Etrüsk'ün eşi Tırhan, bugün - lerde şehrimize gelecektir. Almanyada Tırhanın sürat tecrübe. si icra edilmiş ve makine ve kazanla - rında yapılan tadilâttan sonra, 13.96 mil yaptığı anlaşılmıştır. 'Tırhan, şehrimize geldikten sonra, Mersin hattına işletilmeğe başlayacak- tır, Türk pevi Cpereti Üsküdar İaşirnh bahçe. .“ emma nda Efenin Aşkı Yazat, & ve ir mi “ Muhlis Sabahattin, büyük Orkestra Bale Görlesi ve Böye $. Attilanın idaresinde — Melike rahatsız mısınız? — Hayır, hayır diye kesik kesik söy. lendim. i Celâlin biraz evvel bana emreder gibi konüşan mağrur sesi titriyordu: — Melike beni affedin dedi, Sizin kıy. metli tatitlinizin bu güzel gününü harab ettim. Bunu bilerek yapmadım. Sizi şe. viyorum ve sizin de beni sevdiğinizi zan. netmiştim. Aldanmışım. Bir daha karşı, nıza çıkarak sizi hiddetlendirmiyeceğim, İçimde bir şeyin kırıldığını hissettim; fakat artık orada fazla durmamak lâzım geldiğini düşünerek doğrulmağa çalış. tım. Vücudüm titriyordu. Celâj çekine. rek kolunu uzattı: Melike ayakta zorla durü; — Bir şey değil dedi, mıştım, beni korkuttu. Celâl sordu: — Bu saatte niçin çıktınız? Fakat Melike cevab verecek halde de. Bildi. Sendeliyordu. Celâl atıldı: — Melike ne oluyorsunuz? Genç kız kendini toplamağa çalışıyor. du. Göz yaşlariyle ıslanmış olan kirpik. lerini güçlükle kaldırdı ve onun sualini duymamış gibi: — Gidecek misiniz Celâl dandı. yor gibiydi: bir kurbağa.. dak ? diye mırıl Başı genç adamın omuzuna düşmüştü, Celâl kollarının arasında tuttuğu bu in. ce vücudü süfli arzulardan uzak bir his. $in, şimdiye kadar duymadığı bambaşka bir hissin sevkiyle sıktı: — Melike artık bunlardan bâhsetmi. yelim, Yaz geceleri İstanbulu kimler eğlendiriyor ? (Baştaraf, 9 uncu sayfada) Ankara tiyatrosu, Bu istidacilı gençler, den müteşekkil heyet, zamar zaman tür. lü isimler altında çalışmış, fakat esaslı bir #aaliyet gösterememişti, Bu sene biraz daha olgun ve gayretli görüyiruz. Zeki Alpan isminde çalışkan bir genç dare ediyor. Muhtelif yazıl eserler oy. muyorlar. Mahrumiyet içinde bu kadar başarı da, bir âferin hak eder, İşte yaz geceleri, küçük O mızıkaları, mütenevvi programlarile karşımıza çıka, rak bizi eğlendirmeğe çalışan heyetler bunlar. Nusret Safa Coşkun — Bana tutununuz. Onun Kolunu tutarak kalktım. Gözle, yanaklarımdan yaş. lar süzülüyordu. €vdz ” ve odamdayım. Ba. yerinde değil, Gece hayli ilerle. miş olmakla beraber bir türlü uyuyamı. yorum. Annem, babam evdekilerin hep. si yattılar ve ben geceyle yapayalnız kal. dım. Ay dağların arasından başını uzat. mış, yaylanın derinliklerine nüfuz ede. bilmek için bol bel ışık serpiyor, Düşünüyorum, bütün bunlardan sonra babamın bü akşam söylediklerini düşü. nüyorum. Herhalde Cemil bey benimle evlenmek için bir arzusu olduğunu babama a olacak ki'o da Cemil beyin çok ağır başlı ciddi ve ince bir adam olduğunu saatler. ce söyledi durdu. Celâlle onu mukayese etti. Celâli küçüklüğündenberi tanıdığı. ni ve bu çocuğun daha o zamandan deh. şetli yaramaz olduğunu Mâve etti, Bu farkı ben de biliyorum, ben de gö. rüyorum. Cemil ince ruhlu bir insan, gü. İSTANBUL HALK zel söz söylemesini biliyor. Celâl ise çök TİYATROSU cüretkâr, bir kadına nasıl muamele edi. Konan leceğini bile bilmiyor, Fakat her şeye yere > rağmen Sana, hattâ kendime itirefa çe. Bu akşam kirdiğim halde...» zak Melike fazla bir şey yazamadı. Kale. mi. bıraktı, Gözlerinden akan bir damla Yaş satırların üstüne düşmüştü. Pence, tiyatromunda AMCA BEY 8 Perde Mişel Revüsü Ote Keti varyetesi Hane Okulte Telepati tecrübeleri Yekün....... 53 izalarına yazılan ceman «19167» lira «535 Yukarıda cins ve miktarile fiatları hi kıymetindeki inşaat malzemesi pazarlıkla tarihine rastlıyan Pazartesi günü saat el. teşekkil komisyon huzurile yapılacaktır. kısınına talib olanlar ifetları tutarına gö: ri ihtiva eden banka mektüblarile muay «4056, satın almacaktır. Pazarlık 10/7/939 4» de Uzunköprü İskân idaresinde mii , Bü malzemenin *amamma veyahud bir re YE 7,5 teminat âkçeleri veya bu mikta. yen gün ve saatte komisyona müracaat

Bu sayıdan diğer sayfalar: